Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/106 E. 2021/150 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/106 Esas
KARAR NO: 2021/150
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 30/10/2020 (Ara Karar)
NUMARASI: 2020/270 E.,
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davacı’nın yazar …’un mirasçısı (Diyarbakır Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 25/01/2008 tarih, 2008/225E., 2008/123K.) ve eserlerinin hak sahibi olduğunu, bu kapsamda davalı şirketin imzaya yetkili yönetim kurulu başkanı … ile 29/09/2014 tarihli sözleşme ile davacının murisine ait eserlerin mali haklarını 31/12/2019 tarihine kadar davalı şirkete devrettiğini, bu sözleşmenin 9. Maddesi uyarınca “Eser Sahibi, Yapıtların basılmasından itibaren her yıl sonunda bir yapıtların satış, dağıtım ve stok durumu hakkında yayıncıdan bilgi alır” anılan bu bilgileri davacı ile paylaşmadığını, sözleşmenin 31/12/2019 tarihinde sona ediğini ve davalı şirket yetkilisi ile yapılan görüşmelerde sözleşmenin yenilenmeyeceğinin davalı tarafa bildirildiğini, davalı tarafça herhangi bir bilgi verilmediğini, davacının bu süreç içerisinde başkaca bir yayıncı ile anlaştığını, davacının İsveç’de yaşamasından dolayı davalı şirket tarafından sözleşmeye konu eserlerin sözleşme süresi bittikten sonra davalı şirket tarafından herhangi bir baskı, tanıtım veya satışa arz yapılıp yapılmadığı hususunun yeterince takip edilemediğini, davacının yeni anlaşma sağladığı yayıncı tarafından eserlerin davalı tarafından halen satışa sunulduğu hususunda bilgi verildiğini, bu nedenle davalı tarafa Beyoğlu … Noterliği’nin 12/06/2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini ve bununla birlikte aynı gün Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü’ne müracaatta bulunulduğunu, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 25/06/2020 tarihli yazı cevabı ile davalı şirketin sözleşmesinin sona erme tarihinden 1 hafta kadar kısa bir süre önce 28 farklı eser yönünden 100.000 (Yüzbin) adedin üzerinde bandrol temin edildiğinin tespit edildiğini, daha önceki 5 yıllık sözleşme süresince toplamda 220.000 bandrol temin eden davalının sözleşmenin sona ermesine 1 hafta süre kala 100.000 adet bandrol temin etmesi açıkça kötü niyetini ortaya koyduğunu, internet sitesi üzerinden halen eserlerin yayını, tanıtımı ve satışı gerçekleştirildiğini, Davalının internet sitesinde bulunan açık kaynaklardan elde edilen bilgiler çerçevesinde davaya konu eserleri satış işlemleri gerçekleştirdiklerini 31/12/2019 tarihi itibari ile mali haklara yönelik olarak tüm yetkileri son bulan ve bu hali ile de mali haklarının tamamı davacıya ait olan eserlerin izinsiz olarak basımı, tanıtımı, dağıtımı ve satışa sunulması suretiyle gerçekleşen tecavüzün tespit edilerek ortadan kaldırılması ve davacının uğradığı zararların tazmini ( şimdilik 5.000-TL), internet sitelerine erişimlerin hizmet sağlayıcısı tarafından durdurulması ve yayın evinin şubelerinde davaya konu eserlerin satışının durdurularak toplanılması ve satışı henüz tamamlanmamış eserlerin imhası hususunda gerekli tedbirlerin alınması, 5846 sayılı kanunun m.68/2 uyarınca 31/12/2019 tarihinden sonra satışı gerçekleşen eserlerin adedinin tespiti ile sözleşme devam etmiş olsaydı isteyebileceği bedelin üç kat fazlasının ve 5846 sayılı kanunun m.70/3 hükmü uyarınca 31/12/2019 tarihinden sonra satışı gerçekleşen eserlerin adedinin tespiti ile elde edilen karın davalıdan alınarak davacıya verilmesi talep edilmiştir. İlk derece mahkemesi 30/10/2020 tarihli ara kararıyla; Bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı ile davalı şirket arasında 29/09/2014 tarihli sözleşme ile davacının iştirak halinde malik olduğu murisine ait eserlerin mali haklarının 31/12/2019 tarihine kadar davalı şirkete devrettiği, davacı dava dilekçesi ile davalının sözleşme tarihinden sonra da basım yaptığını iddia edip belirterek eserlerin satışının durdurularak toplatılması yönünde tedbir talep edilmiş ise de, alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu sözleşme kapsamında yer alan kitapların halen satışının yapıldığının tespit edildiği, fakat satışı yapılan kitapların sözleşme süresi içerisinde basılıp satışı devam eden ürünler olup olmadığının bu aşamada belli olmadığı, davalının sözleşme tarihinden sonra basım ve satış yapıp yapmadığının ancak yargılama neticesinden sonra anlaşılacağından bu aşamada ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı yanın davacı ile gerçekleştirdiği sözleşme uyarınca basımını gerçekleştirdiği eserler yönünden tüm sözleşme süresi boyunca Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan 220.000 adet bandrol temin ettiği, sözleşmenin sonlanmasına yaklaşık 1 hafta süre kala 100.000 adet bandrol daha temin ettiği, bu kapsamda sözleşme süresi dışında davaya konu eserlerin basım, yayın ve tanıtımını gerçekleştirdiği, davacının Fikri ve Sınai Mülkiyet Kanunu’ndan doğan mali haklarının tecavüze uğradığı, bu kapsamda eserlerin toplanılması ve satışının yasaklanması yönünde gerekli tedbirlerin alınması hususlarında yerel mahkemeden ihtiyati tedbir kararı talep edildiğini, tedbir talebi kapsamında alınan raporun eksik araştırmaya dayanmakta olduğunu, karar ve denetime elverişli bir rapor olmadığını, bilirkişi incelemesinde davaya konu eserlerin satışının halen gerçekleştirildiği hususunun tespit edildiğini ancak anılan bu eserlere yönelik davalı yanca Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan temin edilen ve mahkeme dava dosyası içeriğinde bulunan bandrol numaralarının karşılaştırması gerçekleştirilmediğini, bu bağlamda davalı yanın gerçekte ne kadar baskı yaptığı hususunun tespit edilemediğini, davacı ile davalı yayıncı arasında yer alan yazılı sözleşmenin süresinin bitimine 1 hafta kadar süre kala davalı yanca Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan temin edilen bandrol adetlerince eser basımını gerçekleştirebilecek gerekli ekipman ve teknik alt yapının mümkün olup olmadığı, temin edilen bandrol adedince eserinin davalı tarafından bildirilen süre içerisinde basımının teknik olarak gerçekleştirilmesinin mümkün olup olmadığı yönünde yerinde inceleme gerçekleştirilmesi gerekirken, rapor içeriğinde bu kapsamda bir tespit ve bulgu bulunmadığını, HMK m. 280vd hükümleri uyarınca bilirkişi raporuna karşı yasal haklarını kullanmalarına fiilen imkan sunulmaksızın ve hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilmek suretiyle kurulan iş bu istinafa konu yerel mahkeme kararının kaldırılarak, yapılacak inceleme neticesinde ihtiyati tedbir talebimizin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 10/01/2017 tarih ve 29944 Sayılı Resmi Gazete yayınlanıp aynı gün yürürlüğe giren 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “İhtiyati tedbir talebi ve ihtiyati tedbirin niteliği” başlıklı 159. maddesinde; “(1) Bu Kanun uyarınca; dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir. (2) İhtiyati tedbirler özellikle aşağıda belirtilen tedbirleri kapsamalıdır: a) Davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi ve durdurulması. b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dâhil, bulundukları her yerde elkonulması ve bunların saklanması. c) Herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi. (3) İhtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/1/2011 tarihli ve 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanır.” düzenlemesi yer almaktadır. 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. Maddesinde ise, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, yukarıda içeriği açıklanan deliller dikkate alındığında, somut olayda, davacı tarafça ileri sürülen hususların yargılamayı gerektirdiği ve tedbir koşullarının mevcut durumda oluşmadığı yönündeki mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, ilerde değişen koşullara göre yeniden tedbir talebinin değerlendirilebileceği anlaşılmış olmakla, tedbir talep edenin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2020/270 E., 30/10/2020 tarihli ara kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 18/02/2021