Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1655 E. 2022/14 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1655 Esas
KARAR NO: 2022/14
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/10/2021
NUMARASI: 2021/76 E. – 2021/754 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/01/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … A.Ş. ile davalı … İnş. … Ltd. Şti. firmasına … Sayılı Finansal Kiralama ve Finansman Şirketler Kanunu çerçevesinde yapılan T.C. Beşiktaş …Noterliği’nin 21/12/2010 tarih ve … yevmiye numaralı … nolu, T.C. Beşiktaş … Noterliği’nin 20/01/2011 tarih ve … yevmiye numaralı … ve … nolu, T.C. Beşiktaş … Noterliği’nin 25/05/2011 tarih ve … yevmiye numaralı … nolu, T.C. Beşiktaş … Noterliği’nin 20/10/2011 tarih ve … yevmiye numaralı … nolu Düzenleme Şeklinde Finansal Kiralama Sözleşmesi ve T.C. Beşiktaş … Noterliği’nin 05/04/2012 tarih ve … yevmiye numaralı … nolu Düzenleme Şeklinde Finansal Kiralama Sözleşmesi ve T.C. Beşiktaş … Noterliği’nin 27/05/2013 tarih ve … yevmiye numaralı … nolu Düzenleme Şeklinde Finansal Kiralama Sözleşmesi T.C. Beşiktaş …Noterliği’nin 04/07/2013 tarih ve … yevmiye numaralı … nolu Düzenleme Şeklinde Finansal Kiralama Sözleşmesi ve T.C. Beşiktaş … Noterliği’nin 27/08/2013 tarih ve … yevmiye numaralı … nolu Düzenleme Şeklinde Finansal Kiralama Sözleşmesi (FKB tarafından 11/08/2016tarih E…Tescil no.lu) ve T.C. Beşiktaş …Noterliği’nin 05/08/2016 tarih ve … yevmiye numaralı (FKB tarafından 11/08/2016 tarih E … tescil no. ile onaylı) finansal kiralama tadil sözleşmesi ve FKB tarafından 28/11/2018 tarih E … tescil no. İle onaylı finansal kiralama tadil sözleşmesi ve Finansal Kurumlar Birliğince 11.09.2019 tarih ve E … Tescil no.lu Finansal Kiralama Tadil Sözleşmesi akdedildiğini, Sözleşme gereğince kiralamaya konu malların şirkete teslim edildiğini, şirket tarafından kullanılmaya başlandığını , ancak borçlu sözleşmeden ötürü ödemesi gereken 27.08.2020 tarihi itibarı ile aylık 188.267,03 TL kira bedeli ve 05.08.2019 tarihinden 193.774,38 TL sigorta bedeli olmak üzere ve devam eden tüm taksitleri ödemediğini, müvekkili şirket tarafından Beyoğlu … Noterliği’nden, 31.08.2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiğini, İhtar ile kira bedellerinin ödenmesi, aksi halde akdin feshi gerçekleşeceğinden, 60 günlük yasal sürenin bitiminden sonra 3 gün içerisinde, mülkiyeti müvekkil şirkete ait olan, finansal kiralamaya konu malların müvekkil şirkete iadesinin talep ve ihtar edildiğini, Söz konusu Beyoğlu … Noterliği’nden, 31.08.2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinden sonra yasanın belirlediği ve sözleşmede belirtilen süreler içinde kiralama borcu ödenmediği gibi kiralama konusu mallar müvekkile iade edilmediğini, Davalı firmanın konkordato sürecinde olduğunu, bu sebeplerle 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu 31 ve devamı maddesi akdedilen sözleşmenin 29-36-42 v.d. maddeleri gereğince müvekkilinin sözleşmeyi feshederek fesih hakkını kullandığını, belirterek Davalının kötüniyetli davranışları sebebiyle, malları kaçırmak ve yasaya aykırı şekilde tasarrufta bulunmasına engel olacak şekilde, finansal kiralama konusu, sözleşme ekinde bulunan dilekçesinin 2. maddesinde belirtilen, mülkiyeti müvekkili şirkete ait malların bulunması gereken adreste veya gösterilecek diğer adreslerden alınarak kiralayan müvekkiline teslim edilmesi hakkında tensip ile birlikte, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 42/b maddesi gereğince teminatsız olarak, ihtiyati tedbir kararı verilmesini , davalı tarafından iade edilmesi gereken sözleşmeye konu malların aynen iadesine karar verilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili … Ltd. Şti. Vekili 24.03.