Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/222
KARAR NO : 2021/230
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 03/12/2020
NUMARASI : 2020/170 E. 2020/438 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 04/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile taraflar arasında imzalanan, 01.11.2016 tarihli lisans sözleşmesi kapsamında davacının 01.11.2016 – 01.11.2018 tarihleri arasında tescilli markasını davalıya “muhtelif ebatlarda taraftar çiçekleri” emtiası ile sınırlı olmak üzere kullanma hakkı tanıdığını, sürenin sonunda sözleşmenin kendiliğinden feshedilmiş sayılacağı ve fesih tarihinin 01.11.2018 olduğunun belirtildiğini, sözleşme sonunda davalının stoklarındaki malları izinsiz olarak çeşitli internet sitelerinde satışına devam ettiğinden, cezai şart alacağının tahsili için aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalının itirazı ile takibin durduğunu, 05.03.2020 tarihinde İstanbul Arabuluculuk Bürosu’na yapılan başvuruda uzlaşma sağlanamadığını, davalının dayanaktan yoksun yapmış olduğu itirazının iptalini ve alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile taraflar arasındaki sözleşme ile yetki anlaşmasında yetkili ve görevli mahkemenin Trabzon Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan davanın yetkisizlik sebebi ile reddini, talebin zamanaşımına uğradığını, davacının faiz isteminin yersiz ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin, birçok büyük küçük kurumsal şirket ile anlaşması bulunan, ticari itibarı yüksek bir şirket olduğunu, davacının bahsettiği şekilde bir eylem ve satışa girmesi ticari itibarını zedeleyeceğinden, hukuka aykırı satış yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilinin sözleşme tarihinden sonra kalan ürünleri şirketin izni ve bilgisi ile elde tuttuğunu, davacı iddialarının soyut ve mesnetsiz olup, ispat edecek delil sunamadıklarını, davacının iyiniyet ve dürüstlük kuralına aykırı davrandığını, davanın yetki, zamanaşımı ve esas yönünden reddini savunmuştur.Mahkemece; Davanın, lisans sözleşmesine aykırılığa dayalı cezai şartın tahsili istemiyle yapılan takibe vaki itirazın iptaline ilişkin olduğu, taraflar arasındaki takibe dayanak sözleşmenin “uyuşmazlıklarda yetki” başlıklı 8. maddesine göre “iş bu sözleşmeden doğacak uyuşmazlıklarda Trabzon Mahkemeleri ve İcra daireleri yetkilidir.” şeklinde düzenlendiğini, bu madde kapsamında tacir olan taraflarca yetkili mahkeme ve icra dairelerinin belirlendiğini, 6100 sayılı HMK.’nun 6/1 maddesi uyarınca genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olmakla birlikte, HMK’nun 17. maddesine göre tacirler veya kamu tüzel kişilerinin aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabileceklerini, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın, sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılabileceğini, “yetki sözleşmesinin geçerlilik şartları” başlıklı 18/1 maddesinde belirtilen, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hâllerinin bulunmadığını, geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şartına uygun olduğunu, taraflar arasında düzenlenen lisans sözleşmesinin 8. Maddesinin yetki sözleşmesi niteliğinde olduğunu, HMK 17 maddesi kapsamında Trabzon mahkemelerinin yetkisinin kesin yetki niteliğinde olduğundan, her aşamada ileri sürülebileceğini, icra takip dosyasında ileri sürülmemesinin mahkemenin yetkisine yapılan itiraza etkisi bulunmadığından, davalının yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın talep halinde sözleşme kapsamında belirlenen yetkili Trabzon Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla) gönderilmesine, harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemece dikkate alınmasına, karar vermiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; Mahkemece verilen yetkisizlik kararında vekalet ücretine hükmedilmediğini, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/1. maddesindeki; “Görevsizlik veya yetkisizlik sebebiyle dava dilekçesinin reddine, davanın nakline veya davanın açılmamış sayılmasına ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar karar verilmesi durumunda Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, ikinci kısmın ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez.” şeklindeki düzenleme ve HMK m. 355 hükmü gereğince re’sen göz önüne alınacak nedenler ile yargılama sırasında oluşacak durumlar gözetilerek; İstanbul 2. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 03.12.2020 gün, 2020/170 Esas ve 2020/438 sayılı kararının vekalet ücreti konusunda kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talebi doğrultusunda vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı taraf yetkisizlik kararı verilmesine rağmen, müvekkili lehine ücreti vekalete hükmedilmediğini iddia etmiş ise de; HMK 323/1-ğ maddesi uyarınca, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücreti yargılama gideri olup, esastan sonuçlanmayan dava giderlerini düzenleyen HMK 331/2 maddesi ” Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme, dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum eder,” düzenlemesi uyarınca, görevsizlik ve yetkisizlik kararları davayı sonuçlandıran kararlardan olmadığından nihai karar olmadığından, yasal süresi içinde talep halinde yetkili mahkemeye gönderilerek yargılamaya devam edilildiğinde yetkili mahkemece, gönderme talebi olmadığında kararı veren mahkemece 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi uyarınca dosya re’sen ele alınarak açılmamış sayılmasına karar verilip davalı vekiline ücret takdir edileceğinden, mahkemece vekalet ücretinin yetkili mahkemece dikkate alınmasına, karar verilmesinde isabetsizlik olmadığından, istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 03/12/2020 tarih ve 2020/170 E. 2020/438 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4- Davalı taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,6- Karr tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-c. maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/03/2021