Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1475 E. 2021/1445 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1475
KARAR NO: 2021/1445
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/04/2021
NUMARASI: 2020/474 E. – 2021/389 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, davalılardan …Lt. Şt.’nin, diğer davalı Arnavutköy Belediye Başkanlığı’ndan ( eski Haraççı Belediyesi) alacaklı bulunduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … E. dosyasını Beyoğlu … Noterliği’nde 22 Nisan 2009 tarih, … yevmiye nolu Temlikname ile temlik aldığını, 24.04.2009 tarihinde söz konusu temliknamenin İcra dosyasına sunulduğunu ve temlik alacaklısı olarak dosyaya taraf olunduğunu, müvekkili … A.Ş.’nin alacaklı olduğu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takip dosyasından, 14.03.2016 tarihli muhtıra gönderilerek “….. 09.11.2015 tarihinde yapılan güncel kapak hesabına göre tarafınıza 689.682,32 TL fazla para yatırılmış olup , fazla çekilen miktar tarafınıza ödenmiştir. Tarafınıza fazlaca ödenen 689.682,32 TL. nin borçlu tarafa ödenmek üzere 7 gün içinde Müdürlüğümüz dosyasına yatırılması tarafınıza tebliğ olunur.” dendiğini, bu muhtıraya karşı İstanbul 22. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/586 E. dosyası ile Şikayet yoluna başvurulmuş ise de, usul ve yasaya aykırı olarak taleplerinin kabul edilmediğini, bu sefer iş bu dava ikame edilerek usul ve yasaya aykırı olarak yapılan icra dosyası kapak hesabının iptalini ve temlik eden davalı … Lt.Şt.’nin müvekkili şirkete yaptığı Alacağın Temliki işleminden sonra geçersiz şekilde Davalı …’a yaptığı Alacağın Temliki işleminin geçersizliğinin tesbiti ile davalı Arnavutköy Belediye Başkanlığı’nın, diğer Davalılara yapmış olduğu ödemelerin müvekkili şirketin İcra takip dosya alacağından mahsup edilemeyeceğinin Tesbiti ile Cebri İcra tehdidi altında olunan İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. Dosyası’nın 14.03.2016 tarihli muhtırasının iptalini talep zorunluğu hasıl olduğunu, İcra Müdürlüğü tarafından 09.11.2015 tarihinde yapılan güncel kapak hesabına göre, müvekkili şirkete fazla para yatırılmış olmasının söz konusu olmadığını, davalı … Ltd. Şti. diğer davalı Arnavutköy Belediye Başkanlığı’( eski Haraççı Belediyesi)’ndan olan hak ediş ve alacağını 18.03.2009 tarihinde Bakırköy … Noterliği’nin … yevmiye nolu temlikname ile 2.218.000,00 TL. alacağı müvekkili şirkete eski Borçlar Kanunu 162 vd maddeleri gereğinde temlik ettiğini, temliknamenin borçlu Haraçcı Belediyesi’ne (Kapanınca Arnavutköy Belediyesi olmuştur.) bildirildiğini, davalı … Ltd. Şti. müvekkiline temlik ettiği bu alacağı hiçbir yasal hakkı olmamasına rağmen İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün (eski Beyoğlu … İcra Müd.) … E. Sayılı icra takip dosyası ile 24.03.2009 tarihinde icraya koyduğunu, akabinde de iş bu icra dosyasını, müvekkili şirkete, … Ltd. Şti., Beyoğlu … Noterliğinin 22.04.2009 tarih ve … yevmiye nolu Temlikname ile temlik ettiğini, iş bu Temliknamenin (alacak 18.03.2009 tarihli temlikname ile zaten müvekkil şirkete temlik edilmişti.) müvekkili şirket tarafından 24.04.2009 tarihinde icra takip dosyasına sunulduğunu ve müvekkili şirket