Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/969 E. 2021/447 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/969 Esas
KARAR NO : 2021/447
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 06/02/2018
NUMARASI : 2014/435 E., 2018/105 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalının maliki olduğu … plakalı aracın satın alınmasına ilişkin sözleşme yapıldığını, sözleşme kapsamında her biri 20.000,00 TL bedelli olmak üzere toplamda 40.000,00 TL bedelli 2 adet çek, davalıya verdiğini ve aracı resmi satış olmaksızın devraldığını, ancak davalı tarafın, bir süre sonra aracın satışının yapılmayacağını bildirerek aracı geri aldığını fakat tahsil edilen çek bedellerini kendilerine iade etmediğini, çek bedellerinin tahsiline yönelik başlatmış olduğu icra takibine haksız yere itiraz edildiğini beyan ederek, davalı borçlunun icra dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %40’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın davalı adına tescilli olduğunu, bu aracın kiralanması için … isimli işletmenin yetkilisi…’e teslim edildiğini, daha sonra davacı tarafın talebi üzerine aracın kendilerine kiraya verildiğini, 7 aylık kira karşılığında 40.000,00 TL’ye anlaşıldığını ve 40.000,00 TL bedelli çek düzenlenip kendilerine verildiğini, ayrıca 20.000,00 TL’lik bir teminat çeki de düzenlenip kendilerine verildiğini, sözleşmenin sözlü olarak yapıldığını, ancak sözleşme üzerinden 8 ay geçmesine rağmen aracın kendilerine teslim edilmediğini, daha sonra aracın bir şekilde bulunarak kendilerine teslim edildiğini, bunun üzerine 20.000,00 TL’lik teminat çekini …e iade ettiklerini, dava konusu çek bedellerinin ise kira bedeli olduğunu, zira araç üzerinde satılamaz şerhi bulunduğunu, resmi olarak yapılmayan satışların geçersiz olduğunu, davacının araca hiç bir bakım yaptırmadan 8 ay boyunca aracı kullandığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; ”Taraflar arasındaki araç alım satımı işleminde satış bedelinin alındığı ancak devrin verilemediği, davacının 40.000,00 YTL tutarlı çeki aracın satış bedelini ödemek amacıyla davalıya verdiği, davalının çeki tahsil ettiği ancak aracın devrinin verilememesi üzerine bu bedeli iade etmediği kiralama sözleşmesinin ispat edilemediği, buna karşılık 22.02.2008 tarihli Otomobil Alım Satımına Ait Sözleşme Senedi’nin gerek ceza dosyasına gerekse eldeki dosyaya ibraz edildiği, aracın resmi satımının yapılamaması üzerine davacının satın aldığı aracı davalıya iade ettiği ancak, tahsil edilen 40.000,00 YTL tutarlı çek bedelinin davacıya iade edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne” karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde;İlk Derece Mahkemesince Yargıtay 23. Ceza Dairesinin bozma kararında belirttiği ”satış” ibaresine dayanılarak sözleşmenin nitelendirilmesinin hatalı olduğunu, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin türünü tayin etme görevinin hukuk hakimine ait olduğunu, Dava konusu araca ilişkin satış sözleşmesi altında davalı imzasının yer almadığını, bu nedenle sözleşme ile bağlı olmadıklarını, taraflar arasında kira sözleşmesi yapıldığını, kira sözleşmesinin ise bir şekil şartına bağlı olmadığını beyan ederek, cevap dilekçesindeki açıklamalara benzer açıklamaları tekrarla, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, davacı tarafça davalıya verildiği hususunda bir tereddüt bulunmayan ve her biri 20.000,00 TL bedelli olmak üzere toplamda 40.000,00 TL bedelli çeklerin bedelsiz olduğu iddiasıyla, tahsil edilen çek bedellerinin iadesine yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.Davacı taraf, söz konusu çeklerin …plakalı aracın satın alınması karşılığında verildiğini ancak satışın gerçekleşmemesi nedeniyle çeklerin bedelsiz kaldığını iddia ederken, davalı taraf, söz konusu aracın satılması için değil kiralanması amacıyla galeriye bırakıldığını, çeklerin de kira bedeli olarak alındığını ileri sürmüş, İlk Derece Mahkemesince, çeklerin araç satış sözleşmesi karşılığında verildiği ancak satışın gerçekleşmediği, tahsil edilen çek bedellerinin iadesi gerektiği kanaatiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karar, davalı tarafça istinaf edilmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık; her