Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1098 E. 2022/976 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1098
KARAR NO: 2022/976
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/10/2020
NUMARASI: 2018/871 E. – 2020/538 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin inşaat işleri yapmakta olduğunu, davalının müvekkilinden daire almak için anlaştıklarını ve noterlikte satış vaadi sözleşmesi yapılarak 87.500 TL üzerinden müvekkilinden daire satın aldığını, davalının müvekkiline 30.000 TL peşin verdiğini, geriye kalanlar için de senetler tanzim edip müvekkiline verdiğini, müvekkilinin halen davalıdan 19.000 TL bonoya dayalı alacağı olup, davalının müvekkiline 68.500 TL ödeme yaptığını, müvekkilinin davalıya 200.000 TL teminat maksadıyla senet verdiğini, davalının müvekkiline borcu olmasına rağmen bu senedi takibe koyduğunu, davalının müvekkiline ödeme yaptığı 68.500 TL düşüldüğünde 132.500 TL için borçlu olmadıklarını beyan ederek, bu miktar yönünden davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla davacılar aleyhine kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, söz konusu takipten sonra davacıların ne borca ne de imzaya itiraz ettiklerini, imzaya itirazda bulunmayan borçluların senedi kendilerinin keşide ettiğini ikrar ettiklerini, dava konusu senedin davacılar ile aralarında yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden bağımsız olduğunu mevzubahis taşınmaz satış vaadi sözleşmesi için verilen senet olmadığını beyan ederek, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davacı tarafın senedin teminat senedi olduğuna ilişkin herhangi bir yazılı belge sunmadığı ve senet üzerinde teminat senedi ibaresinin de bulunmadığı, davacının davayı ispatlayamadığı gerekçeleriyle davanın reddine,” karar verilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İnşaat işleri ile uğraşan müvekkilinin davalı ile taşınmaz alım satımı konusunda anlaştığını ve noterlikte satış vaadi sözleşmesi yaptığını, davalının 87.500 TL üzerinden müvekkilinden satın aldığı daire için, müvekkiline 30.000 TL peşin geriye kalan rakam için senetler tanzim edip verdiğini, müvekkilinin davalıdan halen 19.000 TL bonoya dayalı alacağı olduğunu, davalının müvekkiline 68.500 TL ödeme yaptığını, Davalının, kötü niyetli olarak tapuda devir işlemlerini gerçekleştiremeyen müvekkilinin zor durumunu kullanarak 200.000 TL bedelli senedi teminat olarak aldığını, müvekkilinin oğlu olan diğer davacı …’un da kefil olmasını sağladığını, davalının müvekkiline borçlu olmasına rağmen davaya konu senedi takibe koyduğunu, borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte davalının müvekkiline yaptığı 68.500 TL ödeme düşüldüğünde müvekkilin iddia edilen miktarda borcu olmadığının ortaya çıktığını, ancak yerel mahkemece iddialar araştırılmadan hatalı şekilde hüküm tesis edildiğini, Müvekkili ile davalı arasında tanzim edilen taşınmaz vaadi sözleşmesi, bonoların verildiği tarih ve taraflar arasında başkaca bir alacak ilişkisi olmamasına rağmen bu hususların göz ardı edilerek herhangi bir hukuki gerekçeye dayanmadan ve deliller değerlendirilmeden tesis edilen yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit davası olup, davacı; dava konusu senedin teminat amacıyla davalıya verildiğini bu sebeple bedelsiz olduğunu iddia etmiştir. Mahkemece, senedin teminat amacıyla verildiği iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar yukarıda belirtilen sebeplerle davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Senet incelendiğinde; davacının keşideci, davalının ise lehdar olduğu, 28.07.2016 düzenleme ve 20.09.2016 vade tarihli 200.000 TL bedelli senet olduğu, senedin ihdas sebebinin ”nakten” olarak belirtildiği, senet üzerinde teminat amacıyla verildiğine dair bir ibarenin bulunmadığı, senedin unsurlarının tam olduğu görülmüştür. Dava konusu senedin, teminat amacıyla davacıya verildiği hususunun yazılı ve kesin delil ile ispatı gerekir iken, senedin teminat verildiği iddiasının mevcut delil durumuna göre davacı tarafından ispatlanamadığı, Mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, belirtilen sebeplerle davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/10/2020 tarih ve 2018/871 E., 2020/538 K. sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacılardan müteselsilen tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 09/06/2022