Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1481 E. 2021/1559 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1481
KARAR NO: 2021/1559
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
NUMARASI: 2021/104 E
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tedbir isteyen davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkilin “…” olarak tanınan markanın sahibi olduğunu, markanın tanınmış marka olduğunu, müvekkilin ilk kez peynire sarmal form vererek oluşturulan … tasarımının TPMK tarafından, …, …, … nolu tasarım tescilleri ve … nolu şekil marka tescili ile korunduğunu, İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/73 D. İş sayılı delil tespitinde Ümraniye’deki marketlerde taklit ürünlerin satışta olduğunun, beyaz tava olarak tabir edilen ambalaj üzerinde hiç bir etiketin bulunmadığının ve ambalaj üzerinde basılı olan … nolu onay kodunun Tarım Bakanlığı’nın sayfasından sorgulandığında davalı firmaya ait olduğunun görüldüğünü, diğer ürün ambalajı üzerinde ise üreticisi bilgisi olarak “…com ve cep telefonu olarak da … numarasının yer aldığını, internet sayfası üzerinde noter tespiti yaptırıldığını, aynı sayfanın Arapça olarak da “/…com” olarak aktif olduğunu, Irakta’da aynı taklit ürünlere rastlandığını, davalı şirketin 2014 yılında Irak vatandaşı tarafından kurulduğunu, bu durumun müvekkilinin tasarım ve marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu belirterek; takdir edilecek teminat karşılığında, davalı yanca …, …, … numaralı tasarımlara, …, numaralı markasına vaki tecavüzün ve haksız rekabetinin, üretim, ihracat, satış vs. tümü ile durdurulması, gümrük kapılarında taklit ürünlere el konularak ihracının engellenmesi için tedbir konulmasına, tecavüze konu ürünlerin ve makinesinin kalıplarına ve ayrıca üretim ve pazarlama araçlarının, broşür, ambalaj ve etiketlerinin, ürünlerinin piyasadan tedbiren toplatılmasına, davalı elindeki ve toplatılacak ürünler, reklam ve üretim ürün ve araçlarına gümrük kapılarında tespit edilerek el konularak imhasına, davalının haksız rekabeti ile tasarım-marka tecavüzünün tespitine, tecavüzlerin-haksız rekabetin men’ine ve ref’ine, ürünlerin üretim, satış, pazarlama, ithalat ve ihracatı vs. ticari faaliyetlerinin tümüyle engellenmesine, davalı elinden kullanıma ilişkin belgelerin celbine, masrafı davalı yandan alınmak üzere hükmün yurt çapında tirajı en yüksek üç gazeteden birinde yayınlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının Türkiye Cumhuriyeti mevzuatına göre kurulmuş … Ltd. Şti’ye karşı açtığı davada, alakasız bir şekilde şirket ortağının milliyetini ön plana çıkarıp, meseleyi hukuki zemininden uzaklaştırıp, milli bir mesele haline getirip, mahkeme nezdinde kendisine “müspet bir algı” yaratmaya çalıştığını, beyanın Anayasa’nın 10. maddesindeki “kanun önünde eşitlik” ilkesine aykırı olduğunu, davacının müvekkiline hitaben hakaret içeren, mesnetsiz, yakışıksız ve suç teşkil eden ifadelerde bulunduğundan, davacı dilekçesinin HMK md. 32 kapsamında “münasebetsiz evrak” sayılarak iadesini, Müvekkili şirketin peynir imalatı bulunmadığını, yalnızca “tereyağı” ve “kaymak” imalatı yaptığının, şirketin üretim tesisi incelendiğinde “peynir” imalatına dair hiçbir üretim makine ve aletinin de olmadığının görüleceğini, Davacı tarafça İstanbul 1 Anadolu FSHHM 2021/73 D. İş sayılı dosya üzerinden İstanbul Ümraniye’deki bir markette keşif yapıldığı ve markette satışa sunulan peynirlerin plastik ambalajında müvekkiline ait … nolu işletme onay kodu olduğu ve ambalaj kapağı üzerinde bulunan etikette de müvekkiline ait … markasının, vyww…..com internet sayfası uzantısının ve cep telefonu bilgisinin olduğu iddia edilmiş