Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/973 E. 2022/586 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/973
KARAR NO: 2022/586
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/01/2018
NUMARASI: 2015/743 E. 2018/13 K.
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin mobilya aksesuarları ve aksam imalatı yaptığını, davalı ….Ltd.Şti.’nin ise davacı şirketin ürünlerinin … boya işçiliğini yaptığını ve davacıya faturalandırdığını, davacı şirketin davalıya ödenecek boya işçiliğinin bedelini avans çeki olarak verdiğini ve avans çeklerinin bilahare ödeme amaçlı kullanıldığını, dava konusu edilen 19.000 TL bedelli … A.Ş. Bomonti şubesinin 23/07/2015 vadeli çekini davalıya 05/11/2014 tarihli tahsilat makbuzu ile teslim ettiğini, davalının aldığı çeki ve diğer çekleri finansman sağlamak amacıyla farklı factoring şirketlerine ciro ve teslim ettiğini, dava konusu çekin halihazırda diğer davalı … de olduğunu, davacı şirketin dava tarihi itibarı ile davalı …’dan 54.342,87 TL alacaklı olduğunu, dava konusu çekin teslimine ilişkin tahsilat makbuzunun düzenleme tarihinde 19.000 TL bedelli çekin kayıtlara girmesiyle davalının borcunun 77.461,26 TL olduğunu, davalılar arasında yapılan temlikin bir faktoring işlemi olup 6361 Sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğunu, davalı … şirketinin dava konusu çeki fatura ile tevsik edilen bir mal veya hizmet karşılığı almadığını, bu nedenle davacının dava konusu çekten dolayı borçlu olmadığını, …’a verilen çeklerin somut bir fatura karşılığı değil ileride boya tedarikinde kullanılmak üzere … cari hesap ekstresinde borç alacak durumuna göre mal tedarikinin kesintiye uğramaması için verilen çekler olduğunu, çekin teslim edildiği tarihte davalı …’ın davacıya 77.461,26 TL borcu karşılığı mal teslim taahhüdü bulunduğunu, bu durumda çekin teslim edildiği tarihte … tarafından çeke ilişkin mal satışı ve fatura düzenlenmesi olmadığını, 6361 Sayılı Kanun madde 9/3 hükmünün teslim edilmeyen mallara ilişkin şahsi defi ve itirazların faktoring şirketlerine ileri sürülmesine izin verdiğini, davanın konusunun kusurlu veya ayıplı mal teslimi olmayıp 9.maddenin 2.bendinde getirilen yasal kurala aykırı olarak taahhüt edilen malın hiç teslim edilmemesine rağmen avans çekin faktoring işlemine tabi tutulması olduğunu, defi öne sürülemeyeceği kuralının mal ve hizmetin ayıp ve kusurundan faktoring şirketinin sorumlu olmayacağına ilişkin olduğunu, ortada teslim edilmiş bir mal olmadığı halde müdebbir davranılmayarak çekin temlik alınmasının yeni yasada da korunmadığını, davalı … şirketinin müşterisi ve faturaları hakkında istihbarat yapmadığını, bu nedenle kusurlu olduğunu, davalı …’ın karşılığı olmayan çeki davalı … şirketine ciro ettiği için, diğer davalı … şirketinin ise faktoring mevzuatın kendine yüklediği istihbarat mükellefiyetini yerine getirmeden işlem yaptığı için kusurlu olduğunu, bu nedenlerle davacının dava konusu çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine ve çekin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin talebi üzerine Mahkememizin 10/07/2015 tarihli kararı ile çek bedelinin %20’si tutarında nakit veya kesin ve süresiz teminat mektubu, teminat olarak yatırıldığı taktirde tarafları bağlayacak şekilde çek üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir. Davalı … Hiz.A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil firma ile diğer davalı … arasında 07/11/2014 tarihli faktoring sözleşmesi imzalandığını, faktoring müşterisinin faktoring