Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1032 E. 2021/1040 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1032
KARAR NO: 2021/1040
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/03/2021
NUMARASI: 2020/542 E. 2021/244 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/09/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile haklarında başlatılan icra takibine konu … adına düzenlenen senedin sahte olduğunu ve itiraz ettiklerini, … ile ortak olarak işlettikleri cep telefonu teknik servisini … isimli şahsa arsa karşılığında devir ettiklerini, daha sonra …’nın arsayı almaktan vazgeçtiğini, …’un ben …’ya başka arsa veya araç satarım, sen bana borçlan ben …’a borçlanırım dediği için aralarındaki ticari alışveriş karşılığı olarak 2018 yılında sadece meblağı yazılmış olarak senedi verdiğini, …’un şahsi borçlarını kapatmak için vermiş olduğu boş senedin ön yüzüne …’nın isim ibaresini koyarak tanzim ve yazılım tarihlerini değiştirdiğini, resmi evrakta sahtecilik yapıldığını, gerçek muhatabın … olduğunu, …’ya senet vermediğini, senedin ön tarafındaki tanzim tarihinin çizilerek tediye tarihi olarak düzenlendiğini, yapılan işlemin haksız çıkar sağlamaya yönelik olduğunu, senedin kambiyo niteliğinin kalmadığını, …’a olan 40.000,00 TL borcunun 20.000,00 TL’sinin ödendiğini, …’ya borçlu bulunmadığının tespitini, senet üzerinde yapılan sahte düzenlemeden dolayı hükümsüz kılınmasını, takibin dava sonuna kadar durdurulmasını talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesi sunmamış, davalı vekili 18/03/2021 tarihli duruşmada esas hakkındaki beyanında; Senedin asıl alacaktan mücerret olduğunu, davacı tarafın tanık dinletme istemine muvafakatlerinin bulunmadığını, davanın reddine ve % 20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”Davanın, takibe konu bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkin olduğu, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında; davacı/takip borçluları hakkında 28/10/2020 tarihinde kambiyo senedine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, davacı/takip borçlusu …’ın takibe itiraz ettiği, davaya konu bononun tanzim tarihinin 22/10/2018, vade tarihinin 22/10/2020, keşidecisinin …, lehtarının …, bedelinin 40.000,00 TL ve …’ın avalist olduğu, bononun düzenleme tarihinin altında “22/10/2020” tarihinin yazılı olduğu ve bu ifadenin üstünün çizilmiş olduğu, Davacıların dava dilekçesi ekinde fotokopisini sundukları senedin vade tarihi ve lehtar kısmının doldurulmadığı, düzenleme tarihi kısmında alt alta “22/10/2018” ve “22/10/2020″ tarihlerinin yer aldığı, keşidecinin … ve avalistin … olduğu, Senette üstü çizili tarihin vade tarihi olduğu ve bu tarihin üstünün çizilmesi veya vade tarihinin iki defa yazılmasının senedin kambiyo vasfına halel getirmeyeceğinden ( Yargıtay 12.H.D. 2017/4676 Esas ve 2017/10224 Karar) davaya konu senedin kambiyo vasfında olduğu, davacıların bononun altında yer alan imzaların kendilerine ait olmadığı yönünde iddialarının olmadığı, davaya konu senedin kambiyo senedi olması nedeniyle davacıların senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu hususunu yazılı delille ispat etmeleri gerektiği, ( Yargıtay 19. H.D. 2014/13834 Esas, 2015/931 Karar sayılı ilamı) davacılar tarafından dosyaya sunulan ve davaya konu bononun dava dışı kişiye teslim edildiği andaki hali olduğu iddia edilen fotokopi şeklindeki belge ile davaya konu bononun vade ve tanzim tarihleri ile bedel ve borçlularının aynı olduğu, davacılar tarafından sunulan fotokopide lehtar kısmının boş olduğu, davaya konu senedin lehtar kısmında … isminin yer aldığı, davacılar tarafından senedin bu şekilde doldurulmasının anlaşmaya aykırı olduğu yönünde yazılı delil sunulmadığı, yemin deliline de dayanılmadığından, bu yöndeki iddialarını ispat edemedikleri, senet bedelinin 20.000,00 TL’sının dava dışı …’a ödendiği yönündeki iddianın ise; senet alacaklısının … olması nedeniyle, davacıları senetten dolayı borçtan kurtaracak nitelikte olmadığı, bu nedenlerle davacıların davalarını ispat edemediklerinden davanın reddi ile İİK 72/4 uyarınca, tedbir kararı nedeniyle % 20 oranında tazminatın davacılardan alınarak davalıya verilmesine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/542 esas sayılı dosyasının 18/03/2021 tarihli gerçekleşen duruşmasında verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğundan, ilgili karara karşı yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurduklarını, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren ayrıntılı istinaf gerekçelerini içerir dilekçe sunacaklarını, istinaf süresinin kesilmesine ilişkin dilekçenin kabulünü, hükmün incelenmesi neticesinde kaldırılarak talepleri uyarınca karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafça, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu, tanzim tarihinin 22/10/2018, vade tarihinin 22/10/2020, keşidecisinin …, lehtarının …, bedelinin 40.000,00 TL ve …’ın avalist olduğu boş bononun sonradan doldurulduğundan dolayı davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talep edilmiş olup, mahkemece davanın kanıtlanmadığından bahisle reddine, %20 tazminatın davacı taraftan tahsiline karar verilmiştir.İstinaf dilekçesinde bulunması gereken unsurları düzenleyen HMK 342/2-e. maddesinde; “Başvuru sebepleri ve gerekçesinin” belirtilmesi gerektiği, 342/3. maddesinde; ” İstinaf dilekçesi, başvuranın kimliği ve imzasıyla, başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması durumunda diğer hususlar bulunmasa bile reddolunmayıp, 355. madde çerçevesinde gerekli inceleme yapılır” hükmünü ihtiva ettiği ve incelemenin kapsamı başlıklı 355. maddesinde; “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü taktirde bunu resen gözetir” düzenlemeleri mevcuttur. Davacı vekili tarafından; “İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/542 esas sayılı dosyasının 18/03/2021 tarihli gerçekleşen duruşmasında verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğundan, ilgili karara karşı yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmaktayız. Gerekçeli kararın tarafımıza tebliğinden itibaren ayrıntılı istinaf gerekçelerini içerir dilekçemizi sunacağız. Bu sebeple, işbu istinaf süresinin kesilmesine ilişkin dilekçemizin kabulüne, hükmün incelenmesi neticesinde kaldırılarak talebimiz neticesinde uyarınca karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederiz.” içerikli dilekçe ile istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı tarafa gerekçeli karar 08/06/2021 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, başka istinaf dilekçesinin sunulmadığı tespit edilmiştir. Dosyanın incelenmesinden 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddenin 2. cümlesi kapsamında kamu düzenine aykırı uygulamanın bulunduğu tespit edilmemiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 342/2-e. maddesi ve 355. maddesi uyarınca bölge adliye mahkemesince, istinaf yasa yoluna başvuran tarafın istinaf dilekçesinde belirtilen sebep ve gerekçeler ile kamu düzenine aykırılık oluşturan hususlarla sınırlı olmak üzere inceleme yapılabileceğinden, davacı tarafça hiçbir istinaf sebebi ve gerekçesi bildirilmediği gibi kararda kamu düzenine aykırılık tespit edilmediğinden, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/03/2021 tarih ve 2020/542 E. 2021/244 K. Sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- Davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davacılar tarafından yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a ve 362/1-g maddeleri gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/09/2021