ise de; tespitin yapıldığı marketin ticaret unvanının dava dilekçesinde yazmadığını, müvekkilin İstanbul ili ile ticareti olmadığını, bu sebeplerle, davacının İstanbul 1 Anadolu FSHHM 2021/73 D. İş sayılı dosyanda keşfin yapıldığı marketin defter ve kayıtlarının incelenmesini, bahse konu firmanın davaya dahil edilmesini, Ümraniye’deki markette satışa sunulan bir peynirin ambalajında müvekkilinin işletme onay no ve lot bilgisi/tarihleri numarası ve ambalaj kapağı üzerindeki etikette müvekkiline ait … markası ve internet sitesi adres bilgileri yer almakta ise, marka hakkı tecavüze uğrayan ve haksız rekabete maruz bırakılanın bizatihi müvekkili olduğunu, … gıda ambalajının altında müvekkilinin isletme nosu ve ambalajın kapağında müvekkilinin markasını içeren etiket var diye, peyniri üreten ve satanın müvekkili olduğu sonucuna ulaşılmasının hakkaniyetli olmadığını, müvekkili hakkında fikri mülkiyete tecavüz iddiası ile alakalı açılmış tek bir dava dahi bulunmadığını, davacının nereden bulup dosyaya sunduğu dahi belli olmayan bir kısım fotoğrafları kabul etmediklerini, müvekkili tarafından bahse konu ürün üretilmediğinden el konulacak bir kalıp da bulunmadığını, davacının cevap verilen iddiaları dışındaki diğer tüm iddialarının soyut olduğunu, İstanbul 1, Anadolu FSHHM 2021/73 D. İş sayılı dosya davalısına karşı açılacak savcılık soruşturmalarının ve hukuk davalarının bekletici mesele yapılmasını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtildiği, 6100 sayılı HMK’nun 389/1. maddesinde mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, 390/son maddesinde ise tedbir talep edenin davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunun belirtildiği, Mahkemenin 2021/73 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu, İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün 23/06/2021 tarihli ve … numaralı yazı cevabı ile, davalı şirkete ait olduğu tespit edilen … işletme onay numarası ile üretilip markasız, etiketsiz olarak “…” adıyla ve “…” etiketiyle satışa sunulan peynirlerin davacı adına tescilli … (1), …, … (3) numaralı tasarımlar ile … tescil numaralı markası ile benzer olduğunun tespit edildiği, davalı şirketin bu peynir ürününün satışını ve üretimini yapmaya devam etmesinin davacının zararına neden olabileceği, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği anlaşılmakla, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince tedbire itiraz üzerine; İhtiyati tedbir kararının davacı vekiline 24/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği, teminatın ise yasal bir haftalık süre içerisinde 25/06/2021 tarihinde yatırıldığı görülmüş, davalı vekilinin teminatın süresinde yatırılmadığını yönündeki itirazının yerinde olmadığının anlaşıldığı, Davalı vekili ihtiyati tedbir kararına yaptığı itirazını, davaya konu peynirin üretimini ve satışını davalı şirketin yapmadığı iddiasına dayandırmışsa da; davacı vekili tarafından dosyaya sunulan ve “…” markası ile satışa sunulan peynirle ilgili Ankara 4. FSHHM’nin 2018/96 Esas, 2020/331 Karar sayılı kararı, ihtiyati tedbir kararının icrası sırasında davalı şirket yetkilisinin peynir satışı yaptıklarına dair beyanı, iş yerinde tespit edilen peynir ürünleri, davacı tarafça dosyaya sunulan ve davalı şirket tarafından düzenlendiği iddia edilen 08/04/2021 tarihli tava büklüm peynir ürününe ait fatura örneği ve tüm dosya kapsamı ile davalının davaya konu peynirlerin satışını yaptığına dair yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği, davalı vekilinin bu peynirin üretimini yapmadıklarına dair savunmasını kanıtlayacak yeterli delilin bu aşamada dosyada mevcut olmadığı, kaldı ki davalı tarafça bu peynirin üretimi