Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1639 E. 2021/1695 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1639
KARAR NO: 2021/1695
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/08/2021
NUMARASI: 2021/560 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkil …, oğlu – dava dışı … ile beraber, halihazırda, … A.Ş , … Ltd.Şti, Yetkililerinden olup, … Ltd.Şti’nin ise, eski ortağı olduğu, İşbu üç firmanın faaliyet merkezlerinin Kağıthane ilçesi, … Mahallesi,… Caddesi, … sokak no … adresinde olduğu 13.03.2008 tarihinde, işyerinde hırsızlık olayı meydana gelmiş, ve gerek … A.Şne ait gerekse, davacı müvekkil … ile dava dışı oğlu …’a ait boş çek defterlerinin çalındığını, işbu hırsızlık olayına ilişkin Çağlayan Polis Merkezi Amirliği’nin 14.03.2008 ve 18.03.2008 tarihli Müşteki ifade tutanakları eklice takdim olunduğunu (Ek: 1 -2) , akabinde, Şişli Cumhuriyet Savcılığı’nda … sayı ile soruşturma açıldığını, hırsızlık olayının üzerinden yaklaşık 5 ay geçtikten sonra, … isimli şahıs tarafından Ümraniye … İcra Müdürlüğü’nün … e. Sayılı dosyası zımnında, davacı müvekkilimiz aleyhine, … Mecidiyeköy şubesi … sayılı hesaba keşideli, 12500 TL bedelli … sayılı çek mesnet gösterilerek, icra takibi takibi başlatıldığını, işbu icra takibi zımnında ödeme emrinin, davacı müvekkiline 16.01.2009 tarihinde tebliğ edildiğini, işbu takibin mesnedi olan çekin, boş olarak çalınan ve de Çağlayan Polis Merkezi Amirliği’nin tanzim ettiği 18.03.2021 tarihli müşteki ifade tutanağında geçen çeklerden biri olduğunu, ödeme emrinin tebellüğünün ertesinde, davacı müvekkili, imzaya itirazı teminen icra hukuk mahkemesine başvurmuşsa da, o dönem kendisini temsil eden meslekdaşı ile aralarında bir iletişimsizlik meydana geldiğini, 01.05.2009 tarihli ilk oturumda müvekkilinin temsil edilemediğinden, mahkemece 11.03.2011 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini,(Ek:3 Ümraniye …İcra Mahkemesi’nin 2009/152 e. 2011/203 k. Sayılı karar sureti) ,sonradan işbu çek ile ilgili İstanbul Anadolu C. Savcılığı’nın 2017/453 e sayılı dosyasında soruşturma açıldığını ve iddianame tanzim edildiğini, akabinde İstanbul Anadolu 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … e. sayılı dosyasında da, dava açıldığını, Savcılıkça yürütülen soruşturma kapsamında, Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarları Dairesi Başkanlığı’nın 08.11.2010 tarih ve… uzmanlık numaralı, Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarları Dairesi Başkanlığı’nın 09.03.2012 tarih ve … uzmanlık numaralı, Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarları Dairesi Başkanlığı’nın 15.11.2012 tarih ve … uzmanlık numaralı olmak üzere toplamda 3 adet ekspertiz raporu alındığını ve de takip mesnedi çekin sahteliğinin sübut bulduğunu, çeki bulup dolduran, davacı müvekkili … adına imzalayan ve de davalı …’ye ciroluyan diğer davalı …’ın resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılmasına karar verildiğini, (Ek 4: İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/453 e. Sayılı karar sureti) işbu ceza davasında, davalı … katılan sıfatını taşıdığını, başka bir ifade ile, Ümraniye … İcra Müdürlüğü’nün (İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün) … e. Sayılı dosyası zımnında takibe mesnet olan çekin sahte olduğuna, en geç İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/453 e. Sayılı dosyası zımnında mahkûmiyet kararı verildiğinde muttali olduğunu, buna rağmen, davacı müvekkili aleyhine başlattığı takibi devam ettirmekte herhangi bir sakınca görmediğini, giderek, 2021 yılının haziran ayında, davacı müvekkilinin emekli maaşının haczedilmesini talep ettiğini, davacı müvekkilinin, hakkında başlatılan takibin halen yürüdüğüne, emekli maaşının kendisine hacizli olması dolayısıyla eksik ödenmesi üzerine vakıf olduğunu, İstanbul Anadolu 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 13.09.2018 gün ve 2017/453 e. – 2018/358 k. Sayılı kararına rağmen, davalının hakkındaki takibi nasıl yürüttüğüne, alacağının tahsilini halen ondan nasıl talep edebildiğine anlam veremediğini belirterek, davacı müvekkili … ‘ın … Mecidiyeköy şubesi … sayılı hesaba keşideli, 12500 TL bedelli … sayılı çek ve işbu çekin mesnet gösterildiği İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … e. Sayılı dosyası zımnında yürütülen takip nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine, işbu takip nedeniyle davalı alacaklıya, davacı müvekkilin emekli maaşından kesilerek ödenen 1372,92 TL’nın istirdadına, yargılama sonuna kadar, mahkemece uygun görülecek teminat miktarı mukabilinde, davacı müvekkil hakkında yürütülen mezkûr sayılı icra takibinin, tedbiren durdurulmasına, İstanbul Anadolu 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/ 453 e. Sayılı dosyasındaki karara ve takip mesnedi çekin davacı müvekkil … tarafından tanzim ve imza edilmediğini bildiği halde, icra takibini yürüten davalı … ile boş bulduğu çeki doldurup sahte olarak imzalayan ve kullanan diğer davalı …’ın kötüniyetli oldukları sabit olduğundan, aleyhlerine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masraf ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikli olarak davacı vekilinin dava dilekçesinde, ” çeki bulup dolduran, davacı müvekkil … adına imzalayan ve de davalı …’ye cirolayan diğer davalı …’ın, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/453 esas sayılı dosyasına atfen resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılmasına karar verildiği ” iddiasının yersiz olduğunu, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin anılan kararında açıkça görüleceği üzere sanık davalı … hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) ve denetimli serbestlik kararı verildiğini ve bu kararın da itiraz edilmeden kesinleştiğini, Yasa ve Yargıtay uygulamasına göre somut olayda, sanık davalı müvekkilinin Türk Ceza sisteminde resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğini ve bu suçun 5237 sayılı Türk Ceza Yasasında karşılığı olan cezai yaptırımı ile cezalandırıldığının söylenemeyeceğini, yine davacı vekilinin iddia ettiği gibi, sanık davalı müvekkilinin, boş bulduğu çek yaprağını doldurmuş ve ayrıca sahte olarak imzalamış olmadığını, kendisinin yıllardır tanıdığı esnaf komşularından birinden davaya konu çek belgesi ile dört ayrı çek alarak, karşılığında ürettiği mobilyaları teslim ettiğini, önce çeklerin karşılığı ve sağlam olup olmadığını ilgili banka şubesine sorduğunu, çeklerin güvenilir olduğu bilgisini aldıktan sonra beş adet çeki kabul ettiğini, çeklerin karşılığı olmadığı, çalıntı olduğu ortaya çıkınca, müvekkilin de çekleri kullandığı yerlere bu çeklerin tutarı kadar parayı ödemek zorunda kalarak maddi zarara uğradığını ve müvekkilinin bu zararlarını da karşılayamadığını, ayrıca yukarıdaki ceza davası yargılamasında dosyaya sunulan imza örnekleri ve bilirkişi raporundan da açıkça anlaşıldığı üzere, çek belgesinin keşideci bölümü üzerindeki yazı ve imza örneklerinin davalı sanık müvekkiline ait olmadığını, bu nedenlerle davalı müvekkili adına açılan davanın reddine karar verilerek, davacı yanın iyi niyetli olmadığı sonucunda kötü niyet tazminatı ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”Davacı vekili dava dilekçesi ile, yargılama sonuna kadar, mahkemece uygun görülecek teminat miktarı mukabilinde, davacı müvekkili hakkında yürütülen mezkur sayılı icra takibinin, tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ettiği, İİK 72/3 gereğince takipten sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulması şeklinde tedbir kararı verilemeyeceğinden, davacı vekilinin tedbir talebinin reddine,” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Davacı müvekkilinin çeklerinin çalındığını, 2- Şişli Cumhuriyet Savcılığı’nda … sayı ile soruşturma açıldığını, hırsızlık olayının üzerinden yaklaşık 5 ay geçtikten sonra, … isimli şahıs tarafından Ümraniye … İcra Müdürlüğü’nün … e. Sayılı dosyası zımnında, davacı müvekkilimiz aleyhine, … Mecidiyeköy şubesi … sayılı hesaba keşideli, 12500 TL bedelli … sayılı çek mesnet gösterilerek, icra takibi takibi başlatıldığını, işbu icra takibi zımnında ödeme emrinin, davacı müvekkiline 16.01.2009 tarihinde tebliğ edildiğini, işbu takibin mesnedi olan çekin, boş olarak çalınan ve de Çağlayan Polis Merkezi Amirliği’nin tanzim ettiği 18.03.2021 tarihli müşteki ifade tutanağında geçen çeklerden biri olduğunu, 3- İstanbul Anadolu 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/ 453 e. sayılı