Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1477 E. 2021/1486 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1477
KARAR NO: 2021/1486
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAH.
TARİHİ: 23/09/2021
NUMARASI: 2021/167 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tedbir talep eden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının “…” markası ve logosunun 19, 35, 36, 37, 39, 42, 43, 44, 45. sınıflarda 13.10.2017 tarihli … nolu marka tesciliyle koruma altında olduğunu, markanın ulusal ve uluslararası alanda tanınmış olduğunu, davalı … Limited Şirketi’nin (…) müvekkili şirket adına tescil edilmiş olan şirket logosu ile iltibas yaratacak ve tüketicileri yanıltacak şekilde … tescil numaralı “… / …” markasın (41 sınıfta) ve … nolu; “…” markalarını (35 ve 41.) sınıflarda tescil ettirip kullandığını, tüketiciyi müvekkili şirketin bilinirliği ve tanınmışlığı sayesinde yanıltan davalının haksız marka kullanımına son vermesi ve ilgili markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesini ve markanın üçüncü kişilere devrinin yasaklanmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesini, mümkün olmadığı takdirde marka logosunun kullanımının kaldırılmasına, davalı şirketin müvekkili şirkete ait markayı haksız kullandığının tespitine, tecavüzün önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 2021/167 esas sayılı, 23/09/2021 günlü kararında; “Talebin kısmen kabulüne, dava konusu … ve … tescil numaralı markalar davalı adına tescilli ise dava sonuçlanıncaya kadar 3.kişilere devrinin önlenmesi yönünde takdiren teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına, davalının tescilli markasının kullanılmasının yasaklanması için yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle bu yöndeki talebin reddine,” karar verilmiştir. Tedbir talep eden istinaf dilekçesinde özetle; Tedbir için gerekli yaklaşık ispat koşulunun, dosyaya sunulan deliller ile sağlandığını, bu nedenle Mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin logosundan uzak ve benzeri olmayan bir tasarım ile yola çıkan davalının, müvekkili şirketin tanınmışlığından yararlanmak üzere, fonetik olarak birebir aynı olan markasını bir de görsel olarak çok ciddi derecede benzerlik gösteren bir marka haline çevirdiğini, bu şekildeki bir ciddi benzerliğin; ortalama tüketici nezdinde; iki işletme arasında ticari/ekonomik bir bağ olduğu yönünde yanılgıya sebebiyet vereceğini, somut olayda müvekkili şirketin zarara uğradığını ve ileride muhtemel zararların ortaya çıkacağının ortada olduğunu, müvekkili şirket ve davalı şirketin ortak olarak 35. Nice sınıfında bulunduğunu, bu durumun davalı açısından haksız kazanç yarattığını, farklı sınıflarda yer alsalar dahi davalı kullanımının iltibasa yol açacağını, zira davacı markasının ulusal ve uluslararası düzeyde tanınmış marka olduğunu beyan ederek, Mahkemece verilen tedbir talebinin kısmen reddine ilişkin kararın kaldırılıp, ayrıca davalının kullanmakta olduğu “…” markasının ve amblemlerinin kullanımının önlenmesine ilişkin tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı vekili, dava konusu markaların üçüncü kişilere devrinin önlenmesi ve davalının kullanmakta olduğu “…” markasının, amblemlerinin kullanımının önlenmesine yönelik tedbir kararı verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince, talebin kısmen kabulüne, dava konusu markaların üçüncü kişilere devrinin önlenmesine ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, talebin kısmen reddine yönelik karara karşı tedbir talep eden davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, somut olayda eldeki delil durumuna göre, yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmemiş olduğu, davalının tescilli marka kullanımının iltibas yaratıp yaratmadığı hususunun yargılamayı gerektirdiği, ilk derece mahkemesince, davalının kullanmakta olduğu “…” markasının, amblemlerinin kullanımının önlenmesine yönelik tedbir talebinin reddine ilişkin kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış olmakla, tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/167 esas sayılı, 23/09/2021 günlü ara kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Davacı tarafından yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 02/12/2021