Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/983 E. 2022/588 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/983
KARAR NO: 2022/588
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/03/2018
NUMARASI: 2015/97 E. 2018/313 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 04/02/2015 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin ticari merkezinde 20.06.2014 tarihinde meydana gelen hırsızlıkta dava dilekçesinde bilgileri yazan 6 adet çekin çalındığı, çekler yönünden şikayetçi olunduğunu, ayrıca çeklerin iptali için Bakırköy 3.ATM’nin 2014/808 esas sayılı dava dosyasında iptal davası açıldığını, çalınan çeklerden … Kırşehir Şb’ne ait 31.09.2014 keşide tarihli … nolu 8.000,00 TL bedelli çekin davalının elinde bulunduğunun yargılama sırasında anlaşıldığını, dava konusu çekin … Ltd.Şti. tarafından taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkiline verildiğini, buna ilişkin fatura ve sevk irsaliyelerin dosyaya sunulduğunu, belirtilen cirantadan sonra çekte cirosu bulunan … – … ile çeki müvekkiline veren … Ltd.Şti. İle müvekkilinin herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, bu durumu dahi çekin çalınarak kötü niyetle ciro edildiğinin kanıtı olduğunu, zayi nedeni ile iptal davası açılan Bakırköy 3.ATM’nin 2014/808 esas sayılı dava dosyasında 24.06.2014 tarihinde ödeme yasağı kararı verilerek bankaya bildirildiğini, çekin keşide tarihinin ise 30.01.2014 olduğunu, davalı faktoring şirketince çekin teslim alındığı sırada ödeme yasağı kararı bulunmasına rağmen çekin teslim alındığını, ayrıca davalı tarafından çekin gerçek bir ticari ilişki nedeni ile düzenlenip düzenlenmediğini dosyaya bildirilmediğinden davalının iktisabında kötü niyetli olduğunu ileri sürerek çekin ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilerek dava konusu çekin davalıdan alınarak müvekkiline teslimini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının çekte cirosunun bulunmaması nedeni ile aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, ciro silsilesi düzgün olan çekin müvekkili tarafından son hamilinden ciro yolu ile devir aldığını, yapılan cironun TTK.’nın 559 ve 589. Maddeleri ile finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin kuruluş ve faaliyet esasları hakkındaki yönetmelik hükümlerine uygun olduğu, davalı tarafından teslim alınan çekin son ciranta … Tic. …’den 18.03.2014 tarih 100.000,00 TL bedelli faktoring kapsamında alındığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Dava; davacının elinden rızası dışında çıkan çekin istirdadı istemine ilişkindir. TTK.’nın 792. Maddesi gereğince çekin herhangi bir surette hamilin elinden çıkması halinde, ister hamile yazılı, ister ciro yolu ile devredilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. Maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle hükümlüdür. Anılan kanunun 790. Maddesi gereğince cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır düzenlemesi bulunmaktadır. Diğer yandan 6361 sayılı kanunun 9/2. Maddesi gereğince faktoring şirketi kurulunca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile bir mal veya hizmet karşılığında doğmuş, fatura ile tevsik edilmeyen alacaklar ile kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilmeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini isteyemez hükmü bulunmaktadır. Anılan 3’üncü fıkrasında ise bir kambiyo senedinin ciro yolu ile faktoring şirketine devri halinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biri ile kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri faktoring şirketine karşı ileri süremez; meğerki, faktoring şirketini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun, şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Belirtilen yasal düzenlemelerin somut olay bakımından değerlendirilmesinde davacının çeki dava dışı … Ltd. Ticari ilişki kapsamında aldığının sabit olduğu, davacı cirosu bulunmaksızın çekin davacı tarafından zayi edildiği, … ile … İnş. Arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı ise çeki önceki cirantalar arasında düzenlenen 24.06.2014 tarihli fatura ve öncesinde … Malz. İle düzenlenen faktoring sözleşmesi kapsamında 14.07.2014 tarihinde çeki 6361 Sayılı Kanunun 9/2-3. Maddelerine uygun şekilde iktisap ettiği, iktisap anında çek üzerinde ödeme yasağı bulunmadığı, ödeme yasağının iktisap tarihinden sonra 16.07.2014 tarihinde konulduğu muhatap banka yazısından anlaşıldığından TTK. ve 6361 Sayılı Kanun kapsamında davalı iktisabının korunması gerektiği anlaşılmış olup davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Dava konusu çekinde aralarında