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; 6098 Sayılı TBK.147. maddesinde “Aşağıdaki alacaklar için beş yıllık zamanaşımı uygulanır: 1. Kira bedelleri, anapara faizleri ve ücret gibi diğer dönemsel edimler.” maddesine göre Davaya konu talebin zamanaşımına uğradığından, zamanaşımı sebebiyle davanın reddi gerektiğini, TMK 684/2 “Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur. Bütünleyici parça, yerel âdetlere göre asıl şeyin temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmayan parçadır.” İşbu durumda kurgusal olarak hazırlanan davanın makul süre ve hukuki yarar ilkeleri gözetilerek reddi gerektiğini, Davacı tarafın iddialarının somut bir delile dayanmayıp soyut iddialardan ibaret olduğunu, müvekkiline 31.08.2020 tarihinde gönderilen ihtarname bilgileri ile dava konusu finansal kiralama sözleşmeleri, yapılandırmaya konu olan sözleşme bilgilerinin birbirini doğrulamadığını, Müvekkili şirketin, işlerinin bozulması sebebi ile iflas sürecine girdiğini, davanın derdest olduğunu, müvekkili aleyhinde,6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’a dayanılarak açılan takipler de dâhil olmak üzere herhangi bir takip başlatılamayacağını, daha önce başlatılan takiplerin düşeceğini, dolayısıyla zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin iflas erteleme süresi boyunca işlemeyeceğini ,müvekkili aleyhine başlatılan dava dosyalarının da işleme alınmayacağını, davacı tarafından açılan davanın hukuki olarak yararı bulunmadığını, ihtiyati tedbir kararına konu malların “asli niteliğe” haiz olmayan bütünleyici parçalar olmaları sebebiyle, el konulmaları mümkün olmadığını, dava konusu malların asli niteliklerini korumamaları sebebiyle finansal kiralama sözleşmesinin konusunu oluşturamayacaklarını, bu durumun davacının malumunda olduğunu, davacının dürüstlük kuralına aykırı şekilde ileri sürdüğü iddialar sonucu gerçekleşen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, İhtilaf konusu asansörler ve diğer ekipmanların imalatının iş bu davanın ikame edilmesinin çok öncesinde tamamlandığını, bahse konu malların binaların bütünleyici parçası haline geldiğini, bahse konu projede kat irtifakı ve kat mülkiyeti kurulduğunu, belirterek ; Davacı finansal kiralama şirketinin davacı kiralayanın 6361 sayılı Kanunun m.31/f.3 hükmünden yararlanamayacağı ve HMK m. 389 uyarınca ihtiyati tedbirin şartlarının mevcut olmadığı nazara alınarak, itirazlarımızın kabulü ile Mahkemeniz ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, … Şirketi tarafından haksız ve mesnetsiz açılan davanın usulden ve esastan reddine,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı yanında Asli Müdahale talep eden … AŞ vekili 08/03/2021 tarihli dilekçesinde özetle; Dava konusu malların finansal kiralamaya konu edilemeyeceğini, davacının 6361 sayılı kanuna dayalı geri alım davasının hukuka aykırı olduğunu, buna dayalı verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, Somut olayda, finansal kiralama sözleşmesindeki kiracının aynı zamanda müvekkil şirketi ile akdettiği gelir paylaşımı sözleşmesine göre yüklenici sıfatının bulunduğunu, bu kapsamda sözleşmede tanımlanan yerde ve sözleşmede belirtilen şekilde imalat yapmayı taahhüt ettiğini, finansal kiralama konusu malların yolcu asansörü olup, bu durum gözönüne alındığında hayatın olağan akışı içinde bir binaya monte edilerek kullanılacağının herkes tarafından bilinebileceğini, basiretli bir tacir olarak hareket etmesi gereken finansal kiralama şirketinin asansörlerin kiracı şirketin zilyetliğinde bulunmadığını veya bulunmasının mümkün olmadığını da bildiğini Mahkemece verilen tedbir kararının Finansal kiracı şirketin sözleşmedeki adresinde uygulanamadığını, finansal kiralama sözleşmesine göre üçüncü kişi konumunda olan müvekkil … A.