Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/178 E. 2021/244 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/178 Esas
KARAR NO: 2021/244
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/03/2019
NUMARASI: 2018/752 E., 2019/261 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Finansal Kiralamadan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde: Taraflar arasında finansal kiralama sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme kapsamında bir adet pamuk toplama makinesinin kiralanarak davalıya teslim edildiğini, davalı tarafın sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ödemeyerek temerrüde düştüğünü, bunun üzerine Beyoğlu …. Noterliğinden borçların 60 gün içerisinde ödenmesi, aksi takdirde sözleşmenin feshedileceği hususunda ihtarname gönderildiğini, ihtarnamede aynı zamanda kiralanan malların müvekkili şirketin kanuni ikametgahından teslim etmek üzere hazır bulundurmalarının da ihtar edildiğini, söz konusu ihtarnamenin 21.05.2018 tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiğini, borçların 60 günlük süre içerisinde ödenmediğini, bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini beyan ederek, sözleşmeye konu malların teslimine, aynen tesliminde fiili imkansızlık olduğu takdirde, mal bedelinin borcun doğduğu tarihten itibaren sözleşmede belirlenmiş olan temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir.İlk Derece Mahkemesi kararında; Davalı şirket adına çıkartılan tebligatın ihtar tarihinin 17.05.2018 olmasına rağmen tebliğ şerhinde 21.03.2018 tebliğin evde olmaması sebebiyle aynı evde ikamet eden eşi … tebliğ edildiği, sözleşmede kefil olarak yer alan şirket ortakları … yapılan tebligatın aynı evde yakını … tarihsiz olarak, diğer şirket ortak ve yetkilisi … 21.03.2018 tebliğ tarihli ve yakını … tebliğ yapılmış olduğu, Tebligat Kanunu’na göre tüzel kişiye yapılması gereken tebligatın usulüne uygun olmadığı, usulsüz tebliğ olduğu, usulsüz tebliğde ise öğrenme tarihinin dikkate alınacağı oysa yapılan tebligatlarda bir öğrenme tarihinin tespit edilemediği, karşı bir beyanla bir öğrenme tebliğine ulaşılamadığı, usulüne uygun ihtar ve bekleme sürelerini içermeden açılan davacının davasının dinlenebilir nitelikte olmadığı, bu nedenle de usulsüz tebligatlardan dolayı davalının temerrüdünden bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davasının reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Davalı tarafa göndertilen ihtarnamenin 21.05.2018 tarihinde davalıya usûlüne uygun olarak tebliğ edildiğini, zira ihtarnamenin kiracının sözleşmede belirtilen adresine yapıldığını, sözleşmenin 50.maddesi, 6361 sayılı Finansal Kiralama Kanununun 33.maddesi yollamasıyla İİK’nun 68/b maddesine göre bu şekilde yapılan tebligatın usûlüne uygun olduğunu, bu nedenle davalının temerrüde düştüğünü, Mahkeme kararının gerekçesinde; Kefillere yapılan tebligattan da bahsedildiğini, oysa kefillerin davanın tarafı olmadığını beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, finansal kiralama sözleşmesi kapsamında davalıya teslim edilen malın iadesi, aksi taktirde bedelinin tahsili talebine yöneliktir.Uyuşmazlık; Sözleşmeden kaynaklanan borcun ödenmediği gerekçesiyle davacı tarafından keşide edilip davalıya gönderilen ihtarnamenin usûlüne uygun tebliğ edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.Taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesinin ”kiracının tebligat tarzına uyma yükümlülüğü” başlıklı 33.maddesi ” Kiracı ve Kefiller, işbu sözleşmede yer alan hususların yerine getirilmesi ve Kiralayan tarafından kendilerine gerekli tebligatın yapılabilmesi için bu sözleşmede isim ve unvanları yanında belirtilmiş adresleri kanuni yerleşim yeri ittihaz ettiklerini, belirtilen yerde adres yazılmaması halinde Ticaret Sicil Dosyalarındaki son adreslerinin veya Kiralayan tarafından son olarak herhangi bir bildirim gönderilen adreslerinin, muhtarlıkta kayıtları bulunmasa bile yasal yerleşim yerleri olduğunu, ileride diğer bir mahalli kanuni yerleşim yeri ittihaz edecek olurlarsa, bu yeni adresi derhal noter aracılığı ile Kiralayan’a bildirmeyi, bildirmedikleri takdirde bu sözleşmede yazılı ya da yukarıda yer alan adreslerine ya da kayıtlı elektronik posta adreslerine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7a, 10. ve devamı hükümlerinde yer alan usule göre gönderilecek her türlü tebligatın, kendilerine tebliğ edilmiş sayılacağını kabul ve taahhüt ederler…” şeklindedir. 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu 33. maddesi son fıkrasında da “Kiracının bu Kanunda belirtilen süreler içinde borcunu ödememesinden dolayı kiralayan tarafından noter aracılığıyla kiracıya gönderilen fesih ihtarnameleri hakkında 2004 sayılı Kanunun 68/b maddesi hükümleri uygulanır.” denilmektedir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu 68/b maddesinde ise, “Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi hâlinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi hâlinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır.” denilmektedir. Somut uyuşmazlıkta, fesih ihbarnamesinin 21.03.2018 tarihinde aynı konutta ikamet eden …imzasına tebliğ edildiği, tebligatta yer alan adresin İstanbul olduğu, sözleşmedeki adresin ise Şanlıurfa olduğu, tebligatta yer alan adres ile sözleşmedeki adreslerin aynı adres olmadığı, kaldı ki tebligatı alan kişinin şirket yetkilisi ya da şirket adına tebligatı almaya yetkili kişi olduğuna dair dosyaya yansıyan bir delilin bulunmadığı gibi tebligatın yapıldığı adresin değiştirilen ve değişikliğin bildirildiği adres olduğuna dair bir delilin de bulunmadığı, yukarıdaki sözleşmesel ve yasal düzenlemelerle sabit olduğu üzere, şirket adına yapılan tebligatın, sözleşmedeki adrese yapılmayarak usûlsüz olduğu, adres değişikliğine ilişkin bir bildirim bulunmadığı gibi tebligatı alan kişinin de yetkili olduğuna dair bir delilin bulunmadığı, bu nedenle davalının temerrüde düştüğünün kabul edilmeyeceği, feshe bağlanan sonuçların gerçekleşmeyeceği, dolayısıyla mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/03/2019 tarih ve 2018/752 E., 2019/261 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 59,30 TL maktu istinf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerinde BIRAKILMASINA,5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 04/03/2021