Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1399 E. 2021/1327 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1399
KARAR NO: 2021/1327
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/05/2021
NUMARASI: 2020/411 E. – 2021/300 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin döküm ve metal işleri yaptığını, müvekkil ile dava konusu icra takibindeki çekin emrine düzenlendiği lehtar … A.Ş. Arasında ticari ilişki sebebiyle cari hesap sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşme kapsamında müvekkilinin 8.930,89 TL’lik borcu için … A.Ş. Lehine bir adet çek keşide edildiğini, pandemi nedeniyle çekin … Kargo Servisi aracılığı ile gönderildiğini, çek lehtarı olan firmanın yetkililerinin çekin ulaşmadığını bildirmesi üzerine kargo şirketi ile yapılan görüşmede çekin elemanları …’nın zilyedinde iken çalındığı bilgisine ulaşıldığını, Savcılığa şikayette bulunulduğunu, ifa nedeniyle temel alacağın sona ermesine rağmen senedin lehtarın eline geçmeden yolda kaybolduğu için iade edilemediğini, çalıntı çekin emrine yazılı … A.Ş.’nin imzasının taklit edilerek … A.Ş.’ye ardında da … Ltd. Şti.ardında da davalıya ciro edildiğini, ciro silsilesinin bozulması nedeniyle çekin kambiyo vasfını yitirdiğini, çekin … A.Ş.’den sonraki cirantalarının kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin davalıya bir borcunun olmadığını beyanla anılı çek ile ilgili başlatılan İstanbul … İcra Müd.’nün … e. Sayılı icra takibinin ihtiyati tedbir kararı verilerek durdurulmasını, davalının %20 oranında tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İhtiyati tedbir talebine itiraz ettiklerini, itirazın HMK hükümlerine aykırı olduğunu, iddiaların aksine dava konusu çekin çalındığı ve kargoya teslim edildiği hususunun ispatlanamadığını, davacının basiretsiz ve ağır kusurlu davranışıyla oluşan zarardan tek başına sorumlu olduğunu, müvekkilinin dava konusu çekin meşru, haklı ve iyi niyetli hamili olduğunu, çekin zayi edilmiş olmasının müvekkilinin yetkili hamil olmasına engel olmadığını, çek metnine göre ciro silsilesinde herhangi bir kopukluk bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince; “davaya konu çekin davacı tarafça keşide edildiği ve davacı tarafın çekteki imzasını inkar etmediği, kambiyo senedi sıfatını haiz çek hakkında TTK’nun 818. maddesi yollaması ile aynı yasanın 677. maddesi uyarınca imzaların istiklali prensibinin geçerli olduğu, bu prensip uyarınca çekin ciro silsilesinde birbirini izleyen geçerli ciroların bulunması halinde aradaki ciranta imzaları sahibine ait olmasa dahi çekin geçerliliğinin etkilenmeyeceği, kendi imzasının sahteliğine dayanmayan davacı yanın lehtara çek bedelini ödemiş olmasına ve lehtar tarafından şahsi defi olarak ileri sürülebilecek imzanın sahte oluşuna TTK’nın 687. maddesi uyarınca davalı hamilin kötü niyetli olduğunu ispatlayamadığı müddetçe dayanamayacağı, dosya kapsamında celp edilen soruşturma dosyasının çekin kargo yolu ile gönderilmesi sırasında kaybolması nedeniyle kargo şirketi ve kurye aleyhine başlatılan soruşturmaya ilişkin olması nedeniyle davalı yanın kötü niyetini ispata elverişli olmadığından mahkememizce neticesinin beklenilmesine gerek görülmediği, neticeten davacı yanın davalı hamile karşı ileri sürebileceği mutlak definin bulunmaması, davaya konu çekin görünüşte usulüne uygun ciro silsilesine sahip olması ve davalı hamilin kambiyo hukuku kuralları çerçevesinde ciranta imzalarının geçerliliğini araştırma külfetinin bulunmamasının dayanağı imzaların istiklali prensibi gereğince, ayrıca ispat yükü üzerinde bulunan davacı yanın davalı yanın çeki kötü niyetle iktisap ettiğini ispatlayamamış olması