Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1652 E. 2021/1644 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1652
KARAR NO: 2021/1644
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/09/2021
NUMARASI: 2020/448 E. 2021/644 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 23/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davalı alacaklının müvekkili aleyhine 7.500,00 TL’lik bonoya dayalı olarak İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 12/02/2020 tarihinde kambiyo senetlerine özgü yolla takip yaptığını, müvekkilinin takip konusu bonoya ait borcuna mahsuben takip tarihinden önce 21/11/2019 tarihinde davalı …’nin … Iban no’lu hesabına 1.500,00 TL, 11/12/2019 tarihinde 1.000,00 TL ödediğini, aleyhinde açılan takipten haberdar olmayan müvekkilinin takip tarihinden sonra da 20/02/2020 tarihinde 2.500,00 TL ödediğini, daha sonra da icra dosyasına 21/08/2020 tarihinde 4.000,00 TL ödemede bulunduğunu, davalı alacaklının kötü niyetli olarak takip öncesi ödemeleri alacaktan mahsup etmeden senedin tamamı için takip yaptığını, müvekkilinin alacaklıya borçlu olmadığının tespiti ile fazla ödenmiş paranın istirdadına karar verilmesini, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Müvekkilinin her gün banka hesaplarını kontrol etmediği ve davacı tarafça bildirimde bulunulmadığı için, hesabına yapılan ödemeden haberdar olmadığını, hesaplarını kontrol ettikten sonra takip konusu bonoya mahsuben takip öncesinde 21/11/2019 tarihinde 1.500,00 TL, 21/12/2019 tarihinde 1.000,00 TL ile takip sonrası 20/02/2020 tarihinde 2.500,00 TL yatırıldığını tespit ederek icra dosyasına takip öncesi yatırılan 2.500,00 TL’nin faiz ve icra vekalet ücreti hesaplamalarında bu miktarın hesaba katılmamasını istediklerini ve dosya kapak hesabına göre davacının 50,00 TL bakiye borcu kaldığı halde, icra dosyasını kapattıklarını, ancak takip öncesi ödemelerin kapak hesabını değiştirmeyeceği için dosya kapak hesabında dikkate alınmadığını, icra dosyasının kapatıldığını, bu sebeple müvekkilinin kötü niyetli olmadığını, kötü niyet tazminatı talebinin reddine, icra dosyası kapatılmasına rağmen davayı açan davacı tarafın kötü niyetli olduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”Davanın, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına konu 31.10.2019 tanzim tarihli, 31/10/2019 vade tarihli, 7.500-TL miktarlı bono yönünden borçlu olmadığının tespitine ilişkin olduğu, İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … vekili Av. …’in borçlu … aleyhinde 11/07/2019 düzenleme ve 31/10/2019 vadeli 7.500,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak 7.500,00 TL asıl alacak, 367,08 TL işlemiş faiz, 22,50 TL %0,30 komisyon ve 181,92 TL protesto masrafı olmak üzere toplam 8.071,50 TL alacağın tahsili istemiyle örnek 10 ödeme emri düzenlenmek suretiyle kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 18/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği, Tarafların iddiaları doğrultusunda mahkemece alınan raporda; takip tarihinden önce alacaklının banka hesabına ödendiği iddia edilen ve alacaklı tarafından da kabul ve ikrar olunan toplam 2.500,00 TL’nin asıl senet borcundan mahsubu ile takip tarihi itibariyle alacaklının borçludan talep edebileceği, toplam alacağının 5.499,72 TL olduğu, takip tarihinden sonra alacaklının banka hesabına ve icra dosyasına yapılan ödemelerin mahsubu suretiyle davanın açıldığı 24/08/2020 tarihi itibariyle bakiye dosya borcunun 520,68 TL olarak tespit edildiği, raporun usul ve yasaya uygun olduğu, rapor doğrultusunda, davacının İstanbul … İcra Müd. … esas sayılı dosyasına konu 31.10.2019 tanzim tarihli, 31/10/2019 vade tarihli, 7.500-TL miktarlı bono yönünden davanın açıldığı 24/08/2020 tarihi itibariyle 520,68 TL borçlu olduğunun tespiti ile kalan kısım yönünden borçlu olmadığının tespitine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- 22.05.2021 tarihli bilirkişi raporu ile; davacının takip