Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1050 E. 2021/1134 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1050 Esas
KARAR NO: 2021/1134
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2020
NUMARASI: 2018/25 E., 2020/404 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)|Marka (Manevi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/10/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … A. Ş. adına … ve … numaraları ile tescilli markaların bulunduğunu, bu markaların diğer müvekkilli tarafından üretilen ve pazarlanan şişe – kavanoz gibi cam ambalaj ürünlerinde kullanıldığını, davalı tarafından yapılan kullanımların tespiti amacıyla İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince 2017/116 D.İş dosyası ile tespit işleminin gerçekleştirildiğini, tespite istinaden düzenlenen bilirkişi raporunda, müvekkillerine ait tescilli dört künt çubuktan oluşan markanın davalı tarafından cam ürünler üzerinde kabartma şeklinde kullanıldığının, ürünlerin teşhir edildiğinin ve satışının yapıldığının açıkça tespit edildiğini, davalının bu eylemlerinin marka tecavüzüne sebebiyet verdiğini, haksız rekabet teşkil ettiğini, davalının eylemlerinin önlenebilmesi için ihtiyati tedbir talep ettiklerini, davalının marka hakkına tecavüz fiili nedeni ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminat ve masrafları davalıya ait olmak üzere hükmün ilanını talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Davada husumet ve sıfat kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Davalı …’nin ticaret sicil kayıtları istenmiş, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 15/10/2018 tarihli cevabi yazısında şirketin kaydının bulunmadığı bildirilmiştir. UYAP’tan İTO’nun resmi sitesinde yapılan incelemede: Davalı …nin kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacılar vekili 21/08/2020 tarihli dilekçesi ile davalı firmanın, kayıt dışı firma olduğunu beyan etmiştir. HMK 114. maddesinde dava şartları düzenlenmiş, 114/d fıkrasında “Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hallerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması” hükmünün ve HMK 115/2. maddesinde “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder…” hükmünün yer aldığı bilinmekle davalı olarak gösterilen şirketin ticaret sicil kaydının bulunmadığı böylece taraf ve dava ehliyeti bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; – Dosya kapsamına sunulan kök ve ek raporlar ile davalının vekil eden marka haklarına tecavüz teşkil eden ve haksız rekabet yaratan fiil ve eylemleri tespit edilmiş iken ve davalının belirtilen adreste bulunduğu gerek esas dosya kapsamına sunulu D.iş dosyası kapsamında gerçekleştirilen yerinde inceleme tarihinde gerekse de, Esas dosyaya konu yargılama sürecinde verilen ve yine davalının aynı iş yeri adresinde uygulanan tedbir uygulaması ile sabit iken, davanın usulden reddine karar verilmesinin adalet duygusu ile bağdaşmadığını, davalı firmanın kayıt dışı olduğunu, ancak adreste mukim olduğunu, davalının, D.iş dosyası ve tedbir uygulaması esnasında da anılan işletmeye ait bir vergi levhasına rastlanılmadığını, bir adet kartvizit bulunduğunu, davalının vergi sorumluluğundan kurtulmak adına yasa dışı şekilde ticari faaliyetlerine devam ettiğini, ancak bu hususun davanın reddi sebebi olarak ileri sürülemeyeceğini, davalının mahkemece Ticaret Sicil Müdürlüğüne, Vergi Denetim Kuruluşlarına ihbar edilmesi gerekirken, davanın usulden reddinin hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, – Firma telefonlarına ilişkin GSM operatörleri ve Türk Telekoma müzekkere yazılarak hatların kime ait olduğu sorulması gerekirken, mahkeme bu değerlendirmeler eksik bırakıldığını, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etm İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. Her gerçek kişi sağ doğmakla, yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahip olur. Tüzel kişiliğin ve buna bağlı olarak taraf ehliyetinin ne zaman kazanılacağı ise maddi hukuk normlarıyla belirlenir. Gerçek veya tüzel kişiliği olmayan kuruluş yahut toplulukların taraf ehliyeti de bulunmamaktadır. Dava ehliyeti; 6100 Sayılı HMK’nın 51. maddesinde açıkça düzenlenmiş olup kişinin kendisi veya yetkili kılacağı bir temsilci aracılığı ile bir davayı takip etme ve usul işlemlerini yapma ehliyetini ifade eder. Dava ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki TMK’nın 9. maddesinde düzenlenen medeni hakları kullanma (fiil) ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Buna göre; medeni hakları kullanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişi dava ehliyetine sahip kabul edilmelidir. 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-d. maddesinde açıkça düzenlendiği üzere dava ve taraf ehliyeti dava şartlarındandır. Bu düzenlemede husumet ya da başka bir deyişle taraf sıfatı dava şartları arasında sayılmamıştır. Dava şartının özelliği tıpkı taraf sıfatı gibi davanın esastan görülüp karara bağlanabilmesi için, varlığı ya da yokluğu hâkim tarafından davanın her aşamasında kendiliğinden gözetilen ve taraflarca noksanlığı davanın her aşamasında ileri sürülen nitelikte olmasıdır. Davalı firmanın adının bulunması ve adreste faaliyet gösteriyor olması tüzel kişilik bulunduğu anlamına gelmeyeceğinden, davalının maddi hukuk anlamında tüzel kişiliği ve buna bağlı olarak taraf ehliyeti bulunmadığından mahkemece önüne gelen haksız rekabet davasında 6100 Sayılı HMK’nın 114. maddesi gereğince taraf ehliyetine ilişkin dava şartının mevcut olmaması sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği açıktır. Her ne kadar davacı avukatı istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmiş ise de, mahkeme tarafından dayanılan hukuksal ve yasal gerekçelere göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17/12/2020 tarih ve 2018/25 E., 2020/404 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 14/10/2021