Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1649 E. 2022/195 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1649 Esas
KARAR NO: 2022/195
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/06/2021
NUMARASI: 2019/136 E. – 2021/462 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı … Ltd. Şti, arasında “… marka … Model Bilgisayarlı Tomografi Görüntüleme Sistemi Cihazının” satışını konu alan 28.12.2017 tarihli Taşınır Satış Sözleşmesi akdedildiğini, Taşınır Satış sözleşmesinin 10 f.l hükmüne göre cihaz satış bedelinin teslimden itibaren 90 gün içerisinde finansal kiralama şirketi tarafından USD cinsinden ya da ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden TL olarak üzerinden ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalı … ödemenin finansal kiralama şirketi tarafından yapılacağını garanti ettiğini, davalı … A.Ş. ile diğer davalı … arasında ise Bilgisayarlı Tomografi Görüntüleme Sistemi Cihazını konu alan 23.02.2018 tarihli ve … no.lu Finansal Kiralama Sözleşmesi akdedildiğini, … anılı sözleşme ve kanunun açık hükmü uyarınca bahse konu cihazın maliki ve kiralayanı haline geldiğini, müvekkili tarafından 14.02.2018 tarihli Proforma Fatura keşide edilerek davalı …’a gönderildiğini, satım konusu ekte sunulan Sevk İrsaliyesi ile teyit edildiği üzere, sözleşmeye konu tomografi Cihazı 11.05.2018 tarihinde fiili olarak davalı …’ye teslim edildiğini, takiben, davalı … tarafından sadr olan 10.05.2018 tarihli “Sipariş Teyidi” başlıklı belgenin müvekkiline verildiğini, anılı belgede, … satış bedeli olan 172,800 USD bedeli üstlendiğini teyit ettiğini, taraflar, aralarında akdedilen sözleşme uyarınca sözleşmeye konu cihazın sözleşmede kararlaştırılan adrese teslim edileceği konusunda anlaşıldığını, sözleşmeye konu cihaz sözleşmede kararlaştırılan şekilde teslim edildiğini,cihazın montajı esnasında çıkan sorun teslim süresi içerisinde, davalı …nin talebi ile öncelikle geçici onarım yapılarak ardından hasta masasının yenisi ile değiştirilmesi suretiyle müvekkili tarafından giderildiğini, müvekkili tarafından 17.05.2018 tarihli … no’Iu ve 172.800,00 USD tutarlı e-fatura keşide edilerek cihazın maliki olan …’a gönderildiğini, Davalı …’ın anılı faturaya herhangi bir itirazda bulunmadığını, mezkur faturayı kabul ettiğini, davalı … kötü niyetli ve müvekkiline zarar verme kastı ile diğer davalı … aleyhine keşide ettiği Beyoğlu … Noterliğinin 17.08.2018 tarih ve … yev.no’lu ihtarname ile davalı … tarafından müvekkiline herhanagi bir ödeme yapmamasını ihtar ettiğini,. Müvekkilinin alacağının davalı yanlar … ve … tarafından ödenmemesi üzerine, müvekkili tarafından Beşiktaş … Noterliğinin 19.10.2018 tarih ve … yev. no’lu ihtarnamesi keşide edilerek karşı taraflar … ve … tarafından cihaz satış bedeli olan 172.800 USD’nin 14 iş günü içerisinde ödenmesi ihtarında bulunulduğunu, ihtarnamede verilen sürenin dolmasına rağmen borcun ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalılar itirazı üzerine takibin durduğunu, davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasındaki haksız itirazlarının ayrı ayrı iptaline, takibin devamına, davalılar takibe itirazda haksız olduklarından, takip alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile diğer davalı … Ltd. Şti. arasında davacı şirketin satıcı/üretici olduğu Bilgisayarlı Tomografi Görüntüleme Sistemi ve İş İstasyonlarının fınansal kiralama yoluyla kiralanmasına yönelik olarak bir finaılsal kiralama sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin finansal kiralama sözleşmesine konu edilen ekipmanın, doğrudan alıcısı veya kullanıcısı olmadığını, davacı şirket ile finansal kiracı şirket arasında imzalanan satış sözleşmesi, davacı satıcı şirket ile davalı fınansal kiracı şirket arasında kurulduğu ve o tarihte müvekkilinin bu satış sözleşmesine taraf olmadığını, söz konusu satış sözleşmesi ne davacı ne de davalı şirket tarafından müvekkiline, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin hiçbir aşamasında ibraz edilmediğini, müvekkilinin satış sözleşmesine göre davacı şirketin muhatabı veya