Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/163 E. 2021/126 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/163
KARAR NO: 2021/126
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 05/10/2020
NUMARASI: 2020/344 E. 2020/349 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tespit ve tedbir talep eden vekili dilekçesi ile, müvekkilinin … tescil numaralı “…” markasının tescilli sahibi olduğunu, aleyhinde tespit talep edilen firma tarafından da bu ibarenin aynısının kullanılması sebebiyle, Altındağ … Noterliğinin 13.07.2020 tarih ve … Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kullanımın sonlandırılması ihtar edilmesine rağmen faaliyetlerine devam ettiğinden, karşı yanın söz konusu fiillerinin müvekkilinin marka hakkını ihlal ettiğini, karşı yana ait adreste, açılacak olan Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabet davası bakımından delil olarak kullanılmak üzere davalının “…” markasını işletme tabelasında, tüm tanıtım ve reklam ürünlerinde, her türlü yazılı belge ve materyalde (broşür, katalog, ilan v.s), internet ortamında kullanıp kullanmadığının tespiti ile haksız kullanımın tespit olunması halinde, öncelikle tabela kullanımı ile ilgili tecavüzün durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Aleyhinde tespit ve tedbir talep edilen vekili dilekçesi ve duruşmadaki beyanları ile, tedbir talep eden tarafın, daha öncesinde müvekkili şirket ortaklarından …’nın eşi ve şirketin kurucusu … ile bayilik sözleşmesi yaptığını, …’un vefatı üzerine bayilik sözleşmesinin, kurulan müvekkili şirket üzerinden devam ettirildiğini, 2014 yılından bu yana devam eden bayilik ilişkisi olduğunu, bayilik sözleşmesinin geçerlilik şartına bağlı olmadığını, ayrıca davacı tarafında internet sitelerinde müvekkilinin bayisi olarak gösterildiğini, buna dair markaya e-tespit tutanaklarını, müvekkili şirketin tescil belgelerini ve aradaki ticari ilişkiye dahil faturaları dosyaya ibraz ettiklerini, yine karşı tarafça müvekkiline gönderilen e-mail çıktılarında da siparişlerin söz konusu olduğunu, davacı tarafın kötü niyetli olarak arada hiç bayilik ilişkisi yokmuş gibi … sitesinde yeni bir şube açacağından, müvekkilinin muhtemel portföy tazminatı taleplerinden kaçınmak için tespit ve tedbir talebinde bulunduğunu, davacı tarafın bayilik sözleşmesini fesih etmiş ise, TTK’nın 18. maddesi uyarınca müvekkiline noter marifetiyle ihtarname göndermesi gerektiğini, ibraz edilen ihtarnamenin bayilik sözleşmesinin feshine yönelik olmadığını, tabelanın indirilmesinin talep edildiğini, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; mahallinde yapılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporuna göre, tedbir isteyenin 35. Sınıfta tescilli … tescil numaralı “…” mobilya markasının sahibi olduğu, aleyhinde tedbir talep olunan tarafa ait İkitelli … Mah. … … Blok Sk. … … Blok … Başakşehir/İSTANBUL adresinde tabelada “…”, ibaresinin yazı karakterinin tespit isteyen taraf tescili ile uyumlu olduğunun tespit edildiği, aleyhe tedbir istenen vekili arada bayilik sözleşmesi olduğu ve sözleşme fesih edilmeden tedbir talep edilemeyeceğini belirtmiş ise de; tedbir isteyen tarafça çekilen ihtarname ile marka kullanımının sonlandırılmasının talep edildiği, aleyhe tedbir istenenin marka kullanımını hakka dayalı olduğuna dair bu aşamada bir delilin bulunmadığı, feshin tek taraflı irade olup, karşı tarafa varmakla sonuç doğuracağı, feshin haklılığının tedbir aşamasında değerlendirilmeyeceği, haksız fesih halinde portföy tazminatı talebinin başka bir davanın konusu olacağından, mevcut delil durumuna göre yaklaşık ispat koşulunun ve SMK’nun 159 ile HMK 389 maddesi anlamında ihtiyati tedbir koşullarının oluştuğu anlaşılmakla takdiren 20.000,00 TL teminat karşılığı ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiştir. Davalılar vekili istinaf dilekçesi ile; bilirkişi raporunda yer alan 03/07/2013 