Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1043 E. 2021/1228 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1043 Esas
KARAR NO: 2021/1228
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 21/04/2021
NUMARASI: 2021/116 D.İş. – 2021/120 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/10/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: İhtiyati haciz talep eden vekili D.iş başvuru dilekçesinde özetle; İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/235 Esas sayılı dosyasında verilen 03.12.2020 tarihli karar uyarınca 48.446,90 TL’nin sözleşmenin fesih tarihi olan 24.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte, 50.000 USD cezai şartın fiili ödeme tarihinde (16.04.2021 tarihi esas alınmıştır) T.C Merkez Bankasının USD cinsinden döviz satış kuru üzerinden TL karşılığı olan 403.595,00 TL’nin sözleşmenin fesih tarihi olan 24.09.2014 tarihinden itibaren hesaplanacak devlet bankalarının bir yıl vadeli USD cinsi mevduat hesaplarına uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte, maddi tazminat talebi yönünden 7.098,10 TL vekalet ücretinin, cezai şart talebi yönünden 14.823,23 TL vekalet ücretinin ve 6.631,44 TL yargılama giderinin borçludan tahsili ile müvekkil şirkete verilmesine hükmedildiğini, İİK md. 257 uyarınca borçlunun mallarını kaçırma hazırlığında olduğunu öğrendiklerini, müvekkilinin alacağını güvence altına almak amacıyla borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacağının ihtiyaten haczine ve İİK md.259/2 uyarınca ihtiyati haczin teminatsız olarak verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 21/04/2021 tarihli, 2021/116 E. 2021/120 K D.iş sayılı kararı ile; ”Davalı malları dava konusu olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar” verilmiştir. İhtiyati haciz talep eden vekili 22/04/2021 havale tarihli dilekçesinde özetle; Talep dilekçeleri ile ihtiyati haciz talep ettiklerini, tedbir istenmemesine rağmen talebin tedbir koşullarına göre değerlendirilmesinin yerinde olmadığını beyan ederek hükmün tashihini ve ihtiyati haciz taleplerinin kabulünü talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 04/05/201 tarihli ara kararı; “Mahkemenin 21/04/2021 tarihli kararı ile; davacının üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep ettiği davalı malvarlıklarının sunulan yargılamada dava konusu olmadığından, İİK 257.madde ve HMK 389.madde kapsamına göre henüz kesinleşmemiş mahkeme ilamının gerekçe gösterilerek talep edilen ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği anlaşılmakla talep eden vekilinin itirazının reddine” karar verildiği görülmüştür. İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Yerel Mahkemece 21.04.2021 tarihinde tedbir konulmasını talep ettikleri malvarlıklarının sunulan yargılamada dava konusu olmaması, İİK md.257 ve HMK md.389’a göre mahkeme ilamının henüz kesinleşmemiş olması gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği, karara karşı istinaf yolunun kapalı olması, ihtiyati haciz talep etmiş olmalarına rağmen ihtiyati tedbir koşullarına göre değerlendirme yapılmış olması sebepleriyle 22.04.2021 tarihinde hükmün tashihinin talep edildiği, 2- Yerel mahkemece “ihtiyati haciz konulmasını talep ettiğimiz davalı mal varlıklarının sunulan yargılamada dava konusu olmadığı, İİK md.257 ve HMK md.389 kapsamına göre mahkeme ilamının henüz kesinleşmemiş olması” gerekçeleriyle 04.05.2021 tarihinde ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği, ihtiyati haczin İİK md.257’de sayılan tüm şartları gerçekleştiği, ihtiyati haciz talebinin ihtiyati haciz değil de ihtiyati tedbirmiş gibi değerlendirilerek ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle reddedilmesinin hukuka, usule ve hakkaniyete aykırı olduğu belirtilerek, kararın kaldırılmasını talep ettikleri görülmüştür. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Uyuşmazlık, davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin mahkemece reddine ilişkindir. Talep eden vekili, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/235 Esas sayılı dosyasında verilen 03.12.2020 tarihli karara dayalı olarak ihtiyati haciz talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesince 21.04.2021 tarihinde sadece kesinleşmemiş mahkeme ilamı gerekçe gösterilerek yapılan talebin reddine karar verilmiş, karar davacı vekiline 26.04.2021 tarihinde tebliğ edilmiş, talep eden vekili aynı mahkeme nezdinde, 22.04.2021 tarihli tashihi karar dilekçesiyle ihtiyati haciz talep ettiklerini, tedbir istenmemesine rağmen talebin tedbir koşullarına göre değerlendirilmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek hükmün tashihini talep ettiği, mahkemece 04.05.2021 tarihli kararla itirazın reddedildiği, kararın 25.05.2021 tarihinde talep eden vekiline tebliğ edildiği ve aynı tarihli dilekçeyle ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararı istinaf etmiştir. Anayasanın, “Temel hak ve hürriyetlerin korunması” başlığı altında düzenlenen 40. maddesinin ikinci fıkrasında, devletin, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğu ifade edilmiştir. Yine 6100 Sayılı HMK’nın 297. maddesinin “ç.” bendi uyarınca da hükümde, kanun yolları ve süresinin gösterilmesi zorunluluktur. Kanun yollarına ilişkin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345 ve 361. maddelerinde düzenlenen süreler, hakim tarafından değil, kanun tarafından tayin edilen süreler olmalarına rağmen, mahkeme kararında bu sürelerin ve başvurulacak merciin belirtilmesi gerekmektedir. Mahkemelerin bunları salt göstermesi yetmez; aynı zamanda doğru olarak da göstermeleri zorunludur. Yargı kararlarına başvurulacak kanun yolu ile süresinin hükümde açıkça ve doğru olarak gösterilmemiş olması, hak arama hürriyetinin ihlal edilmesine sebep olacaktır. (Yargıtay 3. HD 2020/729 E. 2020/2173 K. 10.3.2020 T.kararı) Bu sebeplerle kamu düzenine ilişkin olarak da görüldüğünden, davacının ihtiyati haciz talebinin reddine dair yapmış olduğu istinaf başvurusunun süresinde yapılmış olarak kabulü gerekmiş ve istinaf incelemesi yapılmıştır. İİK 257. maddesine göre “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1- Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2- Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa; Aynı yasanın 258. Maddesine göre ihtiyati haciz talebinde alacak ve haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delillerin gösterilmesi gereklidir. 