bulunduğu 6 adet çekin müvekkilinin şirket merkezinde bulunan kasasından 20.06.2014 tarihinde çalındığını, müvekkili tarafından Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na hırsızlık olayı ile ilgili suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturmanın halen devam ettiğini, çalınan çeklerin iptali içinde Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/808 E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, ancak dava konusu çek, davalı şirket tarafından bankaya ibraz edildiğinden dava konusu çek ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına kararı verildiğini, 2-Dava konusu çekin meşru hamilinin müvekkili olduğunu ve çekin üzerinde cirosu bulunan …-… ya da … Tic. … ile müvekkili şirket ya da çeki müvekkili şirkete teslim eden dava dışı … şirketi arasında ticari ilişki bulunmadığını, bu durumun çekin müvekkili şirketin kasasından çalındıktan sonra cirolanarak davalı faktoring şirketine teslim edildiğini gösterdiğini, ayrıca mahkeme tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesinde de çekin meşru haliminin müvekkili olduğunun tespit edildiğini, 3-Çeki davalı şirkete veren … (… İnş.) tarafından … … adına düzenlenen 24.06.2014 tarihli … nolu 13.806,00 TL bedelli faturanın davalı faktoring şirketine 14.07.2014 tarihinde verildiği, bu tespitin oldukça önemli olduğunu, çünkü çalınan diğer çeklerle birlikte dava konusu çekin iptali için Bakırköy 3. Asliye Ticaret mahkemesinin 2014/808 E. sayılı dosyası ile 24.06.2014 tarihinde çekin üzerine ödeme yasağı konduğunu, davalı faktoring şirketinin, çekin üzerine ödeme yasağı konduğunu bilerek kötü niyetle 14.07.2014 tarihinde çeki …’den teslim aldığını, bu durumda yerel mahkemenin aslında çekin kötü niyetle davalı şirket tarafından iktisap edildiğini tespit ederek davanın kabulüne karar vermesi gerektiğini, 4-Çekin meşru hamilinin müvekkili olduğun dosya kapsamındaki delillerden açıkça anlaşıldığını, üstelik davalı şirketin bilirkişiye evraklarını ibraz etmekten kaçındığını, bilirkişi tarafından sadece müvekkilinin defter ve kayıtlarının incelendiğini, bu durumda davalının evraklarını sunmaktan imtina ettiğinden dava konusu çeki kötü niyetle ya da ağır kusuru ile iktisap ettiğini gösterdiğini, bu nedenlerle, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/97 E., 2018/313 K. sayılı, 27.03.2018 tarihli kararının kaldırılarak, yeniden yargılama yapılması ve davanın reddine karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, çalınan çekten dolayı İİK 72.maddesi gereğince açılan menfi tespit ve istirdat davasıdır. Davacı vekili, çekin müvekkili kasasından çalındığını, davalı faktoring şirketi tarafından kötüniyetli olarak devralındığını, bu nedenle çekin davalıdan alınarak kendilerine teslimini talep ettiği, davalı vekili ciro silsilesi düzgün olan çekin müvekkili tarafından son hamilinden ciro yolu ile devir aldığını, yapılan cironun TTK.’nın 559 ve 589. Maddeleri ile Finansal Kiralama, Faktoring Ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş Ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olduğu, davalı tarafından teslim alınan çekin son ciranta … Tic. …’den 18.03.2014 tarih 100.000,00 TL bedelli faktoring kapsamında alındığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, iş bu karar davacı vekilince yukarıdaki sebeplerle istinaf edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı faktoring şirketinin, usulüne uygun bir şekilde çeki devralıp devralmadığı, çeki iktisap ederken kusurlu olup olmadığı, çekin ziro zincirinde kopukluk olup olmadığına ilişkindir. Davacı tarafından 20.06.2014 tarihinde işyerinde meydana gelen hırsızlık alayı nedeniyle dava konusu yapılan çekinde içinde bulunduğu 6 adet çekin iptali hususunda Bakırköy 3, Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/808 E. sayılı dosyası ile dava açılmış, Mahkemece 13.04.2015 tarih 2014/808 E, 2015/147 K. sayılı ilamı ile çekler için istirdat davaları açıldığından bu çekler hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ödeme yasağının istirdat davası dosyası kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir. Yönetmelik hükümlerine göre davalı ile çek üzerinde faktoring şirketine çek’i teslim eden … Toptan Ticaret- … arasında 18.03.2014 tarihli 100.000.00 TL. limitli faktoring sözleşmesinin imzalanmış bulunduğu, iş bu sözleşmeye istinaden …Tic, … tarafından …-… adına 24.06.2014 tarih … n0.lu 13.806.00 TL.lık fatura tanzim edilmiş ve fatura 14.07.2014 tarihinde davalı faktoring şirketine 8.000.00 TL.sı bedel karşılığı temlik edilmiş ve temlik sözleşmesine istinaden … Bankası Keşidecisi … olan … no.lu 30.09.2014 tarihli 8.000.00 TI.lık çek’ in Faktoring şirketi hesabına alacak kaydedilmek üzere faktoring şirketine teslim edilmiş olduğu, çekin, üzerinde son lehdar olarak görülen davalı Faktoring şirketi tarafından 30.09.2014 tarihinde Bankaya ibraz edildiği ve Banka tarafından çekin arkasına “Bakırköy 11.Ticaret Mahkemesinin ödememe kararına istinaden” şerhinin verildiği görülmektedir. Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanununun 38. Maddesine göre: “(1) Faktoring sözleşmesi; mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilen alacaklar ile kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilebilen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir almak suretiyle, faktoring şirketinin müşterisine sağladığı tahsilat, borçlu ve müşteri hesaplarının tutulmasının yanı sıra finansman veya faktoring garantisi fonksiyonlarından herhangi birini ya da tümünü içeren sözleşmedir. (2) Faktoring sözleşmesinin yazılı şekilde düzenlenmesi zorunludur.” şekilde tanımlanmış, yine aynı yasanın faktoring şirketlerinin yapamayacağı işleri düzenleyen 9/2 maddesinde, “faktoring şirketi kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez Aynı faturaya dayalı birden çok faktoring şirketine yapılan kısmi temliklerin toplam tutarı fatura tutarını aşamaz.” düzenlemesi, aynı Yasanın 9/3.maddesine göre ise “Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktoring şirketine devri hâlinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri faktoring şirketine karşı ileri süremez; meğerki, faktoring şirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” 04.02.2015 tarih ve 29257 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “… işlemlerinde uygulanacak usul ve esaslar hakkında yönetmelik” 8/1 maddesinde ise; “faturalı alacağa istinaden kambiyo senedi veya diğer senetlerin alınması halinde alınan kambiyo senedi veya diğer senetteki ciro silsilesinde kuruluşa kambiyo senedi ve diğer senedi ciro edip veren kişinin, devralınan faturada alacaklı olarak gözüken kişi ve bu kişiden bir önceki cirantanın veya keşidecinin de faturadaki borçlu ile aynı kişi olması gerekir. Fatura ile kambiyo senedi veya diğer senetteki tutarın uyumlu olmasına dikkat edilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Yine dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Yasanın 790. maddesi; “cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır”. hükmüne, 6102 sayılı Yasanın 792. maddesi; “çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddesine göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çek geri vermekle yükümlüdür.” hükmüne amirdir. 6102 sayılı Yasanın 818/1-c maddesi delaleti ile uygulanması gereken 677.maddesine göre de, bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez. İmzaların istiklali prensibi bunu gerektirmektedir. 6361 Sayılı Kanun’un 9/2 maddesi hükmü ve yukarda sözü edilen yönetmeliğin 8. Maddesi, Faktoring şirketlerine, kambiyo senetlerine dayalı olsa bile temlike konu alacağın bir mal veya hizmet satışından doğduğunu fatura ile tevsik etme ve kambiyo senedi ile faturanın uyumlu olduğunu araştırma yükümlülüğünü yüklemiş, 6102 Sayılı T.T.K.’nun 790. maddesi ise ciro silsilinde dış görünüş itibari ile kopukluk olup olmadığını inceleme yükümlülüğünü yüklemiştir. Faktoring şirketlerine bunların dışında daha fazla yükümlülük yükleyen bir mevzuat hükmü bulunmamaktadır. Yerel mahkemenin gerekçesinde belirtildiği gibi faktoring şirketinin temlik aldığı çek ile ilgili banka nezdinde araştırma ve inceleme yükümlülüğü bulunmadığı, yukarıda da açıklandığı üzere, davalının ciro silsilesinde kopukluk görünmeyen dava konusu çeki, faktoring sözleşmesi, 6361 Sayılı Kanun’un 9/2 maddesi hükmü ve yukarıda sözü edilen yönetmeliğin 8. Maddesi ile TTK hükümlerine uygun bir şekilde iktisap ettiği, davalının yetkili hamil olarak ödeme yasağını bildiğini ve buna rağmen çeki teslim alması sebebiyle iyiniyetli olmadığının ispat edilemediği, davalı tarafça davacının kötü niyetli ve bilerek davacının zararına hareket etmek suretiyle iktisap ettiğini kanıtlayamadığı, TTK’nun 687. maddesinde düzenlenen imzaların istiklali ilkesi gereğince ve aynı yasanın 598. maddesi uyarınca çek istirdadına yönelik talebin yerinde olmadığı, Mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, aksi yöndeki davacı istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/03/2018 tarih ve 2015/97 E. 2018/313 K. Sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44, 80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a ve 362/1-g maddeleri gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07/04/2022