Ş. tarafından imal ettirilen ve bedeli ödenmiş, geçici ve kesin kabulleri yapılmış … Projesinde infaza konulduğunu, Finansal kiralama sözleşmesine ve ihtiyati tedbire konu asansörlerin 11/06/2016 tarihli İnşaat İlerleme Durum Tespit Tutanağından anlaşılacağı üzere; tüm bloklarda montajının tamamlandığını, binadaki bağımsız bölüm malikleri veya kiracıları tarafından kullanıldığını, Bir eşya üzerindeki ayni haklar, o eşyanın başka bir eşyanın bütünleyici parçası haline gelmesi ile sona ereceğini, Başka bir ifadeyle asıl eşyanın maliki bütünleyici parçanın da maliki olacağını, Somut olayda, finansal kiralama konusu asansörlerin bina ile maddesel olarak sıkı bağlantısının bulunduğunu, binanın temel unsuru haline geldiğini, Asansörlerin, bloklardaki bağımsız bölüm maliklerinin… sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamında kullandığı ve birlikte malik oldukları ortak alan olarak değerlendirilmesi gerektiğini , finansal kiralama sözleşmeleri bütünleyici parça kapsamında ancak tapu siciline şerh verilmesi halinde iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülebileceğini, finansal kiralama sözleşmesinin konusu asansörler taşınmazın bütünleyici parçası olduğundan taşınmaz mallara ilişkin sözleşmeler gibi taşınmazın bulunduğu tapu kütüğünün şerhler hanesine kaydedilmesi gerektiğini, Somut olayda iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olan … A.Ş.’nin, tapu kaydının şerhler hanesine belirtme verilmeyen, kiralayan/ finansal kiralama şirketi veya kiracı/ yüklenici tarafından bildirim yapılmaması sebebiyle finansal kiralama sözleşmesinden haberdar olmasının beklenemeyeceğini, özellikle bağımsız bölüm maliklerinin, o konut veya iş yerini satın almadan önce tapu sicilinden satın aldığı bağımsız bölümün bulunduğu binadaki veya bloktaki asansörlerin finansal kiralama konusu olduğunu bilmesi gerektiği ancak tapu sicilinde bu yönde bir şerh olmaması sebebiyle bildiğinin veya bilmesi gerektiğinin ileri sürülemeyeceğini, bu sebeple artık iyiniyetinin korunacağını, 2010 -2013 tarihleri arasında yapılan 8 adet finansal kiralama sözleşmelerinin 05/08/2016 tarihli fesih taahhüdünün kabulü ile iki şirket arasında sonlandırılmış ancak 05/08/2016 tarihli Tadil Sözleşmesi ile yeni bir sözleşme imzalanmış ve söz konusu sözleşme en erken 11/08/2016 tarihinde FKB tarafından tescil edilmiş olduğu görülmekte olup, 6361 sayılı Kanunun 22/5 maddesi kapsamında 11/08/2016 tarihinden önce müvekkili şirket tarafından hakediş kapsamına alınan dava konusu mallara ilişkin müvekkili şirketin iyi niyetli üçüncü kişi olarak ayni hak iktisabının korunması gerektiğini belirterek ; İhtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, asli müdahale talebimizin kabulüne, belirsiz alacak olarak açtığımız dava konusu malların müvekkil Şirkete aidiyetinin tespitine, … Şirketi tarafından ikame edilen Mahkemenizin … E. Kayıtlı geri alım davasının reddine ,Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı yanında Feri müdahale talep eden … ve … Keskin vekili 09/03/2021 tarihli dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin, … Gayrimenkul … A.Ş. mülkiyetindeki arsa üzerinde …. A.Ş.