Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1569 E. 2021/1619 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1569
KARAR NO: 2021/1619
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/09/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2019/300 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı tarafça sunulan dava dilekçesinde özetle; Davacı …, … tarafından Kadıköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla aleyhine icra takibi başlatıldığını; icra takibinin konusunun 20/09/2011 keşide tarihli, 31/10/2012 ödeme tarihli ve 3.000.000 USD bedelli senet olduğunu, senette keşideci olarak kendisinin, lehtar olarak davalı …’nın görüldüğünü, senedin bu lehtar tarafından …’a ciro edildiğini, bu şahsın da senedi icraya koyduğunu ancak imzanın sahte olduğunu, senedi imzalamadığını belirterek, Kadıköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibine konan senetten ve dolayısıyla icra takibinden ötürü borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini ayrıca davalılardan kötü niyetli takip tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; Davalılarca sunulan cevap dilekçesinde özetle; Her iki davalı da davanın yersiz olduğunu savunmuş, ayrıca icra alacaklısı … davacımızdan kötü niyetli dava tazminatı tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesinin 16.09.2021 tarihli ara kararıyla; “Talep eden tereke temsilcisinin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında devam etmekte olan takibin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına ilişkin taleplerinin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davanın sadece imza sahtekarlığına karşı açılmış olmadığını, müvekkilinin yaşı, kendisine vasi tayin edilecek oranda ruhsal ve fiziksel rahatsızlıklar içerisinde olması gibi sebeplerin de vakıalar arasında yer aldığını, dava devam ederken davacıya Edremit Sulh Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla vasi tayin edilmiş olmasının imza sahtekarlığı dışındaki iddialarını desteklediğini, kendisine vasi tayin edilen …’nin 17.01.2020 tarihinde vefat ettiğinden Tereke Temsilciliği olarak işbu davaya dahil olunduğunu, Mahkemece, temlik alacaklılarının haklarını korumak amacıyla tedbirlerin kaldırıldığını, Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturmasında temlik alanların da şüpheli bulunduğunu, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından 2021/8328 Soruşturma sayılı takip alacaklıları ve temlik alacaklarının tamamı hakkında tahkikat başlatıldığı gözetilerek ilgili dosyanın incelenmesi ve ondan sonra talebe ilişkin karar verilmesi gerekirken, taleplerinin reddedildiğini, istinaf taleplerinin kabulüne, 16.09.2021 günlü kararın kaldırılmasına, ihtiyati tedbirin açıklanan sebeplerle konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, fiil ehliyeti bulunmayan muris tarafından düzenlenen bonoya dayalı açılan menfi tespite ilişkindir. 6100 Sayılı HMK’nın 341/1. Maddesi; ” İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir” şeklindedir. Bu doğrultuda tedbir talebinin reddine ilişkin ara karara yapılan itiraz değerlendirme konusudur. Geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati tedbir HMK 389 vd. Maddelerinde düzenlenmiştir. 6100 Sayılı HMK 389 mad.” mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli şekilde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklindedir. Maddeden açıkça anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir ancak uyuşmazlık konusu üzerine, konulabilir. Ayrıca, aynı yasa 390/3 gereğince, tedbir talep eden davacının esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Somut olayda ilk derece mahkemesince de benimsendiği üzere henüz davacı iddialarını yaklaşık ispatlayacak düzeyde delillerin toplanmadığı gibi, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da imkansız hale geleceği hususlarında iddia ve ispatlanmış değildir. Davacı, her ne kadar Soruşturma dosyasının incelemeye alınmasını talep etmiş ise de, soruşturmanın henüz sonuçlanmadığı, alacağın yargılama gerektirdiği, değişen duruma göre yeniden tedbir kararı verilebileceği, bu aşamada tedbir kararı verilmesini gerektirir yeterli delilin bulunmadığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.09.2021 tarih ve 2019/300 E. Sayılı ara kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/12/2021