Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1035 E. 2021/1131 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1035 Esas
KARAR NO: 2021/1131
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/06/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/69 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/10/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ihtiyayati tedbir talepli dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, Muhattap … Bankası A.Ş Ostimticari/Ankara Şubesi keşidecisinin … A.Ş olduğu, … çek numaralı 07.08.2020 keşide tarihli 19.000,00 TL bedelli çekten borçlu olmadığının tespitine davaya konu çekle ilgili icra takibi başlatılmasının önlenmesine ve icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 01/02/2021 tarihli ara kararıyla; “İİK 72/2. maddesi gereğince takipten önce açılacak menfi tespit davasında teminat karşılığında icra takibi yapılmaması yönünde karar verilebileceği düzenlendiği, İhtiyati tedbir talep eden haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık alacağın % 15’i kadar teminat yatırıldığında davalı tarafından davacıya yapılacak olan takibin durdurulmasına” karar verilmiştir. Davalı vekili 18/03/2021 tarihli cevap dilekçesiyle; Davacının tedbir talebinin reddi ile mahkemece verilen tedbir, yaklaşık ispat şartları sağlanmadığından usul ve yasaya aykırı olmakla verilen tebdir kararına itiraz ettiklerini, İİK 72/4 gereği % 20 den aşağı olmamak üzere tazminatın davacıya yükletilmesine, mahkeme tarafından 01.02.2021 tarihli tensip tutanağının 15 numaralı ara kararında verilen tedbir kararının kaldırılmasına, davacının iddiasını ispatlayamadığından haksız, mesnetsiz, hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; ”Davacının ihtiyati tedbir talebi tensiben 01.02.2021 tarihinde İİK 72 uyarınca kanulüne karar verildiği davalı vekilinin verilen tedbir kararının usulsüz olduğundan bahsetmiş ise de, davacının takipten önce menfi tespit davası açtığı İİK 72 maddesi gereğince İhtiyati tedbir talep eden haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık alacağın % 15’i kadar teminat yatırıldığında davalı tarafından davacıya yapılacak olan takibin durdurulmasına ilişkin verilen kararın yaklaşık ispat ölçüsü gerçekleşmediğinden bahisle kaldırılmasını talep edilmiş ise de buna dayanak bir belgenin olmadığı anlaşılmakla davalının tedbire itirazının reddine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 6100 Sy. HMK 390.maddesinin 3.fıkrasında; dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunun açıklandığını, ancak davacının yaklaşık olarak ispat edemediğini, dava konusu çekin, 6102 Sy. TTK 686 ve 790 md. geçerli ciro zinciri yolu ile müvekkiline ulaştığını, ciro silsilesinde herhangi bir kopukluk bulunmadığını, kötüniyet ve ağır kusurlarının bulunmadığını, davacının tedbir talebinin şartları oluşmadığını, dava konusu olayda Kambiyo Senedinin İlletten Mücerretlik İlkesi de dikkate alınarak yerel mahkemenin usul ve yasaya aykırı ve hiçbir gerekçeye dayanmayan “itirazın reddine” dair kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6100 Sayılı HMK’nın 389. maddesinde ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır” hükmü düzenlenerek ihtiyati tedbir kurumu açıklanmıştır. 6100 Sayılı HMK 389 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir hukuki müsessesi ile davanın açılması ve hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir müessesesi kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyatî tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. İhtiyati tedbir kararının kabulü veya reddi, bir kısım genel ilkeler konulmak suretiyle hakimin takdirine bırakılmıştır. 2004 Sayılı İİK 72.maddesine göre; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.” Somut olayda; dava, icra takibinden önce açılan menfi tespit davası olup, 19.000,00 TL’lik çeke ilişkin muhtemel takibin tedbiren durdurulmasının talep edildiği, Davalı… şirketi yetkilileri hakkında açılan Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2020/66535 Sor. Numaralı dosya, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2021/7825 Soruşturma numarasıyla sahte çek keşide etmek suçuna ilişkin soruşturma, benzer mahiyetteki çeklerle ilgili İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/386 E. sayılı dava dosyası, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/959 E. sayılı dosyası, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/273 E. sayılı dava dosyalarına ilişkin menfi tespit davaları, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/540 E. sayılı dosyası ile menfi tespit ve icra takibinin iptali davası, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı 2020/66530 Soruşturma Numarası ile soruşturma bulunduğuna ilişkin dosyaya davacı tarafça bilgi sunulduğu, her ne kadar söz konusu soruşturma dosyalarının davalı ile bağlantısı konusu yargılama gerektiriyor ise de, tedbir yönünden değerlendirmeye alınması gerektiği, İİK 72/2 maddesi uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında talep üzerine teminat karşılığında icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği ve dosya kapsamına göre ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde sakıncalı bir halin veyahut telafisi imkansız ciddi bir zararın doğma ihtimalinin bulunduğu , İİK.’nun 72-(2) maddesi gereğince davaya konu çekle ilgili taraflar arasında açılacak icra takibinin tedbiren durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebi yönünden dosya kapsamında incelenen belgelerden edinilen bilgiye göre 6100 Sayılı HMK’nın 390. maddesi gereğince yaklaşık ispat kuralının gerçekleştiği nazara alınarak, alınan teminatın da menfaat dengelerine uygun olacağı sonucuna varıldığından, kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılığın olmadığı, kararın hukuku uygun olduğu, davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, davalının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/06/2021 tarih ve 2021/69 E., sayılı ara kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- Davalı istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 14/10/2021