Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/111 E. 2021/120 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/111
KARAR NO: 2021/120
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/11/2020
NUMARASI: 2019/302 E. 2020/154 K.
DAVANIN KONUSU: MARKA HAKKINA TECAVÜZ
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkili şirketin “…” markasını … Ticaret-Hizmet Marka Numarası ile 12.09.2014 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle geçerli korumayı 02.11.2015 tarihinde ve “…” markasını … Ticaret marka numarası ile 29.04.2015 tarihinden itibaren 10 müddetle geçerli korumayı 23.02.2016 tarihinde Marka Tescil Belgesi ile aldığını, davalı tarafın “…” isimli şirketinin isminde kullandığı “…” ibaresinin müvekkili şirketin tescilli markasına benzediğinden ve açıkça müvekkilinin markasına tecavüz oluşturduğundan, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29.maddesi uyarınca tecavüzün tespiti ile menine, TTK’daki haksız rekabet hükümlerinin uygulanmasına ve TTK m. 56 maddesi uyarınca haksız rekabet nedeniyle kazanç kaybının hesaplanarak 10.000,00 TL belirsiz alacağın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile mahkemece 14.11.2019 tarihinde “dosyamızda taraf teşkili sağlanamadığından, davalının şahıs şirketi olup olmadığının, ad veya tam ünvanın, tebligata elverişli adresinin ve hangi ticaret sicil müdürlüğüne kayıtlı olduğunun 1 haftalık kesin süre içinde bildirilmesi, aksi takdirde HMK.119/1-b maddesi yollaması ile HMK 119/2. Madde gereğince davanın açılmamış sayılacağına.” ilişkin 1 haftalık kesin süreli davacı tarafa gönderilen muhtıranın 11.12.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, süre 18.12.2019 tarihinde sona ermesine rağmen, davacı tarafça dilekçenin 20.12.2019 tarihinde sisteme eklendiğini, verilen kesin süreye riayet edilmediğinden, HMK 119/2 gereğince davanın açılmamış sayılması gerektiğini, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen “…- …” isim ve unvanında müvekkili adına kayıtlı bir şirket ve şahıs şirketinin bulunmadığından, davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddini, müvekkilinin kurmuş olduğu internet adresinin, hobi olarak tasarlamış olduğu website tasarımından öteye geçmediğini, maddi kazanç sağlamadığını, müvekkilinin sitesinin davacının markasının kayıtlı olduğu sınıfta olmadığı gibi … isminin başka şirket tarafından 28. Sınıftan tescilli olduğunu öğrenmesi üzerine emreguzel.com adresini kendiliğinden kapattığını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, “davacı tarafından, davalı olarak … gösterilmek sureti ile açılan davada, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 04.11.2019 tarihli cevabi yazısı ile bu isimde bir tüzel kişilik olmadığının bildirilmesi üzerine, 14.11.2019 tarihli muhtıra ile davacı vekiline HMK.119/1.b maddesine göre davalı isim ve adresini bildirmesi için bir hafta kesin süre verildiği ve bir haftalık kesin süre içerisinde bildirilmediği takdirde HMK.119.2.Maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılacağının ihtar edildiği, muhtıranın davacı vekiline 11.12.2019 tarihinde tebliği edildiği, tarihsiz dilekçe ile davalı isminin … olarak bildirildiği, davacı vekilinin dilekçesinin kayıt tarihinin 20.12.2019 olduğu ve yasal 1 haftalık süre geçtikten sonra verildiği anlaşıldığından, HMK 119.Madde’de belirtilen süreler kesin olup, kamu düzenine ilişkin olduğundan, sürelere uyulup uyulmadığının re’sen hakim tarafından gözetileceği, her ne kadar usul ekonomisine aykırı da olsa, emredici ve kamu düzeninden olan yasal sürelere uyulmaması nedeni ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.” gerekçesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği tespit edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davalının marka hakkına tecavüz eylemini gerçekleştirdiği www…com web sitesinde “… Grafik & Web Tasarım Hizmetleri.” şeklindeki ad ve unvanla hizmet verdiği tespit edildiğinden dava dilekçesinde husumetin mecburen URL adresindeki ismin davalı olarak gösterildiğini, 30.10.2019 tarihinde mahkemeye verdikleri ‘Arabuluculuk Son Tutanağının sunulması” konulu dilekçede, marka hakkına tecavüz eden gerçek kişinin, haricen yukarıda yazılı URL adresindeki İnternet sitesini yöneten … (TCKN:…) olduğu öğrenildiğinden, davalı olarak … adlı şahsın gösterildiğini, mahkeme tarafından davalı olarak gösterilen tüzel kişiliğin var olmadığı tespit edildiğinden, 14.11.2019 tarihli muhtıra gönderildiğini, 20.12.2019 tarihinde davalı gerçek kişinin kimlik bilgilerinin mahkemeye sunulduğunu, karşı yan tanınmadığından ve bilerek ve isteyerek kendisini İnternet ortamında şirket gibi lanse ettiğinden, dilekçede hataen … Grafik & Web Tasarım Hizmetleri olarak gösterildiğini, daha sonra gerçek kişi …’in kimlik bilgileri öğrenilerek kendisine husumet yöneltildiğini, yazılı ve basit yargılama usulünde, dava dilekçesinde eksik bulunması ve verilen 1 haftalık kesin süre içerisinde giderilmediğinde dava açılmamış sayılacak ise de; 183/1 ve 31/1 