Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1046 E. 2021/1133 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1046 Esas
KARAR NO: 2021/1133
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/06/2021
NUMARASI: 2021/10 E. – 2021/658 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/10/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, … 31.03.2019 keşide tarihli … seri nolu, … 30.04.2019 keşide tarihli … … seri nolu, 28.02.2019 keşide tarihli … seri nolu çekleri yasal süresi içinde takas yolu ile davalı bankaya ibraz ettiğini, söz konusu çeklerin karşılıksız çıktığını, müvekkil şirketin, 24.01.2020 tarihinde her bir çek yaprağı için bankanın sorumlu olduğu 2.030 TL’nin ödenmesi için çek asılları ile birlikte davalı bankanın İkitelli Organize Sanayi şubesine dilekçe ile başvuruda bulunduğunu, davalı bankanın, çekteki keşideci imzası ile banka kayıtlarındaki keşideci imzası birbirini tutmadığından ödeme talebini reddettiğini, davalı banka hakkında Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı bankanın, icra takibine 27.02.2020 tarihinde kötü niyetle ve haksız olarak itiraz ettiğini, davalı bankanın söz konusu çeklerin üzerindeki keşideci imzasının birbirini tutmadığından bahisle ödeme yapmaktan kaçınamayacağını, bu nedenle itirazın iptali ile takibin devamına, icra takibine itiraz edilmiş olduğundan %20 den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu çekte imza uyuşmazlığı söz konusu olduğunu, çek sorumluluk bedelinin ödenmesinin mümkün olmadığını, müvekkili bankanın çekteki keşideci imzasını ve imzanın geçerliliğini araştırma yükümlülüğünün olduğunu, davacının iddialarının aksine müvekkili bankanın keyfi ya da kötü niyetli bir uygulaması söz konusu olmayıp aksi yöndeki beyanların gerçek dışı olduğunu, müvekkili banka mevzuata ve uygulamalara uygun hareket ettiğini, kendisine atfedilecek herhangi bir kusur ya da hukuka durumun söz konusu olmadığını, davacının icra inkar tazminatı talep edemeyeceğini, bu nedenle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Davalı banka tarafından imzanın keşideciye ait olup olmadığı konusunda inceleme yapma yükümlülüğü olsa da mahkememizce 1 nolu celse de kurulan ara karar gereği dava dışı keşideciye ait imza örnekleri dosyamıza sunulmamış ve davalı banka imzaya itiraz iddiasından sarf-ı nazar edilmiş sayılmıştır. Gelinen aşamada yukarıdaki açıklamalar da dikkate alınarak, varlığı konusunda şüphe bulunmayan … 31.03.2019 keşide tarihli … seri nolu, … 30.04.2019 keşide tarihli … … seri nolu, 28.02.2019 keşide tarihli … seri nolu çekleri 3 adet çek yaprağı yönünden kurulan gayri nakdi kredi ilişkisi çerçevesinde davalının 3. kişi hamile karşı çek yapraklarına dair sorumluluğu devam ettiği, belirlenen bedeli ödemediği sabit olduğu, alacağın likit olduğu dikkate alınarak dava hakkında itirazın iptali isteminin kabulüne” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; – 21.06.2021 tarihli duruşmada mahkemece mazeret dilekçelerinin kabul edilmesine rağmen yokluklarında tahkikat aşamasına girilerek davanın kabulüne karar verilmesinin hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğunu, – Müvekkili banka tarafından dava dosyasına sunulan imza örnekleri dikkate alınmadan ve sunulmadığı iddiası ile aleyhe karar verildiğini ancak keşideci dava dışı …- …’e ait imza kartonu aslı, Bankacılık İşlemleri Sözleşmesi aslı, Vergi Levhası, Kimlik Fotokopisi ve İkametgah Belgesi, 15.03.2021 tarihinde Yerel Mahkeme’ye gönderildiğini gönderinin 18.03.2021 tarihinde teslim alındığını, bu nedenle kararın hatalı olduğunu, – Eksik inceleme ile dava dosyasına sunulan deliller tartışılmadan ve bilirkişi incelemesi yaptırılmadan karar verildiğini, – Müvekkili banka’nın çekteki keşideci imzasını ve