borçlusu olmadığını, müvekkilinin, davacı ile diğer davalı şirket arasında gerçekleşen ve müvekkil şirketin bilgi ve onayı dışında yapılan bir satış sözleşme nedeniyle, sadece finansal kiracı şirkete karşı bir kredi fon sağlama taahhüdü altına girdiğini, davacı şirkete karşı doğrudan bir borç ve tâahhüt altına girmediğini, sözleşmeye göre davacı şirketin teslim yükümlülüğü ise finansal kiralama şirketi tarafından gönderilecek satın alma emrinin satıcıya ulaşması ile doğacağının belirtildiğini, müvekkili tarafından davalı şirkete 10.05.2018 tarihli sipariş teyidi geçildiğini ve bunun üzerine davacı şirket tarafından tesliminin yapıldığını, ancak sevk irsaliyesinden de anlaşılacağı üzere sözleşme konusu tomografi cihazı fiziki olarak kurulacağı yere sevk edilmiş ancak sözleşme gereği teslim ve kabulünün yapılmadığını, dava konusu uyuşmazlık davacı şirketin satış sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini yasal mevzuata ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesinden kaynaklandığını, sistemin ayıplı teslim edildiğini ve hasta alımına hazır edilmediğini, sözleşme hükümlerine göre teslim edilmemiş kabulü yapılmamış bir cihazın satış bedelinin müvekkilinden talep edilmesinin yasal olmadığını, davacının davası haksız ve yasal dayanaktan yoksun olması nedeniyle reddinin gerektiğini, davacının davası kabul edilse dahi davacının icra inkar tazminat talebinin yasal olmadığını, dava konusu itirazın iptali davasında borçlunun inkâr tazminata mahkûm edilebilmesi aranılan şartların gerçekleşmediğini, dava konusu uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğini, yargılamayı gerektiren ve alacağın bilirkişi marifetiyle tespit edilmesi gereken uyuşmazlıklarda icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesini, takibinde haksız ve kötü niyetli bulunan davacının % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminatla mahkum edilmesini, yargılama gideri vc vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı Şirket, müvekkiline Kırklareli İl Sağlık Müdürlüğü”nün 25.08.2017 tarih “… ihale numaralı” ihaleye katılması için yetki vermeyi ve ihale konusu cihazları üreterek teslim ve kurulum yapmayı kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkiline, Davacı Şirket’in teklifini ihale konusu cihazları zamanında teslim ve kurulum yapma, çalışır teslim etme taahhüt ve garantilerine güvenerek teklifi kabul ettiğini, Müvekkilinin, davacı şirket’in Proforma Faturayla taahhüt ettiği işler, cihazlar ve bedel üzerinden yaptığı icabı kabul ettiğini ve anlaşma kurulduğunu, davacı şirket’in verdiği yetki belgesi ve Proforma faturanın taraflarca imzalanması ile müvekkili için sözleşme kurulduğunu ve tamamlandığını, davacı şirket bu anlaşma ile Müvekkiline “… marka Bilgisayarlı Tomografi Görüntüleme Cihazını+ … marka İş İstasyonu “’nu birlikte toplam 170.000 USD bedelle +%8 K.D.V ile satmayı kabul ve taahhüt ettiğini, alım satım ilişkisi 25.08.2017 tarihinde kurulduğunu, idare’ye, Üretim Taahhüdü ve Garanti Taahhüdü verenin davacı şirket olduğunu, davacı şirket iş bu taahhüdü 25.08.2017 tarihinde verdiğini, müvekkili, 25.08.2017 tarihinde katıldığı ihaleyi yapılan itirazlar sonrasında 29.11.2017 tarihinde 2.Şirket olarak kazandığını ve İdare ile 22.12.2017 İhale Sözleşmesini imzaladığını, 22.12.2017 tarihinde Davacı Şirket, tek taraflı isteği üzerine, üzerinde inceleme ve değişiklik yapma hakkı olmaksızın, evrak tamamlama adı altında 28.12.2017 tarihli Satış Sözleşmesini Müvekkiline imzalatıldığını, taraflar arasında akdedilen sözleşme ile Davalı Şirket, Kırklareli İl Sağlık Müdürlüğü arasında ‘Manyetik Rezonans, Bilgisayarlı Tomografi, Renkli Doppler USG Görüntüleme ve Raporlama Hizmeti Alımı’ İhalesi Kapsamında … marka … model Bilgisayarlı Tomografi Görüntüleme Sistemi ile … marka AW Server iş istasyonunu hasarsız ve çalışır vaziyette eslimini ve montajını, Müvekkili de cihazların karşılığı olarak toplam 170.000 USD ödemeyi taahhüt ettiğini, Satış Sözleşmesine Konu Cihaz Teslim İçin Öngörülen Adrese Teslim Edildikten sonra cihaz montajı gerçekleştirilirken