Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/994 E. 2022/589 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/994
KARAR NO: 2022/589
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 19/06/2018
NUMARASI: 2017/77 E. 2018/226 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Davalı şirketinin adına TPMK nezdinde tescilli bulunan 27.04.2015 tarihli ve 2015/03212 sayılı … isimli endüstriyel tasarımının kullanımına yönelik tecavüzde bulunduğundan dolayı davalı taraf tarafından Bakırköy …. Noterliği aracılığıyla 17.04.2017 tarihinde ihtarname gönderildiğini söz konusu talebin hukuka aykırı olduğunu, bahsedilen tasarımın yenilik ve ayırt edicilik niteliği bulunmadığını tescil kabiliyetine haiz olmadığını, tasarımın daha önce müvekkili tarafından üretilip satışa sunulduğunu çok sayıda tescil tarihinden önce kullanıma ilişkin deliller olduğunu, yenilik ve ayırt edicilik vasfı olmayan tasarımın hükümsüzlüğüne kayıtlardan terkinine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Davalının 2003 yılından beri makine, kalıp, tekstil aksesuarları ile iştigal edip, dava konusu tasarımın şirket yetkilisi … tarafından tasarlandığını, davacının kötü niyetli olduğunu, tasarımın ilk kez müvekkilinin tarafından üretildiğini, dava konusu ürünün pantolon kancası ile yakından uzaktan alakası olmadığını, harcıalem olarak tanımlanmasının mümkün olmadığını, müvekkil çok sayıda tasarım sahibi olduğunu, Kemer Vidası tasarımının da müvekkiline ait olduğunu, tasarım konusu ürünün hakim üreticisi de müvekkili olduğunu, tasarımın daha önce kamuya sunulmayıp yenilik ve ayırt edicilik vasfına haiz olduğunu, yerinde olmayan kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Yasanın 56. Maddesi tasarımın yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartı ile bu kanunla sağlanan haklar kapsamında korunacağını düzenlemiştir. Bir tasarımın aynısı tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce tescilli tasarım için tasarım kamuya ilk sunulan tarihden önce, dünyanın her hangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarla farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir. Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim, tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce tescilsiz tasarım için kamuya ilk sunulduğu tarihden önce kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde farklı ise bu tasarım ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir. Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır. SMK 77. Maddesi hükümsüzlük hallerini düzenlemiş olup tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfı olmaması hükümsüzlük nedeni sayılmış olup, Somut olayda davalıya ait tasarımın tescil tarihinden daha önce kamuya sunulduğu, yenilik ve ayırt edicilik vasfı taşımadığından hükümsüzlüğüne kayıtlardan terkinine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;1-Davalı müvekkili … Dış Tic. Ltd. Şti. nin dava dilekçesinde belirtilen adreste 2003 yılından beri makina, kalıp, tekstil aksesuarları imalatı ve satışı ile iştiğal ettiğini, uzun yıllardır aynı adreste faaliyet gösteren davalı müvekkili şirketin geniş müşteri kitlesine sahip sektörün öncü firmalarından biri olduğunu, 2-Dava konusu olan “…” isimli endüstriyel tasarımın, davalı müvekkil şirket yetkilisi … tarafından tasarlandığını ve 27.04.2015 tarihinde Türk Patent Enstitüsü Endüstriyel Tasarımlar Daire Başkanlığı’na müracaat ederek … başvuru numarası ile söz konusu kemer köprü telini endüstriyel tasarım olarak adına tescil ettirdiğini, 3-Davalı müvekkili şirket tarafından tescili sağlanan “…” isimli tasarımın yeni ve ayırt edici niteliğe haiz bir endüstriyel tasarım olduğunu, ilk kez davalı müvekkili şirket tarafından üretildiğini ve kendi adına tescil edildiğini, davalı müvekkili şirket tarafından üretilen …’nin (şekil ve ürün özelliği açısından) “köprü