Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1412 E. 2021/1347 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1412
KARAR NO: 2021/1347
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 20/10/2021
NUMARASI: 2021/539 E.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı adına kayıtlı olan 2017/03401 sayılı tasarımınından daha önce … firması tarafından … ismi ile 2015 yılında kamuya arz edilmiş olması, yenilik ve ayırt edicilik unsuru bulunmaması sebebiyle hükümsüzlüğüne karar verilmesini, tescil belgelerinin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince;” Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı adına kayıtlı olduğu bildirilen 2017/03401 sayılı tasarım tescil belgelerinin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş olmakla, davada davalı adına tescilli tasarımın hükümsüzlüğü talep edildiği hususu da nazara alınarak, dava dilekçesi ve ekli belgelere göre, HMK’nın 389 ve devamı maddeleri ile SMK’nın 159. Maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, takdiren 5.000,00 TL teminat karşılığında, davalı adına kayıtlı olduğu bildirilen 2017/03401 sayılı tasarım tescil belgeleri davalı adına kayıtlı ise, 3. şahıslara devrinin önlenmesi açısından TPMK sicil kaydına tedbir konulmasına,” karar verilmiştir. Davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/1 esas sayılı davasının konusunun ve taraflarının aynı olduğunu, yargılamanın halen devam ettiğini, dava şartları bakımından halen görülmekte olan derdest davanın bulunması sebebiyle davacının işbu haksız ve kötüniyetli davanın usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise bekletici mesele yapılmasını, davacının tedbir talebinin haksız ve kötüniyetli olduğunu, kanunda yer alan tedbir şartlarını karşılamadığını, davacı tarafın davanın esası yönünden kendi haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek herhangi bir delil sunmadığını, gecikmesinde sakınca yahut ciddi bir zarar doğmasının muhtemel olmadığını, bu nedenle tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; ” İhtiyati tedbirin 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesi ile; bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki koruma olduğu, taraf vekillerince dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı topluca değerlendirildiğinde; davanın, davalı adına kayıtlı … tescil nolu tasarımın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve davalı adına tescilli tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkin olup, söz konusu hükümsüzlüğü talep edilen tasarımın davanın devamı sırasında üçüncü kişilere devredilmesi durumunda, taraf teşkili sağlanması hususunda zorluk ve verilecek kararın infazında sıkıntı yaşanmaması, bu cümleden olmak üzere, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşmaması amacıyla verildiği, yerleşmiş istinaf uygulamalarının da (İst. BAM 16. HD., 17/11/2020 tarih, 2020/1877-2020/1919; İstanbul BAM. 16. HD. 07/12/2018 tarih, 2018/3590Esas, 2018/2636 Karar) aynı mahiyette olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin tedbire itirazın talebinin reddine.”karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; 1-Mahkeme tarafından verilen ihtiyati tedbire itiraz kararında herhangi bir gerekçe belirtilmediğini, SADECE İst. BAM 16. HD., 17/11/2020 tarih, 2020/1877-2020/1919; İstanbul BAM. 16. HD. 07/12/2018 tarih, 2018/3590Esas, 2018/2636 kararlarına atıf yapıldığını, kararın T.C. Anayasası’ nın ” Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması” başlıklı 141. maddesine ve 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 297′ ye açıkça aykırı olduğunu, 2- Mahkeme tarafından verilen ihtiyati tedbire ilişkin olarak davacının hangi delil ve belgelerinin ihtiyati tedbir şartlarından yaklaşık ispat şartını karşıladığına da gerekçesinde yer verilmediğini, 3- Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebine ilişkin sunmuş olduğu tüm delillerin cevap dilekçesinde çürütüldüğünü, iddialarına dayanak sunulan görselde yer alan ürünün müvekkiline ait olmadığını, şayet bu iddiaları doğru ise, 6100 sayılı hukuk muhakemeleri kanunu 190. madde uyarınca ispat yükü kendilerine ait olup, kuşkuya mahal vermeyecek şekilde bunu detaylı bir şekilde ispat etmeleri gerektiğini, 4-Müvekkili firmaya ait Oyuncak – Klozet Lazımlık” … sayılı tasarımının 3. şahıs firma olan … firmasına ait ”…” ürün ile yapılan karşılaştırma neticesinde yenilik ve ayırt edicilik içermeyecek derece de benzer olduğu iddiasının kabul edilemeyeceğini, iki ürün arasında tasarımsal olarak açıkça bariz farklar bulunduğunu, seçenek özgürlüğü kapsamına da hareket edildiğini, 5- Huzurdaki davadan önce, konusu ve taraflarını aynı olan Ankara 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/1 Esas sayılı dosyasında derdest olduğunu, davacının haksız ve kötü niyetli 2020/02487 sayılı tescilli ürünü için yapmış oldukları Türk Patent YİDK Tasarım Kararı İptali, Hükümsüzlük davasına, bir nevi karşı dava olarak açıldığının göz ardı edildiğini, Ankara 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/1 