hasta masası hasarlı olduğu davacı şirket tarafından tespit edildiğini, yine davacı şirketin hasarın teslimden önce hangi aşamada olduğunu tespit edemediğini kabul ettiğini, davacı şirket 11.05.2018 tarihinde … marka … model Bilgisayarlı Tomografi Görüntüleme Sistemi’ni İdare’nin adresine teslim ettiğini, davacı şirket çalışanlarınca kurulum ve montajının yapılmasına başlandığına, çalışır duruma geldikten sonra hem Müvekkil Şirket çalışanlarına hem de İdare’nin personeline eğitim davacı şirket tarafından verileceği kabul ve taahhüt edildiğini, davacı şirket, Satış Sözleşmesine konu bilgisayarlı tomografi görüntüleme cihazını Kırklareli Devlet Hastanesinde cihazın kurulumu gerçekleştirilirken hasta masasın hasarlı olduğunu davacı Şirket tespit etmiş ve hasta masasının bu haliyle cihazın çalışamayacağı bilgisi de yine davacı şirket tarafından Müvekkiline bildirildiğini, davacı şirket tarafından müvekkiline gönderilen 25.05.2018 tarihli yazıda aynen şu şekilde dile getirildiğini, ayrıca davacı şirket, … marka … model Bilgisayarlı Tomografi Görüntüleme Sistemi ile birlikte teslim etmesi ve eğitimini vermesi gereken “ … marka AW Server iş istasyonunu” proforma faturanın ve anlaşmanın kapsamında birlikte teslim edilmesi gerekirken, hiç ifa edilmemiş, hastaneye teslim edilmediği gibi müvekkiline de teslim edilmediğini, davacı şirket edimini eksik ve ayıplı ifa ettiğini, hasta masasında meydana gelen bu hasar yüzünden davacı şirket belirtilen zamanda cihazı çalışır hale getiremediğini, davacı şirketin bu kusuru nedeniyle de müvekkilinin ihale sözleşmesi gereği edimini yerine getiremediğini, idare davacı şirket makineyi çalışır ve sorunsuz olarak teslim edemediği için müvekkili ile olan sözleşmesini 14.06.2018 tarihinde feshettiğini, müvekkili tarafından davacı şirkete 01.08.2018 tarihli ihtarname keşide edilerek sözleşmeden dönme beyanının tebliğ edildiğini, müvekkili tarafından davacı şirkete 13.09.2018 tarihli ihtarname keşide edildiğini, davacı şirketin ayıplı ifası sebebiyle taraflar arasındaki satış sözleşmesinden dönüldüğüne ilişkin ihtarnamemiz 17.09.2018 günü davacı şirket vekiline tebliğ edilmiş olmasına rağmen verilen süre zarfında söz konusu cihaz iade alınmadığını, davacı şirketin ayıplı ifası nedeniyle idare müvekkili ile arasındaki ihale sözleşmesini feshettiğini, bu fesih sonrasında müvekkilinin cihazdan beklenen faydayı sağlaması imkânsız hale geldiğinden müvekkili satış sözleşmesinden döndüğünü, ancak müvekkili tarafından sözleşmeye konu cihaz iade etmeye hazır olduğunu ve iade adresini bildirmesine rağmen davacı şirket kötü niyetli davranarak cihazı teslim almadığını, dönme beyanı ve aldığını geri vermeyi taahhüt etme sonrasında müvekkilinin davacı şirket’e hiçbir borcunun kalmadığını, Leasing Şirketi’ne kesilen Faturada “2018 model cihaz” olduğu taahhüt edilen cihaz 2017 model olup, davacı şirket leasing şirketi’ne kestiği faturada taahhüt ettiği cihazı teslim etmediğini, müvekkilinin leasing şirketinden kesin sipariş geldiği tarihte idare’ye karşı temerrüde düşüldüğü iddiasının mesnetsiz olduğunu, müvekkili davaya konu alacak için temerrüde düşürülmediğini, aksine sözleşmeden döndüğünü ve malı iadeye hazır olduğunu bildirdiğini, cihazı iade almayan davacının temerrüde düştüğünü, davacı şirket ile akdedilen satış sözleşmesi; müvekkil şirketin idare ile imzaladığı sözleşmeye istinaden akdedildiğini ve taraflar arasında malın tam ve eksiksiz ifası kesin vade ile kararlaştırıldığını, davacı tarafından ikame edilen itirazın iptali davasının reddine, haksız dava nedeniyle müvekkili lehine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı taraf üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Dava, İİK 67 Mad.dayalı olup davalının hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında 172.800,00 USD alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsili istemli ilamsız icra takibi yaptığı ve fakat davalının İİK 66 Mad.uyarınca itiraz ederek takibi durdurduğu saptanmıştır. Ayrıca itirazın iptali davasında İİK 67 mad.belirtilen ve hak düşürücü nitelikte olan 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur. Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava, itirazın iptali davası olup ön inceleme duruşması olan 20/12/2019 tarihinde davacı taraf davalılardan … A.Ş. Yönünden davayı takip etmeyeceklerini beyan etmiş olup yasal 3 aylık süreç içerisinde bu davalıya karşı dava yenilenmediğinden HMK 150 mad.gereğince bu davalı yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş, yargılama devam ederken davacı vekilinin 20/05/2021 tarihindeki ve 03/06/2021 tarihindeki duruşmadaki beyanlarında dava konusu alacağın tam olarak ödendiğini, davanın konusuz kaldığını sadece icra inkar tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin devam ettiğini ifade ettiği, takibe konu alacağın ödenmiş olması nedeniyle davanın konusuz kalmış olduğu ve bu nedenle diğer davalı yönünden de hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermek gerektiği fakat davacı vekilinin talebi gözetilerek itirazın iptali davası açıldıktan sonra takibe konu alacağın ödenmiş olmasının icra inkar tazminatı talep etmeye engel teşkil etmediği, itiraz eden tarafın dava açılmasına sebebiyet verdiği ve dava konusu likit yani belirlenebilir olup davacı tarafça talep edilip davalı da haksız olduğundan bu davalı yönünden alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş ve Davalı … A.Ş. Hakkında açılan dava takipsiz bırakılmış ve yasal süresinde yenilenmemiş olduğundan davanın açılmamış sayılmasına, … Ltd. Şti. hakkında açılan dava konusuz kaldığından hüküm kurulmasına yer olmadığına, talep mevcut olduğundan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalıdan tahsiline” karar verilmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Müvekkil şirket borcu kabul etmediği ve davacı ile yaptığı sözleşmeyi feshettiği halde, esasa ilişkin inceleme yapılmaksızın icra inkâr tazminatına ve vekalet ücretine ilişkin karar tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, 2-İlk derece mahkemesinde süregelen işbu yargılamada müvekkil şirket … tarafından süresi içerisinde cevap dilekçesi sunularak taraflar arasındaki uyuşmazlıkta asıl kusurlu olan tarafın davacı taraf olmasından dolayı davanın reddi yönünde karar verilmesinin talep edildiğini, 3-Yargılama devam ederken diğer davalı … cevap dilekçesinde borçlu olmadığını beyan etmesine rağmen, her ne sebeple olduğu anlaşılamamış olup, ilgili icra takibine konu borcun, davacı …’e, … tarafından ödendiğini, yapılan bu ödemenin müvekkili şirkete … adına yapılmadığını, …’ın kendini borçlu olarak kabul edip, ödemeyi kendi adına yaptığını, bu nedenle … ile … firmasının kendi aralarında anlaştıklarını düşündüklerini, işbu yapılan ödemenin davalı müvekkil şirketten bağımsız bir şekilde gerçekleştirilmiş olup “yalnızca …”ın borcu kabul etmesi üzerine yapılan bir ödeme niteliğinde olduğunu, 4-Yine … Şirketinin, müvekkili şirket aleyhinde yine aynı cihazdan kaynaklı olarak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçtiğine, müvekkil tarafından haksız bu takibe de itiraz edildiğini, aradan geçen yaklaşık 2 yılın ardında işbu davanın sonuçlanmasının akabinde İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/486 E. sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açmıştır. … davacı olduğu dosyadaki beyanları ile bu davaya verdiği cevaplar arasında çelişkiler mevcuttur. Bu da davacı şirket ile … şirketinin haricen anlaştığını gösterdiğini, 5-Mahkemece, ödemenin kim tarafından yapıldığı hususu atlanarak sanki müvekkili şirketinde borcu kabul etmiş gibi değerlendirlerek, müvekkili şirket yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına kararı verildiğini ve icra inkâr tazminatına hükmedildiğini, kaldı ki, dosyadan alınan bilirkişi raporunda detaylı olarak açıklandığı üzere, taraflarca defterlerin tam anlamıyla sunulmadığı, müvekkili şirketin malın ayıplı olduğu iddiasının incelenmesi gerektiğinden sebeple dosyadan hükme esas alınabilecek bilirkişi raporunun hazırlanamadığını, 6-Dava esnasında … tarafından borç ödendiği halde müvekkil şirket yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığı kararı verilerek aleyhe icra inkâr tazminatı ve vekalet ücreti alacağı kararı verilmesi açıkça hukuka aykırıdır. Zira, müvekkil şirket tarafından ilgili borç kabul edilmemiş, borç ödemesi yapılmamış ve hatta … tarafından yapılan ödemeden dahi haberdar olunmamıştır. Müvekkil Şirketin herhangi bir ikrarı söz konusu olmadığı halde esasa girilmeksizin icra inkâr tazminatına hükmedilmesi açıkça hukuka aykırıdır. Ayrıca malın ayıplı olduğuna dair bildirim ödemeden çok önce yapılmıştır. 