Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1451 E. 2021/1467 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1451
KARAR NO: 2021/1467
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/06/2021
NUMARASI: 2020/779 E. 2021/475 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili üzerine kayıtlı araçla alkollü şekilde trafik kazasında birkaç araca çarparak maddi hasara sebebiyet verdiğini, zarara uğrayan araç sahiplerinin müvekkiline karşı dava ve icra takipleri açarak zararlarını cebri icra zoruyla tahsil ettiklerini, borçlu …’nın zarara sebep olduğu için müvekkiline 27.01.2018 düzenlenme tarihli, 01.03.2018 vade tarihli, 60.000,00 TL tutarlı senet verdiğini, borcunu ödemeyen davalı taraftan tahsili için Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, kötüniyetli ve haksız itirazın iptaline, alacak likit olduğundan % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, davalının üzerindeki mal varlığını üçüncü kişilere devretme durumu mevcut olduğundan, resmi kayıtlarına ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz konulmasına, karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkemenin görevine, yetkisine, davacının aktif dava ehliyetine itiraz ile senedin teminat senedi olduğunu, bu nedenle takibe konulamayacağından bahisle itirazın iptali davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”Davacının bonoya dayalı takibe davalının vaki itirazı nedeni ile iş bu itirazın iptali davasını açtığı, davalı savunmasının senedin teminat amaçlı verildiğinden takibe konulmasının mümkün olmadığı yönünde olduğu, takibe konu bononun arkasında “bu senet … plakalı aracın kazası için teminat olarak verildi kaza bedeli ödenip senet iyide olacak ödenmezse işleme konulacak” ve ” mahkeme sonucu çıkıp borçlu belli olup borçlar ödendiği senetler iyade edilecek seneti ver şahıs borçlu yani kaza yapan … borcunu ödeyip seneti alacak” şerhi düşüldüğü, senet üzerine düşünülen şerh ve her iki tarafında senetin teminat seneti olduğu yönündeki kabulleri dikkate alındığında senetin teminat senedi olduğuna şüphe bulunmadığı, tespiti gerekenin icra takibine konu bononun teminat fonksiyonunun devam edip etmediği, bononun teminat altına aldığı davacının alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplandığı, bu kapsamda dosya içerisine gelen Kale Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasında kaza nedeni ile davacı ve davalı aleyhine hüküm kurularak kesinleştiği, kazayı yapan kişinin davalı, kazaya konu araç malikinin davacı olduğu, Kale İcra Dairesinin … Esas Sayılı icra dosyasında hem davacı hem davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, takibe konu alacak kaleminin davalının karıştığı kaza nedeni ile takip alacaklısının Denizli 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/4 Değişik İş dosyasına dayandırıldığı, senet üzerinde teminata konu kaza nedeni ile davacı tarafa ödeme yapılmadığı, davalının bono üzerindeki şerhten anlaşıldığı gibi, kaza nedeni ile gerçekleşen zararı kabul ettiği ve ödeme taahhüdünde bulunduğu, bunun da bono üzerine şerh edildiği, bu nedenlerle davacının davalıdan alacaklı olduğu anlaşılmakla düzenlenen bonoya dayalı takip yapma ve alacağını tahsil etme hakkının bulunduğu anlaşılmakla açılan davanın kabulüne” karar verilmiştir. Davalı istinaf dilekçesinde özetle; Davalı tarafından hakkında yürütülen Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esasında derdest icra takibi ve dava konusu kambiyo senedinin arkasında teminat senedi olarak düzenlendiğinin açıkça yazılı olduğu ve bu bağlamda teminat senedi olarak düzenlenmiş bu bononun hukuken tahsili mümkün olmadığı sabit olduğu halde mahkemece davanın reddi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemeye yapmış olduğu görev, yetki ve husumet itirazları hakkında bir karar verilmemiş olmasının da usul ve yasaya aykırı olduğundan, izah ettiği sebeplerden dolayı mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Dilekçede açıklanan hususlar gereğince mahkemece davanın kabulü yönünde verilen kararının hukuka uygun olduğunu, belirtilen sebeplerle davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesini istemiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi; Mülkiyetine sahip olduğu aracın davalı tarafından, alkollü kullanımı sırasında meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasından doğan zararın, tarafından karşılanması sebebiyle, oluşan zarar karşılığı verilen senedin, vadesinde ödenmemesi sonucu, davalı aleyhine başlatılan Bakırköy … İcra Dairesi’nin … takip dosyasına yapılan itirazın iptali ve takibin devamı ile icra inkar tazminatına ilişkindir. Mahkemece; Takibe konu senedin teminat senedi olduğu, dosya içerisindeki Kale Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasında kaza sebebiyle kazayı yapan davalı, kazaya konu araç maliki davacı aleyhine hüküm kurularak kesinleştiği, Kale İcra Dairesi’nin … Esas Sayılı dosyasında davacı ve davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, takibe konu alacak kaleminin davalının karıştığı kaza sebebiyle yapılan Denizli 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/4 D. İş dosyasına dayandırıldığı, senet üzerindeki teminata konu kaza sebebiyle davacı tarafa ödeme yapılmadığı, bono üzerindeki şerhten, davalının kaza