tarihi itibari ile 7.020,68 TL, dava tarihi itibari ile 520,68 TL borçlu olduğunun, tespit edildiğini, davacının dava tarihinde halen 520,68 TL borçlu olduğu nazara alınarak davanın reddine, fazla ödeme yapılmaması sebebi ile istirdat taleplerinin de reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabul kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, 2-Avukatlık asgari ücret tarifesi ikinci bölüm … nolu madde gereğince 4.080,00TL müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 2.979,32 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin ve harçlar ile yargılama giderleri yönünden de hatalı hüküm tesisi söz konusu olduğundan kararın kaldırılarak yeniden hüküm tesisi ile vekalet ücreti, harçlar ve yargılama giderleri hususunda talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen 2020/448 Esas sayılı dosyada uyuşmazlığa konu 7.500,00 TL miktarlı bono yönünden sadece 520,68 TL borçlu olunduğu, kalan miktar bakımından borçlu olunmadığının mahkemenin 08.09.2021 tarih ve 2021/644 K. sayılı kararı ile hüküm altına alındığını, gerekçeli kararda davacı ve davalı ibareleri sehven yanlış yerde kullanılarak, müvekkilinin borçlu olmadığı tespit edilen miktar üzerinden 2.979,32 TL nispi vekalet ücretinin müvekkili lehine hükmedilmesi gerekirken ”Reddedilen kısım yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 2.979,32- TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine”, yargılama giderleri bakımından da sehven ”Davacı tarafından yapılan 114,18-TL ilk gider, 700,00-TL bilirkişi, 110,75 tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 924,93TL. yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 234,79-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” şeklinde hüküm kurulduğunu, bu hususlar hükmün icrasını etkileyecek nitelikte olduğundan tavzih talebinde bulunulduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2008/11-448 E., 2008/454 K. sayılı kararında davalı ve davacı ibarelerinin sehven ters olarak kullanılmasının maddi hata teşkil edip, tavzih yoluyla düzeltilebileceğini hüküm altına aldığını, Davalının müvekkili aleyhine 7.500,00 TL’lik bonoya dayalı 9.437,04 TL’lik haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlattığını, menfi tespit davası sonunda müvekkilinin 520,68 TL borçlu olduğuna mahkemece verilen kararla hüküm altına alındığını, bu bakımdan davanın kısmen kabul kısmen red ile sonuçlandığından, müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya uygun olduğunu, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 14.10.2009 tarih, 2009/18-364 E., 2009/428 K. sayılı kararı) 2- Müvekkilinin, hakkında icra takibi başlatılmadan önce söz konusu borç için davalının banka hesabına 1.500,00 TL ve 1.000,00 TL tutarında ödemeler yaptığını, icra takip tarihinden önce toplam 2.500,00 TL ödeme yapılmasına rağmen davalının icra takibini 7.500,00 TL asıl alacak üzerinden başlatmasının, takibin kötü niyetli olduğunu ispatlar nitelikte olduğunu, takipten sonra ödeme emri henüz müvekkiline ulaşmadan 20.02.2020 tarihinde davalının hesabına 2.500,00 TL tutarında bir ödeme daha yapılmasına rağmen harici ödemeyi de kötü niyetli olarak icra dairesine bildirmediğini, takibe dayalı borcun fazla gösterildiğini ve fazla faiz işletildiğini, 21.08.2020 tarihinde müvekkili tarafından icra dosyasına 4.000,00 TL daha ödendiğini, ödemelere rağmen davalının kötü niyetle başlattığı icra takibini harici tahsilleri bildirmeksizin aynı miktar üzerinden devam ettirdiğini, icra takibi öğrenildikten sonra ve menfi tespit davası açılmadan önce muhtelif zamanlarda davalı vekili ve çalışanları ile defalarca görüşülüp, harici ödemelerin mahsubunun yapılması talep edilerek anlaşmaya varılmak istendiğini, davalının hesabına yapılan ödemelerden haberinin olmamasının düşünülemeyeceğini, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m.72/5’te ”Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” şeklinde borçluyu haksız