-…Ltd. Şti. Ortak Girişimi tarafından 11.08.2010 tarihli, İstanbul … Noterliği’nin … yevmiye no.su ile tasdikli, “İstanbul Ümraniye …. Etap Arsa Satışı Karşılığı Gelir Paylaşımı İşi’ne ait sözleşme kapsamında geliştirilen Sarphan … Projesi … blok … numaralı bağımsız bölümü diğer iki hissedarla birlikte Kadıköy … Noterliği’nin 06.12.2011 tarih ve … yevmiye sayılı işlemi ile akdedilen “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi” ile satın alındığını, mezkur sözleşmeyi satıcı sıfatıyla …Konut vekili olarak davalı-yüklenici temsilcisi vekaleten imzalandığını, Müvekkili … 22.12.2016 tarihinde huzurdaki davalı-yüklenici yetkilisi ile birlikte satın aldığı bağımsız bölümün teslim alındığını, Davalı-yüklenici yetkilisi asansörlerin finansal kiralama yöntemiyle alındığına dair müvekkiline herhangi bir bilgi vermediğini, anılan sözleşmede veya satış bilgi formunda böyle bir bilgi yer almadığını, Hiç bir aşamada asansörlerin içinde veya üzerinde de finansal kiralamaya ilişkin herhangi bir bilgiye yer verilmediğini, 25.12.2017 tarihinde müvekkilleri adına tapu devri gerçekleştirildiğini, Finansal kiralamaya ilişkin tapu kütüğünde de herhangi bir şerh veya kayda rastlanmadığını, Müvekkillerinin iyiniyetli 3. kişi olarak daireyi ve ortak alanları satın alındığını, asansör bakım ve sigorta ödemelerinden hisselerine tekabül eden miktarları da günü gününe site yönetiminin hesabına yatırıldığını, Bir eşya üzerindeki ayni haklar, o eşyanın başka bir eşyanın bütünleyici parçası haline gelmesi ile sona erer.Somut olayda, finansal kiralama konusu asansörlerin bina ile maddesel olarak sıkı bağlantısının bulunduğunu … Şirketi tarafından … Şirketi aleyhine ikame edilen 6361 sayılı Kanun kapsamında geri alım davasına karşı müvekkillerinin mülkiyet hakkının ihlal edilmesi sebebiyle asli müdahil yanında fer’i müdahale talebinde bulunduklarını, Dava konusu malların finansal kiralamaya konu edilemeyecek mallar olup, davacının … sayılı kanuna dayalı geri alım davası hukuka aykırıdır. buna dayalı verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması , davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı yanında Feri müdahale talep eden … vekili 09/03/2021 tarihli talep dilekçesinde özetle; Müvekkili asli müdahale talebinde bulunan … A.Ş. ile …. A.Ş …. Ltd. Şti. Ortak Girişimi arasında akdedilen İstanbul … Noterliği’nin 11.08.2010 tarihli, … yevmiye numaralı “İstanbul Ümraniye …. Etap Arsa Satışı Karşılığı Gelir Paylaşımı İşi” Sözleşmesi kapsamında (Sonrasında … Şirketinin muvafakati ile … Şirketi bahsi geçen bu ortak girişimden çıkmış ve yerine … Ltd. Şti. dahil olmuştur.) inşa edilen Sarphan … Projesinde kain … Blok, … Numaralı bağımsız bölüm maliki olduğunu, Müvekkili bahse konu sözleşmede yüklenici sıfatıyla yer alan … Ltd. Şti. hakkında iflas kararı verilmesi ve işin Nam-ı Hesap Komisyonu marifetiyle bitirilmesi vb. Sebeplerle yeterince mağduriyet yaşadığı düşünmekte iken bugün itibariyle, hali hazırda oturumun ve yaşamın başladığı projeye hacze gelindiğini ve İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü … Tal. dosyası kapsamında … Ltd. Şti. İle davacı arasında akdedilen Finansal Kiralama Sözleşmesi uyarınca asansör ve sair bir kısım ekipmanların sökülerek alınacağının bildirildiğini öğrendiğini, Davalının müvekkilin maliki bulunduğu bağımsız bölümünün yer aldığı projede kullanılan ihtiyati tedbir kararına konu malların işletme finansmanının bir unsuru olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı ve davalıya hali hazırda hakedişlerle bedeli ödenen ve projenin ayrılmaz bir parçası haline gelen bu malların finansal kiralama sözleşmesinin konusunu teşkil edemeyeceğini, bahse konu mallar işletme yahut yatırım finansmanına hizmet eden makine ve ekipmanlar olmayıp, sözleşme konusu imalatlara dahil eden malzemeler olduğunu, Bir binanın inşası sırasında kullanılmak suretiyle o binanın bütünleyici parçası haline gelecek nitelikte malların asli