Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/971 E. 2021/229 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/971
KARAR NO: 2021/229
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 22/03/2018
NUMARASI: 2014/1004 E. 2018/318 K.
DAVANIN KONUSU: Kıymetli Evrak Kaynaklı Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin, İstanbul Anadolu … icra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasına konu 07.09.2013 vadeli 21.700 TL tutarlı, … Ltd. Şti keşideli , İstanbul Anadolu … icra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasına konu 6.000 TL bedelli 25.08.2013 keşide tarihli, keşidecisi … olan çek ile İstanbul Anadolu … icra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasına konu 8.565TL bedelli 15.08.2013 keşide tarihli, keşidecisi … olan çekleri aralarındaki ticari ilişki sebebiyle müşterilerinden aldığını, ticari defterlerine kaydedip işyerinde kilitli çelik kasasında muhafaza ettiğini, işyerinde 30.04.2013 tarihinde yaşanan hırsızlık olayında kasa patlatılarak boş çek koçanları ile birlikte takibe konu çeklerin çalındığını, Akyazı Savcılığı’nca açılan 2013/1452 numaralı soruşturmanın halen devam ettiğini, çeklerin iptali için dava açtığı Akyazı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/242 Esas sayılı dosyasında, 2013/22087 ve 2013/22088 sayılı takibe konu çekinde aralarında olduğu bir kısım çeklerin 18.12.2013 tarihinde iptal edildiğini, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile takibe konulan 6.000 TL bedelli 25.08.2013 keşide tarihli keşidecisi … olan … numaralı çek için, bankalardan cevap gelmediği gerekçesiyle tefrik kararı verildiğinden çek zayi ve iptali davasının devam ettiğini, takip konusu çekler müvekkili elindeyken 3. şahıslara ciro edilmeden, rızası dışında elinden çıktığından, ciro silsilesinin bozulduğunu, zayi olan çeklerle ilgili basiretli bir tacir gibi davranıp, hırsızlıkla ilgili gerekli suç duyurusunda bulunup, çeklerin iptali ile ilgili gerekli başvuruları yaparak 02.05.2013 itibariyle çekler üzerine ödeme yasağı koydurup, ilgili bankalara tebliğ ettirdiğinden, müvekkilin icra takip alacaklısı dahil olmak üzere, takip konusu çeklerle ilgili kimseye borcu olmadığından, anılan icra takipleri sebebiyle borçlu olmadığının tesbiti ile icra takiplerinin müvekkili yönünden iptalini ve meşru hamil olması sebebiyle, takip konusu çeklerin istirdatını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile müvekkilinin davaya konu çekleri fatura karşılığı yaptığı satışlar neticesinde müşterisi …- …’dan aldığını, çeklerin iptal kararlarının hasımsız davada alındığından müvekkiline etkisinin olmadığını, davacının cirantasının çekleri ticari ilişkiden kaynaklı ve iyi niyetli olarak aldığından, davanın kendisinden sonraki cirantaya karşı açılması gerektiğinden, haklarındaki davanın husumet yokluğu ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; Davanın, kambiyo senedi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti davası olduğu, davacı tarafça davaya konu çeklerin çalındığı ve davacı adına atfen atılan imzaların davacıya ait olmadığından bahisle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile çeklerin istirdadı talebinde bulunduğu, davalı tarafça iyiniyetli hamil olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesinin talep edildiğinin anlaşıldığı, alınan ATK raporu ile davacı şirkete atfen atılan imzaların davacıya ait olmadığının saptandığı, her ne kadar davalı iyiniyetli hamil olduğunu savunmuş ise de Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 22/02/2016 tarihli, 2015/2070 Esas ve 2016/2713 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere imza inkarı mutlak def’ilerden olup herkese karşı ileri sürülebilir nitelikte olduğundan, davanın kabulü ile; 1-İstanbul Anadolu … İcra dairesinin … Esas sayılı dosyası ile takibe konulan … Bankası Sapanca Sakarya şubesine ait … numaralı 07/09/2013 keşide tarihli Sapanca keşide yerli … Ltd şti tarafından keşide edilen 21.700,00 TL bedelli çek ile 2- İstanbul Anadolu … İcra dairesinin … Esas sayılı dosyası ile takibe konulan … İzmit şubesine ait … numaralı 25/08/2013 keşide tarihli İzmit keşide yerli … tarafından keşide edilen 6.000,00 TL bedelli çekler nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 3- İstanbul Anadolu … İcra dairesinin … Esas sayılı dosyası ile takibe konulan … Bankası Adapazarı şubesine ait … numaralı 15/08/2013 keşide tarihli Adapazarı keşide yerli … tarafından keşide edilen 8.565,0 0TL bedelli çek nedeniyle davalının davacıya borçlu olmadığı anlaşılmakla, icra dosyasına yatırılan 15.676,28 TL nin davacıya iadesine, Davalı alacaklı, dava dışı cirantalara karşı yasal hakkını kullanabileceğinden, çekin istirdadı mümkün olmadığından, 4-Davacının çeklerin istirdadına ilişkin talebinin reddine, karar verilmiştir. Davalı vekili; davacının davaya konu ettiği icra takiplerine dayanak olan tüm kambiyo senetlerinde müvekkili şirket ile davacı arasında en az 2-3 adet farklı ciranta bulunduğunu, müvekkili şirketin iyi niyetli hamil olduğunu, imzaların