Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/15 E. 2021/34 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/15 Esas
KARAR NO: 2021/34
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 14/10/2020
NUMARASI: 2020/191D.İş., 2020/193 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit (D.İş)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/01/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Talep eden vekili değişik iş talepli başvuru dilekçesinde özetle; Davacı şirketi olan … A.Ş.’nin (…) Haziran 2017’den itibaren www…com alan adlı internet sitesi ve …- … ve … adlı mobil uygulamalar üzerinden paket servis siparişi alan restoranların paket servis sipariş süreçlerini yönetebilmesi amacıyla çeşitli hizmetler sundukları, böylelikle müvekkilinin platform üzerinden hem restoranların hem de bu restoranlardan paket servis siparişi veren müşterilerin siparişi teslim edecek kuryenin anlık konumunu takip edebilmesini sağladıklarını, Müvekkilinin faaliyet gösterdiği günden bu yana aleyhinde tespit talebinde bulunulan … A.Ş. (…) gibi değerli ve sektöründe öncü birçok iş ortağı ile çalıştığını, restoranlara sunduğu hizmetle ticari hayatta önemli bir yer edindiğini, … (…)’ın …’ya sunduğu paket sipariş yazılımı çerçevesinde Temmuz 2020’de “…’’ adındaki mobil uygulamayı geliştirdiğini ve …’nun http://www…com/… adresinden diğer müşterilerinin kullanımına açtığının anlaşıldığını, uygulamanın platformlar ile tamamen aynı amaca hizmet ettiğini, kullanıcılarına paket sipariş teslimi gerçekleştiren kuryelerin konumunu anlık takip edebilme imkanı sağladığını, …’nın sunduğu uygulama ile müvekkili şirkete ait platformun sunduğu hizmetler ve hizmet sunumunun kullanıcılar nezdinde karıştırmaya yol açacak benzerlikte olduğunu, …’nun …’ya müvekkiline ait …’ya ait olan Platforma erişim imkanı sağladığını ve …’mn da …’nun talebiyle hukuka aykırı şekilde Platformdan yararlanarak mobil bir uygulama geliştirdiğinin bilindiğini, böylelikle müvekkilinin FSEK hükümleri uyarınca haklarının ihlal edildiğini belirterek, uygulama aracılığı ile gerçekleştirilen tecavüzün durdurulması ve önlenmesi amacıyla, belirtilen adreslerde cihazların sökülerek muhafaza altına alınması suretiyle ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Mahkememize 09/11/2020 tarihi ile sunulan bilirkişi raporunda özetle; …com ve … uygulamalarının tespiti ve karşılaştırmalarının yapılabilmesi amacıyla Karşı taraf …’nun “… Cad. No:… … Kat … AVM Levent/Beşiktaş/İSTANBUL adresindeki … şubesindeki bilgisayar üzerinde 23/10/2020 tarihinde yapılan incelemede, bilgisayarda “…” programının kullanıldığı ve bulunduğu, aynı bilgisayar üzerinde hemenyolda.com uygulamasının da bulunduğu, aynı amaç için tasarlanmış her iki programın kurye takip sistem arayüz tasarımlarının aynı özellikleri taşıdığı, kullanım sürecinin ve çalışma mantıklarının, butonların isimlerinin ve içeriklerinin, raporlama yöntemlerinin, görsel ve bilgilerin, sipariş oluşturma ekranlarının, program menülerinin benzer özelliklere sahip olduğu, bilgisayar programlarının FSEK kapsamında korunmasının sadece programın ifade ediliş biçimine sağlandığı, dolayısıyla bir bilgisayar programının işlevi, amacı, çalışma mantığı, program dilinin ve bu kapsamda kullanılan dosya formatlarının İfade ediliş biçimi kapsamında değerlendirilemeyeceği, tespit talep eden şirketin aleyhinde tespit talebinde bulunulan … A.Ş. (…) ile restoranların paket sipariş süreçlerini takip ettiği …-… ve … mobil uygulamasına yönelik hizmet verdiği beyan edilmişse de, … A.Ş. (…) ile tespit talep eden şirket arasında bahsedilen hizmete yönelik sözleşme ve/veya faturaya dosyada rastlanılmadığı görüş ve kanaati bildirilmiştir. 