Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1598 E. 2021/1574 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1598 Esas
KARAR NO: 2021/1574
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/03/2021
NUMARASI: 2018/1078 E. – 2021/307 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
BİRLEŞEN DAVA (İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1150 Esas)
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili asıl ve birleşen İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1150 Esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin arsa sahipleri ile yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince apartman inşa ettiğini, davacı şirket ile davalı …’ın inşa edilen bağımsız bölümlerin parke kaplamalarının yapılması hususunda anlaştığını, davalı …’a yapılacak iş karşılığında avans olarak …’ın … seri numaralı 30.09.2018 tarihli 50.000 TL bedelli çek ile … seri numaralı 30.10.2018 tarihli 50.000,00 TL bedelli çekin tek imzalı olarak verildiğini, davacı şirketin sözleşme tarihinde müşterek imza ile temsil edildiğini, avans olarak verilen çeklerin bu nedenle tek imza ile düzenlendiğini, davalı …’ın parke uygulamasını yapmadığını, bunun 11.09.2018 tarihli ibraname ile de sabit olduğunu, çeklerin bedelsiz kaldığını belirtmiş, dava konusu çekler nedeniyle davacı şirketin borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin … ile 16.10.2017 tarihinde faktoring sözleşmesi imzaladığını, sözleşme kapsamında 30.09.2018 keşide tarihli ve 50.000,00 TL bedelli çekin alındığını, sözleşme kapsamında ödenmesi gereken bakiyenin ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı şirkete husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, davalı şirketin iyiniyetli hamil olduğunu, iktisabında ağır bir kusur bulunduğu takdirde çeki geri vermekle yükümlü olduğunu, ciro silsilesinin düzgün olduğunu, çekin tek imza ile keşide edilip edilmediğini davalı şirketin bilemeyeceğini belirtmiş, davanın reddine, davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı banka ile davalı … arasında imzalanmış genel kredi sözleşmesi çerçevesinde kredi kullandırıldığını, 30.10.2018 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli çekin kredi borçlarının ifası uğruna davalı bankaya teslim edildiğini, davacının çekin bedelsiz kaldığı yönündeki iddialarını davalıya ileri süremeyeceğini belirtmiş, ayrıntılı açıklamalar kapsamında davanın reddine karar verilmesine, davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Bankası vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı banka yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu çekin ibrazı sonrası ödenmemesi üzerine 02.10.2018 tarihinde davalı …’e iade edildiğini, davalının iyiniyetli hamil olduğunu, davacının iyiniyetli hamile defi ileri süremeyeceğini belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …’a dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davalının süresinde cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür. Birleşen İstanbul Anadolu 5. ATM’nin 2018/1150 Esas sayılı dosyasının … … seri nolu 30/10/2018 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli çeke ilişkin olduğu, davacısının asıl dava davacısı ile aynı olduğu, davalıların … ve … A.Ş olduğu, davanın çek nedeniyle menfi tespit davası olduğu anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince; “Dava konusu …’ın … seri numaralı 30.09.2018 tarihli 50.000 TL bedelli çek ile … seri numaralı 30.10.2018 tarihli 50.000,00 TL bedelli çeklerin tek imzayla keşide edildiği, davacı şirketin Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilen şirket ana sözleşmesi ve imza sirküleri uyarınca keşide tarihinde çift imza ile temsil edildiği, davacı şirketin ticaret sicilinde ilan edilen temsil durumuna göre çift imza ile temsil ve ilzam edileceğinin ilan edildiği, iktisap anında çekteki ciro zincirinin kopuk olup olmadığının iktisap eden tarafından denetlenmesi gerektiği, davacı şirketin tek imzalı çeklerden dolayı borçlandırılmasının temsil yetkisinin kapsamına göre mümkün olmadığı, takip konusu borcun ödenmesi üzerine davanın kendiliğinden istirdat davasına dönüştüğü, dava tarihi itibariyle (17/09/2018) … seri numaralı çekin davalı … Bankası nezdinde olup, 02/10/2018 tarihinde davalı …’e iade edildiği, çek bedelinin anılan davalı tarafından tahsil edildiği, davalı bankanın çekin tahsil edilmesinden kaynaklı bir zenginleşmesi bulunmadığından çek bedelinden sorumlu olmadığı, bu itibarla, davalı banka yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle asıl ve birleşen davanın kabulüne” karar verilmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava konusu çeki temlik aldığı tarihte ve çekin keşide tarihinde, borçlu şirketin tek imza ile temsil edildiğini, bu nedenle Mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu, 14/02/2018 tarihinde borçlu şirket hakkında ticaret sicil gazetesine bu hususta ilan verildiğini, müvekkilinin çeki alırken düzgün ciro silsilesi ile aldığını, iyi niyetli meşru hamil olduğunu beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, yargılamaya devamla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu çeki düzgün ciro silsilesine göre iktisap eden iyiniyetli hamil olduklarını, iç ilişkideki temsil eksikliğini bilmelerinin mümkün olmadığını, temsil eksikliği bakımından imzayı kontrol etme yükümlülüğünün kendilerinde değil muhatap …’a ait olduğunu, imzaların istiklali prensibi uyarınca çekin geçerlilik şartlarını taşıdığını, şahsi defilerin kendilerine karşı ileri sürülemeyeceğini, diğer yandan çekin keşide tarihinde, davacı şirketin tek imza ile temsil yetkisinin bulunduğunu, bu yönden de