yapılmıyorsa verilen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle zarara uğrama ihtimalinin de bulunmadığı anlaşıldığından, ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme tarafından, tedbir taleplerinin kabulüne gerekçe olarak her ne kadar “davalı vekilinin bu peynirin üretimini yapmadıklarına dair savunmasını kanıtlayacak yeterli delilin dosyada mevcut olmadığı” belirtilmekle yokluğu ispat etmesinin beklendiğini, bunun yargılama sırasında ispat edilecek nitelikte olduğunu, Mahkemece, “Davalı tarafça bu peynirin üretimi yapılmıyorsa verilen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle zarara uğramayacağı” belirtilmişse de, tedbir kararının müvekkilinin ticari itibarının telafisi imkansız şekilde zarar görmesine neden olduğunu, Davacı tarafça peynir tasarımının ve marka tescilinin, müvekkili şirket tarafından taklit edilerek pazarlandığı iddia edilmekteyse de, müvekkili şirket tarafından peynir üretimi yapılmadığını, yalnızca tereyağı ve kaymak ürünlerini ürettiğini, üretim konusunu gösterir Sanayi Sicil Belgesi’nin, ihtiyati tedbir kararına itiraz dilekçesi ekinde sunulduğunu, sunulan fotoğraflarda, müvekkilinin üretim tesisinde peynir üretiminde kullanılacak hiçbir makine bulunmamasının da peynir üretimi yapmadığını, dava konusu ürünlerin müvekkili tarafından üretilmediğini gösterdiğini, Peynir üretimi için çiğ süt gerekmesine rağmen, müvekkilinin süt alımının, tereyağı ve kaymak yapımında kullanılan UHT süte ilişkin olduğunu, faturaların dosyaya sunulduğunu, Herhangi bir kişi tarafından, herhangi bir matbaaya müvekkili şirket veya başka bir firma adına etiket bastırılıp, aleyhine tedbir kararı alınabileceğini, davacı tarafından yapılan bu eylemin suç teşkil ettiğini, şikayetçi olunarak soruşturma dosyalarının mahkemeye bildirileceğini, 6- Dava konusu peynirlerin fason olarak ürettirildiği iddia edilerek Ankara 4 FSHHM 2018/96 Esas sayılı dosyasına dayanıldığını, gerçek dışı iddialara ilişkin hiçbir somut ve hukuka uygun delil sunulmamasına rağmen, mahkeme kararında da iddiaya dayanıldığını, Ankara 4 FSHHM dosyasının mevcut dosya ile ilgisi bulunmadığını, davacının ihtiyati tedbir talebindeki iddiaları ve müvekkilinin savunması dikkate alınmadan verilen ihtiyati tedbir kararının müvekkilini mağdur edildiğini, 7- Aksi düşünülse bile; belirlenen teminat bedelinin artırılması gerektiğini, izah edilen ve resen gözetilecek sebeplerle; mahkemenin 16.09.2021 tarihli, ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine yönelik ara kararının kaldırılmasını, ihtiyati tedbir taleplerinin tümden reddine karar verilmesini, taleplerinin reddi halinde, teminat bedelinin artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı taraf; sahibi olduğu “…” markasının tanınmış marka olup, ilk kez peynire sarmal form verilerek oluşturulan … tasarımının TPMK’da …, …, … nolu tasarım tescilleri ve … nolu şekil markası ile korunan ürünlerinin davalı tarafça taklit edilerek satışa sunulduğunun İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/73 D. İş sayılı delil tespitinde Ümraniye’deki marketlerde tespit edildiğinden, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesini, gümrük kapılarında taklit ürünlere el konularak ihracının tedbiren engellenmesine, tecavüze konu ürünlerin ve makinesinin kalıplarına ve ayrıca üretim ve pazarlama araçlarının, broşür, ambalaj ve etiketlerinin, ürünlerinin piyasadan tedbiren toplatılmasına, davalı elindeki ve toplatılacak ürünler, reklam ve üretim ürün ve araçlarına gümrük kapılarında tespit edilerek el konularak imhasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; İhtiyati tedbir talebinin KABULÜNE, ileride muhtemel zarar ve