Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1382 E. 2021/1356 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1382
KARAR NO: 2021/1356
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/07/2021
NUMARASI: 2021/120 E. 2021/537 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davaya konu 21.03.2014 tarihli, 50.000,00 TL bedelli çekin müvekkil tarafından …’ya aralarında akdedilen sözleşme gereğince teslim edildiğini, …’nın sözleşme ile üstlendiği edimleri gereği gibi yerine getirmemesi sebebiyle müvekkilinin, 06.03.2014 tarihinde aralarındaki sözleşmeyi feshettiğini, müvekkilinin, sözleşmenin feshi nedeniyle …’ya borçlu olmadığının tespiti ve çekin ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebiyle İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/122 E. sayılı dosyası üzerinden … aleyhine 18.03.2014 tarihinde menfi tespit davası açıldığını, mahkeme tarafından 50.000,00 TL değerindeki çek hakkında tedbir talebinin kabulüne karar verildiğini, çekin hamili olan davalının, çeki 21.03.2014 tarihinde … Bankası Mecidiyeköy Şubesi’ne ibraz ettiği ve muhatap bankanın, ihtiyati tedbir kararına istinaden çek bedelini ödememesi üzerine davalının, İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/134 D. İş sayılı dosyası üzerinden aldığı 26.03.2014 tarihli ihtiyati haciz kararı ile müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip başlattığını ve 28.03.2014 tarihinde İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyası üzerinden toplam 67.132,32 TL tutarındaki borcun tahsili amacıyla geldiği müvekkili şirketin faaliyet gösterdiği eğitim kurumunda, menkul haczi tatbiki sırasında, icra baskısı altında haricen alacaklı vekiline ödendiğini, alacaklının 31.03.2014 tarihinde borcun haricen tahsil edildiğini icra müdürlüğü dosyasına bildirerek tahsil harcını ödediğini ve takip dosyasını kapattığını, müvekkilinin ödenen 67.132,32 TL içerisinde çek tazminatının yer almaması gerektiğini ve tahsil harcının hatalı hesaplandığını tespit ederek 01.04.2014 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibinin iptali amacıyla borca itirazlarını sunduğunu, İstanbul 22. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/357 E. 2017/664 K. sayılı ilamı ile dosya borcunun 55.443,07 TL olduğunun tespitine hükmettiğini, bakiye tutarın ödenmesi için fazla ödeme yapılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından alacaklıya muhtıra gönderilmesi taleplerinin, icra müdürlüğünce söz konusu tutarın ayrı bir icra takibi ile talep edilmesi gerektiği belirterek reddine karar verdiğini, iadesi gereken 11.689,25 TL’den bir miktar müvekkili şirkete iade edilmiş olsa da bakiye 7.235,11 TL ödenmediğinden, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden 7.235,11 TL’nin avans faizi ile birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin icra takibine haksız itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz eden davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dosya borcunun, davacı tarafından herhangi bir itiraz ve/veya ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin takibe geçilen miktar üzerinden kabul edildiğini ve ödendiğini, davaya konu çekin cirantalarından dava dışı … Ltd. Şti. ile müvekkili arasında Faktoring Sözleşmesi akdedildiğini, faktoring sözleşmesine istinaden, dava dışı müşteri tarafından, davaya konu davacının keşide ettiği çekin fatura ile tevsik edilmek suretiyle müvekkili şirkete tevdi edildiğini, tevdii işleminin faktoring sözleşmesi kapsamında ve ilgili mevzuata uygun şekilde gerçekleştirildiğini, akdedilen faktoring sözleşmesi uyarınca dava dışı müşteriye finansman sağlandığını, söz konusu çekin tahsil edilmek üzere muhatap banka şubesine ibraz edildiğinde çek üzerinde İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/112 E. sayılı dosyasının ihtiyati tedbir kararı olması sebebiyle ödeme yapılmadığını, çek üzerindeki imzaların bağımsızlığı ve kambiyo senetlerinin mücerretliği ilkesi gereğince üzerinde tedbir kararı bulunan çeke ilişkin ihtiyati haciz kararı alınmasında veya söz konusu çekin icra takibine konu edilmesinde hukuki bir engel bulunmadığından, müvekkili şirketin İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/134 