Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1122 E. 2021/1472 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1122
KARAR NO: 2021/1472
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/03/2021
NUMARASI: 2021/76 E. 2021/76 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit (D.İş)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Konya’da uzun yıllardır tencere, çaydanlık, saklama kapları imalatı konusunda hizmet verdiğini ve imalatında kullandığı tasarımların bir kısmını tescil ettirdiğini, aleyhine delil tespiti istenen tarafın müvekkilinin tasarımını haksız olarak kullandığını, bu kullanımın müvekkilinin tasarımdan doğan haklarını ihlal ettiğini beyan ederek, belirtilen hususların tespiti ile tespit akabinde tecavüz teşkil ettiğini iddia ettiği ürünlerin ihtiyati tedbir yoluyla toplatılmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bilirkişinin “tespit ve tedbir taleplerine mesnet olarak gösterilmiş olan sözde tasarımların tescil müracaatına konu edildiği tarihte yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini ihtiva edip etmediği hususunda” herhangi bir inceleme yada değerlendirme yapmadığını, Mahkemenin, bilirkişi tarafından müvekkili firmanın yaptığı kullanımlar ile tespit ve tedbir talep eden yanın haklarını ihlal ettiğini beyan ettiği davalıya ait … kod numaralı tasarım şeklindeki görsel için 02/07/2020 tarihinde başvurulduğunu, Bilirkişi tarafından tedbir ve tespit talep eden yana ait 16 sıra numaralı tasarımın müvekkili tarafından ihlal edildiği yönünde kanaat bildirilmiş ise de; 02/07/2020 başvuru tarihi itibari ile ilgili tasarımların sektörde harcıalem halde kullanılan, kimsenin tekeline verilemeyecek, tescil belgesine bağlanamayacak olan, başvuru tarihi itibari ile yeni ve ayırt edici olmayan tasarımlar olduğunu, tasarım tescilleri gerekçe gösterilerek müvekkili firmanın ticari faaliyetlerinin kısıtlanamayacağını, 6769 Sayılı Kanun’un 56. maddesinin; “Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur” şeklindeki hükmü içerdiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 10.04.2019 tarihli ve 2017/3530 Esas ve 2019/2825 Karar sayılı kararı ile; “554 Sayılı KHK 11. maddesine göre; bir tasarımın koruma kapsamı belirlenirken 7. maddeye uygun olarak o tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim dikkate alınır. Koruma kapsamının belirlenmesinde, kıyaslanan tasarımların farklılıklarından çok ortak özelliklerine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarlanan ürünün cinsi ve özellikleri açısından seçenek özgürlüğüne bakılır.” şeklinde hükme bağlandığını, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 77. maddesinde hükümsüzlük hâllerinin; MADDE 77- (1) Aşağıdaki hâllerde tasarımın hükümsüz sayılmasına mahkeme tarafından karar verilir:… a) 55 inci maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan tanımlara uygun olmadığı, 56 ncı ve 57 nci maddelerde belirtilen şartları taşımadığı, 58 inci maddenin dördüncü fıkrası ve 64 üncü maddenin altıncı fıkrasının (c) bendi kapsamında olduğu, başvurunun kötüniyetle yapıldığı ve bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımını içerdiği ispat edilmişse, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 79 maddesinde hükümsüzlüğün etkisinin; MADDE 79- (1) Tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkin karar geçmişe etkili olup, tasarıma bu Kanunla sağlanan koruma hiç doğmamış sayılır.” denilmek suretiyle tasarımın hangi hallerde hükümsüz kılınacağının düzenlendiğini, hükümler çerçevesinde yapılan değerlendirmeler göz önüne alındığında, Tasarım Hukuku bakımından öncelikle birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verileceğini, yapılacak inceleme bakımından dikkate alınacak bir diğer kriterin bilgilenmiş kullanıcı olduğunu, Söz konusu inceleme yapılırken; tasarım ile benzerlik arz eden dünyada mevcut bütün tasarımlar bakımından değerlendirme yapılması gerektiğini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereği de tasarımın koruma şartlarını karşılayıp