Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1568 E. 2021/1592 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1568
KARAR NO: 2021/1592
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 06/07/2021
NUMARASI: 2020/63 E. – 2021/138 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava konusu “…” markasının gerçek hak sahibi, o markayı ilk kez ortaya koyan ve ona ayrıt edicilik kazandıran kişinin davacı olduğunu, davalının “…” ve “…” markalarını kullanmadığını beyan ederek kullanmama nedeniyle söz konusu markaların iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu markaların yıllardır kullanıldığını ve halen kullanılmakta olduğunu, hatta grup şirketlerinden ikisinin unvanı olarak kullanıldığını, davacı taleplerinin haksız olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; “Dava konusu “…” ve “…” markalarının 5 yıllık yasal süresi içerisinde ciddi biçimde kullanılmadığı, davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne, davalı adına tescilli … tescil numaralı ”…” ve … numaralı ”…” markalarının kullanılmama nedeni ile 09. sınıftaki tüm mallar ve 35. sınıfta yer alan 09, 11 ve 12. sınıflar altındaki mallara ilişkin hizmetler bakımından kısmen iptaline,” karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; “…” ve “…” markalarının davalı şirketin cirosuna katkı sağlayan markalar olduğunu, müvekkili şirket tarafından bu markaların hali hazırda kullanıldığını, markalar üzerindeki adres kayıtları ve piyasaya yönelik kullanım alanları incelendiğinde faal olarak görüldüğünün anlaşılacağını beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, … ve … tescil numaralarıyla davalı adına tescilli markaların kullanmama sebebiyle iptaline karar verilmesi istemli davadır.Davacı vekili; davalı şirket adına tescilli … numaralı ”…” ve … numaralı ”…” markalarının kullanılmadığı mal ve emtialar bakımından iptalini talep etmiş, davalı; davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece; davalının dava konusu markaları 5 yıl boyunca kullandığını ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karar yukarıda belirtilen nedenlerle davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davalı vekili her ne kadar, “…” ve “…” markalarının hali hazırda kullanıldığını, marka üzerindeki adres kayıtları ve piyasaya yönelik kullanım alanları incelendiğinde faal görüldüğünün anlaşılacağını, “…” markasının kullanmama sebebiyle iptaline ilişkin olarak davacının hukuki yararının bulunmadığını, davacının TPMK’ya başvuru yapıp ret kararı aldıkları markanın “…” markası olduğunu beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiş ise de; kullanmamaya dayalı iptal davalarında, markayı dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık sürede ciddi ve kesintisiz olarak kullandığını ispat yükü marka sahibi olan davalıya ait olup, mevcut delil durumuna göre kullanımın ispat edilemediği, Mahkemece bu yöndeki tespitin yerinde olduğu anlaşılmıştır.Diğer yandan “…” markasının esaslı unsurunun ”…” ibaresi olması ve davalıyla benzer sektörde faaliyet gösteren davacının 6769 sayılı SMK’nun 26/2.maddesi kapsamında ilgili kişilerden olması dikkate alınarak, bu marka yönünden davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmakla verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, açıklanan sebeplerle davalının istinaf başvuru sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 06/07/2021 tarih ve 2020/63 E., 2021/138 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,5- Davalı tarafından yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 16/12/2021