Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1513 E. 2021/1705 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1513
KARAR NO: 2021/1705
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/09/2021
NUMARASI: 2021/571
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava konusu çekin müvekkili tarafından muhatap bankaya ibraz edildiğini, karşılıksızdır işlemi görünce de müvekkili tarafından ciranta olan … ve keşideci … A.Ş. Aleyhine icra takibine başlandığını, dava konusu çekin … ile olan ilişkiye istinaden davacıya verildiğini, davalının çekte ciranta olarak görünmesine rağmen gerçekte çekin kefili olduğunu, buna ilişkin olarak tutanak düzenlendiğini, icra takibi sürecinde dosya borcunun davalı … tarafından ödenerek çekin icra müdürlüğünün kasasından teslim alındığını, akabinde davalı …’in çeki işleme koyarak haciz işlemleri yapacağından bahisle müvekkiline mesajlar atmakta ve yanı sıra kim oldukları belli olmayan mevhum şahıslara bu doğrultuda aramalar yaptırdığını, davalının İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/554 D. İş sayılı dosyasıyla müvekkil aleyhine ihtiyati haciz talebinde bulunduğunu, müvekkili tarafından bu dosyaya itiraz edildiğini, davalının çeke dayalı istem hakkının bulunmadığını, bu nedenlerle öncelikle müvekkili bakımından telafisi imkansız ya da zor zararlar meydana gelmemesi için yargılama süresince müvekkili aleyhine icra takibi başlatılmaması, şayet başlatılan icra takibi var ise icra takibinin dava sonuçlanıncaya kadar durdurulması yönünde bila teminat bu talep kabul görmezse makul bir teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkiline karşı haksız ve hukuka aykırı olarak yapmış olduğu takip sebebi ile, icra tehdidi altında kalan müvekkilinin, takip borcunu ödemek zorunda kaldığını, bunun üzerine müvekkilinin de icra tehdidi altında ödemiş olduğu bedelin tamamı için (222.934,08.-TL (icra dosyasına ödenen bedel) İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/554 D.iş sayılı dosyası üzerinden ihtiyati haciz başvurusunda bulunduğunu, yapılan başvuruya istinaden, Mahkeme tarafından müvekkilinin ödemiş olduğu toplam bedel üzerinden değil de, sadece ve sadece çek bedeli üzerinden ( 155.000 TL bedel) (Davacının yapmış olduğu ve müvekkilimden tahsil etmiş olduğu çekin haksız tahsili dolayısıyla ihtiyati haciz kararı alınmıştır) ihtiyati haciz kararı verildiğini, verilen bu kararın, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe konulduğunu, takip sonrasında davacının malvarlığına haciz konulduğunu, yapılan takibe davacı tarafın itiraz ettiğini, bunun üzerine davacı aleyhine ( itirazın iptali hakkında) arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, itirazın iptali davasının açılması halinde huzurdaki dava dosyası ile birleştirilmesinin talep edileceğini, davacının, yaptığı tahsilatın haksız olduğunu bildiği için, çeki hukuka uygun hale getirebilmek adına bir takım senaryolar oluşturmaya çalıştığını, davacının çek ve ciro silsilesi dışındaki iddia ve senaryolarının huzurdaki davada yeri olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, “Davacı vekilinin Mahkememize sunduğu 25/10/2021 tarihli dilekçesinde; iş bu davanın ikame edildiği tarihte müvekkil aleyhine açılmış bir davanın bulunmadığını, 09/09/2021 tarihinde müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığının öğrenildiğini, uyuşmazlık konusuna ilişkin olarak İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/554 D.iş sayılı dosyasından 155.000,00-TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verildiğini, ancak icra dosyasında müvekkiline gönderilen ödeme emrinde asıl alacak miktarının 226.995,66-TL olarak belirlendiğini, iş bu dosyada ihtiyati tedbir talep edildiği tarihte ortada bir icra dosyası bulunmadığını, takibin ilamsız takip olarak başlatıldığını beyan ederek mahkememizce ihtiyati tedbir kararında verilen teminat miktarının ihtiyati haciz kararı verilen bedel olan 155.000,00-TL üzerinden takdir edilmesini talep etmiştir. Davacı vekili tarafından menfi tespit istemli dava dilekçesinde aleyhine icra takibi başlatılmaması, başlatılmış olan icra takiplerinin bulunması halinde