Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1591 E. 2021/1640 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1591
KARAR NO: 2021/1640
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/10/2021
NUMARASI: 2021/195 E. 2021/778 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı Yatırım … A.Ş’den finansal kiralama yolu ile … şasi, … motor numaralı, … marka … kazıcı yükleyici satın aldığını, 23/10/2017 tarihli finansal kiralama sözleşmesinde davalının kiralayan müvekkili …’ın kiracı olarak gösterilmiş ise de; müvekkilinin burada Leasing sistemi ile mal alan şahıs olması nedeniyle 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamına giren tüketici olduğunu, müvekkilinin davalı … A.Ş’ne sözleşmeye konu kazıcı ve yükleyicinin tamiratının yaptırılması için defalarca başvuruda bulunduğunu, davalı şirketin bu yükümlülüğünü yerine getirmediğini, aracın tamiratının yapılmaması nedeniyle müvekkilinin aracı çalıştıramadığını, gelir elde edemediğini ve zarara uğradığını, halen çalışmayan araç için davalıya kira ödediğini, davalı şirketin aracı geri almadığını ve ipoteği kaldırmadığını bildirerek, 23.10.2017 Tarihinde yapılan finansal kiralama sözleşmesinin feshine, … marka … kazıcı yükleyicinin davalı tarafa iadesine, müvekkili tarafından verilen 50.000,00 TL peşinatın, ödenmiş taksitlerin iadesine, Tekirdağ ili Marmara Ereğlisi … Mah, pafta … parsel …’de bulunan taşınmaz üzerinde davalı adına verilen ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile davacı arasında finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, Türk Ticaret Kanunu ticari iş tanımını ve hangi işlerin Ticaret Mahkemesinde görüleceğini hükme bağladığını, açılan davada mahkemenin görevsiz olduğunu ve görevsizlik kararı verilmesini, sözleşme gereğince ayıplı olduğu iddia edilen menkulun davacıya teslim edildiğini, müvekkili şirketin burada ki görevinin mala ilişkin finansman sağlamak olduğunu, makinayı davacıya kiralayan konumda olduğu malın imalatından kaynaklanan ayıplardan yasa ve sözleşme hükümleri gereğince sorumlu olmadığını, satılan makinanın ayıplı olması sebebiyle davacının zararından satıcının sorumlu olduğunu, davacının davayı malı satana karşı yöneltmesi gerektiğini, ancak müvekkili şirket finansal kiralama sözleşmesinin yürürlükte olduğu süre içiresinde malın maliki olduğundan kiracıya (davacıya) satıcıya karşı dava açması için yetki verebileceğini, bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”… Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı ile davalı arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesi kapsamında davacı tarafından seçimi yapılıp dava dışı satıcı şirketten davacı tarafından satın alınan malın ayıplı olduğu, bu sebeple sözleşmenin feshedilerek ödenmiş olunan kira bedellerinin iadesi, bakiye kira bedellerinden de borçlu bulunmadığının tespitine yönelik davanın finansal kiralama sözleşmesinin 7-b maddesi hükmünce finansal kiralama şirketine karşı ileri sürülemeyeceği, malın ayıplı olmasından kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin davanın satıcı şirkete karşı yöneltilmesi gerektiği anlaşıldığından, davanın aktif husumet nedeniyle reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Müvekkilinin davalı … A.Ş. den finansal kiralama yolu ile … Şasi … Motor nolu … Marka … Kazıcı Yükleyici satın aldığını, müvekkilinin burada lising sistemi ile mal alan şahıs olması nedeni ile 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamına giren tüketici olduğunu, 2- Müvekkilinin lising sistemi ile satın aldığı için; garanti süresi içinde, alınan kazıcı ve yükleyicinin bakım ve tamirinden satıcı firmanın sorumlu olduğunu, … A.