niteliği bozulmadan iadesinin mümkün olmadığı hallerde anılan malların finansal kiralama sözleşmesinin konusunu oluşturamayacağını, bahse konu sözleşmenin finansal kiralama sözleşmesi olarak nitelendirilmesinin ve bu kapsamda davacı kiralayanın 6361 sayılı Kanunun m.31/f.3 hükmünden yararlanması mümkün olmadığını, ihtiyati tedbir kararına konu malların “asli niteliği” haiz olmayan bütünleyici parçalar olmaları sebebiyle, el konulmalarının mümkün olmadığını, davacı finansal kiralama şirketinin hangi sözleşmeye dayalı olarak söz konusu malların iadesini talep ettiği sari olmamakla birlikte… Birliği’ne yapılan tescillerin malların asli müdahale talebinde bulunan … A.Ş. Tarafından iktisap tarihinden çok sonra olduğu sabit olduğunu, Bu sebeple iyi niyetli iktisabın korunması gerektiğini belirterek ; Müvekkilin sarih menfaatleri nazara alınarak asli müdahale talebinde bulunan … A.Ş. Yanında feri müdahil olarak davanın kabülüne, Davacı finansal kiralama şirketinin davacı kiralayanın 6361 sayılı Kanunun m.31/f.3 hükmünden yararlanamayacağı ve HMK m. 389 uyarınca ihtiyati tedbirin şartlarının mevcut olmadığı nazara alınarak, itirazlarının kabulü ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, … Şirketi tarafından ikame edilen Mahkemenizin 2021/76 E. Kayıtlı geri alım davasının reddine , Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı yanında Feri müdahil talebinde bulunan … Yönetim vekili 16/04/2021 tarihli talep dilekçesinde özetle; … Projesi; … A.Ş. ile Davalının da dahil olduğu Ortak Girişim tarafından 10.08.2010 tarihli “İstanbul Ümraniye … Etap Arsa Satışı Karşılığı Gelir Paylaşımı İşi’ne ait sözleşme kapsamında gerçekleştirildiğini, Gelir Paylaşım Sözleşmesi ile Yüklenici sıfatını haiz Davalı ile … Ltd. Şti., Sözleşme’nin 3. maddesinde belirtilen iş, işlem ve yükümlülükler ile altyapı ve çevre düzenleme işlerini yapmayı ve üretilen bağımsız bölümlerin satış ve teslimini üstlendiğini, davaya konu asansörler ve diğer ekipmanlar kat mülkiyeti kanunu’nun (“kmk”) 4. maddesinde emredici hükümle “ortak yerler” olarak belirlenmiş olup mülkiyeti kat maliklerine ait olduğunu, Site yönetimi ile ilgili yasal hükümler ve site ortak alanlarına dair düzenlemeler 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamında yer aldığını, Kanunun “Tarifler” başlıklı ikinci maddesinde yer alan tanıma göre ortak alan “Ana gayrimenkulün bağımsız bölümleri dışında kalıp, korunma ve ortaklaşa kullanma veya faydalanmaya yarayan yerlerin ortak yer olarak belirlendiğini, Site yönetiminin 2017 yılında kurulmuş olmakla birlikte finansal kiralamaya konu edilen asansörlerin kesin kabülleri 14.09.2018 tarihinde kesin kabul komisyonu tarafından gerçekleştirilmiş olup müvekkil site yönetimi’nin site yönetim faaliyetini gerçekleştirdiği projeye mütemmim cüz olarak montajı tamamlandığını, Müvekkili Site Yönetimi olarak, … sitesinde kat maliklerinin mülkiyetinde olan ve ortak alan sıfatını haiz asansörlerin Finansal Kiralama Sözleşmesi çerçevesinde iadesinin talep edildiği huzurdaki davada asli müdahil olarak kabul edilen … A.Ş.’nin yanında, feri müdahil olarak davalara kabulü ile davacının davasının reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince; “Finansal kiralama konusu asansörlerin 4 ve daha fazla katlı … Projesi ndeki binalara montajlandığı, 4721 sy TMK nun 684 md gereğince bu binaların bütünleyici parçası (mütemmim cüz’ü) haline geldiği, bütünleyici parçalar olmaları sebebiyle bağlı bulundukları bina ile birlikte el konulabileceği, binadan ayrı olarak el konulmasının ve aynen iadeye konu olmasının mümkün olmadığı sabittir. Asansörlerin bulunduğu binaların da finansal kiralamanın