durdurulması noktasında ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuştur. Davalı yanca, … Alibeyköy Şubesine ait … seri numaralı, 28/12/2020 tarihli ve 155.000,00 TL bedelli çeke dayalı olarak aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına ödenen bedelin iadesi noktasında 226.995,66 TL takip çıkışı tutar üzerinden İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla davacı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır. İhtiyati tedbir talebi icra takibinin durdurulması istemine ilişkin olmakla ve icra takibi salt davaya konu çeke dayalı olmayıp, çek nedeniyle başlatılan icra takibine istinaden ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olmakla teminat miktarının belirlenmesi noktasında değerlendirme takip çıkışı tutar üzerinden yapılmış olup, kararın değiştirilmesini gerektirecek bir husus bulunmadığından davacı vekilinin talebinin reddine” karar verilmiştir. İhtiyati Haciz Kararına İtiraza İlişkin Ara Karar; ” İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/09/2021 günlü 2021/554 D.iş, 2021/572 Karar sayılı kararında “İhtiyati haciz isteminin 155.000,00-TL yönünden %15 teminatla kabulüne fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir. İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ dosyasında İhtiyati haciz kararına itiraz eden karşı taraf vekili (eldeki dosyada davacı vekili), dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu, müvekkilin bu talebi e-devletten öğrendiğini, ihtiyati hacizde anılan çekin müvekkili lehine yazıldığını, taraflar arasındaki alt ilişki nedeniyle ilk önce …’e ciro edildiğini, akabinde …’in tekrar müvekkilin ciro ettiğini, çekin süresi geldiğinde müvekkili tarafından bankaya ibraz edildiğini, karşılıksızdır işlemi görünce de müvekkili tarafından ciranta olan …’e ve keşideci … A.Ş aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, icra takibi sürecinde dosya borcunun … tarafından ödenerek çekin icra müdürlüğü kasasından teslim alındığını, davacının aynı çeki tekrar icra takibine konu etmesinde hukuka uyarlık bulunmadığını, dava dışı … adlı şahsın şirket üzerinden müvekkilin daireyi satmayı vaat ettiğini, aynı tarihte müvekkilinden 240.000,00-TL peşin olarak aldığını, taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereği dairenin teslim edilmediği gibi inşaata dahi başlanmadığını, müvekkilinin parasının iadesini istediğini, bunun üzerine …’nın müvekkilinin davaya konu çeki verdiğini, müvekkilinin çeki kabul etmemesi üzerine …’in çeke kefil olduğunu, kefil sıfatıyla imzalattığını, …’in ve …’nın yüzlerce kişiyi aynı vaatlerle mağdur ettiğini, ilgili çek hakkında keşideci tarafından açılan imzaya itiraz yargılamasının devam ettiğini beyan ederek açıklanan nedenlerle müvekkili adına verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İhtiyati haciz talebine konu alacağa ilişkin olarak Mahkememizin yukarıda belirtilen esası üzerinden yargılaması yapılan menfi tespit davası açıldığından İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 2021/554 D. İş sayılı dosyadan 13/09/2021 tarihli ara karar ile itirazın değerlendirilmesi noktasında gönderme kararı verilmiştir. Gönderme kararı üzerine mürafaa günü belirlenip, taraflara tebliğ edilmiş ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının Uyap kayıtları dosyamıza alınmıştır. İhtiyati haciz kararı alan davacı vekili ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkin beyan dilekçesinde; anılan çek hakkında başlatılan takip sonrasında müvekkilin icra tehdidi altında icra dairesine başvuru bulunduğunu ve borcun kapak hesabını ödemek zorunda kaldığını, akabinde kendinden önceki lehtara ve keşideciye başvuru yapabilmek için çeki teslim aldığını, müvekkilin yapmış olduğu başvurunun TTK 709. maddesi kapsamında açıkça düzenlenen bir hak olduğunu, dolayısıyla davalı … tarafından yapılan itirazların reddine karar verilmesini talep ettiğini, ihtiyati hacze karşı yapılan itirazın başka bir mahkeme tarafından değerlendirilmesi veya itiraz sonrasında başka bir mahkeme tarafından kaldırılmasının mümkün olmadığını, ancak bir üst mahkeme tarafından kaldırılabileceğini, müvekkilinin kanundan doğan