maddelerinin ve usul ekonomisinin de değerlendirmesi gerektiğini, mahkemece henüz muhtıra dahi gönderilmeden 30.10.2019 tarihli dilekçede davalı olarak … gösterildiğinden, davalının kimliğinin tespiti yönünden tereddüt oluşturacak bir eksiklik kalmadığını, usul ekonomisi hilafına kanunu yorumlamanın hukuka aykırı olduğunu, davalının kimliği ile ilgili dava dilekçesinde davalıdan kaynaklı bir yanılgıya düşülmüş olsa dahi, dava dilekçesindeki yanlışlık davaya yeni ve başka bir kişiyi (gerçek veya tüzel) dahil etmediğinden, HMK’nın 124 üncü maddesi uygulanması gerekirken, doğrudan 119/2’nin uygulanmasının, madde 124/3’ün uygulama alanını önemli ölçüde daraltacağını, bildirimin, celse talikine neden olmadığını, yasa koyucunun temel amacının, davaların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3 maddesi hükmüne göre makul sürede sonuçlandırmasını sağlamak olduğunu,( Yargıtay 3. H. D. 28.06.2012 Tarih ve 2012/11825 E. 2012/16385 K.) kararında açıkça belirtildiği üzere, muhtıradan beklenen amaca ulaşıldığından, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kaldırılmasını talep etmiştir. İnceleme 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun HMK 355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosyanın incelenmesinden; dava dilekçesinde davalının … Grafik Web Tasarım Hizmetleri, adresinin … Plaza … Cad. No:… Tuzla/İstanbul olarak belirtildiği, mahkemece davalının dilekçede belirtilen adresine gönderilen tebligatın, muhatabın tanınmadığından bahisle iade edilmesi ve Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye olumsuz cevap verilmesi sebebiyle, davacı vekiline 14/11/2019 tarihli muhtıra ile;” dosyada taraf teşkili sağlanamadığından, davalının şahıs şirketi olup olmadığının, davalının ad veya tam ünvanın, tebligata elverişli adresinin ve kayıtlı olduğu ticaret sicil müdürlüğünün 1 haftalık kesin süre içinde bildirilmesi, aksi takdirde HMK.119/1-b maddesi yollaması ile HMK 119/2. madde gereğince davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ” ihtar edildiği, muhtıranın 11/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, sürenin 18/12/2019 tarihinde sona erdiği, davacı vekilinin 20/12/2019 tarihinde beyanda bulunduğu tespit edilmiştir. Dosya içerisinde mevcut 30/10/2019 tarihli Arabuluculuk Son Tutanağının sunulmasına ilişkin dilekçede davalı olarak … Grafik Ve WEB Tasarım Hizmetleri’nin, yetkilisi olarak …’in gösterildiği, 20/12/2019 tarihli beyanda, 14/11/2019 tarihli bildirim ilgi tutularak davalının … Grafik & Web Tasarım Hizmetleri olduğunun bildirildiği tespit edilmiştir. Yerleşmiş Yargıtay uygulamalarında (Yargıtay 3. HD.’nin 2012/11825-16385 Esas ve Karar sayılı kararı) açıkça belirtildiği üzere; usul hükümleri yargılamayı kolaylaştırmak ve hızlandırmak amacıyla getirilen düzenlemeler olup, zorunluluk olmadıkça usulü eksiklik davanın reddi veya açılmamış sayılmasına gerekçe yapılmamalıdır. Kesin sürelerin amacı da yargılamanın en kısa sürede ve en az masrafla yürütülmesini sağlamaktadır. Kesin süreden beklenen amaç elde edildiğinde yargılamaya devam dilmesi gerekir. Her ne kadar 20/12/2019 tarihli bildirim 1 haftalık kesin süreden sonra ise de, davacı tarafça sunulan 30/10/2019 tarihli Arabuluculuk Son Tutanağı’nda davalının adını ve yetkilisinin … olduğunu bildirdiğinden, 20/12/2019 tarihli dilekçe ile ayrıca bildirimde bulunulduğundan, kesin süreden beklenen amaç elde edilmekle, mahkemece yargılamaya devam edilmesi gerekirken açılmamış sayılma kararı verilmesi doğru görülmemiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 119. maddesindeki düzenleme mahkemeye dava açılırken sunulan dava dilekçesinde davalının ve adresinin hiç belirtilmemesi halini düzenlemekte olup, davacı tarafça dava dilekçesinde davacı ve adresi gösterildiğinden dava dosyasında HMK 119/2 maddesinin uygulanma olanağı yoktur. (Yargıtay 11. HD.’nin 2015/12032 Esas ve 2016/9631 Karar sayılı kararı) 6100 Sayılı HMK’nın 31. maddesinde; hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi ve hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabilieceği delil göstermesini isteyebileceği belirtilmiştir. HMK 124/3-4.maddesinde maddi bir hatadan kaynaklanan ve dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği ile tarafın yanlış ve eksik gösterilmesi hali düzenlenmiş olup, mahkemece yapılacak işlem HMK 31, 124 ve 94. maddesi uyarınca eksikliğin giderilmesi için makul süre vermektir. Mahkemece bu kurala uyulmaksızın, dosyaya uygulanması mümkün olmayan 6100 Sayılı HMK’nın119/1-2.maddesi gereğince açılmamış sayılma kararı verildiğinden, kararın kaldırılarak dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2-İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 05/11/2020 tarih ve 2019/302 E. 2020/154 K. Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/5 hükmü gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate ALINMASINA,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/5 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 11/02/2021