konusu olmadığı sözleşmeler ile sabittir. Davacı kiralayan … AŞ … sayılı Kanunun 22/5 maddesi kapsamında … tescil ve onay tarihinden önce asli niteliğini kaybederek, binaların bütünleyici parçası (mütemmim cüz ü) haline gelen dava konusu asansörlerin aynen iadesini istemeyecektir. Bu sebeple davacının aynen iade istemine dair (dava dilekçesindeki talebi ile bağlı olarak) davanın reddine” karar verilmiştir. Asli Müdahil … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Asıl dava ile asli müdahale davalarının birbirinden ayrı ve bağımsız davalar olduğundan mahkemece her bir dava hakkında infazı kabil ayrı ayrı hüküm tesis edilmesi gerekirken asli müdahale davaları hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi sebebiyle ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353.maddesinin 1/a-6 maddesi gereğince kaldırılması gerektiğini, -Tüm dosya münderecatı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; uyuşmazlığa konu asansörlerin … projesi projesindeki taşınmazlara monte edilmesiyle taşınmazların bütünleyici parçası haline geldiği, bu sebeple asansörlerin eşya niteliğini yitirdiği, eşya niteliğinin kaybı ile asansörler üzerindeki finansal kiralama şirketine ait ayni hakların sona erdiği tespit edilmiş olup, asli müdahale davaları kapsamında dava konusu malların müvekkil şirkete aidiyetinin tespitine karar verilmesi gerektiğini, asli müdahale davaları hakkında olumlu-olumsuz bir karar tesis edilmediğinden asli müdahale davası kapsamında finansal kiralama sözleşmesine konu asansörlerin müvekkili şirkete aidiyetinin tespitine karar verilmesine, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde; asli müdahale davası hakkında olumlu-olumsuz bir karar tesis edilmediğinden İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/76 Esas, 2021/754 Karar sayılı, 07/10/2021 tarihli kararının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Duruşma yapılmadan verilecek kararlar” başlıklı 353.maddesinin 1/a-6 maddesi gereğince esası incelenmeden kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Yerel mahkemece yapılan araştırmaların yeterli olmadığını ve alınan raporun da yeterli olmadığını, Türk Medeni Kanunu’nun bütünleyici parçayı (mütemmim cüz) düzenleyen 684. maddesi, eklentiyi (telerruat) düzenleyen 686. ve 687. maddelerindeki hükümler de dikkate alınmak suretiyle; inşaat mühendisi, makina mühendisi ve hukukçu (bütünleyici parça- eklenti arasındaki farklar konusunda bilgi ve ehliyet sahibi) bilirkişiden oluşacak yeni bir bilirkişi heyetine inceleme yaptırılarak, davaya konu asansörün üzerinde bulunduğu taşınmazın (otelin) bütünleyici parçası veya eklentisi olup olmadığının tespit edilmesi, bu hususları gösterir hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor alınması, bundan sonra dosyadaki diğer bilgi ve belgeler de dikkate alınarak uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme neticesinde yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığına ilişkin Yargıtay kararları bulunduğunu, -Kanunun finansal kiralayana FKFFTFŞK m. 22/5 hükmü ayrıca şu imkânı getirmektedir; “5) Tescil veya şerhten sonra, üçüncü kişilerin finansal kiralama konusu mal üzerindeki ayni hak iktisapları kiralayana karşı ileri sürülemez.” Bu özel hüküm, sadece iyiniyetle iktisabı kaldıran ve böylece kiracının tasarruf yetkisi eksikliğini gideren bir etkinin ötesinde; “üçüncü kişi kanunen geçerli şekilde kiralanın mülkiyetini kazanmış olsa bile kiralayanın sona eren sözleşmeye dayanarak ondan iade isteyebileceğini, onun bu mülkiyet hakkını kiralayanın iade talebine karşı ileri süremeyeceğini” düzenlediğini, dolayısıyla bu hükmün, üçüncü kişinin bütünleyici