Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1416 E. 2021/1373 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1416
KARAR NO: 2021/1373
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/08/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/704 E.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka lehine hükmedilecek hak ve alacaklarının karşılıksız kalmamasını teminen davalı adına kayıtlı olduğu tespit edilecek menkul- gayrimenkul mal ve hak varlıkları ile bankalar nezdindeki tüm hesapları, tespiti halinde kiralık kasa mevcutları ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 27/08/2021 tarihli ara kararıyla; “Davacının istemi, taraflar arasındaki sözleşmeye aykırılık nedeni ile bir miktar alacağın ödetilmesi istemine ilişkin olup, üzerine ihtiyati tedbir konulması istenilen malların davanın konusunu teşkil etmediği gibi, ihtiyati tedbir kararı verebilmek için hâkimin somut sebep göstermesi ve ihtiyati tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsünde davacının haklılığına karar vermesi gerekli olup davacı vekilinin dosyaya sunduğu belgelerin somut delil kabul edilip haklılık konusunda yaklaşık ispat ölçüsü kriterine uymaması ve uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirmesi gözönüne alınarak ihtiyati tedbir talebinin reddine, yine davacı vekilinin ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz talebinin de, davacılar vekili tarafından sunulan belgelerin ihtiyati haciz sebeplerinin varlığı hakkında mahkemede kanaat uyandırmaya yeterli olmaması ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/4682 E. Sayılı kararında da belirtildiği üzere taraflar arasında imzalanan sözleşmenin post cihazı kullanımına ilişkin olması, dolayısıyla vadesi gelmiş bir para borcunun bulunup bulunmadığının ancak davalının dolandırıcılık denilen işleminin yapılacak incelemesi sonucu karara bağlanabileceği bu haliyle ortada vadesi gelmiş bir para borcunun varlığının açıkça anlaşılamadığı, şartların oluşmaması sebebiyle tedbir niteliğindeki ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği hususları gözönüne alınarak ihtiyati haciz talebinin İİK’nın 257/I hükmündeki hukukî sebep açısından reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davacı taraf ile davalı müvekkil arasında imzalanan sözleşmeler (Üye İşyeri Sözleşmesi, Üye İşyeri Sözleşmesine Ek Sözleşme, Bonus Üye İşyeri Sözleşmesi) gereği davacı yanın uhdesinde bulunan iki (2) adet pos cihazında kısa sürede ve yoğun biçimde itiraza konu olacak şekilde toplamda 273.571,33.-TL bedelli işlemler gerçekleştirildiğini, davalı yan itirazları karşılamak amacıyla harcama belgelerini ibraz yükümlülüğünü yerine getirmemiş, böylelikle bahsi geçen taraflar arasındaki sözleşmeler feshedilerek Üsküdar … Noterliği 27.08.2021 tarihli … yevmiye no.lu ihtarname ile 273.571,33 TL ile POS cihazlarının iadesi hususu davalı yana ihtar edildiğini, icra takibi sonucunda itirazın iptali davası açıldığını, gerek 6100 sayılı H.M.K.’nun m.389 vd., gerek taraflarca akdedilen Üye İşyeri Sözleşmesi (Aynen hüküm: Banka muaccel olsun ya da olmasın işbu sözleşmeden doğan her türlü alacağı için ihtiyarı tedbir veya ihtiyari haciz kararı alabilir ve uygulayabilir.) gerekse Uluslararası chargeback kuralları gereğince, müvekkil Bankanın ihtiyati haciz talebinde bulunma hakkı olmasına karşın red kararı verildiğini, -Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bankacılık chargeback işlemlerinden kaynaklanmakta olup, taraflar bu ilişkide tabi oldukları sözleşme hükümlerine bağlı olduklarını, taraflarca akdedilen üye işyeri sözleşmesi gereğince sözleşmeden doğan her türlü alacak hakkı için müvekkil banka’nın ihtiyati haciz kararı alma/ uygulama hakkı mevcut olduğunu, iş bu sözleşme hükümlerini değerlendirmeksizin tesis olunan yerel mahkeme red kararının kaldırılması gerektiğini -Açıklanan sebeplerle, H.M.K.’nda belirlenmiş olan ihtiyati tedbir şartları somut olayda gerçekleşmiş olup, davalı yanın sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ifa etmemesi ve sorumluluklarını yerine getirmemesi, ibraz yükümlülüğünden kaçınması, borca itiraz sırasında iddialarımızın aksini ispat edecek bilgi ve belgeleri sunmaması müvekkilin alacağını engellemeye çalıştığını ortaya koyduğundan ilk derece mahkemesinin red kararının yerinde olmadığını kararın kaldırılarak ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Somut olayda; Davalı tarafından bankanın zarara uğratılmış olduğunu iddia ederek ihtiyati haciz talep edilmiş ise de, davalılar tarafından yapılan alışverişlerin işlemlerinin geçerli olup olmadığının, davalıların bankaya borçlu olup olmadıklarının ve böylece vadesi gelmiş bir para borcunun bulunup bulunmadığının davalının dolandırıcılık olduğu iddia edilen işlemleri gerçekleştirip gerçekleştirmediği hususunun yapılacak yargılama sonucunda karara bağlanabileceği, bu haliyle ortada vadesi gelmiş bir para borcunun varlığının açıkça anlaşılamadığı kanaatine varılmakla (Aynı yönde Yargıtay 11. HD 2016/4682 E. 2016/5032 K. Sayılı, 04/05/2016 günlü ilamı), İlk Derece Mahkemesince İhtiyati haciz isteminin reddine ilişkin verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davacı banka vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/08/2021 tarih ve 2021/704 E. Sayılı ara kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/11/2021