Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1480 E. 2021/1497 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1480
KARAR NO: 2021/1497
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAH.
TARİHİ: 15/12/2020
NUMARASI: 2018/90 E. – 2020/250 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının ofis koltuğu üreticisi olduğu, “…” isimli koltuğu için 29/01/2010 tarihinde … numaralı , 1,2,3,4,5 nolu tasarımı tescil ettirdiğini, “…” isimli koltuk için 10/03/2005 tarihinde … numarası ile koltuk-2,3, kolçak-4, ayak-5, sabitleyici (koltuk için)-6-7 olarak, “…” isimli koltuk için 28/03/2007 tarihinde … numaralı Koltuk-4 olarak, “…” isimli koltuk için 28/03/2007 tarihinde … numaralı Koltuk-1 olarak, “…” isimli koltuk için 10/03/2005 tarihinde .. numaralı, Koltuk-1 olarak tescil ettirdiğini, ürünleri satışa arz ettiğini, davalının davacıya ait “…” isimli koltuğunu taklit ederek “…” adıyla , “…” isimli koltuğu “…” adıyla, “…” isimli koltuğu “…” adıyla, “…” isimli koltuğu “…” adıyla, “…” isimli koltuğu “…” adıyla piyasaya sürdüğünü, fiziken ve internet üzerinden sattığını, bu şekilde davacının haklarına tecavüz ettiğini belirterek, davalının davacıya ait tasarımlarına tecavüzü nedeniyle davaya konu ürünlerin üretimine başlandığından bu üretimin sürmesinin önlenmesi (engellenmesi) ve üretilerek piyasaya sürülen ürünlerin de el konularak kaldırılmasına (imhasına), fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla tecavüzün işlendiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile beraber 5.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi zararın tazminine, kararın masrafı davalıdan alınmak suretiyle tirajı en yüksek gazetelerden birinde yayınlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davacıya ait özgün tasarımların birebir benzerlerinin farklı isimlerle davalı tarafça üretilip satışa sunulduğu, bu durumun davacının tasarım haklarına tecavüz niteliğinde olduğu, davacının SMK’nun 149. maddesi uyarınca bu tecavüzün önlenmesini ve ref’ini, ayrıca maddi ve manevi tazminat ile hükmün ilanını isteyebileceği, davalının ticari kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda davaya konu olan ürünler için ayrı kayıtların mevcut olmaması nedeniyle tüm satışlarından elde edilen gelirin belirlendiği, bu nedenle mahkememizce TBK’nun 50. maddesi uyarınca maddi tazminatın belirlenmesi gerektiği, talep edilen 5.000,00 TL maddi tazminatın tecavüz edilen tasarım sayısı, davalı şirketin cirosu ve ticari hacmine göre uygun olduğu, ayrıca davalının kusur derecesi, cirosu ve tarafların mali durumuna göre 10.000,00 TL manevi tazminatın da hakkaniyete uygun olacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine,” verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ticari defterlerin incelenmesi esnasında bilirkişilerin usule uygun inceleme yapmadığını, İncelenen ürünlerin sektörel ve global anlamda benzerlikler göstermelerinin hayatın olağan akışına uygun olduğunu, Bilirkişi raporunda yapılan tespitlerin temelinde, davacı yanın ürün asılları ile müvekkilinin web sitesindeki görsellerinin ebat olarak ölçüldüğünü ve bu durumun benzerlik olarak karşılarına çıktığını, böyle bir tespitin yapılmasının kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin satışa arz ettiği ürünlerin kendi üretimi olmadığını, ticari defterlerin içeriğinde bahse konu ürünlerin belirtilmediğini, bu nedenle iş bu tespitlerin hükme esas alınamayacağını, raporun eksik ve yetersiz olduğunu, yeniden rapor alınması gerektiğini beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davalı şirketin davacıya ait tescilli tasarımlarına vaki tecavüz ettiği iddiasıyla açılan, tasarım hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi ve kaldırılması ile maddi ve manevi tazminat davasıdır. Davacı, adına tescilli olan ait … tescil numaralı, … numaralı, … numaralı ve … numaralı tasarımların koruma kapsamında kalan koltuk ürünlerinin davalı tarafça üretildiği ve davalıya ait internet sitesi üzerinden satışa sunulduğunu iddia etmiştir. Tarafların iddia ve savunmaları, mevcut delil durumu ile bilimsel ve teknik açıdan denetime elverişli bilirkişi raporlarına göre; davalı tarafça “…”, “…”, “…”, “…” ve “…” adlarıyla dava konusu ürünlerin ilk olarak 26.11.2014 tarihinde olmak üzere internet üzerinden satışa sunduğu, koltuklardan K 23 kod numaralı ürünün (…) davacıya ait … tescil numaralı tasarımın 1 numaralı tasarımının, YK 80 kod numaralı ürünün (…) … tescil numaralı tasarımın 2 numaralı tasarımının, MBK 044 kod numaralı ürünün (…) … numaralı tasarımın 1 numaralı tasarımının, … (…) kodlu ürünün … numaralı tasarımın 4 numaralı tasarımının ve MBK 045 kod numaralı ürünün (…) … numaralı tasarımın 4 numaralı tasarımının koruma kapsamında oldukları, aralarındaki küçük detayların, ürünlerin farklı olarak algılanmasını sağlamadığı, davacının tasarımları ile davalının ürünleri arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, davaya konu ürünler koltuk tasarımları olup, tasarımcının pek çok seçeneğe sahip olduğu, tasarımlar arasındaki benzerliklerin teknik zorunluluktan kaynaklanmadığı, davacıya ait özgün tasarımların benzerlerinin farklı isimlerle davalı tarafça üretilip satışa sunulduğunun sabit olduğu, bu durumun davacının tasarım haklarına tecavüz niteliğinde olduğu, davacının SMK’nun 149. maddesi uyarınca bu tecavüzün önlenmesini ve ref’ini, ayrıca maddi ve manevi tazminat ile hükmün ilanını isteyebileceği, davacı vekilinin 04.02.2019 tarihli dilekçesi ile, maddi tazminatın SMK’nun 151/2-b maddesinde belirtilen net kazanç esasına göre hesaplanmasını talep ettiği, bu kapsamda davalı defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde, davalının tüm satışlardan elde ettiği gelirin belirlendiği, bu satışlar içerisinde davaya konu ürünlerin ayrı bir kaydının tutulmadığının tespit edildiği, bu durum karşısında Mahkemece, tecavüz edilen tasarım sayısı, davalı şirketin cirosu ve ticari hacmine göre TBK’nun 50.maddesine göre belirlenen 5.000,00 TL maddi tazminat ile davalının kusur derecesi, cirosu ve tarafların mali durumuna göre belirlenen 10.000,00 TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu, böylelikle verilen hükümde esas yönüyle bir isabetsizlik olmadığı, davalı vekilinin istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatindeyim. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 15/12/2020 tarih ve 2018/90 E., 2020/250 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.024,65 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 1.000,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 24,65 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 02/12/2021