Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/162 E. 2021/168 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/162
KARAR NO: 2021/168
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/09/2020
NUMARASI: 2015/581 E. 2020/351 K.
DAVANIN KONUSU: MENFİ TESPİT
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkili …’in pazarcılık yaparak geçimini sağladığı dönemde davalıyı tanıdığını ve borç para aldığını, daha sonra ödediğini, ancak davalının müvekkilinden habersiz senet düzenlediğini, müvekkilinin bu senetleri düzenlemediği gibi, imzaların müvekkiline ait olmadığını, TTK’ya göre bonoların zamanaşımının süresinin 3 yıl olduğunu, icra takibine konu senetlerin zamanaşımına uğradığını, müvekkili …’in ise …’in oğlu olduğunu, borç ile ilgisinin olmadığını, İİK 89.maddesi uyarınca 1. ve 2. haciz ihbarnamesi gönderildiğini, senetler üzerindeki imzaların müvekkillerine ait olmaması nedeniyle müvekkillerinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasından yapılan icra takibinin iptaline, alacaklı yanın kötü niyetli olarak takip başlattığı aşikar olduğundan %40’tan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasında takibe konu bonolar incelendiğinde, davacı …’in takip borçlusu olmadığının görüleceğini ve davacının dava dilekçesinde de belirttiği gibi kendisine gönderilen ikinci haciz ihbarnamesine itiraz ettiğinden, takip dosyasında borçlu olmayan davacının menfi tespit davası açmada hukuki yararının bulunmadığını, davacılardan … yönünden açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini, davacı … takibe konu bonolardaki imzanın eli ürünü olmadığı iddiasında bulunmuş ise de; takibe konu bonoların mevcut hali ile davacı tarafından müvekkiline teslim edildiğini, bonolarda tahrifatın söz konusu olmadığını, davacının imzaları bizzat müvekkilinin yanında atmış olduğunu ve imzaların davacıya ait olduğunu, senetlerin üç yıllık zamanaşımına tabi olduğu iddiasının menfi tespit davasına konu edilmeyeceğini, senetlerin tanzim tarihi itibari ile davacının ruh sağlığında bir problem olmayıp, dosyaya sunulan hastane evraklarının tarihinin senetlerin tanzim tarihinden sonra olduğunu, bu nedenle bonoların sıhhatini etkileyen bir hususun söz konusu olmadığını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın; takip konusu bonolardan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, yargılamanın devamı sırasında, davacılardan …’in vefat ettiği anlaşıldığından ve vefat eden davacıya ait mirasçılık belgesi ve mirasçılarına ait vekaletnameler dosyaya sunulduğundan, yargılamaya mirasçılarının katılımı ile devam olunduğu, dosya içinde yer alan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı- alacaklı tarafından, davacı-borçlu … aleyhine, 05/10/2007 tanzim tarihli, 05/01/2008 vade tarihli 1.120,00-TL bedelli, 05/02/2008 vade tarihli 1.120,00-TL bedelli, 05/03/2008 vade tarihli 1.120,00-TL bedelli, 05/04/2008 vade tarihli 1.120,00-TL bedelli, 05/05/2008 vade tarihli 1.120,00-TL bedelli, 05/06/2008 vade tarihli 1.120,00-TL bedelli ve 05/07/2008 vade tarihli 1.120,00-TL bedelli, 05/11/2007 vade tarihli 1.120,00-TL bedelli, 05/12/2007 vade tarihli 1.120,00-TL bedelli ve 30/11/2007 tanzim ve vade tarihli 730,00-TL bedelli 10 adet senet üzerinden icra takibi başlatıldığı, ilgili kurum ve kuruluşlardan …’in ıslak imzalarının bulunduğu evrakların toplanarak, ATK Fizik İhtisas Dairesi’nin 08/01/2020 tarihli raporunda “İnceleme konusu 05.10.07 tanzim 05.12.07 ödeme tarihli 1.120 YTL, 05.10.07 tanzim 05.11.07 ödeme tarihli 1.120 YTL, 30.11.07 tanzim , 30.11.07 ödeme tarihli 730 YTL bedelli senetlerde yer alan borçlu imzaları ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından, söz konusu imzaların …’in eli ürünü olduğu, inceleme konusu diğer senetlerde yer alan borçlu imzaları ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’in eli ürünü olmadığı” tespit edildiğinden, yapılan tespitlerin ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşıldığından hükme esas alınmasına, imza sahteliği iddiası mutlak defilerden olduğundan ve herkese karşı ileri sürülebileceğinden, davacı … yönünden açılan davanın kabulüne, uyuşmazlık konusu senetlerde davacı …’in düzenleyen, davalının ise lehtar durumunda olduğundan, senetlerin yedi tanesinde düzenleyen imzasının davacıya ait olmadığı raporlarla