Ş’ne defalarca aracın tamiratının yaptırılması için başvurmuşsada davalının yükümlülüğünü yerine getirmediğinden aracın tamir edilmediği için, aracı çalıştırarak gelir temini edemediğini, bu nedenle zara uğradığını ve çalışmayan araç için davalıya taksit (kira) ödediğini, davalıya aracı geri almaları ve ödenmiş olan peşinat ve ipotekin kaldırılması için müracaat edilmesine rağmen, davalının aracı almadığını, peşinatını iade etmediğini ve ipoteği kaldırılmadığını, uluslar arası finansal kiralamalar da, kiraya verenin imalat kusurundan doğan her türlü, bakım, onarım, yedek parça tedarikinden dolayı kiralanan aracın çalıştırılamamasından doğacak zararlardan mesul olduğunu, Kiralanan aracın, imalat hatası nedeniyle çalışmadığı halde, davalının arızayı bulamadık diye, arızayı gidermediği gibi, çalışmadığı döneme ait kiralama bedellerini istediğini ve aracın çalışmadığından mütevellit meydana gelen kazanç kaybını karşılamadığını, Mahkeme gerekçesinin son paragrafın da aktif husumetin finansal kiralama şirketine karşı ileri sürülemeyeceği, malın ayıplı olmasından kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin davanın satıcı şirkete karşı yöneltilmesi gerektiği anlaşıldığından davanın aktif husumet nedeniyle reddine karar verildiğini, mahkemenin hükmü kurarken sözleşmenin tüm hususlarını inceleyerek sağlıklı karar vermediğini, istinaf talebinin kabulüne, kararın kaldırılarak, talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi; 23/10/2017 tarihli finansal kiralama sözleşmesi ile davalı şirketten finansal kiralama yolu ile satın aldığı … şasi, … motor numaralı, … kazıcı yükleyicinin arızalı çıkması nedeniyle tamiratının yaptırılması için başvuruda bulunduğu halde davalı şirketin bu yükümlülüğünü yerine getirmediğinden, çalıştıramadığı için zarara uğradığından, sözleşmenin feshi, sözleşme konusu kazıcı yükleyicinin davalıya geri verilerek, ödediği 50.000,00 TL peşinat ile taksitlerin iadesi ve Tekirdağ ili Marmara … Mah, pafta … parsel … ‘de bulunan taşınmaz üzerinde davalı adına tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına ilişkindir. Mahkemece, dava dışı satıcı şirketten davacı tarafından satın alınan malın ayıplı olduğu, bu sebeple sözleşmenin feshedilerek ödenmiş olunan kira bedellerinin iadesi, bakiye kira bedellerinden de borçlu bulunmadığının tespitine yönelik davanın finansal kiralama sözleşmesinin 7-b maddesi hükmünce finansal kiralama şirketine karşı ileri sürülemeyeceği, malın ayıplı olmasından kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin davanın satıcı şirkete karşı yöneltilmesi gerektiği anlaşıldığından, davanın aktif husumet sebebiyle reddine karar verilmiştir.1- 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/k ve l. maddelerinde tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere, ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere, her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak ifade edilmiştir. Davacının 23/10/2017 tarihli finansal kiralama sözleşmesi kapsamında davalı şirkete temin ettiği finans ile dava dışı şirketten … şasi, … motor numaralı, … kazıcı yükleyicinin iş makinesi satın aldığı, finansal kiralama sözleşmesine konu aracın iş makinesi olması sebebiyle kazanç teminine yönelik kullanılacağından, tüketim amaçlı olmadığı sabittir. Bir işlemin tüketici işlemi kabul edilebilmesi, taraflardan birinin tüketici olması zorunlu olup, sözleşme konusu aracın davacı tarafça kazanç temini amaçlı satın alındığından davacı tüketici olmadığından, taraflardan birinin tüketici olması koşulu gerçekleşmediğinden, finansal kiralama sözleşmesi tüketici işlemi değildir. Davanın Tüketici Mahkemesinde görülebilmesi için, taraflardan birinin tüketici olması ve ihtilafın tüketici işleminden doğması gerektiğine ilişkin şartlar davada gerçekleşmediğinden, davanın Tüketici Mahkemesi’nde görülmesi mümkün olmadığından, davacı vekilinin davada Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğuna ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. 