Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/113 E. 2021/121 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/113
KARAR NO: 2021/121
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/102 E.
DAVANIN KONUSU: MARKA HÜKÜMSÜZLÜĞÜ
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dilekçesinde özetle; Müvekkilinin TÜRKPATENT nezdinde … dosya numarasıyla … – …, … dosya numarasıyla … – … ve … dosya numarasıyla … ibareli markaların, ayrıca www…com.tr alan adının sahibi olduğunu, 2008 yılından bu yana yiyecek içecek sağlanması hizmetlerinde faaliyet gösterdiğini, davalı hakkında İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin 2018/146 D.İş dosyası ile tespit talebinde bulunduklarını, alınan bilirkişi raporunda, davalı markasının müvekkili markalarına benzer olduğunun tespit edildiğini, davalının benzer olmadığı yönündeki tespit davasının reddedildiğini, aynı mahkemenin 2018/236 Esas dosyası ile, davalının … kullanımının müvekkilinin markalarına tecavüz ettiğinin, davalının alan adının karışıklığa sebebiyet vermesinden ötürü alan adından … ibaresinin çıkarılmasını talep ettiklerini ve davanın derdest olduğunu, davalı tarafın markayı tescil ettirirken kötü niyetle hareket ettiğini, davalının, müvekkiline ait bilinen ve birçok şubesi olan … markasına benzer olarak … marka seçmesinin kötü niyetin açıkça bir göstergesi olduğunu, markalar arasında yüksek derecede benzerlik olması ve aynı alıcı grubuna hitap etmeleri sebebi ile hizmet alıcıları açısından karışıklığa sebebiyet verdiğini, iltibas yarattığını, müvekkilinin … ibareli birden fazla markası olduğunu, davalı … markasının, müvekkiline ait marka serisi gibi algılanacağını ve hizmet alıcıları açısından ilişkilendirilme ihtimalinin bulunduğunu, müvekkilinin … ibaresini tanınmış marka vasfına ulaştırdığını, yurtiçi ve yurtdışında 20 şubesi bulunduğunu, yaptığı yatırımlar, reklam, tanıtım, promosyon vb. tanıtım vasıtalarıyla bilinir ve güvenilir marka vasfı kazandığını, davalıya ait … dosya numaralı … ibareli markanın dava süresince müvekkilinin ticari faaliyetlerini engelleyecek şekilde kullanımının önlenmesi ve yargılama sürecinde markanın 3. Kişilere devrinin engellenmesi için tedbir kararı verilmesini, davalıya ait … dosya numaralı … ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini, davalının bu markayı kullanımdan men edilmesini, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 17/11/2020 tarihli ara kararıyla; “İddia ve tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporu ile davalıya ait ve hükümsüzlüğü talep edilen … dosya numaralı ibareli markanın 43. Sınıf kapsamında “yiyecek içecek sağlanması” hizmetlerinde tescilli olduğuna, davacıya ve davalıya ait markaların faaliyet gösterdikleri sektörde tanımlayıcı olan (43. Sınıf “yiyecek içecek sağlanması hizmetleri”) … ibaresine atıfla türetilmiş markalar olması sebebi ile zayıf marka konumunda olduğuna, bu sebeple markalar arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı yönündeki Bilirkişi Raporu kapsamında bu aşamada Mahkememizce yeterli kaanat oluşmadığından markanın kullanılmasının önlenmesi yönündeki tedbir talebinin reddine, marka üzerine konulan 3. Kişilere devredilmemesi yönündeki tedbir kararının ise taraf teşkilinin korunması bakımından devamına” karar verildiği görülmüştür. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, markanın dava süresince kullanılmasının önlenmesi yönündeki tedbir talebinin reddine dair kararda İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin 2018/236 esas sayılı dosyadaki; her iki markanın yiyecek içecek sektöründe olması sebebiyle, işletmeler arasında ilişki olduğunu düşündüreceği, davacı tarafın markasının daha eski tarihli tescilli olması sebebiyle tecavüzden bahsedilemeyeceği savunmasında bulunulamayacağı, dolaylı karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, SMK’nun 29/1-a ve 7/2-b hükümlerine göre marka hakkını tecavüzün varlığını saptayan bilirkişi raporunun dikkate alınmadığından bahisle, İstanbul Anadolu 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2020/102 esas sayılı dosyada 17/11/2020 tarihinde verilen ” markanın dava süresince kullanılmasının önlenmesi yönündeki tedbir talebinin reddine ” dair kararın kaldırılması ve markanın dava süresince kullanılmasının önlenmesi yönündeki tedbir taleplerinin kabulünü talep etmiştir. Davacı tarafın istinaf sebebi, davalıya ait … dosya numaralı … ibareli markanın dava süresince kullanılmasının önlenmesi yönündeki tedbir talebinin reddine dair kararda, İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin 2018/236 esas sayılı dosyadaki bilirkişi raporunun dikkate alınmadığına ilişkindir. İnceleme 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun HMK. 355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın, TÜRKPATENT nezdinde … dosya numarasıyla … – …, … dosya numarasıyla … – … ve … dosya numarasıyla … ibareli markaların, ayrıca www…..com.tr alan adının sahibi olduğu, aralarında İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin 2018/236 esas sayılı davalının … kullanımının müvekkilinin markalarına tecavüz ettiğinin, alan adının karışıklığa sebebiyet vermesinden ötürü alan adından … ibaresinin çıkarılması talepli davanın derdest olmasına rağmen kötü niyetli olarak tescil edildiğinden bahisle açılan davada, davalıya ait … dosya numaralı … ibareli markanın dava süresince müvekkilinin ticari faaliyetlerini engelleyecek şekilde kullanımının önlenmesi ve markanın 3. Kişilere devrinin engellenmesi için tedbir kararı verilmesini, davalıya ait … dosya numaralı … ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini, davalının bu markayı kullanımdan men edilmesini talep ettiği tespit edilmiştir. Mahkemece; 17/11/2020 tarihinde ” markalar arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı yönündeki bilirkişi raporu, dosya kapsamı nazara alınarak mahkemede yeterli kaanat oluşmadığından markanın dava süresince kullanılmasının önlenmesi yönündeki tedbir talebinin reddine ” dair karar verilmiş olup, dosya kapsamı nazara alındığında kararda bir isabetsizlik olmadığı gibi, davacı tarafın netice-i talebinde ” davalının markayı kullanımdan men edilmesi ” talebi de mevcut olduğundan, yerleşmiş Yargıtay uygulamaları uyarınca netice-i taleple elde edilecek hak önceden elde edilecek şekilde tedbir kararı verilmesi mümkün olmadığından, itirazın esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin tarih ve 2020/102 E. K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/02/2021