7-Somut olayda borcun kabulü davalı müvekkili şirketçe değil, diğer davalı … tarafından mevcut olup, müvekkili şirketçe borcun kabulüne yönelik herhangi bir adım atılmadığından müvekkil şirket … aleyhine icra inkâr tazminatına ve vekalet ücretine hükmedilmesinin açıkça hukuka aykırı nitelik teşkil ettiğini, zira … firmasına ödemenin … tarafından yalnızca kendi namına yapıldığını, 8-Kaldı ki, icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için yargılamanın esasına girilip inceleme yapılarak müvekkili şirketin borca itirazının haksız olduğunun “esas bakımından” yapılacak inceleme neticesinde hükmedilmesi gerekirken, esasa yönelik herhangi bir inceleme yapılmaksızın ve tabiri caizse esas usule kurban edilerek icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, 9-Bu çerçevede de, mahkeme tarafından müvekkili şirket hakkında da davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilerek, aleyhine icra inkâr tazminatı ve vekalet ücretine hükmedilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu 10-Ayrıca belirtmek gerekirse davalı … şirketinin davacı şirkete ödeme yaparak borcun varlığını kabul ettiğini, yapılan ödemenin dekontlarında veya dava dosyasında borcun çekinceli olarak ödendiğine dair bir beyan bulunmadığını, kısacası borca itiraz eden … içinde icra inkâr tazminatına karar verilmesi gerektiğini, zira borca itiraz edip daha sonra borcu kabul edip ödeyenin kendileri olduğunu, 11-İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacağın belirli olmasının gerektiğini,, ancak somut olayda ne defterler incelenerek borcun olup olmadığının araştırıldığını, ne de kendilerince öne sürülen ayıplı ve eksik ifa hususların yerel mahkeme tarafından değerlendirilmediğini belirterek, yukarıda açıklanan ve re sen görülecek nedenlerle, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/136 Esas ve 2021/462 Karar sayılı usul ve aykırı kararının kaldırarak yeniden yapılacak yargılama neticesinde müvekkili şirket yönünden de davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek müvekkil şirket yönünden de icra inkâr tazminatına ve vekalet ücretine yönelik hüküm tesis edilmemesine,eğer ki esas yönünden inceleme yapılacak ise davanın reddine, Tehir-i icra talebimizin kabulüne, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, İİK 67. Maddesi gereğince açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı tarafça davalılar aleyhine, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında 172.800,00 USD alacak ilei asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsili istemli ilamsız icra takibi yaptığı, davalılarca takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu görülmüştür. Davacı taraf, davalı Davalı … ile tıbbi cihaz satışı konusunda sözleşme yapıldığını ve cihazın davalıya teslim edildiğini, davalıların kendi aralarında Fİnansal Kiralama Sözleşmesi düzenlediklerini, mal teslimine rağmen satış bedelinin ödenmemesi üzerine davalılar hakkında icra takibi yapmak zorunda kaldıklarını, fakat davalıların haksız olarak takibe itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu belirterek yapılan itirazın iptalini ve davalılar aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiş, davalılarca, davacı tarafından gönderilen malın ayıplı olduğu, be nedenle yasal olarak malı teslim almadıklarını, sözleşmeyi feshettiklerini, takibin haksız olduğu ve davanın reddi gerektiği savunmasında bulunulmuş, yargılama sırasında, davacı vekili tarafından davalı … yönünden dava takipsiz bırakılmış, yine yargılama sırasında … tarafından takip borcunun ödendiği ve davanın konusuz kaldığı mahkemeye bildirilmiş, fakat davacı tarafça icra inkar tazminat talebinde bulunulmuş, Mahkemece, davacı tarafın, ön inceleme duruşması olan 20/12/2019 tarihinde davalılardan … A.