Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/1029 E. 2021/1245 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1029 Esas
KARAR NO: 2021/1245
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/01/2021
NUMARASI: 2021/37 E – 2021/47 K
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: İtiraz edenler vekili itiraz dilekçesinde özetle; Müvekkillerinden … Sanayi Şirketi’nin adresinin ve yerleşim yerinin Fethiye olduğunu, çekin keşide edildiği yerin de Fethiye olduğunu, ihtiyati haciz kararının yetkisiz mahkemeden talep edildiğini, diğer müvekkili şirket …’nin yerleşim yerinin ise Beylikdüzü olduğunu, Beylikdüzü ilçesinin Bakırköy Adliyesi’nin yargı çerçevesinde kaldığını, bu nedenlerle yetkiye itirazları uyarınca ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili karşı beyanında; itiraz eden borçluların ihtiyati hacze itiraz dilekçelerinde, yetkili olarak birden fazla yetkili mahkemenin gösterildiğini, kesin-açık-net ve tek belirli yetkili mahkemenin gösterilmemesi nedeniyle yetki itirazının usule uygun olmadığını, davaya konu çekin müvekkili tarafından ibraz edildiğinden, götürülecek borç haline dönüştüğünü, TBK md 89 gereğince yetkili mahkemelerin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, borçlular tarafından usule uygun yetki itirazında bulunulmadığından, yetki itirazının usulden reddine karar verilmesini, davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında borçlu … ile müvekkili arasında akdedilmiş Faktoring sözleşmesinde doğacak ihtilaflarda İstanbul (Çağlayan) Mahkemeleri ve İstanbul (Çağlayan) İcra Müdürlükleri’nin yetkili olduğu kabul edildiğinden, yetki itirazının usulden reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”Verilen 27/01/2021 tarihli ihtiyati haciz kararının, 19.200,00 TL’lik 1 adet çek aslına dayalı olduğu, talebin, çeke dayanılarak verilen ihtiyati haciz kararına itiraz ve kararın kaldırılması istemine ilişkin olup, itirazın süresinde olduğu, ihtiyati haczin İİK 257. maddesinde düzenlendiği, HMK 406/2 maddesinde geçici hukuki koruma olarak kabul edildiği, İİK’nun 258. maddesinde, ihtiyati hacze aynı kanunun 50. maddesine göre yetkili olan mahkemece karar verileceğinin hükme bağlandığı, İİK’nun 50. maddesinde para veya teminat borcu için takip hususunda HMK’nun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla uygulanacağının belirtildiği, Hamilin, çek borçlusuna çeki ibraz zorunluluğu bulunması nedeniyle çeklerde hamilin yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olmadığı, TBK’nun 89/1. maddesi hükmü uygulanamayacağı, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 24/04/2017 Tarih ve 2017/1037 Esas-2017/3223 Karar, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 08/01/2016 Tarih ve 2016/7960 Esas-2016/14415 Karar), İhtiyati hacze konu çekin bankaya ibraz edilmesi sonrasında çekin arkasına karşılıksız kaşesinin vurulmuş olması çeki aranacak borç olmaktan çıkarıp götürülecek borç haline getirmeyeceği, (İstanbul BAM 44. H.D. 22/10/2020 tarih ve 2020/2350 Esas-2020/218 Karar,İstanbul BAM 16. H.D.18/10/2019 Tarih ve 2019/2168 Esas-2019/2213 Karar, Ankara BAM 22. H.D. 06/11/2020 Tarih ve 2020/1107 Esas-2020/1346 Karar sayılı kararları), ödeme vasıtası olan ve aranacak borçlardan olan çekin ibrazından sonra çek niteliğini ve kambiyo hukukundan kaynaklanan alacağın niteliğini değiştirmeyeceği, ibraz sonucunda çek borcu götürülecek borca dönüşmeyeceğinden, çek hamili alacaklının ikametgahı yer mahkemesinin yetkili hale gelmeyeceği, Bunun yanında ibraz, bono ve poliçe de borçlunun ödeme yapacağı kimseyi öğrenmesini sağlayıcı bir fonksiyona sahip ise de, çekte ibrazın böyle bir fonksiyonu olmadığı, çekte muhatap bankaya ibraz ile borçlunun ödeme yapacağı kimseyi tespit ettiği ve aramanın tüketildiğini kabul etme ve bunun sonucu olarak da çek borcunun götürülecek borca dönüştüğünü kabul etme olanağı bulunmadığı, kambiyo senetlerinde ve bu beyanda çekte hak doğrudan doğruya çeke ait kayıtları ihtiva eden varakada tecessüm ettiği