sözleşmesi uyarınca 07/11/2014 tarihli alacak bildirim formuna konu etmiş olduğu kendisi tarafından davacı adına düzenlenmiş faturalar ve 07/11/2014 tarihli taahhütname uyarınca davaya konu çeki müvekkile ciro etmek suretiyle devir ettiğini ve bu faktoring işlemi neticesinde de müvekkil tarafından diğer davalı …Şti.ne 16.400 TL tutarında finansman sağlandığı ve bahse konu tutarın 07/11/2014 tarihinde diğer davalının hesabına müvekkil şirket tarafından ödendiğini, müvekkilinin iyi niyetli hamil konumunda olduğunu, bahse konu faturaların tamamının bizzat davacı tarafından mahkemeye sunulmuş olan davacı ile diğer davalı arasında yer alan cari hesap ekstresinde yer aldığını, 6361 Sayılı Kanunun 9/2.maddesinin faktoring şirketine teslim almış olduğu çek ile bu çekin verilmesine sebep olan faturaların birbiri ile ilintili ve tutarlı olduğunu tespit etme zorunluluğu getirdiğini, yoksa faktoring şirketinin kendisine ibraz edilen faturaların gerçekliğini ve faturalara konu bir borcun olduğunu, faturaya konu malın veya hizmetin teslim edilip edilmediğini, malın veya hizmetin ayıplı olup olmadığını teyit etme zorunluluğunun bulunmadığını, müvekkilin davaya konu tüm çekleri yasaya ve usule uygun olarak devir almış olduğunu, davacının diğer davalı aleyhine sürmekte olduğu şahsi defilerin müvekkile karşı ileri sürülmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacının sunduğu cari hesap hareketleri incelendiğinde davacının diğer davalıya güvenerek ve bir anlamda risk alarak sürekli olarak avans çeki vermek suretiyle cari hesapta diğer davalıya borçlu olması beklenirken nerdeyse sürekli olarak alacaklı konumda kaldığını, diğer davalının edimlerini yerine getirmemesi karşısında kendi hatası ile bu sonucun doğmasına sebep olmasına rağmen hatasının sonuçlarına ve zararlarına iyiniyetli 3.şahısların katlanmasını beklediğini, bu nedenlerle davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde her ne kadar davacının davalı foktoring şirketine karşı yukarıda izahı yapılan mevzuat kapsamında şahsi defi niteliğindeki avans çeki yahut bedelsizlik iddiasını ileri sürmesi mümkün ise de davacının davaya konu çekin avans çeki olduğunu yazılı delillerle ispat yükü altında olduğu tek taraflı olarak sunulan ticari kayıtların ispat noktasında yeterli olmadığı, şu hale göre faktoring mevzuatı kapsamında alacağı temlik alan kötü niyetli davrandığı da ispatlanamayan davalı … şirket yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Yine diğer davalı yönünden de çeklerin avans çeki olarak verildiğinin ispatı noktasında tek taraflı ticari kayıtların ispata yeterli olmadığı, dava konusu olmayan çeklerin de borç ödemesi niteliğinde olduğunun kabulünün gerektiği, davaya konu çekin faktoring işlemine konu faturalardan sonraki tarihli olduğu dikkate alındığında bu faturalar kapsamında verildiğinin kabulünün gerektiği anlaşılmakla diğer davalı şirket yönünden de davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Davalı … şirketine ciro edilen çekin, geçerli bir fatura ile tevsik edilmediğini, mahkeme kararını hatalı bilirkişi raporu üzerine kurduğunu, emsal dava dosyasına alınan ve aynı ticari ilişkiyi irdeleyen raporların dikkate alınmadığını, 2-Dava konusu olayda davalı… tahsilat makbuzu karşılığı teslim edilen 19.000 Tl. bedelli … A.Ş Bomonti Şubesinin … seri nolu ve 23/07/2015 vadeli çekin, … tarafından diğer davalı … A.