kancası” veya “kanca” ile uzak yakın bir ilgisi bulunmadığını, hele de dava konusu ürünün “pantolon kancası” ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, davalı tarafından tasarlanan ve tescili kendi adına yapılan ürünün “…” olduğunu, bu ürünün, otomatik makinalardan geçmek suretiyle çakılan , belli bir ölçüye, şekle ve hassasiyete, hatta standartlığa sahip ve sadece deri kemerde kullanılan tescilli bir ürün olduğunu, 4-Piyasada bir çok uç birleştirme metali ve şekli bulunduğunu, ancak davalı müvekkili tarafından üretilerek tasarımı tescil ettirilen ürünün piyasadaki diğer uç birleştirme ürünleri ile bir ilgisi bulunmadığını, 5-Tescili davalı müvekkil şirkete ait olan dava konusu ürünün, davalı müvekkilinden önce kamuya sunulmadığını, yeni ve ayırt edici özelliği bulunan bir ürün olduğunu, 6-Dosyadan alınan bilirkişi raporunda hangi ürünler ile karşılaştırma yapıldığı ve hangi ürünlerin hangi yönlerinin değerlendirme konusu yapıldığının açıkca anlatılmadığını, raporda bilirkişi tarafından yapılan tespitler için bilimsel, somut ve yeterli gerekçeler sunulmadığını, cevap dilekçesinde ayrıntılı olarak görselleri ile birlikte açıkladıkları ve piyasada iki uç birleştirme amaçlı kullanılan diğer aksesuarların nitelik ve işlevleri ile dava konusu ürünün nitelik ve işlevleri arasındaki farklılıklar ya da benzerliklerin raporda ayrı ayrı ve detaylı şekilde incelenmediğini, tartışılmadığını,dosyadan alınan bu rapora yukarıda belirtilen sebeplerle itiraz edildiğini ve yeni bir bilirkişi raporu talep edildiğini, fakat yerel mahkemenin bu taleplerini hiçbir somut ve yeterli gerekçe göstermeksizin redddettiğini, bu sebeple yeniden bir bilirkişi raporu alınmasını talep ettiklerini, 7-Ürünlerin görünüşlerinin aynı olduğunu ileri sürmenin mümkün olmadığını, çıplak gözle dahi bakıldığında cevap dilekçesinde örneklendirmiş oldukları ürünlerin birbirinden farklı olduğu, tescili davalıya ait ürünün diğer ürünlerden açık şekilde farklı ve yeni olduğunun anlaşıldığını, davalıya ait tasarımın belli bir ölçüye, şekle, hassasiyete, standartlığa sahip ve sadece deri kemerde kullanım alanı bulan bir ürün olduğunu, piyasadaki diğer uç birleştirme metallerinden ve şekillerinden farklı olduğunu, kendisine has özel bir makine ile imal edilmekte ve form ve şeklinin bu makinalar ile verildiğini, bu sebeplere binaen yerel mahkeme tarafından verilen kararın kaldırılıp davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, yenilik ve ayırdedicilik özelliği bulunmayan davalıya ait tasarımın hükümsüzlüğü davasıdır. Davacı vekili, davalı şirket adına TPMK nezdinde tescilli bulunan 27.04.2015 tarihli ve 2015/03212 sayılı … isimli endüstriyel tasarımının kullanımına yönelik tecavüzde bulunduğundan dolayı davalı taraf tarafından Bakırköy 32. Noterliği aracılığıyla 17.04.2017 tarihinde ihtarname gönderildiğini, söz konusu talebin hukuka aykırı olduğunu, bahsedilen tasarımın yenilik ve ayırt edicilik niteliği bulunmadığını tescil kabiliyetine haiz olmadığını, tasarımın daha önce müvekkili tarafından üretilip satışa sunulduğunu çok sayıda tescil tarihinden önce kullanıma ilişkin deliller olduğunu, yenilik ve ayırt edicilik vasfı olmayan tasarımın hükümsüzlüğüne kayıtlardan terkinine karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili, davalının 2003 yılından beri makina, kalıp, tekstil aksesuarları ile iştigal edip, dava konusu tasarımın şirket yetkilisi … tarafından tasarlandığını, davacının kötü niyetli olduğunu, tasarımın ilk kez müvekkili tarafından üretildiğini, dava konusu ürünün pantolon kancası ile yakından uzaktan alakası olmadığını, harcıalem olarak tanımlanmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin çok sayıda tasarım sahibi olduğunu, Kemer Vidası tasarımının da müvekkiline ait olduğunu, tasarım konusu ürünün hakim üreticisininde müvekkili olduğunu, tasarımın