tarihli sözleşme ile müvekkilinin …’nın İstanbul bayiliğini yaptığının sabit olduğunu, bayilik/tek yetkili satıcılık sözleşmesinin kurulmasının şekil şartına bağlı olmadığını, bayilik/tek satıcılık sözleşmesi ile tespit ve tedbir isteyen şirketin ürünlerinin İstanbul Bölgesi’nde müvekkili tarafından satılması konusunda yetki verildiğini, sözleşme uyarınca müvekkilinin büyük müşteri portföyüne ulaştığını, markasının tanınmasını sağladığını, tespit ve tedbir isteyen şirketin, www…com internet sitesinde müvekkilinin telefon numarasını tedbir kararından sonra dahi İstanbul … Bayii iletişim bilgisi olarak sunmaya devam ettiğini, sunulan faturalardan taraflar arasında bayilik ilişkisinin bulunduğu belirli olduğunu, gönderilen 13/07/2020 tarihli ihtarda sözleşmenin feshine dair açık ve örtülü irade beyanı bulunmadığından, tarafların tacir olması sebebiyle TTK 18/3 maddesine uygun ihbar ve ihtar niteliğinde olmadığından ilk derece mahkemesinin ” fesih tek taraflı irade beyanı olup karşı tarafa ulaşmakla sonuç doğuracağına ilişkin ” tespitinin yerinde olmadığını, marka kullanımı geçerli hukuki sebebe dayandığından ve HMK 390/3 maddesindeki yaklaşık ispat kuralı gerçekleşmediğinden, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Aleyhine tedbir kararı verilen vekilince, Bakırköy 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2020/344 D. İş sayılı tedbir kararının kaldırılması talep edilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 391/3. maddesinde; yüzüne karşı verilmiş olan ihtiyati tedbir kararı aleyhine kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karar verilir düzenlemesi mevcuttur. Mahkemece tedbir kararı duruşmada yüze karşı verildiğinden yasa yolu açıktır. 6100 Sayılı HMK’nın HMK 389.maddesi gereğince mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut, ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Tespit ve tedbir talep eden vekili, … tescil numaralı müvekkiline ait “…” markasının, davalı tarafça kullanımının sonlandırılmasının ihtarname ile istenmesine rağmen, kullanımın devam ettiğinden bahisle Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabet davası açılacağından, mahallinde tespit ve zararın artmaması için tedbir talep edilmiş olup, ihtarname dosyaya sunulmuş, mahkemece mahallinde yapılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporuna ile, aleyhinde tedbir istenen tarafa ait İkitelli … Mah. … Blok Sk. … Blok … Başakşehir/İSTANBUL adresinde tabeladaki “ORİGAMİ”, ibaresinin yazı karakterinin tespit isteyen taraf tescili ile uyumlu olduğu tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki, bayilik sözleşmesinin varlığı, gönderilen ihtarın niteliği itibariyle feshi gerçekleştirmeye yeterliliği, Marka Hakkına Tecavüz ile Haksız Rekabetin mevcudiyeti, açılacak davada yapılacak yargılama ile belirlenecektir. Tedbir isteyen tarafın iddiasını kanıtlayarak lehine karar alması halinde, mevcut durumda değişme olacaktır. Tedbir isteyen tarafça marka tescil belgesi sunulması, davalının ihtilaflı markayı tabelasında kullandığının tespit edilmesi karşısında yaklaşık ispat kuralının yerine getirildiği görülmüştür. Tedbir kararı verilmediği taktirde, ihtilaflı markanın kullanıldığı sürece, davacı tarafın kazanç kaybına ilişkin zararı önemli ölçüde artacaktır. Mahkemece tedbir kararı verilebilmesi için gerekli olan, mevcut durumda değişiklik ihtimali ve ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hali de gerçekleştiğinden, mahkemece karşı tarafın oluşabilecek zararı için 20.000,00 TL teminat alındığından, kararda isabetsizlik olmadığından, aleyhine tedbir istenen tarafın istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 05/10/2020 tarih ve 2020/344 E. 2020/349 K.sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 59,30 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- Davalı taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/02/2021