Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1177 E. 2021/1076 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1177
KARAR NO: 2021/1076
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 20/08/2021
NUMARASI: 2021/508
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/10/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tedbir talepli dava dilekçesinde; Müvekkilinin TPE nezdinde …, … markalarının sahibi olduğunu, Avrupanın en büyük kaplamasız baskı ve yazı kağıdı üreticisi olup, dünyanın 6.büyük üreticisi olduğunu, davalının … markalarıyla üretim ve satış yaptığını beyan ederek, davalının müvekkilinin tescilli markaları aleyhinde yarattığı marka tecavüzü ve haksız rekabet teşkil eden fiillerini esasa ilişkin hüküm kesinleşmesine kadar sürdürmesi halinde ortaya çıkabilecek telafisi imkansız zararlar dikkate alınarak teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalının … Mahallesi .. Sokak No:… Beylikdüzü/İstanbul adresindeki işyerinde …, ibarelerini ve varsa benzer markaları taşıyan her türlü ürünlerin ve tabela, kartvizit, ambalajlar, çıkartmalar, ilan, fatura vs.gibi ticari ve tanıtım materyallerinin toplanmasına ve muhafaza altına alınmasına, davalının kötüniyet mahsülü … nolu marka başvurusuna dayanarak müvekkiline ve Türkiye’deki şirketlerine/bayilerine/satıcılarına karşı herhangi bir hak öne sürmesinin ve markasını bu kimselere karşı kullanmasının önlenmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Talep üzerine İlk Derece Mahkemesince; ”Geçici hukuki korumaların bir türü olan ihtiyati tedbirin şartları 6100 sayılı HMK’nın 389. Maddesi ile ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki koruma olup, 30.000,00 TL nakdi veya banka teminat mektubu karşılığı, davalı aleyhine ait 2021/63 d.iş sayılı dosya ile … Mahallesi … Sokak No:… Beylikdüzü/İstanbul adresinde tespiti yapılan “…” markalı ürünlere, ambalajlara ve ambalaj bobinlerine el konularak yedi emine teslimine, … başvuru numaralı markadan doğan haklarını davacıya karşı ileri sürmesinin dava sonuna kadar tedbiren engellenmesine” karar verilmiştir. Davalı vekili, tedbir kararına karşı itiraz dilekçesinde; İhtiyati tedbir kararına karşı itirazlarının mürafaa ile değerlendirilerek tedbir kararının kaldırılmasına, tedbir kararının değerlendirilmesi için dayanak tutulan değişik iş bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının değerlendirilmesi için bilirkişi raporu temin edilmesine ve/veya ek rapor temin edilmesine, her halükarda tatbik edilen ihtiyati tedbir gereği 100.000 TL’yi aşan değerde ürün üzerinde tatbik edilmesi ve tedbirin miktar yönünden aşılmış olması nedeniyle bu hususta değer ve kıymet raporu temin edilerek davacı tarafça yatırılan teminat miktarının yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Tedbir kararına yapılan itiraz üzerine İlk Derece Mahkemesince; yapılan başvuruya ilişkin TPMK kararı ile yaklaşık ispat koşulunun yerine getirildiği gerekçesiyle, telafisi imkansız zararlara sebebiyet vermemek amacıyla itiraz yerinde görülmeyerek davalı vekilinin tedbire ilişkin itirazının reddine karar verilmiştir.Yerel mahkeme her ne kadar davacı tarafından, Türk Patent Kurumuna başvuru olması sebebiyle yaklaşık ispat kuralının sağlandığını belirtmiş ise de, davacı tarafın başvuru yaptığı markanın başvuru aşamasında olduğunu, henüz tescil alınmadığını, dolayısıyla bu haliyle yaklaşık ispat kuralı sebebiyle tedbirin devamının müvekkilinin hakkını zarara uğrattığını, zira … ve … markalarının birbirine benzer bulunduğuna ilişkin bir bilirkişi raporu veya alınmış bir mahkeme kararı da bulunmadığını, Yerel Mahkemenin 2021/63 D.iş delil tespiti dosyası kapsamında yapılan ve işbu dava ile verilen ihtiyati tedbir kararının dayanağı teşkil eden delil tespiti başvurusunun konusunun, müvekkili tarafından gerçekleştirilen kullanımların tespiti talebinden ibaret olup, işbu esas dava kapsamında hükmedilen ihtiyati tedbir kararına dayanak teşkil edemeyecek nitelikte eksik belge ve bilgiye dayalı olarak düzenlendiğini, salt talep eden tarafından sunulan tek taraflı delil ve beyanlara göre hazırlandığından herhangi bir fiili ve hukuki durumun tespitinde kanaat oluşturmaya elverişli olmadığı halde huzurdaki davada verilen ihtiyati tedbir kararına esas alındığını, davacı tarafın başvuru yaptığı ancak henüz tescil almadığı … markasının fiili kullanımı için incelenmesi gerektiğini, zira davacının tamamen müvekkili firma tarafından … markasının tescil almasının önüne geçmek için Türk Patente bu marka ile başvuru yaptığını, ancak davacının bu marka üzerinde herhangi bir fiili kullanımı bulunmadığını, bu tutumunun ise tamamen kötüniyetli olduğunu, Müvekkilinin bugüne kadar ki tüm markasal üretim ve kullanımlarını TPMK