biri 20.000,00 TL bedelli olmak üzere toplamda 40.000,00 TL bedeli 2 adet çekin, davalıya ait olan aracın satılması karşılığında mı, yoksa kiralanması karşılığında mı verildiği, bu çeklerin bedelsiz kalıp kalmadığı, tahsil edilen çek bedellerinin davacıya iadesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.Taraflar arasındaki işleme konu aracın, ”…” isimli iş yerine bırakıldığı, adı geçen iş yeri sahibi …in taraflar arasındaki ilişkiye aracılık ettiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.Diğer yandan, İstanbul Anadolu 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/235 esas, 2012/474 karar sayılı dosyasında, eldeki dosyanın davalısı ile onun eşi olan …hakkında eldeki davaya konu aynı olay nedeniyle dolandırıcılık suçundan kamu davası görüldüğü, yapılan yargılama sonucunda davalı sanığın beraatine, …nun ise mahkûmiyetine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 26.05.2016 tarih, 2015/7959 esas, 2016/6755 karar sayılı kararıyla, ”…taraflar arasındaki uyuşmazlığın, menfaatin elde edilmesi sırasında hileli davranışın bulunmaması nedeniyle araç alım satımıyla ilgili satış bedeli alındığı halde devrini vermemekten kaynaklanan hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu…” gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği, davalı hakkında verilen beraat kararının temyiz edilmeksizin kesinleştiği, diğer sanık hakkında bozma sonrasında karar verilip verilmediği, verildiyse kararın kesinleşip kesinleşmediğine dair dosyaya yansıyan bir delil bulunmadığı anlaşılmıştır. Esasen adı geçen Yargıtay kararında, hukuki ilişki nitelendirilmemiş, taraflar arasındaki ilişkinin hukuki ihtilaf olduğu vurgulanmıştır. Bu nedenle, taraflar arasındaki sözleşmenin türünün Dairemizce re’sen tespiti yoluna gidilmiştir. Davacı taraf, davalıya ait … plakalı aracın satın alındığını, çeklerin de bu nedenle verildiğini iddia etmiştir. Yani taraflar arasındaki sözleşmenin araç satış sözleşmesi olduğu hususuna dayanmıştır. Dolayısıyla sözleşmenin varlığını ispat yükü davacı üzerindedir. Bu kapsamda dosyaya sunulan, ”otomobil alım satımına ait sözleşme” başlıklı belge incelendiğinde; sözleşme konusunun, davalıya ait … plakalı aracın davacı firmaya satışı olduğu, araç satış bedeli olarak her biri 20.000,00 TL bedelli toplamda 40.000,00 TL bedelli 2 adet çekin davalı tarafa verildiği, sözleşmenin ”alıcı” sıfatıyla davacı tarafından, ”satıcı adına” ibaresiyle işleme aracılık eden iş yeri sahibi…tarafından imzalandığı, … isimli şahsın da sözleşmeyi tanık sıfatıyla imzaladığı görülmüştür. Konuya ilişkin olarak davalı aleyhine dolandırıcılık suçundan yürütülen gerek soruşturma gerekse kovuşturma sırasında dinlenen tanıklar … ortak ve uyumlu beyanlarında, söz konusu aracın davacıya satıldığını, 40.000,00 TL bedelli çeklerin satış bedeli olarak davalıya verildiğini belirtmişlerdir. Ceza Mahkemesi kararı ile anılan Yargıtay kararlarında da, olayın gelişimi bu şekilde kabul edilmiştir.Davalı taraf ise, aracın davacıya kiralandığını savunmuştur. Böylelikle ispat yükünü üzerine almıştır. Ancak taraflar arasındaki sözleşmenin araç kiralama sözleşmesi olduğuna ilişkin davalı tarafın beyanları dışında dosyaya sunulan herhangi bir bilgi, belge ve delil bulunmamaktadır. Bu sebeple, sözleşmenin araç kiralama sözleşmesi olduğu hususu davalı tarafça ispat edilememiş olup, İlk Derece Mahkemesince; taraflar arasında araç satış sözleşmesi yapıldığı, her biri 20.000,00 TL bedelli 2 adet çekin satış bedeli olarak davacı tarafça davalıya verildiği ancak satışın gerçekleşmediği, tahsil edilen çek bedellerinin iadesinin gerektiği yönündeki değerlendirmede bir isabetsizlik bulunmadığı, açıklanan sebeplerle davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/02/2018 tarih ve 2014/435 E., 2018/105 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Davalıdan alınması gerekli 2.732,40 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 683,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.049,30 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA,
3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,
6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE,
6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/04/2021