Ş.yönünden davayı takip etmeyeceklerini beyan ettiği, yasal 3 aylık süreç içerisinde bu davalıya karşı davanın yenilenmediği, mahkemece, HMK 50 mad.gereğince bu davalı yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, yargılama devam ederken, davacı vekilinin dava konusu alacağın tam olarak ödendiğini, davanın konusuz kaldığını, sadece icra inkar tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin devam ettiğini ifade ettiği, mahkemece, takibe konu alacağın ödenmiş olması nedeniyle davanın konusuz kalmış olduğu ve bu nedenle davalı … yönünden de hüküm kurulmasına yer olmadığına, itirazın iptali davası açıldıktan sonra takibe konu alacağın ödenmiş olmasının icra inkar tazminatı talep etmeye engel teşkil etmediği, itiraz eden tarafın dava açılmasına sebebiyet verdiği ve dava konusunun likit yani belirlenebilir oluşu dikkate alınarak, davalı … haksız olduğundan bu davalı yönünden alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmiş, davalı … vekili iş bu kararı yukarıdaki sebeplerle istinaf etmiştir. Davacı ile davalılardan … arasında düzenlenmiş herhangi bir sözleşme bulunmamakta olup, satış sözleşmesi davacı ile davalılardan … arasında düzenlenmiş, davalılar arasındaki finansal kiralama sözleşmesine ise davacı şirket taraf olmamıştır. Davacı ile davalılardan … arasında düzenlenmiş bir sözleşme bulunmadığından birbirlerine karşı sözleşmesel bir yükümlülükleri bulunmamaktadır. Ayrıca, davalı … tarafından diğer davalı … Şirketi’ne Beyoğlu … Noterliğince düzenlenen 17.08.2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnameyle, satış sözleşmesine konu cihazın bedelinin ayıp nedeniyle satış sözleşmesi feshedildiğinden ödenmemesi husususun aralarında düzenlenen sözleşmenin 11.maddesi gereğince bildirildiği görülmüştür. Somut olayda, davalı … tarafından dava kabul edilmemiş, davacı tarafından sözleşme konusu malın ayıplı olduğu ve bu nedenle sözleşmenin kendisi tarafından feshedildiği iddia edilmiş, davanın reddi talep edilmiş, icra takibine konu borç ödemesi diğer davalı … tarafından yapılmış, dosyada , davalı …nin bu ödemeye onay verdiğine dair delil sunulmamış olup, davalılar arasındaki sözleşmenin finansal kiralama sözleşmesi olduğu düşünüldüğünde, satış sözleşmesinin tarafı olmayan … tarafından yapılan ödemenin, davalı … ile davacı arasında yapılan satış sözleşmesi kapsamında davalı …nin sözleşmeye aykırı davranışına dair bir delil olarak kabul edilmesi mümkün görülmemiş, bu nedenlerle de yargılamanın sonlandırıldığı aşama itibarıyla deliller toplanmadan davalı …nin davada haksız çıkan taraf olarak değerlendirilmek suretiyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir. İİK’nın 67. maddesinde itirazın iptali davasında itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği düzenlenmiştir. Davanın konusuz kalması halinde dahi konusuz kalan kesim yönünden davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu gözetilerek icra inkar tazminatı talebinin değerlendirilmesi gereklidir. Dosyada delillerin tam toplanmadığı, davacı ve davalı … arasındaki sözleşme uyarınca yapılan teslimatın ayıplı olup olmadığı, buna bağlı olarak davalı …nin davacıya borçlu olup olmadığı, borçlu ise borç miktarı, takibe itirazda haklı olup olmadığı, alınan bilirkişi raporunda bildirilen eksikliklerin giderilmeden ve ek rapor alınmadan, davalılar arasındaki finansal kiralama sözleşmesi hükümleri de dikkate alınarak dava tarihindeki haklılık durumu ve icra inkar taziminatında davalıların sorumluluğunun niteliği gözetilmeden eksik araştırma sonucu davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi hatalı olduğundan davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı … vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2- İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/06/2021 tarih, 2019/136 E. 2021/462 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 10/02/2022