dosyasında da dava açıldığını çeki bulup dolduran, davacı müvekkili … adına imzalayan ve de davalı …’ye ciroluyan diğer davalı …’ın resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılmasına karar verildiğini, 4- işbu ceza davasında, davalı … katılan sıfatını taşıdığını, başka bir ifade ile, Ümraniye … İcra Müdürlüğü’nün (İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün) … e. Sayılı dosyası zımnında takibe mesnet olan çekin sahte olduğuna, en geç İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/453 e. Sayılı dosyası zımnında mahkûmiyet kararı verildiğinde muttali olduğunu, 5-Buna rağmen, davacı müvekkili aleyhine başlattığı takibi devam ettirmekte herhangi bir sakınca görmediğini, giderek, 2021 yılının haziran ayında, davacı müvekkilinin emekli maaşının haczedilmesini talep ettiğini, 6- Bu hadise üzerine, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/560 e. Sayılı dosyası zımnında menfi tespit davası açılmış, ve de ihtiyati tedbir kararı verilmesi istendiği, ancak anılan mahkemenin 19.08.2021 tarihli kararında ihtiyati tedbir talebini, menfi tespit davasının icra takibinin başlatılmasından sonra ikame edilmiş olmasından dolayı red ettiğini, 7- İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19.08.2021 tarihli kararının eksik, usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira her ne kadar İİK.nun 72/3 maddesinde icra takibinden sonra ikame olunan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği düzenlenmiş olsa da, aynı madde hükmünün devamında borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceğinin düzenlendiğini, iş bu madde hükmünün uygulamadaki karşılığının, borçlunun borç miktarını (faizi ve giderlerle) birlikte icra veznesine depo etmesi ve ayrıca %15 ten az olmayan bir teminatı da yatırması olduğunu, (%115 teminat mukabili ihtiyati tedbir kararı verilmesidir) 8-Anılan mahkemenin %115 teminatın icra veznesine depo edilmesi karşılığında ihtiyati tedbir kararı vermesi gerekirken, ihtiyati talebini İİK 72/3.ilk cümlesine dayanarak red etmiş olmasının kanaatimizce hatalı olduğunu,bu nedenlerle, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19.08.2021 gün ve 2021/560 e. Sayılı ihitayti tedbir talebin reddine mütedair kararının ortadan kaldırılarak, icra müdürlüğü veznesine %115 nispetinde teminat yatırılması karşılığında, takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6100 Sayılı HMK’nın 341. maddeye göre; ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar istinaf edilebileceğinden, istinaf kanun yoluna başvurulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamıştır. İİK’nın 72. maddesinin 1. ve 2. Fıkrası ile 3.fıkrasının ilk cümlesi; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” düzenlenmeleri mevcuttur. İhtiyati tedbir, geçici hukuku korumalardandır. İcra İflas Kanunu, takip hukukundan doğan ihtilaflara ilişkin özel bir yasadır. Genel kural; ihtilafa ilişkin özel yasa mevcut ise genel nitelikteki 6100 Sayılı HMK’nın tedbire ilişkin hükümleri uygulanmaz. Tedbir isteyen taraf, icra dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldıktan sonra ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasını talep ettiğinden, talebi takip hukukuna ilişkin olduğundan, uygulanması gereken İcra İflas Kanunu’nun ilgili hükümleridir. İİK’nın 72. maddesinin 3. fıkrasında “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” düzenlemesi mevcuttur. İİK 72/3 maddesindeki takip başlatıldıktan sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğine ilişkin düzenleme karşısında, sunulan belgeler ile yaklaşık ispat kuralının gerekleşmesi halinde dahi, takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, sunulan belgelerin incelenmemesinin sonuca etkili olmadığı, bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde olmadığından ve davacı tarafça teminat karşılığı ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi de istenilmediği için ilk derece mahkemesinin de red kararını aynı gerekçeye dayandırdığı görülmekle, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı …bank .. Anonim Şirketi vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/08/2021 tarih ve 2021/560 E., Sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/12/2021