6769 sayılı Kanun’un 159.maddesinde ihtiyati tedbirler düzenlenmekte olup, madde hükmü “(1) Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkiniğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.” şeklinde olup, söz konusu ihtiyati tedbir kararı, davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi ve durdurulması, sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engelleyecek şekilde, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil, bulundukları her yerde elkonulması ve bunların saklanması, herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi şeklinde verilebilir. Bu kanunda hüküm bulunmadığı durumda 6100 sayılı HMK hükümleri uygulanır. HMK 389.maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelecek bir değişiklik nedeniyle gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebilir. Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimal de olsa aksinin mümkün olduğunu göz ardı etmez. Bu sebepledir ki genelde geçici hukuki korumalara, özelde ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacize karar verilirken haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. Geçici hukuki korumalarda bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine, tüm delillerin incelenmesine yeterli bir zamanın olmaması gibi sebeplerle, yaklaşık ispat yeterli görülmüştür. Burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddiasının yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir. Zira kesin hukuki koruma zaten deliller toplanıp yargılama sonuçlandırıldıktan sonra haklılık durumuna göre sağlanacaktır. Dolayısıyla geçici hukuki korumanın önemi ve amacı verilecek bir tedbir kararı ile gerçekleştirilmiş olacaktır. Tüm dosya kapsamı, dosyamızda alınan bilirkişi raporu ve yaklaşık ispat şartı dikkate alınarak, ihtiyati tedbir talebinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle reddi yönünde” karar verilmiştir. Talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; Talep eden şirketin … A.Ş. (…) Haziran 2017’den itibaren www…com alan adlı internet sitesi ve …-… ve … adlı mobil uygulamalar (Platform/Platformlar) üzerinden, paket servis siparişi alan restoranların paket servis sipariş süreçlerini yönetebilmesi amacıyla çeşitli hizmetler sunduğunu, Bu kapsamda Müvekkil Şirket, Platform üzerinden hem restoranların hem de bu restoranlardan paket servis siparişi veren müşterilerin, siparişi teslim edecek kuryenin anlık konumunu takip edebilmesini sağladığını, … ibaresini marka benzeri bir şekilde kullanan … (…) ise bilindiği kadarı ile internet sitesi tasarımı ve uygulama arayüzü oluşturma, çevrimiçi sipariş sistemleri kurma, web ve e-ticaret yazılımı geliştirme, içerik yönetim sistemi (CRM) programları temin etme gibi çeşitli hizmetleri müşterilerine sunduğunu, …’nın, sayılan hizmetlerin bir kısmını karşı taraf … A.Ş.’ye (…) de sunmakta olduğunu, …’nın …’ya sunduğu paket sipariş yazılımı çerçevesinde “…” adındaki mobil uygulamayı (Uygulama) geliştirdiği ve …’nun ve http://www…com/… adlı URL adresinden sunmak suretiyle diğer müşterilerinin kullanımına açtığını, uygulama, Platformlar ile tamamen aynı amaca hizmet etmekte; kullanıcılarına, paket sipariş teslimi gerçekleştiren kuryelerin konumunu anlık takip edebilme imkânı sağladığını, …’nın müşterilerine ve …’ya yönelik mobil uygulama ile hizmet sunmaya başladığı alan ve benimsediği iş modeli; bire bir talep eden Şirketin …’nın hâlihazırda ticari hayatta yer edindiği alan ve iş modeli olduğunu, ülkemizin benimsediği serbest piyasa ekonomisi prensibi gereği iş modellerinin benzemesi mümkün olsa da; …’nın talep eden şirket’in, sahip olduğu fikri haklar başta olmak üzere, haklarını ihlal eder nitelikte faaliyetlerde bulunduğunun tespit edildiğini, Mahkemece alının Bilirkişi Heyeti raporunda, fikri