icra dosyasında temlik alacaklısı sıfatı ile Alacaklı taraf olduğunu, icra Müdürlüğünün, Temlikin dosyaya Şerh edilmesine ve Borçlu Belediye Başkanlığı’na 30.06.2009 tarihine kadar ödeme muhtırası tebliğine karar verildiğini, davalı … Ltd. Şti. 30.06.2009 tarihinde icra dosyasına Beyoğlu ..1. Noterliğinin 04.05.2009 tarih ve … yevmiye nolu FESİHNAME sunduğunu ve müvekkili şirkete yaptığı temlik işlemini tek taraflı feshettiğini bildirerek icra dosyasındaki borçlu Arnavutköy Belediye Başkanlığına muhtıra gönderilmesini ve borcun temlik alacaklısı olan müvekkili şirkete ödenmemesini talep ettiğini, İcra Müdürlüğünün temlik ettiği alacak üzerinde artık hiçbir hakkı kalmayan …’in talebini usul ve yasaya aykırı olarak hatalı şekilde kabul ettiğini, icra takip dosyasında taraf sıfatı dahi olmayan … Ltd. Şti. nin talebi doğrultusunda davalı / borçlu Arnavutköy Belediye Başkanlığı’na 30.06.2009 tarihli muhtıra gönderdiğini ve müvekkili şirkete ödeme yapılmamasını bildirdiğini, 12.10 2009 tarihinde İcra Müdürlüğü nezdinde, müvekkili şirket tarafından ; ” …. Alacağın Temlikinden tek taraflı fesih beyanının geçersiz olduğu , dosyaya ödeme yapılmamış olması nedeniyle icra işlemleri yapılması talep edildiğini, İcra Müdürlüğünün 12.10.2009 tarihinde “… Temlikten vazgeçme sebebiyle tek taraflı vazgeçmenin geçerli olup olmadığı yargılama gerektirdiği …” gerekçesi ile müvekkili şirketin haciz taleplerini reddettiğini, İcra Müdürlüğü’nün usul ve yasaya aykırı işlemine karşı müvekkili şirket Beyoğlu 1.İcra Hukuk Mahkemesi 2009/651 E. Dosya ile Şikayette bulunulduğunu, 31.05.2010 tarihinde, icra dosyasından kimseye ödeme yapılmaması yönünde tedbir kararı verildiğini, sonrasında da 28.09.2010 tarihinde şikayet talepleri haklı bulunarak icra müdürlük işlemi iptal edildiğini, Beyoğlu 1. İcra Hukuk Mahkemesinin bu kararından sonra İcra Müdürlüğü 12.10.2010 tarihinde davalı / borçlu Arnavutköy Belediye Başkanlığına muhtıra göndermiş ve “… alacaklı dosya alacağı olan 2.317.548,14 TL. ( faiz ve masraflar hariç ) alacağının … A.Ş. ye temlik ettiği, ancak Belediye Başkanlığınıza temlik alacaklısı olarak müracaat eden … adındaki şahsa başkanlığınız tarafından, herhangi bir ödemenin yapılıp yapılmadığının, yapılmış ise tarih ve miktarının tespiti ile ödeme yapılan miktarın kendisinden tahsil edilerek dosyamıza yatırılması, ayrıca kendisine ve başkaca kişilere bundan böyle ödeme yapılmaması (icra dosya numaramıza yatırılması)….” dendiğini, bu muhtıraya cevap olarak davalı / borçlu Arnavutköy Belediye Başkanlığı da 12.11.2010 tarihli yazısı ile “…. Müdürlüğünüzün … E. Sayılı icra takip dosyasından belediyemize gönderilen müzekkereler doğrultusunda belediyemizin cebri icra tehdidi altında olması nedeniyle … Ltd. Şti. ve temlik alacaklısı … ile Belediye Başkanlığımız arasında 31.12.2009 tarihinde sulhname yapılmış olup, sulhnameye dayalı olarak 12.01.2010 tarihinde … Ltd. Şti. ne 179.573,56 TL. ; 10.02.2010 tarihinde 100.000,00 TL. ; temlik alacaklısı …’a 10.03.2010 tarihinde 100.000,00 TL. ; 08.04.2010 tarihinde 100.000,00 TL. ; 07.05.2010 tarihinde 100.000,00 TL. olmak üzere toplam 579.573,56 TL. ödenmiş olup banka dekontları ve muhasebe işlem fişleri ekte