Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1596 E. 2022/12 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1596
KARAR NO: 2022/12
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2021
NUMARASI: 2021/78 E. – 2021/467 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/01/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili şirketi arasında yapılan anlaşma gereğince, …9074 tescil numaralı, 24/10/2016 tarihinde tescil edilen 24/10/2016 sözleşme tarihli, … sözleşme numaralı finansal kiralama sözleşmesi gereğince finansmanını sağladığı makinaların davalıya teslim edildiğini, davalının kira bedellerini süresinde ödemediğini ihtarlara rağmen edimini yerine getirmediğini, yine sözleşmenin ilgili maddesi gereğince Beyoğlu … Noterliğin 13/11/2020 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarıyla feshedildiğini, malların iade edilmediğini, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/52 D.İş sayılı dosyası ile tedbir uygulandığını belirterek malların müvekkile teslimine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Taraflar arasında 24/10/2016 tarih, … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmesi 6361 sayılı Kanunun 18 ve 22. maddelerine göre yapılmıştır. Sözleşmede yazılı mal davacı tarafından sunulan belgelere göre, kiralayan davacı tarafından davalı – kiracıya teslim edilmiştir. Davacı tarafça davalıya kira borcunun ödenmesi aksi halde sözleşmenin fesholacağı içerikli Beyoğlu … Noterliğin 13/11/2020 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile 60 günlük mehil verilmiş ancak bu ihtarname muhatabın adreste tanınmaması sebebiyle yapılan tebligat iade dönmüştür; diğer taraftan 4/10/2016 tarih, … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmesine istinaden yapılan ek ödeme planının tebliği sırasında kişinin bu adresten taşındığı bilinir hale gelmiştir. Davacı taraf, davalının sözleşmeden kaynaklanan borcunu ödemediğini ileri sürerek, borcun 60 gün içinde ödenmemesi halinde sözleşmenin fesih olunacağını davalıya ihtar etmek istemiş ve Beşiktaş …Noterliği’nde düzenlenen ihtarnamenin davalıya tebliğini Noter’den talep etmiştir. Bu ihtarnamenin tebliği için gönderilen tebligat evrakının ise, davalının belirtilen adresten taşındığının bildirilmesi sebebiyle tebliğ edilemeden iade edilmiş olduğu ilgili noter tarafından verilen şerhten anlaşılmaktadır. Yukarıdaki bilgiler ışığında tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde 60’ar gün süreyi içeren ihtarnameler usulüne uygun gönderilmeden iş bu davanın açıldığı görülmüştür. Öngörülen süreler kamu düzenine ilişkin olup kısaltılamayacağı gibi ihtarnamelerde de kanuna uygun olarak belirlenen bu süreler davalıya tebliğ edilmeden sözleşmenin feshi söz konusu olamayacağından talebin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davalı ile müvekkili arasında yapılan sözleşmenin tebligata ilişkin maddesinde açıkça tarafların adres değişikliği yapması halinde, bu durumu diğer tarafa noter kanalı ile bildirmesi zorunluluğu getirildiğini, borçlu ile alacaklı arasında yapılan sözleşmenin tebligat adresi ile ilgili hükmünde, sözleşmede yer alan taraf adreslerinin ikametgah adresi olarak kabul edileceği ve adres değişikliği zamanında ve noter kanalı ile bildirilmezse eski adrese yapılacak tebliğin geçerli olacağının kararlaştırıldığını, sözleşme serbestisi ve Tebligat Hükümleri karşısında sözleşmede belirtilen adrese çıkarılan ve bila tebliğ iade edilen tebligatların notere tevdii tarihinde muhataplarına tebliğ edildiğinin kabulü gerektiğini, davalı/kiracı tarafın müvekkiline adres değişikliğine ilişkin herhangi bir bildirimi olmadığını, adresten taşındığını, tebligat gönderilen adresin davalının Mernis adresi olduğunu, yerel mahkemenin kendisinin de davalıya gönderdiği tebligatlar bila döndüğünden, ihtarnamede belirtilen adrese (sözleşme adresine) TK madde 21/2ye göre tebligat yapmak zorunda kaldığını, bu nedenlerle mahkeme kararının incelenerek kaldırılmasını davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Finansal kiralama sözleşmesine konu malın aynen iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece; Davacı yana yapılan ve 60 günlük yasal öneli bildiren temerrüd ihtarnamesinin usulsüz tebliğinden dolayı iade koşullarının oluşmadığı sebeple davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Somut olayda hukuki ihtilaf davacı yanca davalıya gönderilen ve yasal öneli ihtiva eden zorunlu ihtarnamenin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği noktasındadır. Her ne kadar davacı yan istinafında davalının adres değişikliğini bildirmemesi sebebiyle mahkemenin red gerekçesinin doğru olmadığı iddiasında ise de, tebligat incelendiğinde; tebliğ memuru davalı/kiracının sürekli olarak adresten ayrıldığı gerekçesi ile tebligatı merciie iade etmiştir. Oysa; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. a)Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligatın, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılması gerekir. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir. b)Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir. Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından, Anayasanın “Hak arama hürriyeti” kenar başlıklı 36. maddesi ve 6100 Sayılı HMK’nin “Hukuki dinlenilme hakkı” başlıklı 27. maddesi ile Tebligat Kanununun yukarıda bahsi geçen hükümlerine aykırı olacaktır. Tebligat parçasında bu adımların takip edilmediği ve iade edildiği görülmektedir. Davacının yeniden tebligat çıkartması gerekirken çıkartmadığı da anlaşılmaktadır. Sonuç olarak tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/07/2021 tarih ve 2021/78 E., 2021/467 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 06/01/2022