Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1575 E. 2022/11 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1575 Esas
KARAR NO: 2022/11
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/11/2021
NUMARASI : 2020/647 E. – 2021/824 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/01/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 2019 yılı Aralık ayı içinde maddi sıkıntıya düştüğünü, bu aşamada şirkete ait araç ve ekipmanların satışının yapılarak müvekkili şirketin ekonomik sıkıntısının giderileceği vaadiyle dava dışı … ve … ile irtibat kurulduğunu, araçların satımı için, ilgili kişilere vekalet verildiğini, bir kısım araçlar satıldığı halde bedelinin müvekkili şirkete ödenmediğini, …’ın kendilerinin de nakit sıkıntısı çektiklerini, bu sebeplerle kredibilitesi yüksek davalı şirket lehine çek düzenlemeleri halinde kendisine gerekli ödemelerin yapılacağını beyanla …’in direktifleri doğrultusunda dava dilekçesinde belirtilen sıralı toplam 1.035.000 TL tutarındaki çeklerin düzenlendiğinin ancak söz konusu çeklerin herhangi bir borca karşılık düzenlenmediğini, dolayısıyla söz konusu çeklerden dolayı müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitine ve çekler yönünden ödemeden men yasağı kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin merkez adresinin dava dilekçesinde de belirtildiği üzere Rize olduğunu, bu sebeplerle HMK 6.md gereğince yetkili mahkemenin Rize ATM olduğunu, bu bağlamda öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Davacı tarafından davalı şirket aleyhine dava dilekçesinde belirtilen toplam 1.035.000-TL’lik sıralı çeklere istinaden menfi tespit davası açtığı, davalı tarafın süresinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunduğu, davalı şirketin merkez adresinin dava dilekçesinde de belirtildiği üzere Rize olduğu, dava dilekçesinin de Rize adresinde tebliğ edildiği, dava konusu yapılan işlemin mahkememiz yargı sınırları içinde bulunan şirkete ait şube tarafından yapıldığına ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı, bu kapsamda HMK 14/1 maddesinin uygulanma imkanının bulunmadığı, davalı tarafın yetki itirazının HMK 6/1 maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, sonuç itibariyle davalı şirketin merkez adresinin Rize olması sebebiyle davalı tarafın süresinde ve usulüne uygun yetki itirazının kabulüne karar” verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Yerel mahkemede görülen davanın konusunun kambiyo senetlerine (çeke) dayanan bedelsizlik iddiası üzerine görülen menfi tespit davası olduğunu, müvekkili ile davalı arasında ticari bir iş gerçekleştirilmediği, taraflar arasında herhangi bir edim ifa ilişkisinin varlığının bulunmadığına, iş bu sebeple ilgili çeklerin tamamının karşılıksız olduğunun tespitinin talep edildiğini, Yargıtayın istikrar kazanmış kararlarına da göre de Kambiyo Senetlerinden çek ile alakalı ikame edilecek menfi tespit davalarında çekin ödeme yerinin bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olacağının kabul edildiğini, dosya içeriği incelendiğinde karşı tarafın ağır hileli hareketleri bulunduğunu, İstanbul İli Bakırköy Ticaret Mahkemeleri Yargı alanı içerisinde şubelerinin bulunduğunu, müvekkillerinin Rize ilinde herhangi bir faaliyetinin bulunmadığını, aksine Davacı Tarafın İstanbul İli Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri yetki sahasında faaliyetlerinin bulunduğunu, esasla alakalı olarak dolandırıcılık faaliyetinin başkaca mağdurlara karşıda gerçekleştirildiğini ilgili mağdurlarında İstanbul yargı sınırları çerçevesinde bulunduğunun aşikar olduğunu, dolayısıyla mantıken davalı tarafın şube faaliyeti olarak nitelendirilebilecek bir takım iş ve hareketlerin aynı tarihlerde aynı yargı çerçevesinde işlendiğinin tespit edilebilir olduğunu, -Yerel Mahkemeden davanın başından beri kambiyo senetlerinin ödemeden men edilmesini talep ettiklerini, ilgili kambiyo senet muhteviyatları belirli olmasına , Muhatap bankadan çeklerle alakalı sorgu sonuçları celb edilmesine rağmen herhangi bir karar verilmediğini, -TTK 799 md uyarınca çekte cayma hakkı bildirimi taleplerinin kabul görmediğini, tüm sebeplerle hukuka ve hakkaniyete aykırı Yerel Mahkeme tarafından, yetki yönünden verilen yetkisizlik kararının kaldırılmasına, Davaya konu kambiyo senetleri ile alakalı ödemeden men yasağının teminatsız olarak verilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, icra takibinden önce açılan borçlu olunmadığının tespiti (menfi tespit) istemine ilişkindir. Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde süresinde yetkisizlik itirazında bulunarak, Rize Mahkemelerinin yetkili olduğunu bildirdiği, mahkemece de davalıların yerleşim yerinin Rize Mahkemeleri olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verdiği görülmüştür.Bilindiği üzere icra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında yetkili mahkemeler genel yetki kuralına göre belirlenecektir. 6100 sayılı HMK’nin 6.maddesinde genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu belirtilmiştir. Dava çeke dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup, dava konusu çeklerin incelenmesinde, keşide yerinin İstanbul olduğu, muhatap bankanın Beylikdüzü’nde bulunduğu görülmüştür. Dava, takipten önce açılmıştır. Takipten önce açılan menfi tespit davalarında, genel ve ilgili yasalarda öngörülen özel yetki kuralları uygulanır. İİK’nun 72/son maddesindeki yetki kuralları, takipten sonra açılan menfi tespit davalarında uygulama yeri bulunan kurallar olup, takipten önce açılan menfi tespit davaları yönünden diğer yetki kurallarını ortadan kaldırmaz. Dava, dava konusu çekler sebebiyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, dava tarihinden önce girişilmiş bir icra takibine rastlanılmamıştır. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında yetkili mahkeme, genel yetki kurallarına göre belirlenir. Dava konusu çeklerde muhatap bankanın yani akdin ifa yerinin Beylikdüzü olması sebebiyle Bakırköy Mahkemelerinin de yetkili olduğu görülmüştür. HMK.nun 10. maddesi hükmüne göre muhatap bankanın bulunduğu yer ödeme yeri sayıldığından akdin ifa yeri olan İstanbul Bakırköy Mahkemeleri yetkilidir. Bu durumda mahkemece yetki itirazının reddi ile işin esasına girilerek iddia ve savunma çerçevesinde deliller toplanıp hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş olup davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür. (Yargıtay 19 HD.nin 2014/19985 Esas, 2015/657 Karar sayılı içtihadı ve Yargıtay 19 HD.nin 2014/18730 Esas, 2015/7822 Karar sayılı içtihatları da benzer mahiyettedir). Sonuç itibariyle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2- Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/11/2021 tarih, 2020/647 E. 2021/824 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.06/01/2022