D.iş sayılı dosyası ile çek üzerinde cirosu bulunan tüm borçlular aleyhine çek miktarı olan 50.000- TL üzerinden alınan ihtiyati haciz kararı ile birlikte İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile esas takibe geçildiğini, 27.03.2014 tarihinde ihtiyati haciz kararının infazı için ilgili icra müdürlüğüne talimat yazılmasının talep edildiğini, İzmir …İcra Müdürlüğü’nün … Tal sayılı dosyasına yazılan talimatta borç miktarının talepleri dışında, icra müdürlüğü tarafından sehven hatalı olarak yazıldığını, bu konuda bir bilgi sahibi olmaksızın, ihtiyati haciz kararının tatbiki için gidildiğinde, … A.Ş.’nin haciz işlemi sırasında takibe konu edilen borca ve tüm ferilerine herhangi bir itiraz sunmadığını, dosya borcunun takibe geçilen miktar üzerinden kabul edildiğini ve talimatta yazılı bulunan tutar üzerinden ödendiğini, 31.03.2014 tarihinde davacı tarafından yapılan ödemenin İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasına beyan edilerek, harçları yatırılmak suretiyle dosyadaki tüm hacizler kaldırılarak dosyanın infaz edildiğini, davacıdan sehven fazla tahsil edilen paranın taraflarınca iade edilmiş olduğundan müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, bu nedenle, takip haksız olduğundan davanın reddi gerektiğini, davacının, borçlu olmadığı (fazla ödediği) bir paranın iadesini talep etmekte olduğundan, talebin istirdat olduğunu ve ödeme tarihi olan 31.03.2014 tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü sürede davayı açması (talepte bulunması) gerekmekteyken 28.10.2019 tarihinde süreyi geçirmiş olduğundan kanunu dolanmak suretiyle ilamsız icra takibi başlattığını, 13.11.2019 tarihli itirazları üzerine 17.02.2021 tarihinde huzurdaki davayı ikame ettiklerini, davacı tarafın 31.03.2014 tarihinde icra dosyasına ödeme yaptığı göz önüne alındığında davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığının sabit olduğunu beyanla, hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın reddine, haksız davanın esastan reddine, takibin haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle davacı aleyhine %20 den az olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre; davacı tarafından borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kaldığı iddiasına dayalı olarak 7.235,11 asıl alacak ve 1.725,87-TL faizi olmak üzere toplam 8.960,98 TL alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalı tarafından takibe itiraz edildiği ve davalının itirazı üzerine davacı tarafından mahkememizde her ne kadar itirazın iptali davası açılmış ise de; davanın esasen hukuki niteliği itibariyle İİK. 72/7. maddesi uyarınca istirdat davası niteliğinde olduğu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyasına harici ödemenin davalı vekili tarafından 31.03.2014’de bildirildiği, harçları ödenerek, icra dosyasının infazen kapatıldığı, dava konusu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında ise icra takibinin 04.04.2019 tarihinde başlatıldığı ve davanın da 17.02.2021 tarihinde açıldığı, yukarıda belirtilin emsal istinaf kararında da açıklandığı üzere hem takip hem de dava tarihi itibariyle yasada öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu anlaşılmakla davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olması nedeniyle reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; İlk derece mahkemesinin, bahse konu davanın İİK 72/7 uyarınca istirdat davası olduğu ve hak düşürücü sürede açılmamış olduğuna karar vermişse de, kararın kabul edilemeyeceğini, müvekkili şirketin, haksız ödeme yaptığını İstanbul 22. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/357 E. 2017/664 K. sayılı ilamının 25.07.2017 tarihinde kesinleşmesiyle öğrendiğini, davanın, İİK 72/7 uyarınca istirdat davası olmadığını, sebepsiz zenginleşmeye dayalı olduğunu, mahkeme kararının bu şekliyle, adil yargılanma hakkını açıkça ihlal ettiğini, Müvekkilin, haksız bir ödeme yaptığını yargı önünde ispatladığını ve söz konusu yargı kararının kesinleştiğini, mahkemenin davayı istirdat davası olarak nitelendirmesi ile, müvekkiline iade edilmesi gereken dava konusu tutarın talep edilmesinin engellenerek, müvekkilinin hak arama özgürlüğünün, haklılığını ispat eden İstanbul 22. İcra Hukuk Mahkemesi 2016/537 E. 2017/664 K. sayılı kararının kesinleşmesinden yıllar önce son bulmuş sayıldığını, davanın, sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak açıldığını ve sebepsiz zenginleşme davalarında zamanaşımının, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yıl olduğunu, karşı tarafın bu yönde bir itirazı da olmadığından, davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı itirazın iptali davası olduğu değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerektiğini, Benzer bir konuda, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin, E. 2017/277 K. 2017/249 T. 22.3.2017 kararı ile “Mahkemece davalının savunmanın doğrultusunda uyuşmazlığın İİK 72/7. maddesi uyarınca istirdat istemine ilişkin olduğu ancak ödeme tarihinden itibaren bir yıllık süre geçtikten sonra dava açıldığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı ile davalı şirket arasında kasko poliçesi düzenlendiği bu durumda taraflar arasında sigorta sözleşmesine dayalı sözleşmesel ilişki olduğu, davacının davalı tarafından aleyhine başlatılan icra takibine konu alacağı masrafları ile birlikte 21/05/2015 tarihinde icra veznesine yatırmış olduğu ancak yatırılan paranın teminat dışı hasara ilişkin olduğu ve sehven yatırıldığı gerekçesiyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılarak istirdat davası açmış olduğu, TTK’ nın sigorta şirketlerinin istirdat taleplerine ilişkin 1420. maddesinde bu tür alacakların 2 yılda zamanaşımına uğrayacağının düzenlendiği, keza 6098 Sayılı BK’nın 82. maddesinde de sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacakların 2 yıl içerisinde zamanaşımına uğrayacağının düzenlendiği, bu durumda yerel mahkemece davacının isteminin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istirdat talebi olduğu halde olayda uygulama yeri bulunmayan İİK 72/7. maddesi uyarınca davanın bir yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi doğru olmayıp davacı vekilinin istinaf nedenleri bu nedenle yerinde görüldüğünden, Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-a-6 maddesince kaldırılmasına,…” şeklinde hüküm kurduğunu, izah olunan sebeplerle, mahkeme kararının kaldırılmasına” karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın istinaf talebinin dilekçesinde açıklanan hususlar gereğince reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi; aralarındaki hukuki ilişki sebebiyle … yapıya verilen 21/03/2014 tarihli, 50.000,00 TL bedelli çekin 21.03.2014 tarihinde … Bankası Mecidiyeköy Şubesi’ne ibrazında, alınan ödeme yasağı sebebiyle ödenmemesi üzerine davalı tarafça aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasından yazılan İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyasından, borcun tahsili amacıyla gelindiği menkul haczi tatbiki sırasında, 28.03.2014 tarihinde icra baskısı altında toplam 67.132,32 TL tutarındaki borcun haricen alacaklı vekiline ödenmesi, alacaklının 31.03.2014 tarihinde borcun haricen tahsil edildiğini icra müdürlüğü dosyasına bildirerek tahsil harcını ödeyerek takip dosyasını kapattıktan sonra, 11.689,25 TL fazla ödeme yapıldığının tespit edilerek, kısmi iadeden sonra kalan 7.235,11 TL’nın davalı taraftan tahsili için başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasına davalı tarafça haksız itiraz edildiğinden bahisle itirazın iptaline ilişkindir. Mahkemece; Dava itirazın iptali olarak açılmış ise de; talebin hukuki niteliği itibariyle İİK 72/7. maddesindeki istirdat davası niteliğinde olduğu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyasına harici ödemenin davalı vekili tarafından 31.03.2014’de bildirildiği, harçları ödenerek, icra dosyasının infazen kapatıldığı, dava konusu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibinin 04.04.2019 tarihinde başlatıldığı ve davanın 17.02.2021 tarihinde açıldığı, takip ve dava tarihi itibariyle yasada öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı vekili; Taleplerinin sebepsiz zenginleşmeye dayalı itirazın iptali davası olduğu, mahkemenin istirdat davası olduğu yönündeki değerlendirmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür. Bir alacağın tahsili için aleyhine icra takibi