Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/231 E. 2022/452 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/231
KARAR NO: 2022/452
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/10/2020
NUMARASI: 2018/734 E. 2020/576 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İcra takibine konu çek bedelinin “…, … için …’in çekine istinaden gönderilmiştir” şeklinde açıklama yazılarak 14.07.2017 tarihinde 15.000 TL ve 15.08.2017 tarihinde 20.000 TL olmak üzere ödeme yapıldığını, çek miktarından fazla miktarda para ödeyen davacının zorunlu çek bedelinin alındığını fark etmediğini, ayrıca davalının talebi üzerine gecikme faizi de olmak üzere toplam 35.000 TL ödediğini, davalının verdiği ve kendi adına kayıtlı … Bankası … İban numarasına açıkça çek bilgileri yazılarak ödeme yapıldığını, bu durumu davalının da kabul ettiğini, ödemeyi yapan …’ün de davacının ailesine ait şirketin muhasebe müdürü olduğunu, dolayısıyla davalı tarafa çek bedeli 2017 yılında ödenmiş olmasına rağmen davalının kötü niyetli olarak bedelsiz kalan senedi icraya koyduğundan, müvekkilinin bu takipten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, … Ltd Şti tarafından keşide edilen, … tarafından cirolanan, keşide yeri İstanbul olan 30/04/2017 tarihli, “… Şubesi’ne ait … numaralı çekin resmi hamili olduğunu, çekin süresi içerisinde ilgili bankaya ibraz edildiğini ve karşılığı olmadığından ödenmediğini, alacağının tahsil için borçlular aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından icra takibi başlattığını ve tüm borçlular yönünden kesinleştiğini, davacı her ne kadar takip dayanağı çek bedeli için ödeme yaptığını belirtmişse de, davacı tarafından müvekkiline her hangi bir ödeme yapılmadığını, sunulan 14/07/2017 tarihli 15,000,00 TL ve 15/08/2017 tarih 20.000,00 TL bedelli banka dekontları incelendiğinde, … isimli şahsın, … ‘e ödenmek üzere müvekkili hesabına yaptığı bir ödeme olduğunu, takibe konu olan çeke ait olduğuna dair bir kayıt mevcut olmadığını, yapılan ödemeler ile çek bedeli karşılaştırıldığında, bedellerinin farklı olduğunu, bu ödemelerin … ‘e verilmek üzere ve …’a verilmiş olan başka çeklere ilişkin olup, takip konusu çek ile hiç bir ilgisi bulunmadığını, haksız ve kötüniyetli tedbir talebinin ve davacının tüm talepleri ile huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın reddine, dava kötüniyetle ikame edildiğinden dava konusunun %20 den aşağı olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın; davacı aleyhine başlatılan takip sebebi ile borçlu olmadığının tespiti davası olduğu, Söz konusu çek incelendiğinde; keşidecisinin … Ltd. Şti olduğu, … Ltd. şti emrine, 31.800 TL bedelli 30-04-2017 tarihinde düzenlendiği, lehtar ciranta tarafından davacıya cirolandığı, davacı tarafından üstü çizili olup kim olduğu anlaşılmayan dava dışı şahsa cirolandığı, bu şahıs tarafından da davalıya cirolandığı ve bankaya ibraz edilip karşılıksız olduğu, Davacının ödeme iddiasına delil olarak ibraz ettiği …’a ait iki adet işlem dekontu incelendiğinde; davacının muhasebecisi olduğu anlaşılan … isimli şahsa ait hesaptan davalı hesabına 14-07-2017 tarihinde “… Beye …’in çekine istinaden yatırılmıştır” açıklamalı kayıt ile 15.000 ,00 TL ve yine 15-08-2017 tarihinde “… için …in çekine istinaden gönderilmiştir” açıklamalı kayıt ile çek tutarınında üzerinde ödeme yapıldığının anlaşıldığı, Davacının icra takibine konu çekteki üstü çizili şahsın ödeme dekontlarında adı geçen … isimli şahıs olduğu bu hali ile anılan çeke yönelik ödeme olduğunu, davalının söz konusu iki ödemeyi de kabul etmekle birlikte, dava konusu olmayan başkaca çeklere yönelik olduğunu savunduğu, menfi tespit davalarında kural olarak ispat yükünün davalı alacaklı üzerinde olduğu, dava kambiyo senetlerine ve bedelsizlik iddiasına dayalı ise davacı borçlunun bu durumu yazılı delillerle ispatlamak zorunda olduğu, davacının ödemesini yazılı delil ile ispat edemediği, yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine” karar verilmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı vekili Av. … tarafından ilk derece mahkemesince verilen karara karşı süresi içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurulmuş ise de, davacı vekili e-imzalı 04/03/2022 tarihli dilekçesi ile İstinaf Kanun Yolu Başvurularından feragat ettiklerini bildirmiş olup, dosya incelendiğinde, vekaletnamede “kanun yollarından feragat etmeye” yetkili ve e imzasının güvenli olduğu, tespit edilmiştir. İstinaf başvuru hakkından feragati düzenleyen HMK 349/2 maddesi uyarınca; başvuru yapıldıktan sonra feragat edilir ve dosya Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmiş ve henüz karar bağlanmamış ise, başvurunun feragat nedeniyle reddolunacağı hüküm altına alınmıştır. Davalı vekili tarafından 15/02/2022 tarihli dilekçe istinaf başvurusundan feragat edildiğinden, vekaletnamesinin incelenmesinden kanun yollarından feragat etmeye yetkili ve e-imzasının güvenli olduğu görüldüğünden, 6100 Sayılı HMK’nın 349/2. maddesi gereğince davalı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf aşamasında istinaftan feragat etmesi sebebiyle istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 349/2. maddesi gereğince REDDİNE, 2- Peşin alınan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde istinaf talebinde bulunan davacı tarafa iadesine, 3- İstinaf talebinde bulunan davacı tarafça yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, 6100 Sayılı HMK’nın 349/2 maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-a. maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17/03/2022