259 maddeye göre de İhtiyati haciz isteyen alacaklı hacizde haksız çıktığı taktirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan sorumlu olduğundan teminat vermeye mecburdur. Ancak alacak bir ilama müstenit ise teminat aranmaz. Aynı yasanın 266. Maddesine göre, borçlu para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehin yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartıyla ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden isteyebilir.” Somut olayda, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/235 Esas sayılı dosyasında verilen 03.12.2020 tarihli karar gereğince 48.446,90 TL’nin sözleşmenin fesih tarihi olan 24.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte, 50.000 USD cezai şartın fiili ödeme tarihinde (16.04.2021 tarihi esas alınmıştır) T.C Merkez Bankasının USD cinsinden döviz satış kuru üzerinden TL karşılığı olan 403.595,00 TL’nin sözleşmenin fesih tarihi olan 24.09.2014 tarihinden itibaren hesaplanacak devlet bankalarının bir yıl vadeli USD cinsi mevduat hesaplarına uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte, maddi tazminat talebi yönünden 7.098,10 TL vekalet ücretinin, cezai şart talebi yönünden 14.823,23 TL vekalet ücretinin ve 6.631,44 TL yargılama giderinin borçludan tahsili ile talep eden şirkete verilmesine hükmedildiği, buna göre talep edenin alacaklı olduğuna dair yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği, İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için ihtiyati haciz talep edilen mahkeme ilamının kesinleşmesi gerekmediği gibi, asıl davada davalının malvarlıklarının dava konusu olmamasının ihtiyati haciz talebi açısından önemli olmadığı, mahkeme ilamı karşısında borçlunun mallarını kaçırma yada gizleme ihtimalinin bulunduğunun kabulü ve buna bağlı olarak ihtiyati haciz şartlarının oluştuğunun kabulü gerektiği, mahkemece bu yöndeki delillerin takdirinde yanılgıya düşerek ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken talebin reddedilmesi hatalı olduğundan 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince talep eden vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle ilk derece mahkemesinin 21/04/2021 tarihli, 2021/116 D.İş, 2021/120 K. D.iş sayılı kararı ile, aynı sayılı 04/05/2021 tarihli ara kararının kaldırılmasına, yapılan hata yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, Dairemizce talep edenin ihtiyati haciz talebinin, talebe konu mahkeme kararı henüz kesinleşmemiş olduğundan teminat alınmak suretiyle kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İhtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, 2- 6100 Sayılı HMK.’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 21/04/2021 tarihli, 2021/116 D.İş. 2021/120 K. D.iş sayılı kararı ile, aynı sayılı 04/05/2021 tarihli ara karar sayılı kararlarının KALDIRILMASINA, 3- Yukarıda açıklanan sebepler gereğince, İhtiyati haciz talep eden vekilinin ihtiyati haciz talebinin KABULÜ ile 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununun 257. ve müteakip maddeleri gereğince borçlunun 403.595,00 TL borcuna ve masraflarına yeterli miktarda taşınır ve taşınmaz malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının üzerine, İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA, 4- İhtiyati haciz talep eden tarafın 2004 Sayılı İ.İ.K’nin 259. ve 6100 Sayılı HMK’nin 87. maddeleri gereğince yukarıda miktarı belirlenen toplam alacağın % 15’i tutarında nakdi veya Mahkemece kabul edilecek kati süresiz ve muteber banka teminat mektubunu Mahkeme veznesine depo etmesi halinde ihtiyati haciz kararının yetkili icra müdürlüğünce infaz edilmek üzere ihtiyati haciz isteyene verilmesine, 5- 2004 Sayılı İ.İ.K’nın 259-260. maddeleri gereğince ihtiyati haciz isteyen alacaklının hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahısların bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul olduğunun davacıya ihtarına, 6- 2004 Sayılı İ.İ.K’nin 261. maddesi gereğince ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazının istenmemesi halinde ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkacağının ihtarına, 7- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 97,70 TL harcın ihtiyati haciz talep edenden peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 8- İhtiyati haciz talep eden tarafından peşin alınan 59,30 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde, kendisine iadesine, 9- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 10- 6100 Sayılı HMK’nın 302/5. maddesi gereğince kararın tebliği ve harç tahsil işlemleri ile ihtiyati haciz kararının infazının ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, 11- 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3. maddesi gereğince kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07/10/2021