parça kurallarına göre kiralanın mülkiyetini iktisap etmesine gerçekte bir istisna getirmediğini, tam tersine; bu hüküm esasen üçüncü kişinin kiralayanın izni ve kiracının yetkisi olmaksızın kiralanın Mülkiyetini iktisap ettiği (maliki olduğu) durumlar için getirildiğini, dava konusu uyuşmazlıkta Medeni Kanun 684. Madde genel hüküm, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman Ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu özel hükümleri içerdiğini, -Bilirkişinin, Finansal Kurumlar Birliğinin faaliyete başlamamasından dolayı sözleşmelerin özel sicile tescil edilmediği bilgisinin yanlış olduğunu, -6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman Ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu 22. Maddesi uyarınca; taşınmaz mallara ilişkin sözleşmelerin taşınmazın bulunduğu tapu kütüğünün şerhler hanesine, kendilerine mahsus özel sicili bulunan taşınır mallara dair sözleşmeler bu malların kayıtlı oldukları sicile tescil ve şerh olunur ve kiralayan tarafından ayrıca Birliğe bildirilir. İş bu davaya konu malların taşınmaz değil taşınır mallar olduğunu, yani finansal kiralamaya konu malların taşınmaza konulan taşınır mallar olduğunu, taşınır malların tapuya şerh edilebilmesi için ise bir takım hususların bir araya gelmesi gerektiğini, öncelikle bir taşınır malın bütünleyici parça mi eklenti mi olduğu durumunun dikkate alınması gerektiğini, eklenti olması halinde eklentili malın malikinin kiralananı devralırken iyi niyetinden bahsedilemeyeceğini, çünkü 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman Ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu 22./2 ve 3. Maddeleri Finansal Kurumlar Birliği tarafından tutulan sicilin herkese açık olduğu ve hiç kimse sicildeki kaydı bilmediğini ileri süremeyeceğini, -Müvekkili şirketin, dilekçelerin 2. Maddesi incelendiğinde görüleceği üzere sadece asansör leasingi yapmadığını, Dış Cehpe Temizleme ekipmanları, solar paneller, vrf sistemleri ve üniteler vs, Bir çok ekipman leasinglendiğini, Yerel Mahkemenin dış cephe temizleme makinası ile asansörleri aynı değerlendirmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, tüm sebeplerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı istinaf istemlerine yönelik yapılan incelemede, öncelikle dava konusu malların bütünleyici parça olup olmadığı hususundaki uyuşmazlığın çözülmesi gerekmektedir .TMK’nun 684. maddesine göre”Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur. Bütünleyici parça, yerel âdetlere göre asıl şeyin temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmayan parçadır.” Asıl şeyle mütemmim cüzü arasındaki bağlılık yalnız fiziki değil aynı zamanda fonksiyoneldir. Şöyle ki mütemmim cüz sayılan şey , asıl şeyden ayrıldığında , asıl şey fonksiyonunu önemli ölçüde yitirecekse , bunlar fiziki bakımdan hiçbir hasar veya değişikliğe uğramasa bile, mütemmim cüz ilişkisi bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim , bir kısım Yargıtay içtihatlarında kalorifer kazanı, hidrofor, asansör gibi mahcuzların mütemmim cüz olarak kabul edildiği, söz konusu içtihatların bir kısmında kalorifer ve hidroforun haczedilmesi halinde taşınmazın ısınma sisteminin ortadan kalkacağı ve ondan istifadenin mümkün bulunmayacağının açık olduğu hususunun vurgulandığı, yine asansör olmadan katlara ulaşmanın ve binadan istifadenin mümkün bulunmayacağının açık olduğunun belirtildiği görülmüştür. (Söz konusu içtihatların özeti Prof. Dr. … ’nun … adlı eserinin 2. baskısının 440. sayfasında mevcuttur.) Bu durumda fonksiyonel bağlantıya da önem verildiği değerlendirilmiştir. Ayrıca 02/11/1985 tarih ve 18916 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nin 