ve kötü niyetli takip dolayısıyla menfi tespit davası açmaya zorlayan hakkında kötü niyet tazminatına hükmedileceğinin düzenlendiğini, kararın kaldırılarak menfi tespit davasında haklı bulundukları miktarın %20’sinden az olmamak üzere davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, tavzih talebi doğrultusunda müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi; İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasına konu 11/07/2019 tanzim, 31/10/2019 vade tarihli … emrü havalesine keşide edilmiş 7.500,00 TL bedelli bonodan dolayı davalı tarafa 21/11/2019 tarihinde 1.500,00 TL, 11/12/2019 tarihinde 1.000,00 TL ve 21/08/2020 tarilinde 4.000,00 TL ödeme yaptığından bahisle davalıya borçlu olmadığının tespiti, fazla ödenen miktarın istirdadına ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Dava konusu senetten dolayı takip tarihi itibariyle alacaklının borçludan talep edebileceği, toplam alacağının 5.499,72 TL olduğu, takip tarihinden sonra alacaklının banka hesabına ve icra dosyasına yapılan ödemelerin mahsubu suretiyle davanın açıldığı 24/08/2020 tarihi itibariyle bakiye dosya borcunun 520,68 TL olarak tespit edildiği, raporun usul ve yasaya uygun olduğu, rapor doğrultusunda, davacının İstanbul … İcra Müd. … esas sayılı dosyasına konu 31.10.2019 tanzim tarihli, 31/10/2019 vade tarihli, 7.500-TL miktarlı bono yönünden davanın açıldığı 24/08/2020 tarihi itibariyle 520,68 TL borçlu olduğunun tespiti ile kalan kısım yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Davacı tarafça dava dilekçesinde dava değeri belirtilmemiş ise de, tevzi formunda dava değeri 3.500,00 TL olarak belirtilerek bu miktar üzerinden harç depo edildiği, mahkemece davacının karar tarihi itibariyle 520,68 TL borçlu olduğu kabul edilerek, davanın 520,98 TL yönünden reddine karar verildiği tespit edilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 341/2 maddesi gereğince miktar ve değeri 3.000,00 TL’sını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. HMK 341/4 maddesi gereğince alacağın tamamının dava edilmesi durumunda, kararda asıl talebin kabul edilmeyen bölümü 3.000,00 TL’sını geçmeyen taraf istinaf yoluna başvuramaz. 6100 Sayılı HMK’nın 346/1. maddesi gereğince kesin bir karara karşı istinaf yoluna başvurulması halinde istinaf talebinin reddine karar verilir. Kararın verildiği 2021 yılı itibariyle yeniden değerleme oranında artış sebebi ile kesinlik sınırı 5.880,00 TL’dir. Menfi tespit ve istirdat davasına konu senet 7.500,00 TL tutarlı ise de, dava 3.500,00 TL üzerinden harç yatırılarak açılmış, mahkemece 3.500,00 – 520,98 TL=2.979,02 TL yönünden davanın kabulüne, 520,98 TL yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece borçlu bulunmadığının tespiti ile kabul edilen miktar 2.979,02 TL ile reddedilen 520,98 TL karar ve istinaf talebi tarihi itibariyle geçerli olan 5.880,00TL’lık istinaf kesinlik sınırının altında kaldığından, 6100 Sayılı HMK’nın 346/1. ve 352/1. maddeleri ile 01/06/1990 günlü, 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme ilamı gereğince davacı ve davalı tarafın istinaf talebinin usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı ve davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2, 346/1 ve 352/1. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinin USULDEN REDDİNE, 2- İstinaf talebinin esası incelenmediğinden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı ile 162,10 TL başvurma harcının talep halinde davacıya iadesine, 3- İstinaf talebinin esası incelenmediğinden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 119,20 TL nispi istinaf karar ve ilam harcı ile 162,10 TL başvurma harcının talep halinde davacıya iadesine, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı ve davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına, 5- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. ve 352/1-b. maddeleri gereğince, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/12/2021