Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1145 E. 2021/1138 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1145 Esas
KARAR NO: 2021/1138
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 02/07/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/104 E.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/10/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dilekçesinde; Davalı … ve davalı … Limited Şirketi’nin fiili, müvekkilinin eser üzerindeki manevi hakkının ihlal ettiğinden dolayı her iki davalının 10.000 TL tutarındaki manevi tazminatı davanın açılış tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen müvekkile ödenmesine karar verilmesini, davalıların (Davalı …, davalı … Limited Şirketi … Anonim Şirketi, … Limited Şirketi) fiili, müvekkilin eser üzerindeki mali hakkının ihlal ettiğinden dolayı FSEK 68 maddesi uyarınca talebimizi (belirsiz alacak davası olarak) HMK 107/2 maddesi uyarınca tahkikat sonucunda artırılmak üzere şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın davanın açılış tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen müvekkiline ödenmesine karar verilmesini, Davalıların (Davalı …, davalı … Limited Şirketi … Anonim Şirketi, … Limited Şirketi) müvekkilin eserine tecavüz fiili nedeniyle elde ettiği bu yararın (karın) tespiti ile (belirsiz alacak davası olarak) HMK 107/2 maddesi uyarınca tahkikat sonucunda artırılmak üzere bu yararların (karın) şimdilik 1.000 TL’lik kısmının FSEK 70/3 maddesi uyarınca davanın açılış tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen müvekkile ödenmesine karar verilmesini, Sözleşme kapsamı dışındaki eserlere ilişkin olarak dağıtımın önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı konmasını, müvekkil davacının alacak haklarının korunması bakımından ihtiyati haciz kararı alınmasını, … A.Ş’ne müzekkere yazılarak … şirketi ile aralarında akdedilen dava konusu tasarımlara ilişkin tüm sözleşmelerin, sözleşmelere konu tasarımların detaylarının işbu dosya kapsamında celp edilmesini, … Limited Şirketi’ne müzekkere yazılarak … Limited Şirketi ile aralarında akdedilen dava konusu tasarımlara ilişkin tüm sözleşmelerin, sözleşmelere konu tasarımların detaylarının işbu dosya kapsamında celp edilmesini, Davalı …, davalı … Limited Şirketi … Anonim Şirketi, … Limited Şirketi’nin her birinin ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasını, kararın gazetede ilan edilmesini, Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 02/07/2021 tarihli ara kararıyla; “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde,Davacı vekilince her ne kadar ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuş ise de ihtiyati haciz talebi yönünden davaya konu uyuşmazlığın alacak davası olması ve alacağın likit olmaması, yine yargılamayı gerektirmesi nedeni ile ihtiyati haciz talebinin reddine, İhtiyati tedbir talebi yönünden ise davaya konu yüzük tasarımlarının tescilli olmaması nedeni ile hak sahipliği ve davacı ile davalı … arasındaki sözleşmenin içeriği ve diğer davalılara sirayeti konusunda davacının davaya konu tasarımların eser mahiyetinde olup olmadığı, gerçek hak sahipliği, alacak bedelinin ödenip ödenmediği gibi tüm hususların ancak tüm deliller toplandıktan sonra ve yine davalı beyanları da alınmak sureti ile değerlendirilmesi gerektiğinden bu aşamada ihtiyati tedbir verilmesi talebinin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; – Müvekkili davacı ile davalı … Limited Şirketi ile davalı … arasında başlangıçta sözleşmesel kapsamda 8 parça tasarım ile başlayan sürecin gelinen noktada sözleşmesel ilişkinin dışına çıkılarak 200 parça tasarım ile tamamlandığını, ilerleyen süreçte davalı … ve davalı … tarafından dava konusu işbu tasarımların müvekkil davacının izni ve bilgisi dışından davalı … Limited Şirketi’ne satıldığını, söz konusu eser niteliğindeki tasarımların … Limited Şirketi tarafından ise bu sefer … Anonim Şirketi’ne satıldığını, müvekkili davacının Fsek mevzuatından kaynaklı olarak eser sahipliğinden kaynaklanan hiçbir hakkını bir üçüncü kişiye devretmediğini, dava konusu tasarımlar üzerinde bu aşamada ihtiyati tedbir kararının konmamasının müvekkilinin imzasını taşıyan eserlerin müvekkil davacının kontrolü ve bilgisi dışında 3. kişilere satılması ihtimalini gündeme getireceğini, müvekkil davacı nezdinde ortaya çıkması muhtemel zararların önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararının reddine ilişkin kararının kaldırılarak dava konusu eser niteliğindeki tasarımlar üzerinde ihtiyati tedbir kararı konmasına karar verilmesi gerektiğini, sunulan deliller incelendiğinde gerek davacı müvekkilinin imzasını taşıyan çizimler ile, gerek taraflar arasında geçen whatsapp konuşmaları ile gerek ise davacı müvekkil ile diğer davalılar … Anonim Şirketi ve … Limited Şirketi arasında tarafların birbirlerine göndermiş oldukları ihtarnameler ile de davacı müvekkilinin haklılığının yaklaşık olarak ispat edecek tüm delillerin mahkeme dosyası kapsamında sunulduğunu, ihtiyati tedbir kararına ilişkin taleplerinin reddi kararının kaldırılarak dava konusu eser niteliğindeki tasarımlar üzerinde ihtiyati tedbir kararı konmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep, yerel mahkemece verilen ihtiyati tedbirin reddine ilişkin kararın kaldırılması talebidir. 6769 Sayılı Kanun’un 159. maddesinde ihtiyati tedbirler düzenlenmekte olup, madde hükmü “(1) Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkiniğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.” şeklinde olup, söz konusu ihtiyati tedbir kararı, davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi ve durdurulması, sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engelleyecek şekilde, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil, bulundukları her yerde elkonulması ve bunların saklanması, herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi şeklinde verilebilir. Bu kanunda hüküm bulunmadığı durumda 6100 Sayılı HMK hükümleri uygulanır. 6100 Sayılı HMK’nın 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 390. maddesinde, ihtiyati tedbir talebi, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 389. maddesine göre ihtiyati tedbirin şartları; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğmasından endişe edilmesi olarak açıklanmıştır. Ayrıca tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği belirtilmiştir. Yine aynı Yasa’nın 390/3. maddesinde haklılığın yaklaşık olarak ispat edilmesi zorunluluğu koşulu aranmıştır. Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, dosya içerisinde bilirkişi raporunun bulunmamasına, dolayısıyla ticari etki yaratacak biçimde bir kullanımın tespit edilememesine ve tedbir talep eden tarafa ait ileri sürülen istinaf sebeplerine göre; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmaması, 6100 Sayılı HMK.’nun 355. maddesi gereğince, kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacı tarafın istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 02/07/2021 tarih ve 2021/104 E., sayılı ara kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 14/10/2021