ziyanlara karşılık olmak üzere tedbir talep eden tarafça 50.000,00 TL nakdi veya muteber bir bankaya ait kesin ve süresiz teminat mektubu ibraz edildiği takdirde, davalının davacı adına tescilli … (1), …, … (3) numaralı tasarımlar ile … tescil numaralı markası ile benzer olduğu tespit edilen peynirleri üretmesinin, satışa sunmasının ve ihraç etmesinin tedbiren yasaklanmasına, davalı tarafa ait tecavüze konu ürünlerin ve münhasıran bu ürünlerin üretilmesinde kullanılan makine ve kalıplarla, ürünlerin yer aldığı broşürlerin, ürünlere ait ambalaj ve etiketlerin gümrük alanları da dahil bulundukları yerlerden toplatılarak muhafaza altına alınmasına, karar verilmiştir. Davalı tarafın itirazı üzerine duruşmalı yapılan inceleme sonunda; İtirazda, davaya konu peynirin üretim ve satışının yapılmadığına dayanılmışsa da; dosyaya sunulan ve “…” markası ile satışa sunulan peynirle ilgili Ankara 4. FSHHM’nin 2018/96 Esas, 2020/331 Karar sayılı kararı, ihtiyati tedbir kararının icrası sırasında davalı şirket yetkilisinin peynir satışı yaptıklarına dair beyanı, iş yerinde tespit edilen peynir ürünleri, davacı tarafça dosyaya sunulan ve davalı şirket tarafından düzenlendiği iddia edilen 08/04/2021 tarihli tava büklüm peynir ürününe ait fatura örneği ve tüm dosya kapsamı ile davalının davaya konu peynirlerin satışını yaptığına dair yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği, peynirin üretimini yapmadıklarına dair savunmasını kanıtlayacak yeterli delilin bu aşamada dosyada mevcut olmadığı, kaldı ki davalı tarafça bu peynirin üretimi yapılmıyorsa, verilen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle zarara uğrama ihtimalinin de bulunmadığı anlaşıldığından, itirazın reddine karar verilmiştir. Davalı vekili itiraz dilekçesinde dayandığı hususları istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür. İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/73 D.İş sayılı dosyası ile; 28/04/2021 tarihinde aleyhinde tespit istenen …’a ait … Cad. … … Mah. Ümraniye/İstanbul adresinde, tespite konu peynirler ve ambalajları ile vergi levhasının fotoğraflandığı, dosyaya konulmak üzere tespit isteyen vekili tarafından yaklaşık 200 gr peynirin fiş karşılığında satın alındığı, ürün fotoğrafları ile “…” adıyla ve “…” etiketiyle peynir satışının yapıldığı, kutu üzerinde … numaralı işletme onay kodunun mevcut olduğu, 17/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda; tasarımların ” peynir” ürününe ait tasarımlar olduğu, tespit isteyen tarafa ait … (1), …, … (3) sıra numaralı tasarımlar, … başvuru numaralı şekil markası ile aleyhine tespit istenen tarafa ait ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları tespit edilmiştir. Tedbir kararının uygulanması için yazılan talimat üzerine mahallinde düzenlenen zabıtta şirket yetkilisi Irak vatandaşı …’in beyanında; “…Faturada büklüm peynir yazılmış ise de artık öyle bir durum bulunmamaktadır… peynirle ilgili biz görüştük ve kendi ürünleri olduğunu bu yüzden üretim yapılmamasını beyan ettiler. Bu nedenle biz yapmaktan vazgeçtik. yaptırmadık …Peynir satıyorum , fakat … kodlu satmıyorum…” şeklinde beyanda bulunduğu, İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün 23/06/2021 tarihli ve … numaralı yazı cevabı ile … numaralı işletme onay kodunun, … mahallesi, … cad. No: … Kepez/Antalya adresinde bulunan … Ltd Şti. unvanlı işletmeye ait olduğu tespit edilmiştir. HMK 394/2.maddesi uyarınca ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren 1 hafta içinde itiraz edilebilir ve 394/5. maddesi uyarınca itiraz hakkında verilen karara karşı kanun yoluna başvurulabilir. HMK 394/4 maddesi; tedbire itiraz dilekçe ile yapılır, itiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazın dayanağı olan tüm delillerini dilekçesine eklemek zorundadır. 