karşılamadığı incelemesinde bütün tasarımların dikkate alınacağını, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2002/1894 Esas ve 2002/5704 Karar sayılı ve 03.06.2012 tarihli kararı) Haksız ve mesnetsiz taleplere mesnet olarak gösterilmiş olan tasarımların tescil başvurusuna konu edildikleri tarihte “yenilik ve ayırt edicilik” kriterlerini ihtiva etmediğini, uzun yıllardır sektörde kullanılan, büyük zincir marketler vasıtası ile tüketiciye arz edilen, ulusal bazda yayınlanan dizilerde yer alan ürünler olduğunu, 02.07.2020 başvuru tarihli, … tescil numaralı tasarımın başvuru tarihinden önce, https://www.instagram.com/../ alan adlı internet sitesinde, 7 Mart ve 5 Mayıs 2020 tarihli gönderilerde, 5 Mayıs 2020 tarihli sosyal medya paylaşımında … mağazalarında ürünün satışının olacağını bildirir broşürde, 27 Mart 2020, 12 Mart 2020, 4 Mart 2020, 10 Ocak 2020, 21 Mart 2019, 31 Mayıs 2019 ve 2 Ocak 2020 tarihli sosyal medya paylaşımlarında, 30 Ocak 2020 tarihli popüler bir televizyon dizisinde kullanıldığını, tasarımla ayniyet derecesinde benzediğini, 16 numaralı kapak tasarımıyla 2 Ocak 2020 tarihli sosyal medya paylaşımındaki kapak tasarımı karşılaştırıldığında ayniyet derecesinde benzer olduklarının görüldüğünü, https://www.youtube.com/… alan adlı internet sitesinde videonun 2 Nisan 2019 tarihinde eklendiğini, https://www.youtube.com/… alan adlı internet sitesinde videonun 27 Eylül 2019 tarihinde eklendiği ve tedbir ve tespit talep eden yanın sözde tasarım tesciline konu ettiği ürünleri ihtiva ettiğini, Bu minvalde, “Müvekkili firmanın ticareten mahvına sebebiyet verebilecek bir ihtiyati tedbir kararının” arz edilen vakıalar göz önünde bulundurulduğunda, koşullarının oluşmadığını, kötüniyetli tecavüz iddialarının dinlenemeyeceğini (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin, 2015/12924 Esas, 2016/6357 Karar sayılı kararı) haksız ve mesnetsiz tedbir taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”Bilirkişinin 21/04/2021 havale tarihli raporunda;”Tespit talep eden tarafa ait … (3) numaralı tasarım ile aleyhine tespit istenen iş yerinde bulunan ürünler arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebeple benzer olarak algılandıkları, tespit talep eden tarafa ait … (1) numaralı tasarım ile aleyhine tespit istenen iş yerinde bulunan ürünler arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebeple benzer olarak algılandıkları, tespit talep eden tarafa ait … (16) numaralı tasarım ile aleyhine tespit istenen iş yerinde bulunan ürünler arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebeple benzer olarak algılandıklarını” bildirdiği, Konya 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/326 Esas sayılı dosyasında talebe dayanak tasarım tescillerinin hükümsüzlüğü istemiyle açılmış dava olduğunun anlaşıldığı, Dosya kapsamı deliller, taraf beyanları, TPMK kayıtları ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Tedbir isteyen adına tescilli … (3), … (1) ve … (16) numaralı tasarımlar ile aleyhine tespit istenen iş yerinde bulunan ürünler arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, benzer olarak algılandıkları, bu haliyle tedbir isteyen yararına HMK’nun 390/3 maddesi anlamında yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği, tedbir isteyen adına olan tasarım tescillerinin tescil başvuru tarihi, aleyhe tedbir istenen tarafından satışa sunulan ürünlerin üretim süreci ve özellikle dayanak tasarımların hükümsüzlüğü istemiyle 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/326 Esas sayılı dosyasında derdest dava bulunduğu gözetildiğinde, taraflar arasındaki hak ve menfaat dengesinin korunmasının temini bakımından SMK’nun 159/2-c bendi uyarınca aleyhe tedbir istenenin teminat göstermesi şeklinde ihtiyati tedbir talebinin kabulüne” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Bilirkişi raporunda müvekkiline ait gibi gösterilen ve incelenen ürünün davacının bizzat kendi ürünleri olduğunu, müvekkilinin dava dışı …’den almış olduğu ürünlerin farklı