Esaslı davasında 08/06/2021 tarihli ve 2021/213 Kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, huzurdaki davacının davalı olarak haksız ve kötü niyetli olarak … sayılı tescil ile müvekkiline ait … tescil numaralı Oyuncak Klozet – Lazımlık tasarımını kopya ederek haksız ve kötü niyetli olarak tescile kalkıştığının ispatlandığını, 6- Mahkemece takdir edilen 5.000 TL değerindeki sembolik teminat bedeli ile müvekkilinin zararlarının kesinlikle karşılamayacağını, açıklanan ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … nolu tasarım yönünden vermiş olduğu ihtiyadi tedbir kararının kaldırılarak talepler doğrultusunda ihtiyadi tedbir talebinin reddine, karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesi ile; İnternet ve piyasa araştırmaları neticesinde davacının ürününün tescil öncesine ait olacak şekilde arz edildiği ve bu şekilde halka mal olduğunun malum olduğunu, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu, MADDE 57- (1) Kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz. (2) Koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden veya rüçhan talebi varsa rüçhan tarihinden önceki on iki ay içinde tasarımcı veya halefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması hâlinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez düzenlemesi olup, davalı firmanın yasadan doğan şartlara aykırı olacak şekilde tescile konu tasarımını 12 ay öncesinden olacak şekilde kamuya sunduğunu, End Tas KHK m.6‟da yenilik için tasarımın aynısının rüçhan tarihinden önce kamuya sunulmamış olmasının arandığını, End Tas KHK m.8‟e göre koruma talep edilen bir tasarımın yeni sayılabilmesi için, başvuru tarihinden önceki 12 ay içerisinde veya rüçhan talebi varsa rüçhan tarihinden önceki 12 ay içerisinde kamuya sunulmuş olması gerektiğini, bu sürenin geçirilmesi halinde, yenilik vasfının noksanlığının tasarımı hükümsüz kılacağını, Yargıtayın da, tasarımların başvuru tarihinden önce, 12 aydan daha uzun süre tasarımın kamuya sunulmuş olmasını hükümsüzlük nedeni saydığını, (Yargıtay 11. HD. 14.07.2005. 2004/10690E., 2005/7696 K. ) 2-Ayrıca ilgili tescil’in ayırt edilemeyecek ve yenilik içermeyen nitelikte olduğunu, … firmasına ait olan “…” isimli ürün üreticinin kendisine ait internet sahifesinde davacının tescil tarihinden önce yüklenip, yayınlandığnı, ‘…’ İsimli Ürünün tasarımı incelendiğinde davalı yan adına tescilli “Oyuncak – Klozet Lazımlık” … sayılı tasarımla ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olduğunun görülebileceğini, Yargıtay 11. HD, 31.01.2000 T., 1999/9462 E., 2000/549 K.sayılı kararında; önceki tasarımdan faydalanarak ufak değişikler yapılmasının tasarımı özgün kılmaz, tespitinde bulunduğunu, kanunda aranan kriterleri mevcut olmayan tasarım hakkında verilen tedbir kararının onanmasını, haksız itirazların reddini talep etmiştir. İnceleme 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davcı tarafın talebi; davalı adına kayıtlı olan … sayılı tasarımından daha önce … firması tarafından … ismi ile 2015 yılında kamuya arz edilmiş olması, yenilik ve ayırt edicilik unsuru bulunmaması, sebebiyle hükümsüzlüğüne karar verilerek, tescil belgelerinin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkindir. Mahkemece; HMK’nın 389. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararının, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki koruma olduğu, taraf vekillerince dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı topluca değerlendirildiğinde; hükümsüzlüğü talep edilen tasarımın davanın devamı sırasında üçüncü kişilere devredilmesi durumunda, taraf teşkili sağlanması hususunda zorluk ve verilecek kararın infazında sıkıntı yaşanmaması, bu cümleden olmak üzere, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşmaması amacıyla verildiği, yerleşmiş istinaf uygulamalarının da (İst. BAM 16. HD., 17/11/2020 tarih, 2020/1877-2020/1919; İstanbul BAM. 16. HD. 07/12/2018 tarih, 2018/3590Esas, 2018/2636 Karar) aynı mahiyette olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin tedbire itirazın talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkemenin 20/10/2021 tarihli ihtiyati tedbire itiraz kararında gerekçe olarak; hükümsüzlüğü talep edilen tasarımın davanın devamı sırasında üçüncü kişilere devredilmesi durumunda, taraf teşkili sağlanması hususunda zorluk ve verilecek kararın infazında sıkıntı yaşanmaması, bu cümleden olmak üzere, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşmaması amacıyla verildiği, belirtildiğinden, kararın gerekçesiz olduğu, sadece Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına atıf yapıldığına ilişkin istinaf sebebinin yerinde olmadığı gibi, tüm dosya kapsamı topluca değerlendirildiğinde sözleri ile dosya kapsamının nazara alındığı, dava dilekçesinde daha önce kamuya sunulan ürün görsellerine yer verildiği anlaşılmaktadır. İhtiyati tedbir kararında mahkemenin ileride vereceği karar yönünden ihsası rey olarak değerlendirilmeyecek şekilde yaklaşık ispat kuralı uyarınca dosyadaki delilleri değerlendirmesi gerekip, dayanılan