yapılan borçlu, İİK 62.madde uyarınca 7 gün içinde itiraz edebilir. İİK 66. madde hükmü gereği yapılan itiraz takibi durdurur ve takip talebine itiraz edilen alacaklı İİK 67. maddesi doğrultusunda genel hükümler dairesinde alacağının varlığını kanıtlayarak itirazın iptalini talep edebilir. İİK 72/7. maddesi uyarınca icra takibine itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olmasından dolayı borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs ödediği tarihten itibaren 1 yıl içerisinde genel hükümlere göre mahkemeye başvurarak paranın geri alınmasını isteyebilir. Davacı taraf aleyhine 21/03/2014 keşide tarihli çek için alınan ihtiyati haciz kararı uyarınca İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosya ile icra takibi başlatılmış olup, menkul haczi için talimat yazılması üzerine İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyasından, borcun tahsili amacıyla menkul haczinin uygulanması sırasında, 28/03/2014 tarihinde icra baskısı altında toplam 67.132,32 TL tutarındaki borcun haricen ödenmesi üzerine, davalı vekili tarafından 31/03/2014 tarihinde … takip sayılı dosyaya bildirildiği, harçları ödenerek, icra dosyasının infazen kapatıldığı dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davacı tarafça fazla ödeme yapıldığından bahisle tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayısı ile 04/04/2019 tarihinde icra takibi başlatılarak, davalı tarafça yapılan itiraz üzerine 17/02/2021 tarihinde itirazın iptali talebiyle dava açıldığı tespit edilmiştir. Davacı taraf İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasının borçlusu olup, ihtiyati haciz kararının uygulanması için gelinen davacı adresindeki menkul haczi sırasında aleyhine başlatılan takibi öğrenmesine rağmen, süresi içinde itiraz, gecikmiş itiraz ve menfi tespit davası açma hakkını kullanmamış, takip harici tahsilat ile infaz edilmekle 31/03/2014 tarihinde kapatılmıştır. 6100 Sayılı HMK’nun 33/1. maddesine göre; “Hakim, Türk hukukunu re’sen uygular.” Belirtilen yasa hükmü uyarınca bir davada olayların açıklanması taraflara, hukuki nitelendirmesi hakime ait bir görevdir. Bu hali ile ihtilafın davacı tarafın İİK 72/2. maddesinde belirtildiği üzere takibe itiraz etmemesi/edememesi sebebiyle borçlu olmadığını iddia ettiğ bir parayı ödenmek zorunda kalması sebebiyle takip yapan alacaklıdan geri alınması talebi kapsamında kaldığı sabittir. Yerleşmiş Yargıtay kararları uyarınca istirdat davası koşullarının oluştuğu durumlarda, dava sebepsiz zenginleşme olarak görülemez, davaya istirdat davası olarak bakılması gerekir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/17619 Esas, 2017/3930 Karar; 2015/1355 Esas, 2015/11705 Karar; 2016/3867 Esas, 2016/15577 Karar) Davacı taraf taleplerinin sebepsiz zenginleşme kapsamında itirazın iptali olduğunu ileri sürmüş ise de HMK 33/1 maddesi gereğince hukuki tasnifi yapmak hakimin görevi olduğundan ve istirdat davasının koşullarının oluşması halinde davaya istirdat davası olarak bakılması gerektiğinden, mahkemenin davayı istirdat davası olarak nitelendirmesinde hukuka aykırılık mevcut değildir. İstirdat davaları, İİK 72/7. maddesi gereğince ödemenin yapıldığı tarihten itibaren bir sene içinde, açılması gerekip, yasa maddesinde belirtilen süre hak düşürücü süre niteliğinde olduğu gibi, istirdat davasında yasada belirtildiği gibi umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurulması gerekmektedir. Bu husus dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiğinden, 28/03/2014 ödeme ve ödemenin icra dosyasına bildirildiği, harcı yatırılarak infazen kapatıldığı 31.03.2014 tarihi ile, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında icra takibinin başlatıldığı 04.04.2019 tarihinde ve davanın açıldığı 17.02.2021 tarihinde yasada belirtilen 1 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden, mahkemece davanın bu gerekçelerle reddine karar verilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığından, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/07/2021 tarih ve 2021/120 E., 2021/537 K. Sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a ve 362/1-g maddeleri gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/11/2021