davacının eli ürünü olup olmadığının müvekkilini bağlamadığını. müvekkilinin, imzaların davacı eli ürünü olduğunu kontrol imkanı olmadığını, senetlerde davacının da ciranta olduğunu, müvekkilinin, hiçbir şekilde bilmediği ve/veya bilme imkanı olmadığı imza sahteciğili sebebiyle, basiretli tacirin yapması zorunlu hiçbir önlemi almayan davacının hatalarının müvekkili şirkete yüklendiğini ve yargılama gideri ile vekalet ücreti ödemeye mahkum edildiğini, mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talebi doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı tarafça istinaf talebine karşı cevap verilmemiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Taraflar arasındaki ihtilaf; İstanbul Anadolu … icra … takip sayılı dosyasına konu 07.09.2013 vadeli 21.700,00 TL tutarlı, … Ltd. Şti keşideli , İstanbul Anadolu … icra … takip sayılı dosyasına konu 6.000,00 TL bedelli 25.08.2013 keşide tarihli, keşidecisi … olan çek ile İstanbul Anadolu … icra … takip sayılı dosyasına konu 8.565,00 TL bedelli 15.08.2013 keşide tarihli, keşidecisi … olan çeklerin, davacı tarafından 3. şahıslara ciro edilmeden, rızası dışında elinden çıktığından bahisle ciro silsilesi bozulduğundan, davacının; icra takip alacaklısı dahil olmak üzere, takip konusu çeklerden dolayı borcu bulunmadığından, icra takipleri sebebiyle borçlu olmadığının tesbiti ile icra takiplerinin iptali ve meşru hamil olması sebebiyle, takip konusu çeklerin istirdatına ilişkindir. Mahkemece; Alınan ATK raporu ile davacı şirkete atfen atılan imzaların davacıya ait olmadığı saptandığından, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 22/02/2016 tarihli, 2015/2070 Esas ve 2016/2713 Karar sayılı ilamı uyarınca, imza inkarı mutlak def’ilerden olup, herkese karşı ileri sürülebileceğinden, davanın kabulüne, kararda belirtilen 2 adet çekten dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, … Bankası Adapazarı şubesine ait … numaralı 15/08/2013 keşide tarihli 8.565,00TL bedelli çek nedeniyle icra dosyasına yatırılan 15.676,28 TL nin davacıya iadesine, davalı alacaklı, dava dışı cirantalara karşı yasal hakkını kullanabileceğinden, çeklerin istirdadına ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Davacı, takibe konu müşteri çeklerinin kendisi tarafından 3. kişilere ciro edilmeden rızası dışında elinden çıktığını, şahsına ait cirodaki imzaların kendisine ait olmadığını, davalı taraf ise, iyi niyetli yasal hamil olduğundan, imza inkarının kendisine karşı ileri sürülemeyeceğini iddia etmiştir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 22/02/2016 tarihli, 2015/2070 Esas ve 2016/2713 Karar sayılı ilamı ile aynı dairenin 19/12/2018 tarih ve 20173325 Esas 2018/6735 Karar sayılı ilamlarında istikrarlı bir şekilde belirtildiği üzere; imza inkarı mutlak def’i lerden olup, herkese karşı ileri sürülebileceğinden, davanın niteliği gereği, imzanın davacının eli ürünü olduğunu kanıtlamak davalı tarafa ait olduğundan ve mahkemece alınan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 01/11/2017 tarih ve 27695533-101.02.2017/54768/4850/4555 sayılı raporundan, davaya konu çeklerin arka yüzünde yer alan, davacı …’e atfen atılı imzaların, mukayese imzalar ile arasında, tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar tespit edildiğinden, davacı eli ürünü olmadığı anlaşıldığından, bu hali ile, davacının çekleri ciro etmediği ve usulüne uygun ciro silsilesinin bozulduğu tespit edildiğinden, … Bankası Adapazarı şubesine ait, … numaralı ve 15/08/2013 keşide tarihli, … tarafından keşide edilen 8.565,00 TL bedelli davaya konu çek nedeniyle başlatılan icra dosyasına, yargılamanın devamı sırasında ödeme yapıldığından, mahkemece davacının borçlu olmadığının tespiti ve icra dosyasına yatan paranın istirdadına, çeklerde davacıdan önceye ait cirolar olup, davalı tarafın yasal ciro silsilesi kapsamında davacı dışındaki cirantalara başvurma hakkı olduğundan, çeklerin istirdadı talebinin reddine karar verilmesinde, yasalara aykırılık bulunmadığından bu yöne ilişkin istinaf talebinin reddi gerekmiştir. Yargılama giderlerinden sorumluluğu düzenleyen 6100 Sayılı HMK’nın 326. maddesi uyarınca; kanunda yazlı haller dışında, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Dava menfi tespit davası olup, yargılama giderlerinin genel kuralın dışına çıkılarak davacı taraf üzerinde bırakılacağına ilişkin özel düzenleme bulunmadığından ve mahkemece de 6100 Sayılı HMK’nın 326. maddesi uyarınca davalı taraftan tahsile karar verildiğinden, davacı tarafın istinaf talebinin reddi talep edilmiş ise de dosya kapsamında davacı tarafça süresi içinde yapılmış usulüne uygun istinaf talebi olmadığından, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/03/2018 tarih ve 2014/1004 E.2018/318 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 2.477,26 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan 619,35 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.857,91 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4- Davalı taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/03/2021