olduğunu, bilirkişi raporunda davacının kendi ürünü üzerinden inceleme yapılarak aynı iki ürün için benzerlik saptandığını, raporun bu yönüyle hatalı ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını, 2-Davacı tasarımları ile aleyhine tespit istenen iş yerinde bulunan ürünler arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile “benzer olarak algılandıkları” yönünde görüş bildirildiğini, ancak bilirkişinin “tespit ve tedbir taleplerine mesnet olarak gösterilmiş olan sözde tasarımların tescil müracaatına konu edildiği tarihte yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini ihtiva edip etmediği hususunda herhangi bir inceleme ya da değerlendirme yapmadığını, 3-Tespit ve tedbir talep eden yanın haklarını ihlal ettiği beyan edilen davalıya ait … kod numaralı tasarım şeklindeki görselin 02/07/2020 tarihinde başvuru konusu edildiği tarih itibari ile tasarımların sektörde harcıalem halde kullanılan, kimsenin tekeline verilemeyecek, tescil belgesine bağlanamayacak, yeni ve ayırt edici olmayan tasarımlar olduğunu, tedbir ve tespit taleplerine mesnet olarak gösterilen sözde tasarımların uzun yıllardır sektörde kullanılan, büyük zincir marketler vasıtası ile tüketiciye arz edilen, ulusal bazda yayınlanan dizilerde yer alan ürünler olduğunu, 6769 Sayılı Kanunun 56. maddesinde ki; “Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur” şeklindeki hükmü 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 77 – 79 maddelerindeki tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkin düzenlemeler ve Yargıtay kararları uyarınca tasarım ile benzerlik arz eden dünyada mevcut bütün tasarımlar bakımından değerlendirme yapılması gerektiğini, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2002/1894 Esas ve 2002/5704 Karar sayılı ve 03.06.2012 tarihli kararı) bir tasarımın ayırt edici niteliğinin, ilgili tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile “kıyaslanan” tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık bulunması halinde mevcut olduğunu,kötüniyetli tedbir ve tespit talep eden yan adına tescil edilmiş olan sözde tasarım tescilleri gerekçe gösterilerek müvekkili firmanın ticari faaliyetlerinin kısıtlanamayacağını, 4-Müvekkil firmanın ticareten mahvına sebebiyet verebilecek bir ihtiyati tedbir kararının koşullarının oluşmadığını, 5- Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/326 esas sayılı, dava dışı … Firması tarafından davacıya karşı açılan hükümsüzlük davasında üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verildiğini, bu yargılamanın sonucu beklenmeksizin talep reddi gerekirken karşı teminat ile ihtiyati tedbir karar verilmesinin usule, yasaya ve içtihatlara aykı olduğunu, mahkemece verilen 16/06/2021 tarih ve 2021/76 D.iş sayılı ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını ve talebin reddine karar verilmesini, yatırılan 20.000.TL nakdi teminatın iadesine karar verilmesini, talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı tarafın talebi; emek ve masraf harcayarak oluşturduğu ve tanıttığı … başvuru numaralı ve … başvuru numaralı tasarımlarının aleyhine delil tespiti istenen tarafın haksız olarak izin almaksızın taklit ettiği, yeni ve özel bir tasarım olan kilit sistemi ile damlatmaz emziği de birebir taklit ederek, tasarımını haksız olarak kullandığı, bu kullanımın tasarımdan doğan haklarını ihlal ettiğinin tespiti ile tecavüz teşkil eden ürünlerin ihtiyati tedbir yoluyla toplatılmasına ilişkindir. Mahkemece duruşmalı yapılan inceleme sonunda; Tedbir- tespit isteyen adına tescilli … (3), … (1) ve … (16) numaralı tasarımlar ile aleyhine tespit istenen iş yerinde bulunan ürünler arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, benzer olarak algılandıkları, bu haliyle tedbir isteyen yararına HMK’nun 390/3 maddesi anlamında yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği, tedbir isteyen adına olan tasarım tescillerinin tescil başvuru tarihi, aleyhe tedbir istenen tarafından satışa sunulan ürünlerin üretim süreci ve özellikle dayanak tasarımların hükümsüzlüğü istemiyle 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/326 Esas sayılı dosyasında derdest dava bulunduğu gözetildiğinde, taraflar arasındaki hak ve menfaat dengesinin korunmasının temini bakımından SMK’nun 159/2-c bendi uyarınca aleyhe tedbir istenenin teminat göstermesi şeklinde ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiştir. 