sebebiyle gerçekleşen zararı kabul ettiği ve ödeme taahhüdünde bulunduğundan, davacının davalıdan alacaklı olduğu, davacının düzenlenen bonoya dayalı takip yapma ve alacağını tahsil etme hakkı bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiştir. Bakırköy … İcra Dairesi’nin … takip dosyasında; davacının keşidecisi davalı olan 27/01/2018 düzenlenme tarihli, 01/03/2018 vade tarihli, 60.000,00 TL tutarlı bono için 29/07/2020 tarihinde davalı aleyhine ilamsız takip başlattığı, ödeme emrinin 13/08/2020 tarihinde borçlu/davalıya tebliği üzerine 7 günlük itiraz süresi içinde kalan 13/08/2020 tarihli itiraz ile takibin durduğu, 1 yıllık hak düşürücü süre içinde kalan 02/11/2020 tarihinde itirazın iptali davasının açıldığı tespit edilmiştir. Takip dosyası içinde bulunan senedin arka yüzü incelendiğinde; “bu senet … plakalı aracın kazası için teminat olarak verildi, kaza bedeli ödenip senet iyede olacak, ödenmezse senet işleme konacak, seneti veren şahıs …, Şahit … = imza =” ve ” mahkeme sonucu çıkıp borçlu belli olup borçlar ödendiği senetler iade edilecek, seneti ver şahıs borçlu yani kaza yapan … borcunu ödeyip seneti alacak” şerhi düşüldüğü tespit edilmiştir. Davalının yasal süresi içinde sunduğu cevap dilekçesinde, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi, yetkili mahkemenin Türkeli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, davacının davada davacı olma sıfatının bulunmadığını beyan ederek husumet itirazında bulunduğu, mahkemece19/07/2018 tarihinde icra edilen ön inceme oturumunda A) HMK madde 114 dava şartları bakımından yapılan inceleme başlıklı bölümün c-d-ve e bendinde davanın hukuki niteliği nazara alındığında 6100 Sayılı HMK’na göre mahkemenin davaya bakmakta görevli olduğu, davanın trafik kazasından kaynaklanan tazminat davası olması sebebiyle mahkemenin yetkili olduğu, tarafların dava ve taraf ehliyetlerinin bulunduğu yönünde karar verildiği tespit edilmiştir. Takibe konu senedin, mülkiyeti davacıya ait aracın davalının kullanımında iken meydana gelen kaza sebebiyle oluşan zararların teminatı olarak verildiği tarafların ve mahkemenin kabulündedir. Teminat senetleri teminat altına aldığı husus gerçekleşerek, teminat fonksiyonunun ortadan kalktığı ve muayyen, muaccel bir borç haline geldiği taktirde takip ve dava konusu yapılabilir. (YHGK’nun 29/06/2021 tarihli 2017/(6) 3-969 esas ve 2021/866 karar sayılı kararı) Teminat senetlerinde borcun doğumu için teminat fonksiyonunun gerçekleşmesi şart koşulduğundan, kambiyo senetlerinde bulunması gereken kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediğinden, kambiyo senedi vasfında değildir ve kambiyo senetlerine mahsus ilamlı takip yapılamaz. Davacı vekili davalı aleyhine ilamsız takip başlatmıştır. Taraflar tacir olmadığı gibi, senet arkasındaki şerhte, kaza sonucu araçta oluşan zararın sürücü tarafından araç malikine ödeneceği taahhüt edildiğinden, ticari iş niteliğinde olmadığı, taraflar arasında hizmet akdinin bulunduğu da iddia edilmediğinden, iş ilişkisinden doğmadığı sabittir. HMK 114/1-c maddesindeki düzenleme gereği mahkemenin görevli olması dava şartı olup, dava şartları ve görev kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re’sen de incelenmesi gerekir. Davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için, TTK 4. maddesi uyarınca davanın konusunun TTK’da düzenlenen bir husustan doğması veya tarafların tacir olup, dava konusunun ticari işletmelerine ilişkin olması zorunludur. Takip ve dava konusu senedin teminat senedi olduğunun sübut bulması sebebiyle bono vasfı olmadığından, TTK’da düzenlenme koşulu gerçekleşmediği gibi, taraflar tacir ve borç ticari işletmelerine ilişkin bulunmadığından, TTK 4. madde kapsamında ticari dava niteliğinde olmadığı sabittir. Bu nedenle davanın ticaret mahkemesinde görülmesi mümkün değildir. (Yargıtay 13. HD’nin 2016/2345 esas ve 2017/6774 karar, Yargıtay 6. HD’nin 2013/15615 esas ve 2014/7147 karar, aynı dairenin 2012/2314-5893 esas ve karar sayılı kararı ile Yargıtay 9. HD’nin 2008/27690-27684 esas ve karar sayılı kararları) HMK 2. maddesi gereğince, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan, görülmekte olan davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri olmakla mahkemece davalının görev itirazı kabul edilerek, ve 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın esası hakkında karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan davalının bu yöne ilişkin istinaf sebebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. Davalının, yetki, husumet ve teminat senedinin takip konusu yapılmayacağına ilişkin istinaf sebeplerinin görevli mahkemece incelenmesi gerektiğinden, kabul edilen istinaf sebebinin niteliği nazara alınarak bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davalının göreve ilişkin istinaf sebebinin kabulü ile, kararın 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince kaldırılmasına, diğer istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, 2- Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/06/2021 tarih ve 2020/779 E. 2021/475 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan 1. 246,99 TL nisbi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. ve 362/(1)/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 25/11/2021