sunulmuştur.” dendiğini, 31.12.2009 tarihli sulhname incelendiğinde Belediye Başkanlığının 2 ayrı avukatının ve başkan yardımcısının imzalarının olduğunun görüldüğünü, Belediye Başkanlığı ve avukatları temliğin tek taraflı fesh edilemeyeceğini bilmelerine rağmen usulsüz şekilde ve kötü niyetli olarak davalılara ödeme yaptığını, müvekkil şirketin Temlik alacaklısı olduğu icra dosyasında, hukuka aykırı işlemler neticesi borçlu durumu geçirildiğini ifade ederek davalılardan … Ltd. Şti. nin müvekkili şirkete yaptığı temlikten sonra geçersiz şekilde fesih beyanına dayalı olarak aynı alacak için diğer davalı …’a yaptığı temliğin geçersiz olduğunun tesbitini, davalı Belediye Başkanlığı’nın davalı … Ltd. Şt. ‘ne, ve …’a yaptığı toplam 579.573,56 TL Ödemesi haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle müvekkil şirket İcra dosya alacağından düşülmesinin iptaline, müvekkili şirketin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takip dosyası 14.03.2016 tarihli muhtırası ile borçlu olmadığının tesbiti ve muhtıranın iptaline, masraf ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Arnavutköy Belediye Başkanlığı cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, yalnızca koşulları usulün 237. maddesi hükmünde tanımlanan biçimde kesin hükmün sonuçlarını meydana getiren, cebri-icraya yetki vermeyen, bir başka deyişle icra ve infaz kabiliyeti bulunmayan Tespit hükmünün bu tehlikeyi ortadan kaldıracak nitelikte olması zorunlu olduğu gibi, davacının, hukuken korunma ihtiyacı da hali hazırda bilinmesi gerektiğini, davacının talepleri esasında zamanaşımına uğradığını, öğretide ve yerleşik Yargıtay uygulamasında “eda davası” açılmasının mümkün olduğu hallerde tespit davası açılmasında hukuki bir yararın bulunmadığının kabul edildiğini, davacının huzurdaki dava ile 14.03.2016 tarihli icra dosya kapak hesaplamasının iptalini talep ettiğini, davacının bu taleplerinin şikayet yoluyla İcra Mahkemelerinde ileri sürülmesi gerektiğini, ayrıca davacının bu taleplerinin hak düşürücü süre içerisinde ileri sürülmediğinden dinlenilmesi olanağı bulunmadığını, muhtıranın kesinleştiğini, İstanbul 14. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/1177 E. 2014/764 K. sayılı 03.07.2014 tarihli kararı ile, takibin 579.573,56 TL’lik kısmının iptaline karar verilmiş olup, şikayet ve itiraz üzerine verilen icra mahkemesi kararlarına uymakla mükellef olan icra müdürlüğünün başkalarına ödenmiş olsa dahi icra mahkemesi kararı gereği harici ödemeyi hesaplamada nazara alması kanun gereği olduğunu, bu nedenle huzurdaki davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, İcra dairesince müvekkili belediyeye muhtıra ile dosya borcunun … AŞ firması veya icra dosyasına ödenmesi gerektiğinin belirtildiğini, daha sonra İcra dairesi tarafından yine müvekkili belediyeye 30.06.2009 tarihli muhtıra gönderilerek takip konusu alacağın … AŞ firmasına ödenmemesini ve dosyaya ödenmesini zira … firmasının dosya alacaklısı olduğu belirtildiğini, bilahare 13.01.2010 tarihli muhtıra ile takip konusu borcun bir kısmının diğer davalı …’a temlik edildiği ve dosya borcunun … veya icra dosyasına yapılması gerektiğinin bildirildiğini, bu nedenlerle dava konusu icra