için, çekteki borcu tek başına para borcu sayma olanağı da olmadığından, TBK’nun 89/1. maddesine göre çekteki borcun götürülecek borç olduğunu kabul etme olanağı bulunmadığı, Yargıtay daireleri arasında bu hususta görüş ayrılıkları bulunmakta olup henüz içtihadın birleştirilmesi yoluna da gidilmediği, yasal mevzuat hükümleri ve kambiyo senetlerinin mahiyeti gözetilerek yapılan değerlendirmeler uyarınca, Yargıtay 11. HD’nin konuya ilişkin görüşüne itibar edilmediği, çekin ibrazı ile karşılıksız şerhinin çek arkasına yazılmış olmasının o çeke dayalı borcun aranacak borç olma vasfını etkilemeyeceği sonucuna varılarak, ihtiyati haciz isteyen vekilinin bu yöndeki savunmalarına itibar edilmediği, Alacaklı şirket tarafından muteriz borçlu ile diğer borçlular aleyhine, çeke ve faktoring sözleşmesine dayanarak ihtiyati haciz isteminde bulunulduğu ve faktoring sözleşmesinin 17. maddesinde yetkiye ilişkin olarak, İstanbul (Çağlayan) Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri yetkili kılınmış ise de, buradaki yetki şartının faktoring sözleşmesinin tarafı olmayan ihtiyati hacze itiraz eden borçlu yönünden hüküm doğurmayacağı, İhtiyati haciz talep eden vekili tarafından, ihtiyati hacze itiraz eden yanca yetkili olarak birden fazla alternatifli yetkili mahkeme gösterildiği, net ve tek belirli yetkili mahkeme gösterilmemesi nedeniyle usule uygun olmadığı ve İstanbul 6. ATM’nin 2020/568 D.İŞ Ve 2020/578 K. Sayılı ilamın mahkeme açısından emsal teşkil etmeyeceği, İİK 265 maddesine göre, yetki itirazının kabulü halinde ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar vermekle yetinileceği, ayrıca dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesinin gerekmeyeceği ve sonuç olarak da yetki itirazında birden fazla yetkili mahkeme gösterilmesinin bir önemi ve sonuca etkisi bulunmadığı (Benzer konuda bknz. İstanbul BAM 13. H.D. 2017/524 Esas-2017/453 Karar sayılı kararı) anlaşıldığından, ihtiyati haciz talep eden vekilinin bu yöndeki savunmasına da itibar edilmediği, İhtiyati hacze itiraz eden borçlulardan … Ltd. Şti.’nin adresinin Fethiye, … A.Ş.’nin adresinin Beylikdüzü olduğu, diğer borçluların adreslerinin Şehitkamil/Gaziantep olduğu, ayrıca dayanak çekin keşide yerinin Fethiye olup, muhatap bankanın da aynı şehirde olduğu, izah edilen nedenlerle, TBK 89. maddesinin ve yetkiye ilişkin faktoring sözleşmesinde yer alan düzenlemenin somut olayda uygulanma imkanın bulunmadığı ve yine ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin yetki itirazında birden fazla yetkili mahkeme gösterilmesinin sonuca etkisi bulunmadığı anlaşıldığından, verilen ihtiyati haciz kararının itiraz eden borçlular yönünden kaldırılmasına” karar verilmiştir. İhtiyati haciz isteyen vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-İİK.’nun 258 nci maddesi hükmü uyarınca ihtiyati hacze, aynı Kanun’un 50 nci maddesine göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir hükmü ile HUMK’nun yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yapıldığından yetkili mahkemenin, HUMK.’nun yetkiye ilişkin maddelerine göre belirlenmesi gerektiğini, HMK md 19 /2 deki ” Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” açık hüküm ve bunu doğrulayan Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 13.12.2017 tarihli Esas 2016/24904 Karar sayılı ilamı uyarınca birden fazla yetkili mahkeme gösterilerek yetkiye itiraz edildiğinden, yetki itirazının usul ve yasaya uygun olmadığından yetki itirazlarının usulden reddini gerektiğini, 2-Yerel mahkemenin yetki itirazının kabulü halinde yetkili yere gönderme kararı verilemeyeceğine dayanarak HMK hükümlerini uygulamaktan kaçınamayacağı, Borçluların yetkiye itirazlarının dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi sonucunu doğurmaması, HMK hükümlerinin uygulanamayacağı anlamına gelmeyeceğini, ihtiyati haciz mahkemesinin bu gerekçeye dayanrak HMK hükümlerinin ve yetki itirazlarının ileri sürülmesi usulünü dikkate almaktan kaçınamayacağını, 3-Davaya konu çekin müvekkili tarafından yasal