10/01/2017 tarihinde 29944 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159/1.maddesinde; ” Bu kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini talep edebilir.” düzenlemesi uyarınca tedbir talep edilebilir, 159/3. Maddesinde; “ihtiyati tedbirler ile ilgili bu kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun uygulanacağı” düzenlemesi mevcuttur. 6100 sayılı HMK’nun 389/1. maddesi; “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği”, HMK 309/3. maddesi gereği, tedbir talep eden taraf dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun159. maddesinde, bu kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişilere hükmün etkinliğini temin etmek üzere ihtiyati tedbir talep etme hakkı tanınmış, ihtiyati tedbirlerle ilgili bu kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159. maddesi gereği, delillerin değerlendirilmesi sonucu ulaşılacak yaklaşık ispat, tedbir kararı verilmesi için yeterlidir. İhtiyati tedbir, 6769 Sayılı Kanun’da ve HMK’da düzenlenmiş geçici hukuki koruma türü olup, tedbir talebinin yapıldığı tarihte dosyaya sunulan dayanak belgeler nazara alınarak ve dava sonunda verilecek karar yönünden ihsası rey oluşturmamak kaydı ile gerekçeleri açıklanarak verilmesi gerekir. Dosyada mevcut İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/73 D. İş sayılı delil tespiti dosyasındaki; tespit için gidilen adreste satın alınan peynirin faturası ve sunulan ürün fotoğrafları ile “…” adıyla, “…” etiketiyle peynir satışının yapıldığı, kutu üzerinde … numaralı işletme onay kodunun mevcut olduğu tespit edildiğinden, tespit sonucu sunulan 17/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda; tasarımların ” peynir” ürününe ait tasarımlar olduğu, tespit isteyen tarafa ait … (1), …, … (3) sıra numaralı tasarımlar, … başvuru numaralı şekil markası ile aleyhine tespit istenen tarafa ait ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıkların bulunmadığı, bu nedenle benzer algılandıkları yönünde değerlendirmelerin yer aldığı, talimat icra dairesinin tutanağında şirket yetkilisinin ikrarı tespit edilmiş olup, mahkemece bilirkişi raporu, şirket yetilisinin ikrarı, mevcut dosya kapsamı ile yaklaşık ispat olgusunun gerçekleştiğinden bahisle tedbir kararına yapılan itirazın reddine karar verildiği anlaşıldığından, davacı vekilinin yaklaşık ispat için delil sunulmadığına, yaklaşık ispatın gerçekleşmediğine ilişkin istinaf sebebinin reddi gerekmiştir. Mahkemece 50.000,00 TL nakdi veya muteber bir bankaya ait kesin ve süresiz teminat mektubu karşılığı tedbir kararı verilmiş olup, dosya kapsamına göre teminat miktarının yeterli olduğu anlaşılmakla birlikte, yargılama aşamasında mahkemece talep üzerine veya re’sen her zaman arttırılabileceğinden, teminat miktarına yapılan istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. İhtiyati tedbir kararı 6769 Sayılı Kanun’da ve HMK’da düzenlenmiş geçici hukuki koruma türüdür. Bu niteliği itibariyle tedbir talebinin yapıldığı tarihte dosyaya sunulan dayanak belgeler nazara alınarak ve dava sonunda verilecek karar yönünden ihsası rey oluşturmamak kaydı ile gerekçeleri açıklanarak verilmesi gerekir. Mahkemece de bu kapsamda karar verildiğinden, aleyhine tedbir ve tespit istenen vekilinin tüm istinaf sebeplerinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin tarih ve 2021/104 E. Sayılı kararına karşı talep eden vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Talep eden tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Talep eden tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 09/12/2021