takibinin alacaklısı … ve … isimli kişiler olduğunu, davalılardan … AŞ İcra Dairesinin işlemlerine dava açmamış ve bilahare Beyoğlu 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/651 esas sayılı davası ile icra takibinde alacaklı tarafın kendisi olduğu yönünde dava açtığını, açılan davanın, davacı tarafça yapılan hatalı dilekçe ile icra dairesi aleyhinde açıldığını ve müvekkili belediyenin bu davadan haberi ancak 26.03.2010 tarihinde yapılan dahili davalı tebligatı ile olduğunu, yapılan yargılamada 28.09.2010 tarihinde verilen karar ile şikayetin kabulüne ve 12.10.2009 tarihli işlemin iptaline karar verilmiş ve … Firması takip alacaklısı konumuna geldiğini, Beyoğlu 1. İcra Hukuk Mahkemesinde devam eden 2009/651 esas sayılı davada 31.05.2010 tarihli tedbir kararı gereğince harici ödemelere son verildiğini, kısacası diğer davalılara yapılan ödemelerin icra dosyasından bu kişilerin alacaklı olduğuna dair gönderilen muhtıra üzerine gerçekleştirildiğini, cebri icra tehdidi altında borcu ödemeye maruz kalan müvekkili belediyece yapılan ödemelerin temlik muamelesine karşı bilinçli olarak değil icra dairesinin karar ve işlemleri doğrultusunda yapıldığını ifade ederek diğer davalıya yapılan temlikin geçersizliğinin tespiti talebine ilişkin davanın hukuki yarar yokluğun ve zamanaşımından reddine, aksi takdirde Belediye bakımından husumetten reddine, 14.03.2016 tarihli icra dosya kapak hesaplamasının iptaline ilişkin talebin görevsizlik ve zamanaşımı nedeniyle reddine, davanın esasının incelenmesi halinde davanın açıklamış oldukları nedenlerle usulden esastan reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince; “Her ne kadar davacı vekilince davalı … Tic. tarafından, diğer davalı …t’a yapılan temlikin geçersizliğinin tespiti ve 14.03.2016 tarihli kapak hesabının iptali mahkememizden talep olunmuş ise de; alacağın esasına yönelik bir tartışma ve ihtilafın dosyaya yansımadığı, uyuşmazlığın takip hukukundan kaynaklandığı, icra müdürlüğünün 14.03.2016 tarihli muhtırası ile borçlu olunmadığının tespiti yolundaki talep açısından icra memurluğunun işlemini şikayet yoluna gidilmesi gerekeceği, her ne kadar davacı vekilince davalı … Tic. tarafından diğer davalı …’a yapılan temlikin geçersizliğinin tespiti de talep olunmuş ise de; anılan talebin esasen 13.01.2010 tarihli icra müdürlüğü yazısı ve kararına dayandığı, bu yazıda temlik edilen 1.000.000 TL’ lik alacak kısmının temlik alacaklısı …’a veya icra dairesine ödenmesinin bildirildiği, icra müdürlüğünün bu yazısına karşı da şikayet yoluna gidilmesi gerekeceği, nitekim benzer uyuşmazlığın Beyoğlu 1. İcra Hukuk Mahkemesi’ nin 2009/651 esasında görüldüğü anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davalılardan … Lt.Şt.’nin, diğer davalı Arnavutköy Belediye Başkanlığı’ndan (eski Haraççı Belediyesi) alacaklı olduğunu, davacı müvekkilinin de …’den İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Dosyasını Beyoğlu …Noterliği’nde 22 Nisan 2009 tarih, … yevmiye nolu temlikname ile temlik aldığını, 24.04.2009 tarihinde söz konusu temliknamenin İcra dosyasına sunulduğunu ve temlik alacaklısı olarak dosyaya taraf olunduğunu, Temlik eden davalı … Lt.