süresinde muhatap bankaya ibraz edildiğinden, karşılıksız kalan çeke dayalı borcun bu şekilde aranması tüketildikten sonra götürülecek borç niteliği kazanacağından, ihtiyati haciz talebinde 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesinde belirtilen alacaklının yerleşim yeri mahkemelerinin de yetkili hale geleceğini, bu nedenle İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi Esas Numarası: 2021/11 Karar Numarası: 2021/41 Karar Tarihi: 21.01.201 sayılı ilamı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas No:2017/2488 Karar No:2017/4324 sayılı ilamı ile Yargıtay 11.Hukuk Dairesi Esas Numarası: 2006/412 Karar Numarası: 2006/1370 Karar Tarihi: 13.02.2006 sayılı ilamı) arz olunan ve re’sen nazara alınacak nedenlerle İstanbul 8 Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/37 D.iş ve 2021/47 K. Sayılı 08/03/2021 tarihli ek kararının kaldırılmasına, borçluların yetki itirazlarının reddine, yetkili mahkemelerin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğuna karar verilmesini talep etmiştir. Aleyhine ihtiyati haciz istenenler vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; 1-Mahkemenin kararının ve gerekçesinin usul ve yasaya uygun olduğunu, 2- Dosyanın değişik iş dosyası olması ve UYAP üzerinden incelenmesinin de hali hazırda mümkün olmaması karşısında, öncelikle harç ve süre yönünden müracaatın re’sen tetkik edilerek harç eksikliği halinde kesin süre verilerek harcın tamamlatılmasına, olmadığı takdirde usulden müracaatın reddine karar verilmesini, istinaf müracaatının süresi içerisinde yapılmamış olması halinde, müracaatın usulden reddine karar verilmesini, 3-HMK’nın 29. maddesinde açık bir şekilde;”…Taraflar, dürüstlük kuralına uygun davranmak zorundadırlar. Taraflar, davanın dayanağı olan vakıalara ilişkin açıklamalarını gerçeğe uygun bir biçimde yapmakla yükümlüdürler…” şeklinde düzenlendiğini, istinafa müracaat edenin, bu yüküme aykırı davrandığını, itiraz dilekçesinde, iki farklı müvekkilinin iki farklı yetki itirazını ileri sürdüğünün açık olduğunu, dilekçelerinin sonuç kısmında dosyanın yetkili Fethiye Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesinin talep edildiğini, iki farklı yetkili mahkeme gösterilmediğini, talep eden vekilinin emsal olarak sunduğu kararın usul ve yasaya aykırı olup, istinaf kanun yoluna müracaatının yapıldığını, 4-Esasa yönelik olarak, ihtiyati hacze itiraz dilekçelerini tekrar ettiğini, bu kapsamda, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2010/16107 Es. ve 2011/132 Kr. sayılı kararı ile 2010/7751 Es. ve 2010/7607 Kr. sayılı kararlarının emsal niteliğinde olduğunu, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olup, karşı tarafın istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini istemiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İhtiyati haciz talep eden vekilinin 18/01/2017 tarihli talebi üzerine 27/01/2017 tarihli karar ile; alacaklının borçlulardan alacağı olan (19.200,00 TL)’nın tahsilinin ifasını temin bakımından, vaki isteği vaki isteği İ.İ.K.’nun 257.maddesi 1.fıkrasına uygun bulunduğundan borçlunun/borçluların ve üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına karşı %15 oranında (2.880,00 TL) teminat yatırılması suretiyle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, borçlunun/borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının borca yeter miktarının İcra İflas Kanunu’nda gösterilen muayyen tahditler dairesinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ve bu dosyadan İcra İflas Kanunu’nda gösterilen muayyen tahditler dairesinde ihtiyaten haczine, karar verildiği, itiraz üzerine yapılan duruşmalı inceleme sonunda; İhtiyati hacze itiraz eden borçlulardan … Ltd. Şti.’nin adresinin Fethiye, … A.