10/01/2017 tarihinde 29944 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159/1.maddesinde; ” Bu kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini talep edebilir.” düzenlemesi uyarınca tedbir talep edilebilir, 159/3. maddesinde; ” ihtiyati tedbirler ile ilgili bu kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun uygulanacağı” düzenlemesi mevcuttur. 6100 sayılı HMK’nun 389/1. maddesi; “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği”, HMK 309/3. maddesi gereği, tedbir talep eden taraf dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159. maddesinde, bu kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişilere hükmün etkinliğini temin etmek üzere ihtiyati tedbir talep etme hakkı tanınmış, ihtiyati tedbirlerle ilgili bu kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159. maddesi gereği, delillerin değerlendirilmesi sonucu ulaşılacak yaklaşık ispat, tedbir kararı verilmesi için yeterlidir. 1-Aleyhine tedbir ve tespit istenen vekili ilk istinaf sebebi olarak, incelenen ürünün davacının bizzat kendi ürünü olup, müvekkilinin dava dışı …’den almış olduğu ürünlerin farklı olduğunu, bilirkişi raporunda davacının kendi ürünü üzerinden inceleme yapılarak aynı iki ürün için benzerlik saptandığını, raporun bu yönüyle hatalı ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını ileri sürmüş ise de; iddiasını kanıtlayıcı delil sunmadığı, bilirkişi raporunun resim 03’te davalı iş yerinin dışarıdan alınmış fotoğrafı ile fotoğrafta görülen ürünün resim 04’teki görselinde ürünün altında Dolmabahçe 2,3 lt yazısının bulunduğu görüldüğünden, davalı tarafça …’den almış olduğu ürünlerin görseline ilişkin belge sunulmadığından … firmasından alınan ürünler olduğu tespit edilememiş ise de iddia edildiği gibi davacının kendi ürünü ile kıyaslanmadığı anlaşıldığından istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Bilirkişi raporunda; Dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi ve yapılan tespitler ve yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılan değerlendirmeler sonucu; “Tespit talep eden tarafa ait … (3) numaralı tasarım ile aleyhine tespit istenen iş yerinde bulunan ürünler arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, Tespit talep eden tarafa ait … (1) numaralı tasarım ile aleyhine tespit istenen iş yerinde bulunan ürünler arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, Tespit talep eden tarafa ait … (16) numaralı tasarım ile aleyhine tespit istenen iş yerinde bulunan ürünler arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları,” tespiti yapılmıştır. Tespit ve tedbir isteyen tarafın tasarımlarının tescil müracaatına konu edildiği tarihte yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini ihtiva edip etmediği hususunda herhangi bir inceleme ya da değerlendirme yapılmamış ise de; tespit ve tedbir isteyen tarafın talebi, aleyhine delil tespiti istenen tarafın haksız olarak izin almaksızın ürülerini birebir taklit ederek, tasarımını haksız olarak kullandığına ilişkin olduğundan, bilirkişi raporunda yapılan tespit, tedbir talebi yönünden yeterli olduğundan, tescil müracaatına konu edildiği tarihte yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini ihtiva edip etmediği hususu hükümsüzlük davasında nazara alınması gereken hususlardan olduğundan, istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. 