Ş. lehine temlik edildiğini, yapılan işlem bir faktoring işlemi olup 6361 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğunu, bu nedenle mutlaka fatura ile tevsik edilmesi gerektiğini, dava konusu olayda ortada yasa ve yönetmelikte tanımlanan faktoring işleminin bulunmadığını, 3- …a verilen çeklerin somut yapılan bir iş ve bu işe ait fatura karşılığı değil, ileride boya tedarikinde kullanılmak üzere … cari hesap ekstresinde borç alacak durumuna göre mal tedarikinin kesintiye uğramaması için verilen avans çekleri olduğunu, dava konusu çekin teslim edildiği tarihte davalı … Aksesuarın müvekkiline 77.461,26 TL borcu karşılığı mal teslim taahhüdü bulunduğunu, çekin teslim edildiği tarihte … tarafından çeke ilişkin mal satışı ve fatura düzenlenmesi bulunmadığını, teslim edilmemiş, faturaya bağlanmamış, fatura kesilmediği için taahhüt niteliğinde olan işleme dayanılarak verilen çekin faturaya dayalı mal satışının karşılığının olamayacağını, 4-Mahkemenin kararına esas aldığı bilirkişi raporuna karşı yaptıkları itirazlar ile emsal dava dosyasına alınan akademisyen hukukçu ve muhasebe uzmanları tarafından hazırlanan iki adet raporun dikkate alınmadığını, iş bu dosyada alınan bilirkişi raporunda ise 05.11.2014 tarihinde davalı … Aksesuarca verilen çek neticesinde gerçeklesen ve 19.551,23 TL olduğu ifade edilen alım faturalarının, dava konusu çekin verildiği tarihten önce kesildiği ve hizmetin alındığı yönünde ters algı yapıldığını, bilirkişi raporunda 07.05.2015 vadeli 25.000 tl bedelli, 30.05.2015 bedelli 25.000 tl bedelli ve 25.06.2015 vadeli 30.000 tl bedelli çeklerin davalı şirkete teslim edilmediğinden bahsedilerek dolaylı olarak müvekkili şirketin davalı şirketten olan alacağının olmadığının belirtildiğini, hâlbuki dava dışı her üç çekinde tıpkı dava konusu çek gibi davalı …’a tahsilat makbuzu ile teslim edildiğini, 5-Kararda dikkate alınan bilirkişi görüşünde 05.11.2014 tarihinde verilen dava konusu çek öncesinde gerçekleşen ve 19.551,23 TL tutarında alım faturalarının olduğu ifade edilerek, ilgili faturaların dava konusu çek için verildiği ve hizmet tesliminin gerçekleştiği yönünde görüş oluşturulduğunu, bu faturalar dikkate alınırken 01.09.2014 tarihinde verilen 3 adet toplam 80.000 TL çekin avans olduğu ve bu tarihten sonra alınan faturaların öncelikle bu çeklere ilişkin olacağının göz ardı edildiğini, diğer bir ifadeyle, 01.09.2014 tarihinde verilen 80.000 TL’lik çekler ile 87.880.75 TL avansa gecen hesabın varlığının kabul edilmediğini ve düzenlenen ilk faturaların dava konusu olan 19.000 TL’ lik çeke ait olduğu yolunda tutarsız bir sonuç çıkarılmaya çalışıldığını, Bu durumun ticari teamüllere ve davalı … ile müvekkili şirket arasındaki çalışma şekline de uymadığını, 6-Raporda 25.09.2014 tarihinde borcun 75.185,16 TL olduğu ifade edilmesine rağmen, 29.09.2014-30.10.2014 tarihleri arasında kesilen faturaların 05.11.2014 tarihinde verilen 19,000 TL bedelli dava konusu çeke ait olduğu yolunda hatalı vc muhasebe ilkeleri ile bağdaşmayan görüşün mahkemeyi yanılttığını, 7-Bilirkişinin, raporunda hukuki görüş bildirerek HMK’nın hukuki görüşte bulunma yasağını ihlal etmiş ve görev sınırlarını aştığını, 8-Davalı … şirketinin müşterisi ve faturaları hakkında istihbarat yapmadığını, bu nedenle kusurlu olduğunu, bu durumun da karar da dikkate alınmadığını, 9-Davalı … Aksesuar’ın bedelsiz avans çeklerini faktoring şirketine temlik ederek şirketine fon yarattığını, davanın reddi ile müvekkilinin bedelsiz avans çekini ödemek zorunda kalacağını, davalı …’ın karşılığı olmayan çeki davalı … şirketine ciro ettiği için, diğer davalı … şirketi ise faktoring mevzuatın