delillerin nihai kararda olması gereken gibi net açıklanması, karşı tarafça ihsası rey olarak kabul edilip, hakimin reddi müessesesinin devreye girmesine sebebiyet vereceğinden, gerekçeye dosya kasamı olarak yazılmasında usule aykırılık olmadığından istinaf sebebinin yerinde olmadığından reddi gerekmiştir. Görselde yer alan ürünün müvekkiline ait olmadığı ve davacı tarafın iddialarının cevap dilekçesi ile çürütüldüğü, müvekkili firmaya ait 2017/03401 sayılı tasarımının 3. şahıs … firmasına ait ”…” ürün ile yenilik ve ayırt edicilik içermeyecek derece de benzer olmadığı, iki ürün arasında tasarımsal olarak açıkça bariz farklar bulunduğu, Seçenek Özgürlüğü kapsamına hareket edildiği, davanın Ankara 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/1 Esas sayılı Tasarım Kararı İptali, Hükümsüzlük davasına, karşı dava olarak açıldığının göz ardı edildiği, davacının haksız ve kötü niyetli olarak … sayılı tescil ile müvekkile ait … tescil numaralı Oyuncak Klozet – Lazımlık tasarımını kopya ederek haksız ve kötü niyetli olarak tescile kalkıştığına ilişkin iddiaların doğruluğu ve görülmekte olan davaya etkileri yapılacak yargılama ile belirlenecektir. Mahkeme kararında da belirtildiği üzere ihtiyati tedbir geçici korumadır. Bu nedenle tedbir talep edilen tarihteki dosya kapsamındaki deliller değerlendirilerek verilir. 10/01/2017 tarihinde 29944 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159/1.maddesinde; ” Bu kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini talep edebilir.” düzenlemesi uyarınca tedbir talep edilebilir, 159/3. Maddesinde; ” ihtiyati tedbirler ile ilgili bu kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun uygulanacağı” düzenlemesi mevcuttur. 6100 sayılı HMK’nun 389/1. maddesi; “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği”, HMK 390/2, maddesinde “ Talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde, hakim karşı tarafı, dinlemeden de tedbire karar verebilir, HMK 309/3.maddesinde tedbir talep eden taraf dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” HMK 394/4 maddesi; tedbire itiraz dilekçe ile yapılır, itiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazın dayanağı olan tüm delillerini dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme ilgilileri dinlemek üzere davet eder, gelmedikleri taktirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme kararını değiştirebilir veya kaldırabilir hükümlerini taşımaktadır. Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı) 159. maddesinde, bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişilere hükmün etkinliğini temin etmek üzere ihtiyati tedbir talep etme hakkı tanınmış, ihtiyati tedbirlerle ilgili bu kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159. maddesinde, delillerin değerlendirilmesi sonucu ulaşılacak yaklaşık ispat, tedbir kararı verilmesi için yeterlidir. Hakim HMK 30. maddesi uyarınca yargılamayı makul sürede ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz masraf yapılmasını önlemekle yükümlü olduğundan, dava konusu tasarım yönünden tedbir kararı verilmediği ve davalı tarafça tedbir konusu tasarım 3. kişilere devredildiği taktirde taraf teşkilinde sorun yaşanarak yargılamanın uzayacağı, hükmün etkinliği azalacağı gibi, davacı tarafın zararının artacağı sabittir. Dava dilekçesi ekinde sunulan görseller ve kamuya daha önce arz edildiği iddia edilen tasarımın internet çıktıları mahkemece incelenip denetimi yapıldığından, mevcut dosya kapsamı ile yaklaşık ispat olgusunun gerçekleştiği anlaşıldığından, davacı vekilinin yaklaşık ispat için delil sunulmadığına ilişkin istinaf sebebinin reddi gerekmiştir. Tedbir talebinin kötü niyetli olduğu iddia edilmiş ise de; tasarımın daha önce kamuya sunulduğunun ispatı ile hükümsüzlüğünün istenmesi ve bu talebe bağlı ihtiyati talebi yasalar tarafından tanınan bir hak olup, yasanın tanıdığı bir hakkın kullanılması kötü niyet olarak kabul edilmeyeceğinden, bu yöne ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. Mahkemece 5.000,00 TL teminat alınmış olup, yargılama aşamasında mahkemece talep üzerine veya re’sen her zaman arttırılabileceğinden dosya kapsamına göre teminat miktarının yeterli olduğu anlaşılmakla, teminat miktarına yapılan istinaf talebinin reddine karar verililmiştir. Mevcut delil durumu nazara alındığında; Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı) 159. maddesinde “verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilecekleri,” ve 6100 sayılı HMK’nun 389/1. maddesinde “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halleri” koşulları gerçekleştiğinden, mahkemece tedbir kararı verilmesinde ve tedbire itirazın reddinde yasalara ve usule aykırılık olmadığından, tüm istinaf sebeplerinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 2. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 20/10/2021 tarih ve 2021/539 E. Sayılı ara kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İnceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Davalı taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/11/2021