3-Tespit ve tedbir talep eden yanın … kod numaralı tasarım şeklindeki görselinin başvuru konusu edildiği 02/07/2020 tarihi itibari ile tasarımların sektörde harcıalem halde kullanılan, kimsenin tekeline verilemeyecek, tescil belgesine bağlanamayacak olan, başvuru tarihi itibari ile yeni ve ayırt edici olmayan tasarımlar olduğu, tedbir ve tespit taleplerine mesnet olarak gösterilen sözde tasarımlar uzun yıllardır sektörde kullanılan, büyük zincir marketler vasıtası ile tüketiciye arz edilen, ulusal bazda yayınlanan dizilerde yer alan ürünler olduğu, 6769 Sayılı Kanunun 56. maddesi ile 77 – 79 maddelerindeki tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkin düzenlemeler ve Yargıtay kararları uyarınca tasarım ile benzerlik arz eden dünyada mevcut bütün tasarımlar bakımından değerlendirme yapılması gerektiği, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2002/1894 Esas ve 2002/5704 Karar sayılı ve 03.06.2012 tarihli kararı) bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip bulunması, ilgili tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile “kıyaslanan” tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık bulunması halinde mevcut olduğu, kötüniyetli tedbir ve tespit talep eden yan adına tescil edilmiş olan sözde tasarım tescilleri gerekçe gösterilerek müvekkili firmanın ticari faaliyetlerinin kısıtlanamayacağı ileri sürülmüş ise de; ihtiyati tedbir 6769 Sayılı Kanun’da ve HMK’da düzenlenmiş geçici hukuki koruma türü olup, tedbir talebinin yapıldığı tarihte dosyaya sunulan dayanak belgeler nazara alınarak ve dava sonunda verilecek karar yönünden ihsası rey oluşturmamak kaydı ile gerekçeleri açıklanarak verilmesi gerekir. Aleyhine tedbir ve tespit talep edilen tarafından görselleri sunulan ürünler ile tedbir ve tespit konusu ürünler arasında harcıalem halde kullanım oluşturacak şekilde benzerliğin varlığı, belirgin farklılığın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ve dünyadaki tüm ürünlerin nazara alınması gerektiği yönündeki iddia yapılacak yargılama ile belirleneceğinden, bu aşamada bu yönde sunulmuş iddiayı kanıtlar rapor bulunmadığından istinaf sebebinin reddi gerekmiştir. Tedbir talebinin kötü niyetli olduğu iddia edilmiş ise de; tasarımın aleyhine tedbir ve tespit istenenin iş yerindeki ürünler ile bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde benzer olduğu, bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159. maddesi gereği, ihtiyati tedbire karar verilmesini talep etmesi için gerekli olan, kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat koşulunun gerçekleştiği ve davacı tarafın yasadan doğan hakkını kullandığı anlaşıldığından, yasadan doğan bir hakkın kullanılması kötü niyet olarak kabul edilmeyeceğinden istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. 4-Müvekkil firmanın ticareten mahvına sebebiyet verebilecek bir ihtiyati tedbir kararının koşullarının oluşmadığı iddia edilmiş ise de; mahkemece tedbir kararı verilmediği taktirde, davacının davaya konu tasarımının dava süresince satılmasından kaynaklı zararı ve mağduriyeti devam edeceğinden, mahkemece HMK 389. maddesi uyarınca tedbir kararı verilmesi koşullarından; gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hali ” gerçekleştiğinden, davalı vekilinin HMK 389.madde koşullarının bulunmadığına ilişkin istinaf sebebinin de yerinde olmadığından reddi gerekmiştir. 5- İhtiyati tedbir kararı 6769 Sayılı Kanun’da ve HMK’da düzenlenmiş geçici hukuki koruma türüdür. Bu niteliği itibariyle tedbir talebinin yapıldığı tarihte dosyaya sunulan dayanak belgeler nazara alınarak ve dava sonunda verilecek karar yönünden ihsası rey oluşturmamak kaydı ile gerekçeleri açıklanarak verilmesi gerekir. Mahkemece de bu kapsamda karar verildiğinden, usul ve yasaya aykırılık olmadığından, istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, aleyhine tedbir ve tespit istenen vekilinin tüm istinaf sebeplerinin HMK 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 16/03/2021 tarih ve 2021/76 E., 2021/76 K. Sayılı kararına karşı aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen tarafından peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Talep eden tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Talep eden tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 25/11/2021