kendine yüklediği istihbarat mükellefiyetini verine getirmeden işlem yaptığı için kusurlu olduklarını, bu sebeplerle; İstanbul 10. Asliye Ticarct Mahkemesinin 09.02.2018 tarihli ve 2015/743 E ve 2018/13 K sayılı davanın reddine yönelik kararının kaldırılarak emsal karar ve bilirkişi raporları da dikkate alınacak şekilde yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılarak yargılamaya devam olunması ve yargılama sonucunda davanın her iki davalı bakımından da kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, İİK 72.maddesi gereğince açılan, çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti davasıdır. Davacı taraf, dava konusu edilen 19.000 TL bedelli … A.Ş.Bomonti şubesinin 23/07/2015 vadeli çekini davalıya 05/11/2014 tarihli tahsilat makbuzu ile teslim ettiğini, bununla birlikte ileri tarihli çekleride davalı şirkete avans çeki olarak verdiğini, dava konusu çek karşılığı mal ve hizmet almadığı halde, çekin davalı şirket tarafından, diğer davalı … firmasına devredildiğini, faktoring firmasının gerekli araştırmayı yapmadan kusurlu davranarak bedelsiz senedi devraldığını, bu nedenlerle davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş, davalı … firması, dava konusu çeki diğer davalıdan 6361 Sayılı Kanunun öngördüğü tüm şartlar yerine getirilmek ve gerekli araştırma yapıldıktan sonra faktoring sözleşmesiyle devraldığını,bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, diğer davalı usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş, mahkemece davanın kanıtlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili işbu kararı yukarıdaki sebeplerle istinaf etmiştir. Davalı … ile davalı … San. Dış Tic. Ltd. Şti. arasında 07.11.2014 tarihli 1.000.000,00-TL tutarlı … nolu Faktoring Sözleşmesi akdedildiği, davalı … San. Dış Tic. Ltd. Şti. kaşe ve yetkili imzasına havi Alacak Bildirim Formu ve Fatura/Çek Tevdi Bordrosu düzenlenerek, anılan şirketçe davacı … San. ve Tic. Ltd. Şti. adına tanzim edilmiş, toplam 19.551,23-TL’lik fatura döküm ve suretleri, 23.07.2015 Vadeli,19.000,00-TL tutarlı cekin, teminatı ile Faktoring Sözleşmesi hükümlerince … A.Ş.’ne 07.11.2014 Tarihinde gayri kabili rücu devir ve temlik edildiği, çekin … A.Ş. tarafından sistem kaydı yapılarak, tahsil edilmek üzere … A.Ş. 4. Levent Şubesi emrine ciro edildiği ve takasa verildiği, çekin … Bomonti Şubesine vekaleten … A.Ş. 4. Levent Şubesi tarafından 23.07.2015 tarihinde “T.C. İstanbul 10, Asliye Ticaret Mahkemesinin Ödeme Yasağı Kararı Bulunmaktadır.” şerhi düşülerek işlemsiz iade olduğu saptanmıştır. Mahkemece davacı şirket ile davalı … şirketine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak 22.12.2016 tarihli bilirkişi raporu dosyaya alınmış olup bu rapora göre,… /… Cari Hesap Ekstresi incelendiğinde davacı … Mobilyanın davalı …’dan 29.08.2014 Tarihi İtibariyle, 7.880,75-TL alacağı olduğu, 01.09.2014 Tarihinde 07.05.2015 vadeli 25.000,00-TL, 30.05.2015 vadeli 25.000,00-7TL, 25.06.2015 vadeli 30.000,00-TL olmak üzere, toplam 80.000,00-TL 3 adet ileri vadeli çek girişi borç kaydı yapıldığı, … Mobilyanın 01.09.2014 Tarihi İtibariyle, 87.880,75-TL alacaklı olduğu, takiben yapılan fatura girişi alacak kayıtları sonucu … Mobilyanın 25.09.2014 tarihi İtibariyle 75.185,16-TL alacaklı olduğu, davacı … Mobilya tarafından, davalı … şirketi ile davalı şirket arasındaki faktoring işlemine konu 29.09.2014 tarihli, 3.226,71-TL tutarlı, 30,09.2014 tarihli, 562,56-TL tutarlı, 01.10.2014 tarihli, 987,07-TL tutarlı, 01.10.2014 tarihli, 