daha önce kamuya sunulmayıp yenilik ve ayırt edicilik vasfına sahip olduğunu, bu nedenle davanın reddini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, iş bu karar yukarıdaki sebeplerle istinaf edilmiştir. TPMK kayıtlarına göre dava konusu tasarımın 2015/03212 sayı ile 27.04.2015 tarihinde geçerli olmak üzere tescil edildiği, sahibi adına geçerliliğini koruduğu anlaşılmıştır. Ancak yeni ve ayırt edici niteliğe sahip tasarımlar korumadan yararlanabilmektedirler. Bir tasarım bu özellikleri taşımıyorsa tescil olunmuş olsa bile, endüstriyel tasarımları düzenleyen 554A s. KHK 43 m. vd. hükümlerine göre hükümsüzlüğü sonradan talep olunabilir. Yenilik ve ayırt edicilikle kastedilen 554 s. KHK tarafından ayrıca belirlenmiştir. 554 s. KHK 6.maddeye göre yenilik; “Bir tasarımın aynısı, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorlarsa aynı kabul edilir. Kamuya sunma, sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Üçüncü şahıslara yapılan ve açıkça veya zımnen gizlilik niteliği taşıdığı anlaşılan açıklamalar kamuya sunmanın kapsamı dışındadır.”554 s. KHK 7.maddeye göre ayırt edici nitelik; “Bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olması, bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile ikinci fıkrada belirtilen herhangi bir tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık olması anlamındadır. Herhangi bir tasarımın ayırt edici nitelik açısından kıyaslandığı diğer bir tasarımın,a) Başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de veya dünyada herhangi bir yerde piyasaya sunulmamış olması; veya b) Enstitü tarafından tescilli bir tasarım olarak yayınlanmış ve ayırt edici nitelik açısından değerlendirilen tasarımın başvuru veya rüçhan tarihinde henüz koruma süresini doldurmamış olması, gerekir. Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınır.” 554 Sayılı KHK’nın 6. maddesi(6769 Sayılı Kanunun 56. maddesi) uyarınca, bir tasarımın tescil edilebilmesi için, tasarımın aynısının başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması, bir başka deyişle mutlak yenilik koşulu kabul edilmiştir. Mutlak yenilikten söz edilebilmesi için de tasarım tescil başvurusu yapılan ürünün görünümünün dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulan tasarımlardan yararlanma ve benzetme serbestisi ilkesi sınırları içinde kalmak kaydıyla küçük ayrıntıların ötesinde farklı özelliklere sahip olması gerekli ve yeterlidir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24.04.2017 tarih, 2015/13749 Esas, 2017/2336 Karar sayılı kararında da açıkladığı üzere bir tasarımın mutlak yenilik kriterini haiz olup olmadığı resen gözetilmelidir. Mahkemece 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmış, raporda, hükümsüzlüğü talep edilen 27.04.2015 başvuru tarihli 2015/03212 numaralı tasarım tescili ile hükümsüzlüğe dayanak olarak sunulan eski tarihli ürün görselleri arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yaratığı genel izlenimde farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı tasarım tescilinin. başvuru tarihi oları 27.04.2015 tarihinden önce kamuya sunulduğu tespitleri yapılmış, her ne kadar davalı vekilince bilirkişi raporunun yetersiz olduğu, yapılan mukayeselerin yüzeysel ve eksik olduğu itirazı ileri sürümüşse de, yapılan incelemede, raporun bilimsel yeterliliğe haiz ve dosya kapsamına uygun olduğu görülmüştür. Mahkemece, dava konusu tasarımın tescil tarihinden daha önce kamuya sunulduğu yenilik ve ayırt edicilik vasfı bulunmadığı gerekçesiyle hükümsüzlüğüne kayıtlardan terkinine dair kararı yerinde olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Dosya içeriğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 19/06/2018 tarih ve 2017/77 E. 2018/226 K. Sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye44,80 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 07/04/2022