Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1508 E. 2021/1500 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1508
KARAR NO: 2021/1500
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 06/07/2021
NUMARASI: 2020/644 E. – 2021/513 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’ın müvekkiline karşı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, takip dayanağı senette mevcut olan imzanın müvekkilline ait olmadığını, bono üzerinde müvekkilinin adının dahi geçmediğini, dosyadaki borç ile müvekkilinin hiçbir ilgisinin bulunmadığını, davalının kötü niyetli olduğunu beyanla, takip dosyası kapsamında imza inkarına dayalı olarak müvekkilinin alacaklılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, davalının %20 oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili 19.04.2021 tarihli dilekçesinde özetle; Müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, dava konusu bononun keşidecisinin İrfan Durmuş olduğunu, bononun ön yüzünde birbirinden farklı 2 adet imza bulunduğunu, söz konusu bononun davacı …’un kardeşi olan borçlu … tarafından tanzim edilmiş bir halde müvekkiline verildiğini, teslim sırasında davacının kardeşi olan … tarafından senet üzerindeki ikinci imzanın …’a ait olduğunun ifade edildiğini, bononun icra takibine konulması sırasında İstanbul …İcra md. … sayılı dosyası ile sadece …hakkında icra takibi başlatıldığını, takibin açılmasından yaklaşık 9 ay sonra sonra, 17.11.2019 tarihli talep ile …’un takibe borçlu olarak eklenmesi talep edilerek kendisine ödeme emri gönderildiğini, İstanbul …İcra md. … sayılı dosyasında …’a ödeme emri tebliğ edilmesinden sonra, … tarafından İstanbul 6.İcra Hukuk Mahkemesinin 2019 / 557 E sayılı dosyası ile açılan davada, dava dilekçesinde sadece borca itiraz edildiğini, herhangi bir imza inkarında bulunulmadığını, senet üzerindeki 2 imza ile davacı …’a ait emsal imzalar arasındaki açık nispetsizlik, senet üzerindeki imzanın … a ait olmadığının çıplak gözle dahi anlaşıldığını, kabul beyanları doğrultusunda davanın kabulü ve davacının dava konusu bono nedeni ile borçlu bulunmadığının tespitine , davalı müvekkilinin hem haksız hem de kötü niyetli olmaması nedeni ile davacının kötü niyet tazimatı isteminin reddine , müvekkili aleyhinde 1/3 oranında harç, 1/2 oranında vekalet ücretine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Bilirkişi raporuna göre, dava konusu senet üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığı, davalının senedi takibe koymakta kötüniyetli olmadığı, cevap dilekçesinin süresinde sunulmadığı, davalının davayı kabul beyanının ön inceleme celsesinden sonra yapıldığı gerekçeleriyle davanın kabulüne, kötüniyet tazminatı talebinin reddine, davalının yargılama harç ve giderlerinden sorumlu tutulmasına” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Alacaklı davalı tarafın bono üzerinde lehtar olarak görünmesinden dolayı, davacının bonodaki borçtan sorumlu olmadığını bilmesi gerektiğini, müvekkilinin borçlu olarak sorumlu tutulmasının davalı tarafın kötüniyetli oluşunun en büyük kanıtı olduğunu, Mahkemenin, bu sebeple davalı tarafı %20 oranında kötüniyet tazminatına mahkum etmesi gerektiğini, kararı bu yönden istinaf ettiklerini, Mahkeme hükmünün 9. maddesinde peşin harcın 2/3 üne tekabül edilen kısmının davalı taraftan tahsiline karar verilmişse de, davanın kabulüne karar verilmişken dava harç ve giderlerinin bir kısmının kendilerine yükletilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini” talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalının davacı tarafından bilinen adresinin, işbu davaya konu İstanbul … Md. … E. sayılı dosyasında ve bu dosyadan davacıya gönderilen ödeme emrinde yazılı olan “İkitelli OSB … Cd. No:… Başakşehir / İstanbul” adresi olduğunu, bu adrese dava dilekçesinin tebliğ edilmesi gerekirken mernis adresine tebligat yapıldığını, haberdar olur olmaz davaya cevap verdiklerini, cevabın süresinde sayılması gerektiğini, Süresinde verdikleri cevap dilekçesi ile davayı kabul ettiklerinden dava harcının üçte birinden ve Avukatlık Asgari Ücret tarifesinin 6. maddesine göre avukatlık ücretinin yarısından sorumlu olduklarını, Mahkeme kararının bu yönüyle hatalı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasına karar verilmesini” talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı vekilinin istinaf sebeplerinin incelemesinde; Dava, icra takibine konu bono sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır. Davacı, bono üzerideki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmiş, davalı