Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1417 E. 2021/1388 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1417
KARAR NO: 2021/1388
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/03/2021
NUMARASI: 2019/534 E. – 2021/280 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı … isimli şahsa mal sattığını ve karşılığında ödeme aracı olarak “… T.Ş. 0041 Erzurum Şubesine ait, … numaralı, 7.500,00 TL bedelli, keşidecisi …” olan çeki aldığını, çeki bankaya sorduğunda olumlu yanıt verildiğini, ancak daha sonra yapılan araştırmada çekin, daha önce davalı … Bankası Merter şubesine ibraz edilerek tahsil edilen ve çek aslı bankanın arşiv merkezinde saklanırken arşivlerinden kaybolan/ çalınan çeklerden olduğunun anlaşıldığını, çekin keşide tarihi değiştirilerek tekrardan tedavüle sokulduğunu, davalı … Bankası’nın, sorumluluğunda olan çek için özen ve güven ilkelerine göre aykırı hareket edilerek gerekli tedbirlerin alınmadığını ve objektif özen borcunun gereği olarak davalı bankanın kusurlu olduğunu, bu nedenle uğradığı zarardan kaynaklı olarak icra takibi başlattığını, davalıların takibe haksız yere itirazda bulunduğunu, beyan ederek, takibe itirazın iptaline, davalıların % 20 oranında icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu çekin takas sistemi aracılığıyla diğer bankaya ibraz edildiğini, kendilerinin süreçle ilgili bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Tuzla ilçesi sınırları içerisinde bulunan arşiv merkezinde, muhtelif yıllara ait tahsil olmuş ve işlemleri tamamlanmış çekler muhafaza edilmekte iken, arşiv merkezinde, baz çeklerin yerinde olmadığının anlaşılması üzerine konu ile ilgili gecikmeden savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Genel Soruşturma Bürosu nezdinde 2017/190010 numaralı dosya kapsamında (Güncel Soruşturma Numarası 2018/86012) yürütülen soruşturmanın halen devam ettiğini, bu soruşturma dosyasından, Türkiye’ deki tüm Bankaların genel müdürlüklerine, finans kurumlarına, finansal kiralama ve faktoring şirketlerine müzekkereler yazılmış, müvekkil bankanın arşiv merkezinden çalınan çeklerin bilgileri döküm halinde, müzekkere yazısı ekindeki zarf içerisindeki CD’ye yazdırarak, CD İçerisinde soruşturmaya konu olan çeklerin tamamının görseli olacak şekilde, tüm banka ve finans kuruluşlarına gönderildiğini ve söz konusu çeklerin özellikle keşide tarihi değiştirilerek ibraz edilmesi halinde çekin alıkonularak, bahse konu çeklerle ilgili işlem yapmamaları, kolluk kuvvetlerine haber vermeleri, çekin ibraz edildiği bölgedeki yetkili savcılık tarafından soruşturma işlemleri yapılması gerektiğinin bildirildiğini, tedbir alınması istenildiğini, kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Bilirkişi raporuna itibarla, davalının objektif özen yükümlülüğüne aykırı hareket ederek davacının zarara uğramasında kusurlu olduğu, ancak davacının da tali kusurunun bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, alacağın % 75’i olan 5.625,00 TL üzerinden takibin devamına,” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde yapmış olduğu açıklamalara benzer açıklamalarda bulunarak, Mahkemece reddedilen kısım yönünden de davalının kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş vekili istinaf dilekçesinde özetle; Cevap dilekçesinde yapmış olduğu açıklamalara benzer açıklamalarda bulunarak, kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle Mahkemece kabul edilen kısım yönünden kararın kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının, dava dışı … isimli şahsa mal sattığı ve karşılığında ödeme aracı olarak “… T.Ş. 0041 Erzurum Şubesine ait, … numaralı, 7.500,00 TL bedelli, keşidecisi …” olan çeki aldığı, ancak daha sonra yapılan araştırmada çekin, daha önce davalı … Bankası Merter şubesine ibraz edilerek tahsil edilen ve çek aslı bankanın arşiv merkezinde saklanırken arşivlerinden kaybolan/ çalınan çeklerden olduğunun anlaşıldığı, çekin keşide tarihi değiştirilerek tekrardan tedavüle sokulduğu, davalı … Bankası’nın, sorumluluğunda olan çek için özen ve güven ilkelerine göre aykırı hareket edilerek gerekli tedbirlerin alınmadığı ve objektif özen borcunun gereği olarak davalı bankanın kusurlu olduğu iddiasıyla uğranılan zararın tazmini için banka aleyhine icra takibi başlatıldığı, eldeki davanın da söz konusu icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır. Davalı ise savunmasında, davacının basit bir araştırma ile dahi anlaşılabilecek bir konuda gerekli araştırmayı yapmayarak basiretli bir tacir gibi davranmadığını, çeklerin kabul edilmesinde kusurlu olduğunu beyan etmiştir. Uyuşmazlığın, bankanın zararın meydana gelmesinde kusurlu olup olmadığı, objektif özen yükümlülüğüne aykırı hareket edip etmediği noktasında toplandığı görülmektedir. 6100 Sayılı HMK’nun 341.maddesi uyarınca istinaf edilebilirlik sınırı, karar tarihi itibariyle 5.880,00 TL olup, somut davada davacı, reddedilen 1.875,00 TL, davalı ise kabul edilen 5.625,00 TL yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. Her iki başvuru da istinaf kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Açıklanan sebeplerle 6100 Sayılı HMK’nın 341/2 ve 346/1 maddeleri gereğince taraf vekillerinin istinaf dilekçesinin ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davalı yönünden; 1-Davalı … A.Ş. vekilinin istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nın 346. ve 352/1-b. maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE, 2- İstinaf talebinin esası incelenmediğinden davalı … A.Ş. tarafından peşin olarak yatırılan 96,06 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 3- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … A.Ş. tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin kendi üzerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine yer OLMADIĞINA, Davacı yönünden; 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nın 346. ve 352/1-b. maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE, 2- İstinaf talebinin esası incelenmediğinden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 3- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin kendi üzerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine yer OLMADIĞINA, 6100 Sayılı HMK’nın 346. ve 352/1-b. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.18/11/2021