tespit edildiğinden, kötüniyet tazminatı koşullarının oluştuğu anlaşıldığından, davacıların kötü niyet tazminatı isteminin kabulüne, diğer davacı … tarafından aynı bonolara dayalı olarak menfi tespit davası açılmış ise de, takip konusu bonolarda ve icra takibinde yer almadığı anlaşıldığından, taraf sıfatı bulunmadığından, bu davacı tarafından açılan davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, davacının toplanan imza örneklerinde ciddi farklılıklar olduğundan, incelemeye esas senetlerin tarihine yakın tarihli örnekler toplanarak rapor alınması gerekirken, bu kurala uyulmadığından, aynı tanzim tarihli senetlerdeki imzalar arasındaki benzerlik ve farklılıklar ile örnek imzalar arsındaki benzerlik ve farklılıkların denetlenebilir şekilde ortaya konulmadığından, ATK’nın imza incelemesinde son merci olmadığından, hükme esas alınamayacağını, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı tarafın, davacı … yönünden talebi; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında takibe konu bonolardaki imzaların müvekkiline ait olmadığından borçlu olmadığının tespiti, davacı … yönünden talebi ise; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasından gönderilen İİK 89/2 ihbarı sebebiyle, dosya borçlusu …’e borcu olmadığından bahisle, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Mahkemece alınan ATK Fizik İhtisas Dairesi’nin, 08/01/2020 tarihli raporuna dayanılarak kısmi kabul kararı verilmiştir. İmzasına itiraz edilen senetlerin 9 adedi 05/10/2007 tanzim tarihli sıra senetler ve 30/11/2007 tanzim, 30/11/2007 vade tarihli 730,00-TL bedelli senet olduğu tespit edilmiştir. ATK Fizik İhtisas Dairesi’nin 08/01/2020 tarihli raporunun incelenmesinden; davaya konu 05.10.2007 tanzim tarihli 9 adet sıra senetler ile 30.11.2007 tanzim , 30.11.2007 ödeme tarihli 730 YTL bedelli senetlerin tanzim tarihinden öncesine ait, 26/08/1994 tarihli imza beyannamesi, 22/08/1996 tarihli satış sözleşmesi, 7/09/1994 tarihli, yoklama fişi, 27/08/1994 tarihli işe başlama bildirimi, 26/08/1994 tarihli dilekçenin ve 10/02/2008 düzenlenme, 10/04/2008 ödeme tarihli senedin, tatbike medar imza örneği olarak incelendiği tespit edildiğinden davalı vekilinin, imza incelemesine konu senetlerin tanzim tarihine yakın tarihli belge temin edilerek inceleme yapılmadığı yönündeki istinaf talebi ile raporda; senetlerde yer alan borçlu imzaları ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığı belirtilmek suretiyle inceleme şekli ve sonuca ulaşma gerekçeleri belirtildiğinden, aynı tanzim tarihli senetlerdeki imzalar arasındaki benzerlik ve farklılıklar ile örnek imzalar arasındaki benzerlik ve farklılıkların denetlenebilir şekilde ortaya konulmadığına ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Her ne kadar ATK imza incelemesinde son merci değil ise de; mahkemece rapor yeterli görüldüğünde, ATK’nun imza incelemesinde son merci olmaması tek başına kararın kaldırılması gerekçesi olamayacağından, ATK Fizik İhtisas Dairesi’nin, 08/01/2020 tarihli raporunda; “İnceleme konusu 05.10.07 tanzim 05.12.07 ödeme tarihli 1.120 YTL, 05.10.07 tanzim 05.11.07 ödeme tarihli 1.120 YTL, 30.11.07 tanzim , 30.11.07 ödeme tarihli 730 YTL bedelli senetlerde yer alan borçlu imzaları ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların …’in eli ürünü olduğu, İnceleme konusu diğer senetlerde yer alan borçlu imzaları ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’in eli ürünü olmadığı” tespit edilerek, sonuca ulaşma gerekçeleri şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlendiğinden, ATK’nun imza incelemesinde son merci olmadığına ilişkin istinaf talebinin … yönünden HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi, İstinaf dilekçesinde her iki davacı aleyhine istinaf talebinde bulunulmuş gibi taraf gösterilmiş ise de; davacı … yönünden kurulan hükme ilişkin istinaf sebebi bildirilmediğinden hakkındaki istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/09/2020 tarih ve 2015/581 E., 2020/351 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 535,55 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan 134,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 401,55 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- Davalı taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 18/02/2021