Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1572 E. 2021/1639 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1572
KARAR NO: 2021/1639
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/06/2021
NUMARASI: 2020/848 E. 2021/368 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkilinin alacağına ulaşabilmek için tasfiye halindeki … A.Ş ‘den 3.273 USD olan alacağının tahsil edilip kendisine verilmesi amacıyla davalıya temlik ettiğini, ancak davalı şirketin müvekkiline ait olan 3.273 USD’yi müvekkiline teslim etmediğini, bu sebeple İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız ve mesnetsiz itiraz etmesinden dolayı itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davanın temlikten doğan bakiye alacak talebi olduğunu, davacının tacir olmadığını, bu nedenle usul ve yasa gereği Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, huzurdaki davanın görevsizlik sebebiyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın taraflar arasında düzenlenen alacağın temliki sözleşmesi nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında, davacı tarafından davalı şirket aleyhine 3.273 USD’nin yasal faizleri, icra masrafları ile birlikte tahsili amacı ile takip başlatıldığı, başlatılan takibe davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, esas davanın yasal süre içerisinde açıldığı, 6102 sayılı TTK’nın 3. maddesinde sayılan haller nazarında dava mutlak nitelikte ticari davalardan olmadığı gibi, davacının da tacir sıfatı bulunmadığı, taraflar arasında imza edilen temlik sözleşmesine konu edilen alacağın borçlusu, tasfiye halindeki … A.Ş. ise bu davada taraf olmadığı, davacının da tacir sıfatı taşımadığı, uyuşmazlığın ticari dava olmadığı, 6098 sayılı TBK’nın 183 vd. maddeleri hükümlerine göre çözüleceği, yargılamanın Asliye Hukuk Mahkemesi görevine girdiği (emsal için bknz. Yargıtay 11. H.D 2017/1069 E. 2018/5194 K. Sayılı ilamı ve İstanbul BAM 16. H.D 2018/2997 E. 2018/2194 K. Sayılı ilamı, İstanbul Bam 43. HD D: 2020/2292 K: 2021/200, İstanbul Bam 46. HD D: 2020/3490 K: 2020/656, Ankara Bam 21.HD E: 2021/413 K: 2021/387 sayılı ilamlar) görev hususu resen takdir edileceğinden, mahkeme uyuşmazlığı çözmekte görevsiz olduğundan, davanın usulden reddiyle, görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın, müvekkili şirket ile davacı taraf arasında yapılan sözleşmeden kaynaklanan alacak davası olduğunu, ihtilaf konusu sözleşme ve bu sözleşmenin ifasının tacir olan müvekkilinin ticari işletmesi ile ilgili olup, ticari iş niteliğinde olduğundan, TTK’nun 19. maddesi uyarınca taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan bir iş/sözleşme diğer taraf için de ticari iş sayılacağından, dava konusu uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkemenin, TTK’nun 4. ve 5. maddeleri gereğince Ticaret Mahkemesi olduğunu, TTK 4/1-f bendinde, “ Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır.” hükmü bulunduğunu, dava konusu uyuşmazlığın, dava dışı Tasfiye Halinde …A.Ş. nezdindeki davacı hesabının müvekkili şirkete temlikine ilişkin sözleşmeden doğduğundan, dava konusu işin niteliği itibarıyla TTK’nun 4/1-f bendi kapsamında kaldığını, davaya bakmanın Ticaret Mahkemesinin görevi dâhilinde olduğunu, Yargıtay 20.HD.’nin 2018/3018 E., 2018/4835 K. sayılı, 25.06.2018 tarihli, Yargıtay 19.HD. 2016/17275 E., 2018/1741 K. sayılı kararı, İstanbul BAM 44.HD. 01.07.2021 tarihli, 11.02.2021 tarihli, İstanbul BAM 37.HD. 09.07.2020 tarihli, İstanbul BAM 16.HD. 07.07.2020 tarihli, İstanbul BAM 14.HD. 29.12.2019 tarihli kararlarında aynı doğrultuda karar verildiğini, tarafları arasındaki uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olup, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerektiğini, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi;… A.