45. maddesine göre kat adedi 4 ve daha fazla binalarda asansör yapımı zorunlu tutulmuştur. Bu tip binalarda asansör ve eklentileri binada bulunması zorunlu ve ve binanın esaslı unsurlarındandır. O halde asansör ve eklentileri 4721 sayılı Kanunun 684. maddesi gereğince taşınmazın bütünleyici parçası olup, bu konudaki yeniden rapor alınmasına yönelik istinaf isteminin reddi gerekmektedir. Ancak dava konusu yapılan leasing sözleşmesinde konunun sadece asansör olmadığı, Dış Cehpe Temizleme ekipmanları, solar paneller, vrf sistemleri ve üniteler vs. ürünlerin de bulunduğu ve bu konuda raporda bir açıklık bulunmadığı gibi, Mahkemece bu ürünler yönünden de gerekçe bulunmadığı ayrı bir karar oluşturulmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; öncelikle finansal kiralama sözleşmesine konu malların ayrı ayrı tespiti yapıldıktan sonra bu sözleşmeye konu ekipmanların da TMK.nun 684 ve 686.maddelerinde açıklandığı gibi, mütemmim cüz ve teferruat niteliğinde olup olmadıkları bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesinden ibaretken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olmuştur. Asli müdahil istinaf istemi yönünden yapılan değerlendirmede; Bir dava sonucunda verilen hüküm bir üçüncü kişinin hukuki durumunu da dolaylı olarak etkileyebilir. Bu hallerde, üçüncü kişinin o davaya katılmasında (müdahale etmesinde) hukuki yararı vardır. Fakat, üçüncü kişi davaya (üçüncü) bir taraf gibi katılamaz. Bilakis taraflardan birinin yanında ve onun yardımcısı olarak katılır. Bunu sağlayan müesseseye feri müdahale denir. İki kişi arasında belli şey veya hak üzerinde bir dava devam ederken üçüncü bir kişi, bu dava konusu olan şey veya hak üzerinde kısmen veya tamamen bir hak sahibi olduğunu iddia ederek (aynı mahkemede) bir dava açarsa, buna asli müdahale denir. Diğer bir deyişle, asli müdahale, devam eden bir davaya davanın tarafları dışında üçüncü bir kişinin dava konusu olan şey veya hak üzerinde kendisinin hak sahibi olduğu iddiasıyla görülmekte olan davanın taraflarına karşı görülen dava içinde ayrı bir dava açması ile kazanılan hukuki statüdür. Asli müdahale davası, görülmekte olan davada, davanın tarafları hasım gösterilerek harç yatırılmak suretiyle açılmaktadır. Davanın her safhasında asli müdahale mümkün olup, mahkemenin ilk dava ile asli müdahale davasını birlikte inceleyip, her iki dava hakkında ayrı ayrı karar vermesi gerekmektedir. Mahkemece … A.Ş nin asli müdahale talebi 6100 Sayılı HMK’nın 65. maddesi gereğince kabul edildiğine göre, Mahkemece asli müdahilin talebi hakkında ayrı bir karar verilmemesi sebebiyle asli müdahilin bu konudaki istinaf isteminin de kabulü gerekmiştir. Tüm açıklanan gerekçeler gereğince Mahkemenin belirtilen hususlarda eksik inceleme ile karar vermesi yerinde görülmediğinden, davacı vekili ve asli müdahil vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemizin kararında belirtilen edilen hususlarda yargılama yapılmak üzere, ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekili ve asli müdahil vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜ ile; 2- İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/10/2021 tarih, 2021/76 E. 2021/754 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- İstinaf yasa yoluna başvuran asli müdahil vekili tarafından peşin olarak yatırılan 230,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı ile mükerrer yatırdığı anlaşılan 162,10 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 392,40 TL harcın talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı ve asli müdahil tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 06/01/2022