hak ihlallerine ilişkin eksik incelemede ve hatalı değerlendirmelerde bulunulduğunu, hukuka ve somut olaya aykırı bir rapor düzenlendiğini, Yerel Mahkeme tarafından verilmiş olan , ihtiyati tedbir talebinin reddi yönündeki karar hukuka aykırı olup eksik inceleme ve araştırma neticesinde verilmiş olduğundan; bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurma zarureti hâsıl olduğunu, 09/10/2020 tarihli talep dilekçeleri ile uygulama’nın bulunduğu belirtilen adreslerdeki cihazların sökülerek muhafaza altına alınması veya re’sen takdir edilecek Uygulama’ya erişimin engellenmesi/durdurulması, Uygulama’nın mobil uygulama marketlerinden kaldırılmak suretiyle piyasaya arzının durdurulması gibi diğer yollar yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin talep edildiğini, talep eden Şirketin büyük bir emek ve çaba sonucunda Platform’u geliştirdiğini ve piyasaya sunduğunu, taleplerinin haklılığının yaklaşık ispatı da aşar şekilde sübut bulduğunu, gerek talep dilekçesi ve eklerinden gerek de bilirkişi raporunda yer alan uygulama ve platform’a ilişkin benzerliklerden açıkça görüldüğünü, rapora yasal süresi içerisinde itiraz edildiğini, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) marka, patent, faydalı model ve benzeri koruma altına alınması tescil şartına bağlandığını ve sınai mülkiyete konu olan ürünleri kapsadığını, ancak somut olayda koruma altında olan Platform ve Platform’u oluşturan arayüz gibi eser niteliğini haiz diğer unsurlar FSEK uyarınca eserdir ve koruma altına alınması için fikrin üçüncü kişilerce algılanabilir hale getirilmesi yeterli olduğunu, dava konusunun FSEK hükümleri uyarınca gerçekleştirilmesi gerekirken sayın İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde SMK hükümlerine atıf yapıldığını, Uygulama’da yer alan unsurların Platform’dakilere benzerliği, FSEK hükümleri uyarınca fikri hak ihlali teşkil etmekle birlikte Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümleri uyarınca da haksız rekabet teşkil eder nitelikte olduğunu, Fikri haklara ilişkin gerçekleştirilen işlemlerin aynı zamanda ticari işletmenin de işlemi olacağından fikri mülkiyet hukuku hükümlerinin uygulanabildiği bir durumda, uygun düştüğü ölçüde haksız rekabete ilişkin hükümler de uygulanabileceğini, bir an için Uygulama ve Platform arasındaki benzerliklerin fikri hak ihlali teşkil etmediği varsayıldığında dahi, bu benzerliklerin Uygulama ve Platform’un karıştırılmasına yol açtığını, Uygulama ve Platform arasındaki benzerliklerin haksız rekabet teşkil ettiği de yaklaşık ispatı aşar şekilde sübut bulmuşken, Sayın Yerel Mahkeme’nin ihtiyati tedbir talebimizi reddetmesi hukuka aykırı olduğunu kararın kaldırılmasına, teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Karşı taraf vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Dosyadaki bilirkişi raporunda, davalı şirket tarafından kullanılan uygulama ile talep eden bakımından FSEK kapsamında bir ihalin söz konusu olmadığının tespit edildiğini, rapor içeriğinde de yer verildiği üzere FSEK kapsamında bir ihalin söz konusu olabilmesi bakımından eserin hususiyet, eser türlerinden birisine dahil olma, fikri çabanın ürünü olması gibi özelliklere haiz olması gerektiği gibi bunun yanında özellikle bilgisayar programlarının herhangi bir öğesine temel oluşturan düşünce ve ilkelerin eser kapsamında değerlendirilemeyeceği tespiti yapıldığını, Talep eden tarafça sunulan talep dilekçesinde uygulamaların esasen kopyalandığı yahut çoğaltıldığı belirtilmese dahi son derece benzer oldukları belirtildiğinden yola çıkılarak Bilirkişi Raporunda çoğaltma yahut kopyalama hususunda da ayrıntılı değerlendirme yapılmış olup bu halde de ancak eserin aslına başvurulmadan kendisinden yararlanılan