Ş.’nin adresinin Beylikdüzü olduğu, diğer borçluların adreslerinin Şehitkamil/Gaziantep olduğu, ayrıca dayanak çekin keşide yerinin de Fethiye olup, muhatap bankanın da aynı şehirde olduğu, izah edilen nedenlerle, TBK 89.maddesinin ve yetkiye ilişkin faktoring sözleşmesinde yer alan düzenlemenin somut olayda uygulanma imkanın bulunmadığı ve yine ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin yetki itirazında birden fazla yetkili mahkeme gösterilmesinin sonuca etkisi bulunmadığı anlaşıldığından, verilen ihtiyati haciz kararının itiraz eden borçlular yönünden kaldırılmasına karar verilmiştir. 1-2004 Sayılı İİK’nın HMK 50. maddesinde ihtiyati hacizde yetkili mahkemenin belirlenmesinde, 6100 Sayılı HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanacağı belirtilmek suretiyle HMK’ya atıfta bulunulduğundan, HMK 19/2. maddesi uyarınca yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi, yetki itirazında bulunan tarafın yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirmesi gerektiği, aksi taktirde yetki itirazının nazara alınmayacağı düzenlemiştir. İtiraz eden vekilinin 04/02/2017 tarihli itiraz dilekçesinde; Müvekkillerinden …’nin adresinin FETHİYE olması ile çekin keşide yerinin FETHİYE olması nedeniyle bu müvekkil şirket açısından yetkili mahkemenin Fethiye Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) olması, müvekkillerinden …’nin ise adresinin … Mah. … Sitesi … Cadde No:… Beylikdüzü/İstanbul olması nedeniyle yetkili mahkeme ise Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olması nedeniyle; yetkisiz mahkeme tarafından karar verilen ihtiyati haciz kararının müvekkili şirketler açısından kaldırılmasına, dosyanın yetkili Fethiye /Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesinin talep edildiği tespit edilmiştir. İtiraz eden vekilince dosya kapsamında gerekçeleri izah edilerek yetkili olması gereken mahkemeler belirtildikten sonra netice-i talep kısmında dosyanın yetkili Fethiye /Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesi talep edildiğinden, talebin HMK 19 maddeye aykırı olduğuna ilişkin istinaf sebebinin yerinde olmadığından reddine karar verilmesi, 2-Mahkemece gerekçede: “İİK 265 maddesine göre, yetki itirazının kabulü halinde ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar vermekle yetinileceği, ayrıca dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesinin gerekmeyeceği ve sonuç olarak da yetki itirazında birden fazla yetkili mahkeme gösterilmesinin bir önemi ve sonuca etkisi bulunmadığı (Benzer konuda bknz. İstanbul BAM 13. H.D. 2017/524 Esas-2017/453 Karar sayılı kararı) anlaşıldığından, ihtiyati haciz talep eden vekilinin bu yöndeki savunmasına da itibar edilmediği,” ne karar verilmiştir. Mahkemenin dosyada HMK hükümlerinin uygulanmayacağına ilişkin gerekçesi olmadığından, istinaf eden vekilinin mahkemenin HMK hükümlerini uygulamaktan kaçınamayacağı yönündeki istinaf sebebinin yerinde olmadığından reddine karar verilmesi, 3-İhtiyati haciz talep eden tarafın son istinaf sebebi çekin süresinde ibraz edilmesi karşısında, aranılacak borç olmaktan çıkıp TBK 89.maddesi uyarınca götürülecek borca dönüştüğünden müvekkilinin ikametgahı itibariyle mahkemenin yetkili olduğuna ilişkindir. 2004 Sayılı İİK’nun 258. maddesinde; ihtiyati hacze 50. maddeye göre yetkili olan mahkeme tarafından karar verileceği, İİK.’nun 50. maddesinde ise ihtiyati hacizde yetkili mahkemenin belirlenmesinde, HMK’nun yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanacağı belirtilerek HMK’ya atıfta bulunulmuştur. Bu durumda, çekten kaynaklanan borcun alacaklısı borçlunun yerleşim yerinde, birden fazla borçlu bulunması halinde borçlulardan birinin yerleşim yerinde, çekin keşide yeri veya ödeme yerinde ihtiyati haciz talebinde bulunulabilir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin; 20/09/2016 tarihli, 2016/8892 E.-2016/7362 K. sayılı, 14/11/2016 tarihli, 2016/12481 E.-2016/8797 K. sayılı, 05/12/2016 tarihli, 2016/12815 E.-2016/9299 K. sayılı, 13/09/2017 tarihli, 2017/2488 E.