Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1466 E. 2022/426 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1466
KARAR NO: 2022/426
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 10/03/2020
NUMARASI: 2017/550 E. – 2020/128 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavüzün Tesbiti İstemli)
Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı firmada 10/05/2015 tarihinde pazarlamacı pozisyonunda çalışmaya başladığını, esnek ödeme sistemi isimli bir yazılım geliştirdiğini, bu yazılımın davacının birlikte çalıştığı dava dışı … ile birlikte 22/06/2015 tarihinde üretildiğini, 26/10/2016 tarihinde yazılımın aleniyet kazandığını, Kültür Bakanlığı nezdinde 23/01/2017 tarihinde kayıt ve tescil edildiğini, davalı firmanın davacıyı 16/10/2015 tarihinde işten çıkardığını, FSEK kapsamında 68.maddeye göre ödenmesi gereken bedelin tespitine, tecavüzün refi’ne, ihtiyati tedbire karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Eser üzerinde mali hakları kullanma yetkisi çalıştıran durumundaki davalı şirkete ait olduğu, davacının tazminat talebinin reddi gerektiği, davacının var olan bir yazılımı eksikleri sebebiyle geliştirdiği, davalı şirketin davacıya bir süre ödül olarak bir ücret ödediği ve sonra durdurduğu, davacı vekilinin 06.11.2018 tarihinde İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu dilekçede (diğerlerinden farklı olarak) dava konusu yazılımın birçok firma tarafından kullanılan ve her şirketin ihtiyacına göre şekillendirilebilen CRM programlarından biri olduğu, bu konuda oluşan taleplere göre şirket yazılım çalışmalarını yapan …’ın görevlendirildiği, davacının sadece arada müşteri temsilcisi olarak görev yaptığı ve bu süreçte şirkette yöneticiler dahil çalışan başka kişiler de bulunduğu, davacının bu sürece ön ayak olduğu, ancak bu yazılımı tek başına yapmadığı, bu yazılımın özgün bir eser sayılamayacağı savunarak davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Toplanan tüm deliller, dosyadaki deliller ve Yüksek Mahkeme ilamları ile uyumlu Denetim ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu ile birlikte değerlendirildiğinde; davacının eser sahibi olmadığı, 5846 sayılı FSEK madde 18/2 uyarınca “Aralarında özel sözleşmeden veya işin mahiyetinden anlaşılmadıkça; memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki haklar bunları çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılır.” düzenlemesi nazara alındığında, bu programın dava dışı … ile davacının davalı şirkette çalıştıkları dönemde meydana getirildiği, söz konusu program üzerinde davalı şirketin FSEK m. 18/2 uyarınca mali hakları kullanma yetkisine sahip olduğu, bu nedenlerle davacının tazminat isteminin ve ref talebinin yerinde olmadığı anlaşıldığından sübut bulmayan davanın esastan reddine” karar verilmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı taraf karara karşı 06/092021 havale tarihli istinaf başvurusunda bulunduğu, adli yardım talepli istinaf dilekçesini sunduğu, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderlerini ödemediği, Dairemizin 22/11/2021 tarih ve 2021/1466 Esas sayılı kararı ile; 6100 Sayılı HMK’nın 337/1. maddesi uyarınca adli yardım talebinin reddine karar verildiği, kararın davacı tarafa tebliğ evrakının muhatabın tanınmadığı gerekçesiyle iade döndüğü, adresin aynı zamanda mernis adresi olması sebebiyle suçüstü ödeneğinden karşılanarak 7201 Sayılı T.K’nın 21/2. maddesi gereğince 02/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 1 haftalık kesin süre içinde itirazda bulunmadığı tespit edilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 344. maddesi uyarınca “istinaf dilekçesi verilirken istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderlerinin peşin olarak ödenmesi gerektiği, bunların hiç ödenmediği veya eksik ödendiği sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağının başvurana bildirilmesi, verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı taktirde başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verileceği” düzenlenmiştir. Davacı taraf, adli yardım talebi reddedildiğinden ve itirazda bulunmadığından, Mahkemece davacı tarafın istinaf talebi yönünden 6100 Sayılı HMK’nın 344. maddesi gereğince “istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderlerini ödemesi” için işlem yapılmak ve sonrasında Dairemize gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı tarafından istinaf harcı ile istinaf yoluna başvurma harcının ikmali için 6100 Sayılı HMK’nın 344. maddesi gereğince işlem yapıldıktan sonra istinaf incelemesine gönderilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 344, 352/(1)-ç. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.17/03/2022