dosyaya sunduğu 19.04.2021 tarihli dilekçe ile davayı kabul ettiğini beyan etmiştir. Davalının, bononun düzenlenmiş bir şekilde kendisine verildiğini, bono üzerindeki iki imzanın davacı ve kardeşine ait olduğu yönündeki dava dışı kardeşin beyanına itibar ederek hareket ettiğini iddia etmiş olmasına göre, davalının bonoyu takibe koymasında kötüniyetli hareket ettiğinin eldeki delillere göre ispatlanamadığı, Mahkemece kötüniyet tazminatının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından işbu istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Diğer yandan, dava dilekçesinin davalıya TK’nun 21.maddesine göre 08.12.2020 tarihinde usûlüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalının ise süresinden sonra 19.04.2021 tarihli dilekçe ile davaya cevap verdiği, aynı dilekçede davayı kabul ettiği, ancak kabul beyanının ön inceleme aşamasından sonra gerçekleştiği anlaşılmıştır. 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun davadan feragat, davayı kabul veya sulh başlıklı 22. maddesinde ise ‘Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.’ hükmü yer almaktadır. Mahkemece de, ilk celseden sonra gerçekleşen kabul beyanına göre karar ve ilam harcının üçte ikisinin alındığı, ancak dava açılırken peşin alınan harcın yargılama giderlerine eklenmediği, bu yönüyle kararın hatalı olduğu anlaşıldığından işbu istinaf talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. Davalı vekilinin istinaf sebeplerinin incelemesinde; Cevap dilekçesinin süresinde verilmediği, böylelikle kabul beyanının da ön inceleme aşamasından sonra gerçekleştiğinin kabulüne göre; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesinde “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz.” hükmünün yer aldığı, işbu düzenleme karşısında Mahkemece, davalı aleyhine vekâlet ücretinin tamamına, karar ve ilam harcının üçte ikisine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek davalı vekilinin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiş, esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan hususlar gereğince, davalı vekilinin istinaf talebinin reddine, davacı vekilinin kötü niyet tazminatı verilmesi yönündeki istinaf sebebinin reddine, peşin alınan harcın yargılama giderlerine eklenmemesi yönündeki istinaf sebebinin kabulüne, bu sebeple ilk derece mahkemesi kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. Maddesi gereğince kaldırılmasına, ancak belirtilen husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜ ile, İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/07/2021 tarih, 2020/644 E., 2021/513 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Davacı tarafından davalı aleyhine açılan menfi tespit davasının davalının kabulü sebebiyle KABULÜNE, 4- İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına dayanak 03.10.2018 düzenleme, 08.01.2019 ödeme tarihli 70.000,00 TL bedelli senet sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 5- Davalı tarafın tarafın kötüniyeti ispatlanamadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine, 6- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 6/a- 492 Sayılı Harçlar Kanununun 22. maddesi gereğince alınması gereken 3.187,80 TL nispi karar harcından peşin alınan 1.195,43 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.992,37 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 6/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 1.195,43 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı, 2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 75,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 3.432,63 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 6/c- Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 6/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, 9.900,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 7- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 7/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 7/b-492 Sayılı Harçlar Kanununun 22. maddesi gereğince alınması gereken 3.187,80 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 1.137,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.050,80 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 7/c-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 27,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 189,60 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 7/d- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 7/e- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 8- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 02/12/2021