Ş’inde katılım hesabı sahibi iken, bu kuruluşun tasfiye haline girmesinin akabinde davalı … A.Ş.’nin, alacaklarını temlik alarak sözleşmede belirtilen vadelerde ödemeyi taahhüt ettiği halde ödemediğinden, tahsili için başlatılan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takibine, borçlunun haksız itiraz ettiğinden bahisle, davalının itirazının iptaline karar verilmesine ilişkindir. Mahkemece; 6102 sayılı TTK’nın 3. maddesinde sayılan haller nazarında dava mutlak nitelikte ticari davalardan olmadığı gibi, davacının da tacir sıfatı bulunmadığı, taraflar arasında imza edilen temlik sözleşmesine konu edilen alacağın borçlusu, tasfiye halindeki … A.Ş. ise bu davada taraf olmadığı, davacının da tacir sıfatı taşımadığı, uyuşmazlığın ticari dava olmadığı, 6098 sayılı TBK’nın 183 vd. maddeleri hükümlerine göre çözüleceği, yargılamanın Asliye Hukuk Mahkemesi görevine girdiği, görev hususu resen takdir edileceğinden, mahkeme uyuşmazlığı çözmekte görevsiz olduğundan, davanın usulden reddiyle, görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Davacı ile davalı şirket arasında 20/08/2011 tarihli “Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesi” başlıklı sözleşme ile; “4.1. “Muhatap” Tasfiye Halindeki … A.Ş.’nde … Numaralı kâr ve zarar katılım akdi, cari hesaplar ve hesapların eklerinde bulunan 3.273,00 USD’yi ve 0,00 EURO’yu bütün hakları ile birlikte “Temlik Alana” temlik etmiştir. 4.2. “Muhatap” daha evvelce Türk Lirası hesapların Amerikan Dolarına, Alman Markı hesapların EURO’ya çevrilmiş olması nedeni ile, gerek Türk Lirası, gerekse Alman Markı alacağı kalmadığını kabul ve beyan eder. Buna ilişkin olarak tarafların tamamını en geniş anlamda gayri kabili rücu ibra eder. 4.3. “Temlik Alan”, “Muhatabın” kendisine temlik ettiği tutarı, Muhataba” aşağıda belirtilen vadelerde taksitler halinde ödeyecek olup, her bir taksit ödeme günündeki TCMB döviz alış kuru karşılığı Türk Lirası olarak ödeyecektir.” hükümlerini içeren, … ile davacı arasındaki kar ve zarar katılım aktinden bağımsız bir sözleşme düzenlendiği ve davacı tarafın bu sözleşme uyarınca süresinde ödenmeyen taksitlerden dolayı icra takibi başlattığı, borçlu itirazı ile takip durduğundan, yapılan itirazın iptalinin istendiği tespit edilmiştir. Bir davanın ticari dava olabilmesi için, tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez. Dava, hukuki niteliği itibari ile, davacı ile dava dışı Tasfiye Halinde … A.Ş. nezdindeki 491025 numaralı kâr ve zarar katılım hesabı sözleşmesinden bağımsız olarak taraflar arasında düzenlenen ve kendi başına hüküm ifade eden 20/08/2011 tarihli alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın geri ödenmesine yönelik ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali davası olup, davacı tacir olmadığından, yasada belirtilen her iki tarafın tacir olması ve ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğmasına ilişkin koşul bulunmadığı gibi, TTK 4. maddesinde sayılan davalardan da olmadığından, davanın ticaret mahkemesinde görülmesi mümkün değildir. Davanın niteliği itibariyle 6100 Sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiğinden, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/7717 -10326 esas ve karar sayılı 12/10/2015 tarihli kararı ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21/03/2019 tarihli, 2017/11-2630 esas ve 2019/ 328 karar sayılı kararı) davalı vekilinin görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu tespit edilmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında yasaya içtihatlara aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/06/2021 tarih ve 2020/848 E. 2021/368 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a ve 362/1-g maddeleri gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/12/2021