nezdinde başvuru konusu ettiğini, TPMK tarafındana reddedilen marka başvurusunun ise fiili kullanımını, piyasaya sürmeyi hemen bırakarak hiçbir şekilde davacının markasına yönelik tecavüz fiili gerçekleştirmediklerini, zira o döneme kadar ki gerçekleştirilen kullanımların TPMK nezdindeki başvuruya dayalı kullanımlar olup davacıya ait dava konusu “…” ibaresinin hiçbir şekilde hiçbir ticari ürünü ve ambalajı üzerinde kullanılmadığını, dolayısıyla davacının iddiasının aksine taraflar arasında … ibaresi ile ilgili markasal kullanıma dayalı ihtilaf doğmadığını, aynı şekilde müvekkiline ait … ibaresi ile ilgili de herhangi bir ihtilaf veyahut TPMK nezdinde herhangi bir itiraz söz konusu olmadığını, her ne kadar davacı taraf sürekli bu konuya itiraz etse de , ihtilafın özünde ürün ambalajının tasarımından (dünya haritası temalı ambalaj tasarımı) kaynaklanmakta olup, davacının bu hususta tasarım tescili mevcut ise sunması gerektiğini, Müvekkilinin ilk olarak 20/11/2019 tarihinde TPMK nezdinde … başvuru numarası ile yeşil fonda dünya haritası temalı “…” ibaresi ile marka tescil başvurusunda bulunduğunu, başvurunun yayına çıkması akabinde gelen itirazlar üzerine üretimi durdurduğunu, ancak o güne kadar ki gerçekleştirdiği üretimlerini TPMK nezdindeki başvurusuna dayanarak gerçekleştirdiğini, müvekkiline ait başvurunun kesin olarak reddedilmesi üzerine müvekkilinin derhal bu tescil başvurusuna konu kullanım ve üretimlerini durdurduğunu, bu nedenle herhalükarda müvekkilinin karşı tarafın itirazlarının kabulü kararı akabindeki dönemde ve delil tespiti tarihinde hiçbir şekilde işbu davanın konusu eylemleri gerçekleştirmediğini, Nitekim, delil tespiti dosyası kapsamında alınan Bilirkişi Rapor’unda bahsi geçen ve müvekkilin adresinde tespit edilen “… ibareli, Basılı halde 100 adet haritalı ambalaj bobini ile 25 adet haritalı yarım (kullanılmış) ambalaj bobini” bulunmasının nedeni müvekkilin 2019 yılında başvurusunu yaptığı; ve fakat reddedilmesi üzerine üretimi ve kullanımı tamamen durdurduğu … başvuru numaralı tescil başvurusuna dayalı kullanımından geriye kalan ve halihazırda hiçbir şekilde ticarete konu edilmeyen elde kalan ürünler olduğunu, Üstelik, müvekkiline ait yeşil fonda dünya haritalı … ibareli … numaralı tescil başvurusu 20/11/2019 tarihli iken , davacıya ait yeşil fonda dünya haritalı … ibareli … tescil başvurusunun 09/02/2021 tarihli oldğunu, halihazırda tescil kazanmadığını, dolayısıyla tespit ve dava tarihi itibariyle talep edenin “…” ambalaj tasarımı üzerinde henüz tescile dayalı bir hak sahipliği bulunmadığını, Davacının talep tarihi itibariyle “…” markası üzerinde de herhangi bir tescile dayalı hak sahipliği bulunmamakla birlikte herhangi bir fiili kullanımı ve kullanım hazırlığının da söz konusu olmadığını, … ibaresi üzerinde müvekkilinin öncelikli hak sahibi olduğunu, davacı tarafça bu marka salt müvekkili piyasada baskı altında tutmak ve rekabet etmemesi için başvuruya konu edildiğini, Davacı tarafın marka depoladığını, ambalaj tasarımları arasındaki benzerlik iddiası YİDK tarafından haklı bulunduğundan müvekkili markasının reddolduğunu, bu nedenle müvekkilinin iyi niyet göstergesi olarak söz konusu marka logosunu çıkarıp tamamen farklı ve özgün bir logo kullandığını, özgün … ibaresi üzerindeki ticari yatırımlarının korunması gerektiğini, Mahkemece esas dava kapsamında delil tespiti dosyasında yer alan bilirkişi raporuna karşı itirazlarının dikkate alınmadığını, özellikle davacının … markası üzerindeki fiili kullanımlarının dikkate alınarak karar verilmesi gerektiğini, Tüm itirazları karşılar nitelikte bir ek rapor alınması gerektiğini, mahkemece alınan teminat miktarının az olduğunu, muhtemel zararları karşılamaktan uzak olduğunu belirterek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, teminat miktarının arttırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Uyuşmazlık, Mahkemece verilen tedbir kararına yapılan itirazın reddine yönelik ara kararın istinaf incelemesinden ibarettir. Dava, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ile menine yönelik olup, HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, somut uyuşmazlıkta mevcut delil durumu, tarafların iddia ve savunmaları ile birlikte değerlendirildiğinde, yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmiş olduğu, ilk derece mahkemesince tedbire itirazın reddine yönelik olarak verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış olmakla, aleyhine tedbir kararı verilen tarafça ileri sürülen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 20/08/2021 tarih ve 2021/508 E. sayılı ara kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 59,30 TL maktu harcın davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07/10/2021