nedenleriyle mahkememizce emsal alınan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi’nin 2020/254 Esas 2021/284 Karar sayılı ilamı ışığında, davacı yanın davasının reddine, ihtiyati tedbir kararının icrası nedeniyle alacağına geç kavuşan davalı lehine alacağın %20’si oranındaki 1.982,88 TL tazminatın davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Çek silsilesinde bulunan diğer cirantalar arasındaki ticari ilişki ispatlanmadığını, 2- Davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemiş olup HMK.md 220 uyarınca ve Yargıtay kararları ile bu hususun müvekkili lehine değerlendirilmesi gerekirken aksine kararın kaldırılma nedeni olduğunu, delil listesinde görüleceği üzere “ticari defterler”in delil olarak bildirildiğini yerel Mahkeme tarafından davalı tarafında ticari defterlerinin incelenmesi talebi dikkate alınmamakla birlikte davalı tarafından da ticari defterlerin ibraz edilmediğini, bu durumda davalı tarafın defterleri ibraz etmeyerek durumu “ikrar” etmiş sayılacağını, 3- Davalının iyiniyetinden bahsedilemeyeceğini,davalı şirket ile ilgili uyap üzerinden yapılacak incelemede ( bu hususta ki talepleri yerine getirilmemiştir) davalının benzer davalarının olduğunun görüleceğini, bu tespit dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu TMK.md.6 gereği davalı tarafın kötüniyetli olduğunu, 4- Anadolu Cumhuriyet Savcılığı’nın 2020/78998 e. sayılı dosyasının soruşturma aşamasının beklenilmediğini, çek hırsızlığına ilişkin yapılan şikayetin mutlak defi olması hasebiyle imzaların istiklali ilkesinin uygulanmaması gerektiğini, 5- Her ne kadar Yerel Mahkeme tarafından TTK’nun 818. Maddesi yollaması ile aynı yasanın 677. maddesi uyarınca imzaların istiklali geçerli olduğu ve bu prensip uyarınca çekin ciro silsilesinde birbirini izleyen geçerli ciroların bulunması halinde aradaki ciranta imzalarını sahibine ait olmasa dahi çekin geçerliliğini etkilemeyeceği belirtilmişsede, mezkur çekin, müvekkili tarafından … A.Ş. Lehine düzenlendikten sonra kargoya verildiğini, ve bu aşamada kaybolduğunu, bu sebeple senedin üzerinde … A.Ş’ye ait gibi görünen kaşe ve imzanın sahte olduğunu, bu halde ciro silsilesinin bozulduğu, senedin ciro silsilesinde bozukluk olması halinde, bozukluğu başlatan ciro ve sonrasındaki ciroların geçersiz olacağı, bu nedenle davalının ciro silsilesi bozuk bir çeki iktisap eden kişi olarak senedin yetkili hamili olamayacağı ve senet bağlamında hak talep edemeyeceğini, 6- Mezkur icra takibine ilişkin ömür çelik aş. tarafından imzaya itiraz edilmiş olup bu hususta istanbul 22.İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/360 e. ile görülen davanın da imzaların istiklali konusunda bekletici mesele yapılması gerektiğini 7- Davacı borçlu tarafından açılan menfi tespit davasının red ile sonuçlanması durumunda davalı alacaklı lehine tazminata hükmedilmesinin HMK 399. maddeye göre olduğunu, HMK 399 un uygulanması için davalı alacaklının bu hususta ayrı dava açması ve zararını ispatlaması gerekeceğini, belirterek haksız ve hukuka aykırı olarak hükmedilen İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/411 Esas 2021/300K. Sayılı kararının kaldırılmasını, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine, lehlerine vekalet ücreti verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava çekten dolayı İİK 72.madde kapsamında borçlu olunmadığının tespiti davasıdır. Davacı taraf keşidecisi olduğu dava konusu çeki dava dışı lehtara kargo yoluyla ulaştırırken kargoda çalındığını, lehtarın imzası taklit edilerek dava dışı üçüncü kişilere, üçüncü kişininde davalı alacaklıya ciro edildiğini, ciro silsilesinin bu şekilde koptuğu, sahte imzanın