hakkını kullanmaya çalıştığını beyan ederek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına yönelik itirazların reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2004 sayılı İİK’nun 265/1. maddesinde; “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Aksi yönde bir bilgi ve belge dosyaya yansımadığından itirazın süresinde olduğu kabul edilmiştir. İhtiyati haciz kararına itiraz eden vekili tarafından tamamlayıcı merasimin gereği gibi yerine getirilmediği iddiasında bulunulmuşsa da ihtiyati haciz kararının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yasal süresi içerisinde infaz edildiği anlaşılmakla bu yöndeki itiraz sebepleri yerinde görülmemiştir. İhtiyati haciz kararına itiraz eden vekilince ayrıca talebe dayanak çekin cirantası olan ve ihtiyati haciz alan …’in dava dışı … ile gerçekleştirilen daire satışına istinaden finansör olarak çeke kefil olduğu, gerçekte çekte hak sahibi olmadığı iddiasında bulunulmuşsa da, yaklaşık ispat kuralı kapsamında çekteki ciro silsilesine nazaran verilen ihtiyati haciz kararına karşı yapılan bu yöndeki itirazların ancak esasa yönelik görülmekte olan menfi tespit davasında toplanacak delillere göre yapılacak yargılama sonucunda değerlendirilebilecek hususlardan olması ve İİK’nun 265. maddesinde sınırlı olarak belirtilen itiraz sebeplerinden olmaması karşısında ihtiyati haciz kararına yapılan itirazların yerinde olmadığı sonucuna varılmış, gönderme kararı üzerine, HMK’nun 394/2. maddesi uyarınca itiraza ilişkin olarak esas hakkındaki dava içerisinden değerlendirme yapıldığından yapılan itirazın reddine” karar verilmiştir. İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: 1-Öncelikle, ihtiyati haciz talep eden şahsın talebine dayanak olarak göstermiş olduğu … Alibeyköy İstanbul Şubesi’ne ait, keşide yeri İstanbul olan, 28.12.2020 tarihli, … seri numaralı,155.000,00-TL bedelli çek incelendiğinde görüleceği üzere, çekin, müvekkili lehine yazılmış olup, müvekkili tarafından aşağıda açıklanacağı üzere, taraflar arasındaki alt ilişki nedeniyle ihtiyati haciz talep eden …’e ciro edildiği, akabinde … tarafından tekrar müvekkiline ciro edildiği, Çek, süresi geldiğinde müvekkili tarafından bankaya ibraz edildiği, karşılıksızdır işlemi görünce de, müvekkili tarafından ciranta olan … ve keşideci olan … A.Ş. aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibine başlandığı, 2-İcra takibi sürecinde dosya borcunun, ihtiyati haciz talep eden … tarafından ödenerek çekin, icra müdürlüğünün kasasından teslim alındığı, akabinde davacının, uyuşmazlık konusu aynı çeki icra takibine konu ederek müvekkiline ödenen parayı geri almaya çalıştığı, ancak taraflar arasındaki alt ilişki nedeniyle, karşı tarafın aynı çeki tekrar icra takibine konu etmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı, 3-İhtiyati hacze itiraz dilekçesi ile menfi tespit dava dilekçesi ekinde Ek-2 olarak sunulu 14.12.2018 tarihli satış vaadi sözleşmesi uyarınca, dava dışı … adlı şahıs … Anonim Şirketi üzerinden müvekkiline daireyi satmayı vaat ettiği, iş ve aynı tarihte müvekkilinin 240.000,00-TLsini peşin olarak aldığını, anılan şirketin tek ortağı ve yetkilisinin … adlı şahıs olduğu, Sözleşmede belirlenen 15.10.2019 tarihinde dairenin henüz inşaatına bile başlanılmamış olması üzerine müvekkilin, parasının iadesini istediği, …’nın da müvekkiline 17.06.2020 tarihli çek teslim protokolü ile keşidecisi … Anonim Şirketi olan huzurdaki davaya konu 155.000,00-TL bedelli çeki verdiği, müvekkilinin çeki kabul etmemesi, şirketten tahsil olanağının bulunmadığını ifade etmesi üzerine …’in dava konusu çeke kefil olduğu, Ek-3 olarak sunulu çek teslim protokolünden de görüleceği üzere kefil sıfatıyla imzaladığı, 4- Çekin, müvekkilin namına yazılmış olduğu için, kambiyo hukukunun kuralları bakımında zorunlu olarak müvekkilinin ilk ciroyu yaptığı, daha sonra …’in kefaletinin ciro şeklinde çeke alındığı ve çekin tekrar müvekkiline teslim edildiği, 5- …in, …’nin birçok projedeki finansörü olduğu, şahısların, birlikte birçok proje vaadiyle onlarca, belki de yüzlerce kişiden paralar alıp bu şekilde ödememe cihetine gittikleri, ödemek istemedikleri çekler için de çek iptali ve imzaya itiraz yoluna başvurdukları, nitekim uyuşmazlık konusu çek hakkında, keşideci tarafından İstanbul 18. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2021/109 Esas sayılı dosyasıyla imzaya itiraz edilmiş olup, yargılamanın devam ettiği, taraflar arasındaki alacak ilişkisinin, yalnızca kambiyo ilişkisi olmayıp, arkasında bir ticari alt ilişki de bulunduğundan çek iptali ve imzaya itiraz yaparak ödemeyebileceklerini düşündükleri çek için şimdi tersine işlem başlatarak ödedikleri parayı geri almaya çalıştıkları, taraflar arasındaki ilişkinin, çek teslimi ve kefalet ilişkisiyle birlikte değerlendirildiğinde, …’in alacaklı olmadığı, bilakis ilişkinin kefili olduğu, 6-Son olarak karşı tarafın, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/554 D.İş sayılı dosyasından müvekkili aleyhine verilen kararla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla ihtiyati haciz işlemi yaptığı, akabinde dosyadan örnek 7 ödeme emri gönderilerek ilamsız icra takibi başlatıldığı, icra takibine 23.09.2021 tarihli dilekçe ile itiraz edildiği ve takibin durdurulduğu alacaklı anılan ihtiyati haciz kararına dayanarak icra takibi başlatması gerekirken, kararda belirtilen alacak kalemleri dışında alacak kalemleriyle ilamsız takip başlattığı, ihtiyati haczi tamamlayan merasimi yerine getirmediği, nitekim İİK m. 264/1 “Dava açılmadan veya icra takibine başlanmadan evvel ihtiyati haciz yaptırmış olan alacaklı, haczin tatbikinden, haciz gıyabında yapılmışsa haciz zabıt varakasının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ya takip talebinde (Haciz veya iflâs) bulunmaya veya dava açmaya mecburdur…” düzenlemesinin bulunduğu, 7- Burada alacaklı, ihtiyati haciz kararını icraen uygulamışsa da, ihtiyati haciz kararı incelendiğinde görüleceği üzere karar 155.000,00-TL üzerinden verildiği, buna rağmen icra dosyasından müvekkile gönderilen ödeme emrinde asıl alacak miktarının 226.995,66-TL olarak belirtildiği, ayrıca alacak kalemlerinde ihtiyati haciz ilam vekalet ücreti de bulunmadığı, dolayısıyla icra dosyasından gönderilen ödeme emrinin bambaşka bir alacak için gönderilmiş olma ihtimali de pekala mümkün olup ihtiyati haczi tamamlayan merasimin usulüne uygun olarak yerine getirilmediği, yukarıda arz ve izah edilen ve re’sen tespit edilecek nedenlerle, ihtiyati haczi tamamlayan merasim usulüne uygun olarak yerine getirilmediğinden ve sair itirazlarını tekrarla, istinaf taleplerinin kabulüyle, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/571 Esas sayılı 13.10.2021 tarihli, taraflar arasında esas hakkında yargılama olmasına rağmen değişik iş dosyasından verilen ihtiyati haciz kararına karşı yapılan itirazın reddine dair kararının kaldırılmasına, neticede itirazlarımızın kabulüyle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, istinaf ve yerel mahkeme yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin ihtiyati haciz talep edene yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili katılma yoluyla sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; 1- Mahkeme tarafından verilen ihtiyati haciz kararı yerinde olmakla, sadece ve sadece vermiş olduğu bedelde bir hata olduğunu, zira müvekkilinin çeki elinde bulundururken, yani yetkili ve meşru hamil iken, iradesi sakatlanarak kendinden öncesindeki borçlu olan …’a çeki teslim ettiğini ,çeki teslim alan …ın, çeki cirolayarak bankaya ibraz ettiğini, akabinde çeki icraya koyduğunu, 2- Huzurdaki davanın davalısı konumda olan müvekkilinin, ciro silsilesine bakıldığında, …’tan alacaklı konumda olduğunu, elinde bulundurduğu çeki …’a teslim ederken, kendi cirosunu iptal edeceği yerde, müvekkilinin iradesi sakatlandığından, cirosunu iptal edemeden …’a verdiğini, 3-Hukuken çeki teslim alan …’ın aslında, çeki müvekkiline teslim etmesi sebebi ile müvekkiline karşı hem borçlu konumunda, hem de müvekkilinin alacaklısı haline geldiğine, dolayısıyla dosyanın borçlusu konumundaki …ın, müvekkili …’e karşı icra takibi yapma yetkisi yokken, bir şekilde İstanbul ..0. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası üzerinden icra takibi yaptığını, 4- Müvekkili hakkında yapılan icra takibi sonrasında, müvekkilinin oturmuş olduğu evine 2 defa hacze gidildiğini, müvekkilinin şahsi saatleri haczedildiği gibi, müvekkilinin oğlu tarafından okul derslerinin takibi için kullandığı bilgisayar dahil olmak üzere, müvekkilin bir çok kişisel eşyasının haczedildiğini, bunun üzerine müvekkilinin komşularına karşı mahçup olmamak ve kendi ailesini haciz baskısı ile karşı karşıya bırakmamak için dosya borcunu ( 222.934,08.-TL olarak ) ödemek zorunda kaldığın ve çeki icra dosyasından teslim aldığını, Mahkemenin de malumu olduğu üzere çekin ödemesini yapan ciranta (müvekkili), yetkili hamil konumuna geldiğini, çekin ciranta tarafından ödenmesi halinde, kendinden önceki borçlulara karşı alacaklı hale geleceği ve bunun için icra işlem yapabileceğinin, Türk Ticaret Kanun’unun 709. maddesinde açıkça izah edildiğini, bu kapsamda icra dosyası ödemesinin müvekkili tarafından yapıldığına ilişkin derkenarın ekte sunulduğunu, kaldı ki, ciro silsilesi incelendiğinde, davalının, müvekkili hakkında icra takibi yapması ve müvekkilinden dava konusu çek ile ilgili tahsilat yapmasının mümkün olmadığını, 5-Müvekkilin alacağının hiçbir teminata bağlı bulunmaması ve bundan sonra da ödenmeyeceğinin borçluların tutumundan anlaşıldığını, ancak harici olarak edindiğimiz bilgilere göre dosya borçlularının, alacağın tahsilini imkansız kılmak amacıyla üzerlerindeki mal varlıklarını devredeceklerini öğrendiklerini, borçluların müvekkiline olan borcu ödememesi sebebi ile müvekkilin de maddi olarak zor duruma düştüğünü, bu sebeple; borçlu hakkında, mallarını kaçırmasından endişe ettiklerinden, bu güne kadar müvekkilini oyalaması sebebi ile müvekkilinin hakkının yok olması kuvvetle muhtemel olduğundan, buna mani olmak için mahkemeden, borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının teminatsız ve/veya makul bir teminat karşılığında dosyanın kapak hesabı üzerinden yani (222.934,08.-tl üzerinden) ihtiyaten haczine karar verilmesi gerekirken, çek bedeli ile sınırlandırarak 155.000 TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesinin hatalı olduğunu, bu sebeple, yerel mahkemenin kararı bu yönüyle hatalı olduğundan, istinaf talebinin bu yönüyle incelenerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve 222.934,08.-TL üzerinden ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava İİK 72.maddesine göre açılan menfi tespit davasıdır. İş bu dava, davacı tarafından açılmadan önce, davacı aleyhine karşı taraf … tarafından, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/554 D.İş sayılı dosyasıyla ihtiyati haciz isteminde bulunulduğu, ve bu mahkemece, ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, fakat davacı iddiasına göre, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/554 D.İş dosyasında haciz kararı verilmesinden önce, eldeki menfi tespit davasının açıldığı, bu hususun bildirilmesine rağmen mahkemenin, ihtiyati haciz talepli dosyayı asıl davanın açıldığı iş bu dosyaya göndermediği, bunun üzerine İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/554 D.İş dosyasında ihtiyati haciz kararına itirazda bulundukları, ancak itirazı değerlendirmek üzere İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin dosyayı İstanbul 8.Ticaret mahkemesine gönderdiği, mahkemece ihtiyati haciz kararına itirazlarını reddettiği, itirazın reddi kararının davacı tarafça yukarıdaki sebeplerle istinaf edildiği görülmektedir. Ayrıca davacı vekilince, dava konusu çekte davalının kefil olarak imzasının bulun- duğunu, çekin süresi geldiğinde davacı tarafından bankaya ibraz edildiğini, karşılıksızdır işlemi görülünce de, ciranta olan …’e ve keşideci … A.Ş aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, icra takibi sürecinde dosya borcunun … tarafından ödenerek çekin İcra Müdürlüğü kasasından … tarafından teslim alındığını, …’in aynı çeki İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/554 D.İş sayılı dosyasından müvekkili aleyhine verilen kararla, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla ihtiyati haciz işlemi yaptığı, akabinde dosyadan örnek 7 ödeme emri gönderilerek ilamsız icra takibi başlatıldığı, icra takibine 23.09.2021 tarihli dilekçe ile itiraz edildiği ve takibin durdurulduğu, alacaklının, anılan ihtiyati haciz kararına dayanarak icra takibi başlatması gerekirken, kararda belirtilen alacak kalemleri dışında alacak kalemleriyle 222.934,08.