2-Taraflar arasındaki sözleşmenin 7/b. maddesinde; sözleşme konusunu teşkil eden malın kiracı tarafından seçilip beğenildiğinden satıcının da kiracı tarafından bulunmuş olması sebebiyle malın alımı, temini, teslimi, montajı, malla ilgili her türlü ayıptan kiralayanın bir sorumluluğunun olmadığı, bu sebeple kiralayana karşı her ne nam altında olursa olsun bir talep ve dava hakkının bulunmadığının kiracı tarafından peşinen kabul ve ikrar edildiği, kiralananın satıcının taahhüt ettiği biçimde çalışmaması, 3. kişinin kiralanan üzerinde herhangi bir hak iddia etmesi ve benzeri hallerde kiracının kiralayandan hiçbir talepte bulunamayacağı, kiralama bedellerinin ödenmemesi, tenzil edilmesi, geç veya eksik ödenmesi yoluna gidilemeyeceği’nin kararlaştırıldığı, kira bedellerinin ödenmesini düzenleyen 11/a maddesinde; “….kiralananın kullanılmasını ve kiralanandan faydalanılmasını kısmen yada tamamen engelleyecek her türlü eksiklik, kaza, bozukluk ve benzeri hallerin varlığını veya üçüncü kişilerin kiralanan üzerinde hak iddia ettiğini ileri sürerek, herhangi bir nedenle kira bedellerini ödemekten kaçınamaz, geç yada eksik ödeyemez” kiralananın bakım ve onarımını düzenleyen 15. maddesinde; kiracı, sözleşme süresince kiralananın garanti ve satış sonrası servis hizmetlerini üretici veya satıcıdan, yetkili servisten bizzat sağlamakla yükümlüdür, bütün kiralama bedellerinin muaccel hale gelmesini düzenleyen 41.maddesinde “….kiralayanın bu sözleşmede yer alan sebeplere dayanarak iş bu sözleşmeyi fesih etmesi halinde, kiracının ek 2 de yer alan ödeme planına göre vadesi gelmemiş tüm kiralama bedelleri ve kiracının sair borçları kendiliğinden muaccel hale gelecek ve kiracı muaccel hale gelen kiralama bedellerinin 3 gün zarfında ödemekle yükümlü olacaktır”düzenlemesinin yapıldığı tespit edilmiştir. TBK 26. maddesi uyarınca sözleşme serbestliği ilkesi çerçevesinde taraflar sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içerisinde serbestçe belirleyebilirler. TBK 27. maddesi ile “kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı ve konusu imkansız olan sözleşmeler” hükümsüz kabul edilmiştir. Taraflar sözleşmeyi serbest iradeleri ile imzalamıştır. Sözleşme TBK 27. maddesi ile hükümsüz sayılan unsurları taşımadığından geçerlidir. Davacı taraf kazanç temin etmek amacı ile finansal kiralama sözleşmesi akdetmiş olup, basiretli davranıp sözleşme tanziminden önce gerekli araştırmaları yaparak aracın ayıplı çıkması halinde, finansal kiralama şirketinin kendisine karşı sorumlu olmasını temin edecek hükümlerin sözleşmede yer almasını temin etmesi gerektiği halde, yeterli araştırma ve inceleme yapmaksızın tanzim edilen sözleşme hükümlerini kabul etmiş ise ahde vefa ilkesi uyarınca sonuçlarına katlanması gerekir. Sözleşmenin 11/a maddesi uyarınca aracın tamir edilmemesi sebebiyle kira bedellerini ödemekten kaçınamayacağı düzenlendiğinden, davalı taraftan talep edemeyeceğinden, davacı vekilinin tamirat bedelinin ödenmesi gerektiğine ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Hükmün kapsamı, usul hükmü olup, usul hükümleri kamu düzenine ilişkin olduğundan, HMK 355.maddesinin ikinci cümlesi uyarınca kamu düzenine aykırılık yönünden re’sen inceleme yapılmıştır. Hükmün kapsamını düzenleyen HMK 297/1-c. maddesinde “tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri”, HMK 297/2. maddesinde “hükmün sonuç kısmında, …., taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi bulunmaktadır. İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/312 E. sayılı dosyasının incelemesinde; davacının …A.