diğer bir kopyanın bir araç vasıtasıyla somutlaştırılması gerektiği ve bu hususta da kaynak kodların incelenmesi gerektiği belirtildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bilgisayar programının işlev ve görünüşünün çalışma mantığının FESK kapsamında korunmayacağı, aynı işlevi gören programların farklı kodlarla yazılabilmesi mümkün olduğuna göre yalnız iki programın birbirine özellikle işlevsel açıdan benzer olması bir fikri hak ihlali teşkil etmediğini, kaynak kodu bakımından değerlendirme yapıldığında ise … uygulamasının erişime açık şeklide hizmet vermediğinden ihlal bakımından gösterge teşkil etmeyeceği tespiti yapıldığını, ihtiyati tedbir kararının yaklaşık ispat koşulu dahi gerçekleşmemiş olup buna rağmen müvekkilin mülkiyet hakkı ihlal edilecek, müvekkilin ticari kazanç ve itibar kaybına sebebiyet verecek nitelikte tedbir talebinde bulunulması haksız ve hukuka aykırı olup tedbir isteminin reddine dair verilen hükmün uygun olduğunu, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise; ihtiyati tedbirin reddi kararına ilişkindir. İnceleme, 6100 Sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “İhtiyati tedbir talebi ve ihtiyati tedbirin niteliği” başlığını taşıyan 159. maddesinde, bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişilerin dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilecekleri, ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Yine HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Görüldüğü üzere HMK’da ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için haklılığın tereddütsüz şekilde ispatı şartı aranmamakta, yaklaşık olarak ispat yeterli görülmektedir. Buna göre, talep edenlerin tedbir taleplerinin kabulü için karşı tarafın kullanımlarının tedbir talep edenin hakkına tecavüz teşkil ettiğinin ispatı gerekli olup, bu hususun da ancak yargılama sırasında gerekli deliller toplanarak, toplanan delillere göre ürünler üzerinde uzman bilirkişiler aracılığıyla yaptırılacak inceleme sonucu anlaşılabileceği, ilk aşama alınan bilirkişi raporunda, karşı taraf bilgisayarında “…” programının kullanıldığı ve bulunduğu, aynı bilgisayar üzerinde hemenyolda.com uygulamasının da bulunduğu, aynı amaç için tasarlanmış her iki programın kurye takip sistem arayüz tasarımlarının aynı özellikleri taşıdığı, kullanım sürecinin ve çalışma mantıklarının, butonların isimlerinin ve içeriklerinin, raporlama yöntemlerinin, görsel ve bilgilerin, sipariş oluşturma ekranlarının, program menülerinin benzer özelliklere sahip olduğu, bilgisayar programlarının FSEK kapsamında korunmasının sadece programın ifade ediliş biçimine sağlandığı, dolayısıyla bir bilgisayar programının işlevi, amacı, çalışma mantığı, program dilinin ve bu kapsamda kullanılan dosya formatlarının ifade ediliş biçimi kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu aşamada talep edilen tedbir isteminin kabulü için gerekli yasal şartların oluşmadığı görülmekle, iddianın bu aşamada yaklaşık olarak ispat edilemediği, ilk derece mahkemesinin açıkladığı gerekçe dairemizce uygun görüldüğünden, tedbir talebinin reddi kararının yerinde olduğu kanaatiyle, talep eden vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 14/10/2020 gün ve 2020/191 D.İş., 2020/193 K. sayılı kararına karşı talep eden vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Talep edenden alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından talep eden tarafından yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın talep edenden alınarak Hazineye GELİR KAYDINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- Talep eden tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 5- Talep eden tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 14/01/2021