Şt.’nin, müvekkili şirkete yaptığı alacağın temliki işleminden sonra , 30.06.2009 tarihinde icra dosyasına Beyoğlu … noterliğinin 04.05.2009 tarih ve … yevmiye nolu fesihname sunduğunu ve müvekkili şirkete yaptığı temlik işlemini tek taraflı feshettiğini bildirerek icra dosyasındaki borçlu arnavutköy belediye başkanlığına muhtıra gönderilmesini ve borcun temlik alacaklısı olan müvekkili şirkete ödenmemesini talep ettiğini, davalı Arnavutköy Belediye Başkanlığının da, usul ve yasaya aykırı olarak Davalılardan … Ltd. Şt. ‘ne, toplam 579.573,56 TL ödeme yaptığını, dava konusunun Alacağın Temlikinden sonra tek taraflı Fesihname ile vazgeçmenin geçerli olup olmaması ve buna istinaden temlik borçlusunun yeni temlik alacaklısına yaptığı harici ödemelerin icra alacağına etkisi konularında olup maddi hukuka ilişkin olduğunu, Görevsizlik Kararının yerinde olmadığını, Dar yetkili bulunan İcra Hukuk Mahkemesi’nin dava konusu edilen talepleri değerlendiremeyeceğini, alacağın temliki, temlikten tek taraflı feshin geçersizliği ve temlik borçlusun harici ödeme yapması ve akibeti konularında inceleme yapıp karar vermesi halinde dava konusu icra dosyasındaki ihtilafın da çözüme kavuşacağını bu nedenle kararın kaldırılarak esas hakkında inceleme yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava dosyası incelendiğinde, tespit davası ile İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyasıyla davacı adına düzenlenen 14.03.2016 tarihli muhtıra ile kapak hesabının iptali ve bahsi geçen icra dosyasının davacıya temlikinden sonra davalılardan …’a yapılan temlikin geçersizliğinin tespiti ve temlik fesihnamesinin geçersizliği istenmektedir. İcra Müdürlüğünce düzenlenen muhtıra ve kapak hesabının hukuka aykırı olduğundan bahisle iptali talebinin inceleme yeri İcra Mahkemesi ise de, İcra Müdürlüğü tarafından düzenlenen bu muhtıranın …’a yapılan temlikin geçersizliğinden kaynaklı olduğu ve davacı taleplerinin iki ayrı dava konusuna ilişkin olduğu, buna göre öncelikle davacı taleplerinden olan, 30.06.2009 tarihli fesihnamenin geçerli olup olmadığı ve …’a yapılan temlikin geçerli olup olmadığının tespitinin gerektiği sonra icra müdürlüğü tarafından hazırlanan muhtıranın incelenmesi gerektiği, alacağın temliki müessesesinin maddi hukuka ilişkin tasarruf işlemi olduğundan her ne kadar bu taleplerle birlikte muhtıranın ve kapak hesabının iptali talep edilmiş ise de, İcra Hukuk Mahkemesinin sınırlı inceleme yetkisinin bulunması sebebiyle, kapsamlı talep olan fesihname ve temlik kurumlarına yönelik taleplerin Ticaret Mahkemesi tarafından değerlendirilmesi gerektiği, Ticaret Mahkemesinin genel görevli mahkeme olduğu, muhtıraya yönelik taleplerin ise daha önce icra hukuk mahkemesince verilen karar kapsamı içinde kalıp kalmadığı değerlendirmesi yapıldıktan sonra Ticaret Mahkemesi tarafından karara bağlanması gerekeceğinden, Mahkemece verilmiş olan görevsizlik kararının yerinde olmadığı, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince kararın kaldırılarak mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/01/2021 gün ve 2020/366 E., 2021/56 K. sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. ve 362/1-g maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 25/11/2021