2.547,03-tl tutarlı, 10.10.2014 tarihli, 2.672,11-TL tutarlı, 14.10.2014 tarihli, 2.406,13-TL tutarlı, 16.10.2014 tarihli, 1.196,52-TL tutarlı, 30.10.2014 tarihli, 2.882,74-TL tutarlı, 30.10.2014 tarihli, 3.070,36-TL tutarlı faturaların ilgili tarihlerde fatura girişi/alacak kayıtlarının yapıldığı, takiben yapılan borç alacak kayıtları ve 05.11.2014 tarihinde uyuşmazlığa konu 23.07.2015 vadeli 19.000,00-T1. tutarlı çek girişi/ borç kaydı sonucu davacı şirketin, davalı …’dan 07.11.2014 faktoring işlem tarihi itibariyle; 74.620,41-TL alacağının saptandığı, bu faturaların dava konusu çek karşılığı yapılan mal teslimine delalet ettiği, bu nedenle çek bedelsiz olmadığından davalılar arasındaki faktoring sözleşmesinin geçerli olduğu tespiti yapılmıştır. Dava konusu çekin 31/03/2013 keşide tarihi nazara alındığında, uyuşmazlığın 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 13/12/2012 tarihinden sonra meydana gelmiş bulunması sebebiyle 6361 Sayılı Yasa kapsamında olduğu, Yasanın 9. Maddesi’nde ‘Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktöring şirketine devri halinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri faktöring şirketine karşı ileri süremez; meğer ki faktöring şirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.’ hükmü yer almaktadır. Faktoring Şirketlerinin yasadan doğan hakkını kullanması bir başka yasa veya yasa maddesi ile yasaklanmadığı sürece her zaman savunma olarak ileri sürülebilir. TMK 2. maddesinde ve 6361 Sayılı Yasa’nın 9. maddesinde iyi niyet savunmasının Faktoring Şirketleri tarafından kullanılmasını yasaklayan yasa maddesi mevcut değildir. TMK 3. maddesinde belirtildiği üzere Faktoring şirketi ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermediği taktirde iyi niyet iddiasında bulunamaz. Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmeliğin 22/2. maddesine göre; Birinci fıkrada belirtilen hususlara ilave olarak faktoring şirketleri kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilemeyen alacakları satın alamazlar veya tahsilini üstlenemezler düzenlemesi uyarınca, faktoring şirketlerinin devir aldığı alacak, bir kambiyo senedinden kaynaklanıyor olsa bile, alacağı doğuran temel ilişkiye ait fatura veya benzeri belgelerle bunu tevsik etmeleri gerekmektedir. Kanun ve Yönetmelikte açıkça, faktoring şirketlerinin kambiyo senedine dayalı olsa bile, bir mal satışından veya hizmet arzından doğmayan alacakları devralamayacakları düzenlenerek, kambiyo senedinin içerdiği hakkın soyutluğu ilkesi ortadan kaldırılmıştır. Buna göre faktoring şirketleri, ancak bir mal satışından ya da hizmet arzından doğan alacağın ifası için verilen kambiyo senetlerini, ciro ve teslim yolu ile devralabilmektedirler. Burada kambiyo senedindeki hakkın devri için yapılan ciro ve teslim, alacağın devrinin hukukî sonuçlarını doğurmaktadır. Senet borçlusu, faktoring işleminden haberdar olduğu andan itibaren, faktoring müşterisine karşı ileri sürebileceği şahsî defileri, faktöre karşı da ileri sürebilmektedir. Şahsî defilerin faktoring şirketine karşı ileri sürülebilmesi, işlemin taraflarının, kambiyo ilişkisinin sıralı tarafları olmasına bağlıdır. Buna göre, senette düzenleyen ya da keşideci, lehtar ile faktoring şirketi arasında faktoring sözleşmesinin bulunması ve senedin de ciro ve teslim yolu ile lehtardan faktoring şirketine geçmesi hâlinde, lehtar ile arasındaki temel ilişkiden kaynaklanan şahsî defıleri, faktoring şirketine karşı ileri sürebilmektedir. Ciro ve teslim yoluyla devraldığı bir