-TL üzerinden ilamsız takip başlattığı, ihtiyati haczi tamamlayan merasimi yerine getirmediği ileri sürülmüştür. Öte yandan, davalı vekili de, yukarıda sıralanan sebeplerle istinafa cevap dilekçesinde katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunmuş olup, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/554 D.İş sayılı dosyasında verilen ihtiyati haciz kararında, taleplerine göre eksik meblağ üzerinden karar verildiği, oysa tam miktar üzerinden karar verilmesi gerektiğinden, ihtiyati haciz kararının kaldırılarak, talepleri gibi 222.934,08.-TL’nin tamamı üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiştir. Talep, İİK’nın 265. maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraza ilişkindir. İhtiyati haciz, İİK’nın 257. vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, bir para alacağının zamanında ödenmesini temin etmek için, mahkeme kararı ile borçlunun mal varlığına geçici olarak el konulması halidir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için, talepte bulunanın alacaklı olması, bu alacağın muaccel bulunması ve rehinle temin edilmemiş olması gerekir. 2004 Sayılı İİK.’nun 265/1. maddesi gereğince borçlu, kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haciz kararına karşı; ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı, huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Uyap üzerinde yapılan incelemede, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/554 D.İş sayılı dosyasında itiraza konu ihtiyati haciz kararının talep eden … vekiline tebliğat yapıldığına dair tebliğ evrakı dosyada örülmemekle birlikte, davacı vekilinin ihtiyati haciz kararı gereği teminatı yatırdığına dair 09.09.2021 tarihli yazısını dosyaya sunmuş olduğu, bu durumda ihtiyati haciz kararını öğrenme tarihi olarak 09.09.2021 tarihi olarak kabulü gerektiği, ihtiyati hacze itirazın süresinin bu tarihten itibaren başladığı, istinaf başvurusunun ise 20.10.2021 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere,6100 Sayılı HMK’nın 345. maddesinde istinaf başvuru süresi gün olarak değil hafta olarak belirlenmekle tebliğ tarihi olan 09//09/2021 tarihi dikkate alındığında yasal iki haftalık sürenin 23/11/2021 tarihinde sona erdiği, davalı vekilince ise yukarıda açıklandığı üzere yasal süreden sonra 20/10/2021 tarihinde istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesini sunduğu, dolayısıyla istinaf başvurusunun yasal süresi içerisinde yapılmadığı bu nedenle davalı vekilinin süresinde yapılmayan istinaf dilekçesinin bu yönden HMK 346 maddesi gereğince kesin olarak reddi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır. Davacı vekilinin istinaf başvurusuna gelince, her ne kadar istinaf dilekçesinde, davalı …’in çekte ciranta olarak gözükmesine rağmen aslında borcun kefili olduğu, keşideciyle birlikte hareket ettikleri, ve ödedikleri borcu yeniden tahsili peşine düştükleri, davalının ihtiyati haciz merasimini tamamlayıcı işlemleri gerçekleştirmediği istinaf sebebi olarak ileri sürülmüşse de, çek incelendiğinde ciro silsilesinin tam olduğu, herhangi bir kopukluğun bulunmadığı, itiraz sebeplerinin çekten anlaşılamadığı ve ancak yargılamayla açıklığa kavuşturulabilecek esasa ilişkin hususlar oldukları, ihitiyati haciz kararı üzerine davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … e sasılı dosyasıyla İİK 264/1 maddesi uyarınca icra takibi başlattığı ve haciz talebinde bulunduğu, davacı vekilinin ileri sürdüğü sebeplerin İİK 265/1 maddesinde belirtilen sebeplerden olmadığı görülmekle, İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/09/2021 tarih ve 2021/571 E., Sayılı kararına karşı taraf vekillerince yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4- Davacı ve davalı taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6- Davacı ve davalı taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 7- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.30/12/2021