çekin geçerli olduğunu, 14 Şubat 2018 tarihli ve 9516 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde, davacı … AŞ’nin 2018/04 sayılı Yönetim Kurulu Kararı ile Yönetim Kurulu Başkanı’nın şirketin ünvanı veya kaşesi altına vazedeceği münferit imzası ile şirketi en geniş şekilde ve sınırsız temsil ile ilzam etmesine oy birliği ile karar verildiğini, bu nedenlerle Mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, yargılamaya devamla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Asıl dava, … Sahrayı Cedit şubesine ait … seri nolu 30.09.2018 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli çek, birleşen dava ise … Sahrayı Cedit şubesine ait … seri nolu 30.10.2018 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli çek sebebiyle davacı şirketin davalılara borçlu olmadığının tespitine yönelik olup, asıl davada takip konusu yapılan çekin ödenmesi sebebiyle davanın kendiliğinden istirdat davasına dönüştüğü görülmüştür. Tarafların iddia ve savunmaları ile dosyadaki delil durumuna göre, davacının davalılardan …’a lamine parke kaplama işi yapmak üzere düzenlenen ön sözleşme gereği dava konusu iki adet çekin verdiği, davalının sözleşmeden kaynaklanan edim yükümlülüğünü yerine getirmediği ve böylelikle çekin bedelsiz kaldığının iddia edildiği, davalı … tarafından 30.09.2018 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli çekin asıl dosya davalısı … şirketine cirolandığı, diğer çekin ise genel kredi sözleşmesi nedeniyle borçlu olduğu birleşen dosya davalısı …’ya verildiği görülmektedir. Yukarıda bahsedilen ilişkide, davacı keşideci ile davalı lehdar … çeklerin düzenlenmesine kaynaklık eden sözleşmenin tarafları olup, istinafa gelen davalılar ise, çeklerin hamili konumundadır. Böylece davalı alacaklı hamiller; çekleri ciro yoluyla elde edip, çeklerin lehdarı olmadığından, keşidecinin tek başına borçlu şirket adına çek keşide etme yetkisinin olup olmadığını bilmesinin mümkün olmadığı, temsil eksikliği kambiyo senedinin şekli geçerlilik şartlarından olmadığından bu yöndeki def’inin ancak iç ilişkide sözleşmenin tarafları arasında ileri sürülebileceği dikkate alınarak, belirtilen nedenlerle ayrıca temsil yetkisinin bulunup bulunmadığı tartışmasına girilmeden Mahkemece verilen kararın hatalı olduğu sonucuna varılmıştır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.12.2011 tarih, 2011/12-845 Esas, 2011/781 karar sayılı kararı). Diğer yandan davalı … Bankası A.Ş’nin asıl dava konusu çeki diğer davalı … şirketine iade ettiği, çekte alacaklı ve borçlu sıfatının bulunmadığı, bu durumun subjektif hakka ilişkin olduğu, dolayısıyla davalının husumetinin bulunmadığı anlaşılmakla, Mahkemece, adı geçen davalı hakkında açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken, karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi hatalı görülmüştür. Açıklanan sebeplerle, davalıların istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. Maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine, mevcut delil durumuna göre kötü niyet ispatlanamadığından tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, davalı … Bankası A.Ş’nin pasif husumetinin bulunmadığı anlaşılmakla, işbu davalı hakkında açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu sebebiyle usulden reddine dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalılar vekilinin istinaf isteminin ayrı ayrı KABULÜ ile, 2- İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/03/2021 tarih, 2018/1078 E., 2021/307 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden; Bu kapsamda; 3- Davalı … Bankası A.Ş. hakkında açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu sebebiyle usulden reddine, 4- Asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı reddine, 5- Yasal koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine, 6- Asıl dava dosyası yönünden ( İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1078 E. Sayılı dosyası ) İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 6/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar harcının peşin alınan 853,88 TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 794,58 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine, 6/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6/c- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalı … A.Ş.’ye verilmesine, 6/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalı … A.Ş.’ye verilmesine, 6/e- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalı … Bankası A,Ş,’ye verilmesine, 7-Birleşen dava (İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1150 Esas) İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 7/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar harcının peşin alınan 853,88 TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 794,58 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine, 7/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 8- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 8/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davalılar … A.Ş. ve … Anonim Şirketi tarafından yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde kendilerine iadesine, 8/b- İstinaf yargılaması için davalı … A.Ş tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan tahsiliyle işbu davalıya verilmesine, 8/c- İstinaf yargılaması için davalı … Anonim Şirketi tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan tahsiliyle işbu davalıya verilmesine, 8/d- Davacı tarafça istinaf yargılaması için yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 8/e- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 9- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16/12/2021