senedi, aradaki temel ilişki nedeniyle devreden borçlu, senedi kendisinden devralan ile faktoring şirketi arasında faktoring sözleşmesinin bulunması ve senedin, ciro ve teslim yoluyla kendisinden devralandan faktoring şirketine geçmesi hâlinde, temel ilişkiden kaynaklanan şahsi defileri faktoring şirketine karşı ileri sürebilecektir. Somut olayda, dava konusu faktoring işlemin taraflarının, kambiyo ilişkisinin sıralı tarafları olduğu, senette düzenleyen ya da keşidecinin düzenlediği çekin, lehtar ile faktoring şirketi arasında faktoring sözleşmesine konu edilerek, çekin davalı lehtar … tarafından ciro ve teslim yolu ile davalı … şirketine geçtiği, bu durumda davacı keşidecinin, lehtara karşı ileri sürebileceği bedelsizlik şahsi defiini davalı faktoringe karşıda ileri sürebileceği, fakat bu bedelsizliği, yani çekin avans olarak lehtara verildiği iddiasını kanıtlaması gerektiği anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunda davacı … Mobilyanın davalı …’dan 29.08.2014 Tarihi İtibariyle, 7.880,75-TL alacağı olduğu, 01.09.2014 tarihinde 07.05.2015 vadeli 25.000,00 TL, 30.05.2015 vadeli 25.000,00 TL, 25.06.2015 vadeli 30.000,00 TL olmak üzere, toplam 80.000,00-TL 3 adet ileri vadeli çek girişi borç kaydı yapıldığı, … Mobilyanın 01.09.2014 Tarihi İtibariyle, 87.880,75 TL alacaklı olduğu, dava konusu çekin verildiği tarihin 05.11.2014 olduğu, bu çeklerin ileri vadeli olduğu dikkate alındığında avans olarak verildiğinin kabul edilebileceği, fakat dava konusu çek dışındaki diğer üç çekin teslim edildiğinin belli olmadığının belirtildiği görülmüştür. Bilirkişi raporunda ayrıca, faturaların dava konusu çek karşılığı olarak düzenlendiği belirtilmişse de, faturaların dava konusu çek tarihinden önce düzenlendikleri, faturaların düzenlendiği tarihlerde, davalı …’ın davacı şirkete teslim edilip edilmediği belli olmadığı belirtilen üç adet çekten dolayı borçlu olduğu, bu sebeple davalı … şirketine teslim edilen faturaların neden daha önceki tarihte keşide edilen bu üç çek için değilde, daha sonraki tarihte davalı …’a verilen dava konusu çek için düzenlendiğinin bilirkişi raporunda açıklanmadığı görülmektedir. Bu durumda öncelikle, mahkemece diğer üç çekin lehtar davalı şirkete teslim edilip edilmediği araştırılmalı ve teslim olgusunun tespiti halinde, davacının davalı şirkete avans olarak bu çekleri verdiğini kanıtlamış sayılmalı, söz konusu çek bedeli kadar mal teslim edildiğini kanıtlamaları için bu sefer davalılara imkan verilmelidir. Sonuç olarak, yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak, verilen çekin avans çeki olduğunun davacı tarafça kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeple kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davacı keşideci ile lehtar davalı şirketin ticari defterleri üzerinde, dava konusu çekin davalı faktoringe teslim tarihinde ve dayanak faturaların düzenleme tarihlerinde davacının davalı …’dan alacaklı olup olmadığı, verilen çeklerin avans çeki olup olmadıkları ve bu çek karşılığı davalı şirketçe davacıya mal yada hizmet teslimi yapılıp yapılmadığı, davacı tarafın ileri sürdüğü defilerin haklı olup olmadığı tespit edildikten sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/01/2018 tarih ve 2015/743 E. 2018/13 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine Gönderilmesine, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine YER Olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6 ve 362/(1)/g. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 07/04/2022