-2017/4324 K. sayılı ilamlarında ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 17/07/2019 tarih, 2019/1365 E. ve 2019/980 K. sayılı kaldırma kararında vurgulandığı üzere; muhatap bankaya ibraz edilen ve karşılıksız kalan çeke dayalı borç, bu şekilde aranması tüketildikten sonra götürülecek borç niteliği kazanacağından ve HMK’nun 10. maddesi gereğince ifa yeri olarak 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesinde belirtilen alacaklının yerleşim yeri mahkemesi de ihtiyati haciz talebinde yetkili mahkeme haline gelecektir. İhtiyati hacze konu … Bankası Fethiye/Muğla Şubesi’ne ait 30/12/2020 keşide tarihli ve keşide yeri Fethiye olan, 19.200,00-TL meblağlı çekin 30/12/2020 tarihinde … Bankası Adına … merkez Şube’ye ibraz edildiği, çekin ödeme yasağı sebebi ile ödenmediği anlaşıldığından, atıf yapılan Yüksek Mahkeme kararlarında da açıklandığı üzere muhatap bankaya ibraz edilerek karşılıksız kalan talep konusu çek, artık aranacak borç olmaktan çıkarak götürülecek borç niteliği kazanmıştır. 6100 Sayılı HMK.’nun 10. maddesi gereğince ifa yeri olarak 6098 sayılı TBK’nun 89. maddesinde belirtildiği gibi ihtiyati haciz talep eden alacaklı şirketin yerleşim yerinin ( … Sok. … … Plaza … Blok Kat:… Mecidiyeköy- Şişli/ İstanbul) bulunduğu yer mahkemesi olan İstanbul Merkez (Çağlayan) Mahkemeleri de yetkili hale gelmiştir. İhtiyati hacze konu çekin keşidecisi (borçlu) … Ltd. Şti’nin ikameti Fethiye/Muğla olduğundan, çekin keşide yeri Fethiye ve ödeme yeri … Bankası Fethiye Şubesi olduğundan, Fethiye Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkili ise de, Borçlular … ve …’nın adresi, Şehitkamil /GAZİANTEP, olduğundan yetkili mahkeme Gaziantep, davalı … A. Ş.’nin adresi Beylikdüz/İstanbul, olduğundan yetkili mahkeme Bakırköy, davalı … Ltd. Şti’nin ise Fethiye/Muğla olduğundan, Fethiye mahkemelerinin de yetkili olduğu, çek muhatap bankaya ibraz edilerek karşılıksız kaldığından, aranacak borç olmaktan çıkarak götürülecek borç niteliği kazandığından, 6100 Sayılı HMK.’nun 10. maddesi gereğince ifa yeri olarak 6098 sayılı TBK’nun 89. maddesinde belirtildiği gibi ihtiyati haciz talep eden alacaklı şirketin yerleşim yeri olan Mecidiyeköy- Şişli/ İstanbul adresi itibariyle İstanbul Merkez (Çağlayan) Mahkemeleri’de yetkili hale geldiğinden, birden fazla mahkeme yetkilidir. Alacaklı, borçlunun yerleşim yerinde, birden fazla borçlu bulunması halinde borçlulardan birinin yerleşim yerinde, çekin keşide yeri veya ödeme yerinde ihtiyati haciz talebinde bulunabileceğinden, davacı taraf, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin; 20/09/2016 tarihli, 2016/8892 E.-2016/7362 K. sayılı, 14/11/2016 tarihli, 2016/12481 E.-2016/8797 K. sayılı, 05/12/2016 tarihli, 2016/12815 E.-2016/9299 K. sayılı, 13/09/2017 tarihli, 2017/2488 E.-2017/4324 K. sayılı ilamları uyarınca TBK 89. maddesi uyarınca yetkili hale gelen İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden talepte bulunduğundan, mahkemece yetkili olduğu halde, ihtiyati hacze yetki yönünden yapılan itirazın kabulüne karar verilmesi usule aykırı olduğundan, ihtiyati haciz talep eden vekilinin 1 ve 2 numaralı istinaf sebebinin reddine, 3 numaralı istinaf sebebinin kabulü ile kararın 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İhtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, 2- 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b/2 maddesi gereğince İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/01/2021 tarihli 2021/37 Esas ve 2021/47 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/37 D. İş ve 2021/41 karar sayılı 27/01/2021 tarihli ihtiyati haciz kararının aynen DEVAMINA, 3/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 97,70 TL maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından, yeniden harç alınmasına yer OLMADIĞINA 4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden ihtiyati haciz talep eden tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde İADESİNE, 4/b- İstinaf yargılaması için ihtiyati haciz talep eden tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 124,50 00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 286,60 TL’nin itiraz edenden alınıp talep edene VERİLMESİNE, 4/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.01/11/2021