Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1366 E. 2021/1370 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1366
KARAR NO: 2021/1370
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 08/09/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/343 E.
DAVANIN KONUSU: Faydalı Model Belgesi (Faydalı Model Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) Faydalı Model Belgesi (Faydalı Model Belgesinin Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin, talebi üzerine dosya üzerinden alınan bilirkişi raporu doğrultusunda 11/03/2021 tarihli tedbir kararı ile 10.000,00 TL teminat karşılığı “https:// www…com/… linkinin kaldırılması için …’a müzekkere yazılmasına, www…com ve https://www.instagram.com /… Türkiye’den erişimin tedbiren engellenmesine, sair taleplerin mahallinde inceleme yapılmadığı için bu aşamada reddine” karar verildiği, davacı vekilinin talebi üzerine https://www.instagram.com/… isimli link açısından tedbirin kaldırılmasına, kalan linkler üzerinden devamına karar verildiği görülmüştür. Davalı vekili tedbire itiraz dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacı yanın tescile konu tasarımların aynısını üreterek haksız rekabete neden olacak herhangi bir davranışı bulunmadığını, müvekkili tarafından üretilerek piyasaya arz edilen ürün ile davacı yan ürünü arasında herhangi bir aynıyet ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzerlik bulunmadığı gibi müvekkili tarafından üretilerek piyasaya arz edilen ürünün … no ile tescilli fanuslu taşıma-saklama kabı (pasta/kek için) başlıklı tasarım ile … nolu bir taşıma ve saklama kabı başlıklı faydalı model belgesi ile koruma altında olduğunu, haksız ve hukuka aykırı iddialarla ikame edilen dava dosyasında 11/03/2021 tarihinde ihdas edilen ihtiyati tedbir kararına karşı itirazları doğrultusunda tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 08/09/2021 tarihli ara kararıyla; “Dosyanın yapılan incelemesinde tecavüze dayanak olarak sunulan tasarımların hükümsüzlüğünün talep edilmiş olması karşısında ters teminat yolu ile tedbirin kaldırılmasının tarafların karşılıklı hak ve menfaatlerini dengeleyici mahiyette olacağı anlaşıldığından 10.000,00 TL teminatın nakden veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz teminat mektubu olarak, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir haftalık kesin süre içerisinde ibrazı halinde mahkememizce 11/03/2021 tarihli tedbirin kaldırılmasına” karar verilmiştir. Davacı vekili 10/08/2021 tarihli dilekçesi ile, hükmedilen teminat miktarının durum ve şartlara göre fahiş derecede yüksek olduğunu, verilen teminatın müvekkilinin acil hukuki koruma imkanını ortadan kaldıracak ölçüde yüksek olması sebebiyle ayrıca kararın gerekçesinde taraf teşkilinde güçlük çıkmaması bakımından şeklinde gösterilen gerekçenin anlaşılır olmaması nedeniyle ara kararın usule ve yasal şartlara aykırılık teşkil ettiğini, bu nedenle tedbir talepleri için öngörülen teminat bedelinin mümkün olduğu takdirde kaldırılmasını ve teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise teminat bedelinin müvekkilinin hukuki korumadan yararlanma imkanını ortadan kaldırmayacak ölçüde makul bir bedel olarak yeniden belirlenmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 08/09/2021 tarihli ara kararıyla; “Birleşen dosya üzerinden verilen tedbir kararındaki teminat miktarına itirazın kabulü ile; Davacı tarafından, takdiren 10.000,00 TL (OnBin TL) teminatın, nakden veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz teminat mektubu olarak, karar tarihinden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde ibraz edilmesi halinde ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; davaya konu … tescil numaralı tasarım belgesi ile … tescil numaralı faydalı model belgesinin davalı adına kayıtlı ise, üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için TPMK sicil kaydına tedbir konulmasına, ” karar verilmiştir. Davacı -birleşen dava davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Dava dosyasında alınan bilirkişi raporu neticesinde tecavüz iddialarının kanıtlandığını, tecavüz şartlarının oluşması nedeniyle tedbir kararı verildiğini, -Davalı – birleşen dava davacısının açmış olduğu hükümsüzlük davasında sunduğu delillerin ciddi nitelikte olmadığını, alakasız birçok tasarımın dayanak gösterilerek müvekkil tasarımının yeni ve ayırt edici olmadığının iddia edilmesinin haksız olduğunu, bu nedenle tedbir kararının kaldırılmasının da hatalı olduğunu, gerek tasarım gerek faydalı model için hukuki ve somut delil mevcut olmadığından sadece hükümsüzlük davası açılmasının tedbirin teminat karşılığında yer değiştirilmesine neden olmaması gerektiğini, dayanak gösterilen tasarım ve patentlerin müvekkil tasarım ve faydalı modeliyle benzerliği bulunmadığı açık olduğundan dolayısıyla davalı birleşen dava davacısı gerçeğe yakın bir şekilde ispatı sağlayamadığını, huzurdaki davayla birleşen hükümsüzlük davasında henüz tahkikata geçilmemiş olup dilekçeler teatisi bitmeden verilen ters teminat yoluyla tedbirin kaldırılması kararının hatalı olduğunu, -Huzurdaki dava dosyasında sadece tek bir rapor alınmış olup, işbu raporda da davalının kullanımlarının tecavüze neden olacağı tespit edildiğinden, bu noktada davalının birleşen davadaki iddialarının doğru olup olmadığının tespiti gerçekleşmeksizin ve bu hususta rapor alınmaksızın tedbirin kaldırılmasının hatalı olduğunu, bu nedenle 08/09/2021 tarihinde ittihaz edilen ters teminat yoluyla tedbirin kaldırılması kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak müvekkil lehine tedbir kararı verilmesini talep etmişlerdir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. Maddesinde ise, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu anlaşılmıştır. Mevcut deliller dikkate alındığında, somut olayda ilk derece mahkemesince davacının tedbir talebinin kabul edildiği, sonrasında davalının hükümsüzlük talepli açmış olduğu dava nedeniyle tedbirin ters teminata çevrilmesine yönelik olarak karar verildiği, davalının açmış olduğu hükümsüzlük davasının yargılama gerektirdiği, tarafların menfaat dengelerinin korunması yönünden verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı -birleşen davada davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 2. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 08/09/2021 Tarih ve 2021/343 E. sayılı kararına karşı davacı -birleşen davada davalı vekilinin tarafından yapılan istinaf taleplerinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davacı -birleşen davada davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı -birleşen davada davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/11/2021