herkese karşı ileri sürülebilen mutlak defilerden olduğu, davalınında kötü niyetli olduğunu belirterek bu çeke dair başlatılan İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takip dosyasından borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, davalı taraf, kötü niyetli olmadığını, çekin çalındığının kanıtlanamadığı, ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiş, mahkemece davanın reddine, davalı lehine tazminata karar verilmiş, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir. Dosya kapsamına göre , davlı alacaklı tarafından davacı, keşideci ve önceki cirantalar aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takip dosyasında 20.06.2020 keşide tarihli, 8.939,89 TL bedelli, keşidecisi davacı lehtarı dava dışı … AŞ. Olan çekten dolayı icra takibine başlanıldığı, davalı alacaklının dördüncü ciranta olduğu anlaşılmaktadır. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/78998 soruşturma nolu dosyada dava konusu çekin çalınmasıyla ilgili olarak kargo görevlileri hakkında soruşturma yapıldığı görülmüştür. 6102 sayılı TTK’nın 790. maddesinde “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı taktirde yetkili hamil sayılır.” denilmiştir. Bu madde hükmüne göre dava konusu çekteki görünürdeki şekli ciro silsilesine göre davalı, yetkili hamil konumundadır. 6102 Sayılı TTK’nın 792. (6762 Sayılı TTK m.704) maddesine göre, “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” Zayi olan çek bedelinin istirdadı talebiyle açılan işbu davada ispat yükü davacıda olup, davacının öncelikle çekin yedinde iken rızası hilafına elinden çıktığını ardından da çeki elinde bulunduran hamilin kötüniyetli veya iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekir.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/2945 E. 2017/5190 K.) Çalıntı çekin hamilinden istirdadı için davacının çeki elinde bulunduran davalının iktisapta kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekmektedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 1996/11-354 E. 1996/502 K. 16.9.1996 T. Karar,Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2011/19-228 Esas, 2011/328 K. 8.05.2011 Tarihli karar ). Bu madde hükmü ve Yargıtay kararlarına göre, davacının, kendisinin yetkili hamil olduğunu kanıtlaması yanında, yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu da kanıtlaması gerekir. Savcılık dosyasında davalının şikayet olunan kişilerden olmadığı, soruşturmanın kargo şirketi görevlilerinin aleyhine ilişkin olduğu da dikkate alındığında, dosya kapsamına göre davalı/alacaklı/hamil, çeki ciro yoluyla elde ettiği, alacaklı davalının çeki kötü niyetle iktisap ettiği veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğu da kanıtlanamamıştır. Mahkemece 07.08.2020 tarihli tensip zaptının 7.maddesiyle İİK 72/3 maddesi gereğince, alacağın %15′ teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmesinin durdurulması yönünde karar verilmiş olup, İİK 72/4 maddesine göre, davanın reddi halinde ve ihtiyati tedbirin infaz edilmesi durumunda, borçlunun en az asıl alacağın %20’si oranında tazminata mahkum edileceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının infaz edildiği anlaşılmakla mahkemece davacı aleyhine İİK 72/4 maddesi kapsamında tazminata hükmedilmesinde herhangi bir usulsüzlük görülmemiştir. Sonuç olarak, yukarıda açıklandığı üzere yapılan yargılamada mahkemece delillerin takdirinde, yasa hükümlerinin uygulanmasında herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/05/2021 tarih ve 2020/411 E., 2021/300 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davacı ve davalı taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/11/2021