imzanın geçerliliğini araştırma yükümlülüğü olduğunu, çekte bulunması gereken zorunlu unsurlardan birinin keşidecinin imzası olduğu ve yokluğu durumunda çekin geçersiz hale geleceğinden, geçersiz bir çek olmasına rağmen çek meblağının ödenmesi halinde müvekkili bankanın sorumluluğu doğacağını,TTK’nın 812 nci maddesi gereğince banka sorumlu tutulabileceğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, Yargıtay kararları ve ilgili kanun maddeleri gereğince çekteki imzanın Banka kayıtlarındaki imza ile aynı olmaması halinde muhatap Bankanın, çek bedelini ödeme yükümlülüğü olmadığından, asgari sorumluluk tutarından sorumluluğu da olmayacağını bu nedenle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı olan muhatap bankaya tahsil edilmek üzere ibraz edilen çekler üzerinde, bankanın imza incelemesi yapıp yapamayacağı ve bankanın çek garanti bedellerinden sorumlu olup olmadığı hususuna ilişkindir. Basit yargılama usulüne tabi davalarda mahkeme, tahkikatın tamamlanmasından sonra, tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre verilmez. (H.M.K. 321/1). Ancak; somut olayda mahkemece kısa kararın verildiği 21/06/2021 tarihli celsede davalı vekilinin mazeretinin kabulüne karar verilmesine rağmen açık yargılamaya devam olunduğu ve sonunda davanın kabulüne ilişkin kararın tesis edildiği anlaşılmıştır. Davalı vekilinin vermiş olduğu mazeret dilekçesi incelendiğinde de yokluğunda karar verilmesine ilişkin herhangi bir talebinin olmadığı görülmüştür. Bu sebeple davalı vekilinin mazeretinin kabulüne rağmen yargılamaya devam edilerek yokluğunda karar verilmesi hukuki dinlenilme hakkının ihlali anlamına gelecektir. (Örn: Yargıtay 22. H.D.’nin 17/06/2019 tarih, 2017/22927 E. 2019/13142 K. sayılı ilamı) Bu hususun da HMK’nun 355. maddesi manasında kamu düzenine aykırılık oluşturacağı açıktır. Bu yönüyle istinaf isteminin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Davacı banka çek yaprakları ile ilgili yasal sorumluluk bedelini öderken basiretli bir şekilde davranıp, çeklerdeki imzalar ile bankada bulunan örnek imzaları karşılaştırmak zorundadır. Bu yükümlülüğü yerine getirmesi hem kanuni, hemde bankacılık hukuku açısından bir zarurettir (Yargıtay 19.HD. 2013/8824 E, 2013/13491 K ve 11/09/2013 T; 11. HD.nin 2015/3642 E, 201510322 K ve 12/10/2015 T. ve 11. HD. 2016/8943 E, 2018/1854 K ve 12/03/2018 T. Sayılı ve benzer kararları Takibe dayanak çek fotokopileri ile dava dışı …’nın dosya kapsamındaki örnek imzalarının karşılaştırılmasında çıplak göz ile imzaların …’ye ait olup olmadığı hususunun anlaşılamadığı, mahkemece dava konusu çeklerde keşideci imzası bulunan dava dışı …e’nin imza örneklerinin ve mahkeme huzurunda alınacak imza örneklerinin temini ile Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerekirken bu hususa riayet edilmediği görülmüştür. Ayrıca Mahkemece imza örneklerinin sunulmadığı belirtilmiş ise de, dosya içerisinde imza örneklerinin dosyaya 19/03/2021 tarihinde sunulduğu görülmüştür. Mahkemece yukarıda belirtildiği şekilde, belirtilen imza incelemesine esas delillerin toplanıp Adli Tıp Kurumundan alınacak rapor değerlendirilmek suretiyle davalı bankanın sorumluluğunun belirlenmesi konusunda bir karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Bu sebeplerle yerel mahkemece, davanın kabulüne ilişkin verilen kararın 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince kaldırılmasına, mahkemece usulüne uygun olarak deliller toplanıp, değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/06/2021 gün ve 2021/10 Esas, 2021/658 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan 105,00 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6 ve 362/1-g maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 14/10/2021