Ş, davalının … olduğu, davanın 20/05/2019 tarihinde açıldığı ve davanın finansal kiralamadan kaynaklanan alacak davası olduğu, yapılan yargılama sonucunda; davalının taraflar arasında yapılan finansal kiralama sözleşmesine uymadığı, finansal kiralamaya konu malı teslim almasına rağmen kira borcunu süresinde ödemeyerek mütemerrit duruma düştüğü, yapılan ihtara rağmen borcunun tamamını ödemediğinden sözleşmenin haklı olarak feshedildiği gerekçesi ile davanın kabulüne, … şasi numaralı … motor numaralı, … kazıcı yükleyicinin davalıdan aynen iadesine karar verildiği, dosyanın istinaf incelemesinde olduğu tespit edilmiştir. Davada, finansal kiralama şirketi davacı olduğundan, derdestlik söz konusu olamaz ise de; görülmekte olan davadaki “23.10.2017 Tarihinde yapılan finansal kiralama sözleşmesinin feshi,… kazıcı yükleyicinin davalı tarafa iadesi,” yönündeki talepler aynı olduğundan, karar kesinleştiğinde bu taleplerin konusu kalmayacağından verilen kararın kesinleşmesinin beklenmesi zorunludur. Davacı tarafın 23.10.2017 tarihinde yapılan finansal kiralama sözleşmesinin feshine, … kazıcı yükleyicinin davalı tarafa iadesine, müvekkili tarafından verilen 50.000,00 TL peşinatın, ödenmiş taksitlerin iadesine ve Tekirdağ ili Marmara Ereğlisi … Mah, pafta … parsel …’de bulunan taşınmaz üzerinde davalı adına verilen ipoteğin kaldırılmasına ilişkin taleplerinden, ipoteğin kaldırılması yönündeki talep ayrılmış ve peşinat ile ödenen taksitlerin iadesi yönünden husumet yokluğundan dava reddedilmiş ise de; mahkemece sözleşmenin feshi ve kiralama konusu aracın davalı tarafa teslimine ilişkin talep yönünden gerekçe ve hüküm fıkrasında bir karar verilmediği, aktif husumet ehliyeti davacı tarafın dava açma hakkının bulunmaması, pasif husumet davalıya dava yöneltilememesi, davalı olma sıfatının bulunmaması halinde verilecek ret gerekçesi olup, mahkemece davalı aleyhine dava açılamayacağı, husumet yöneltilemeyeceği gerekçe olarak belirtildiği halde, dava aktif husumet yokluğundan reddedildiğinden, bu hali ile gerekçe ve hükmün fıkrası birbirine aykırıdır. Mevcut karar, mahkemece verilen kararın, gerekçe ve hüküm fıkrasının birbirine aykırı olamayacağına ilişkin kurala aykırı olduğu gibi, HMK 297. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen, taleplerden her biri hakkında verilen hüküm bulunması gerektiğine ilişkin muhtevayı taşımadığı ve usule uygun olmadığı, ayrıca önceki karar tarihi itibariyle davalı tarafça açılan İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/312 esas sayılı davasında aynı finansal kiralama sözleşmesine konu aynı kazıcı yükleyicinin finansal kiralama şirketine iadesine karar verildiğinden, her ne kadar o davada davacı, görülmekte olan davanın davalısı olduğu için derdestlik söz konusu olmaz ise de, dosyanın geçirdiği aşama nazara alınarak, karar kesinleşmiş ise, sözleşmenin feshi ve aracın iadesi yönünden bu dava için pek kuvvetli delil yada kesin hüküm oluşturup oluşturmayacağının tartışılması gerektiğinden, akıbetinin sorulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesi kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 355. ve 353/1-a/6 maddeleri gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/10/2021 tarih ve 2021/195 E. 2021/778 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6 ve 362/(1)/g. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 23/12/2021