Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/966 E. 2022/634 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/966
KARAR NO: 2022/634
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/02/2018
NUMARASI: 2017/467 E. – 2018/42 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Müvekkilinin hammadde üreten bir şirket olduğunu dava dışı … şirketine yüklü miktarda hammadde satışı yaptığını, yapmış olduğu satış karşılığında 2 adet toplamda 120.000,00 TL değerinde çek aldığını, çeki müvekkilinin firmasının kestiği faturalara ilişkin olarak müvekkiline müşterisi tarafından ibraz edildiğini müvekkilinin bu iki adet çeki kredi temin etmek amacıyla … BANK Esenyurt şubesine teslim ettiğini fakat … BANK tarafından keşide tarihinde davalı bankaya tahsil amacıyla verilen çeklerin üzerinde müşterek imza olması gerekirken tek imza bulunması sebebi ile davalı banka tarafından karşılıksız işlemi uygulamadan iade ettiğini, söz konusu çeklerin bankaya tevdi edildikleri tarihlerin keşideci … Müşterek imza kararının Türkiye Ticaret Sicil gazetesinde yayınlandığı tarihten daha önce olduğunun ortada olduğunu çeklerin bankaya tevdi edildiği tarihlerde keşideci şirketin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde müşterek imza ile temsil hususunda yayınlanmış bir kararı bulunmamakta olduğunu münferit imza ile temsil edildiği açık olduğunu bu durumda davalı bankanın ilgili çeklere karşılıksız işlemi yapmaması hukuka aykırı olduğunu bu sebeple dava açmış olduğunu ve hukuka aykırı olarak karşılıksız işlemi yapılmadığını çekler hakkında davalı banka tarafından karşılıksız işlemi yapılması yönünde karar verilmesine yargılama ücreti ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle davacının çekleri tahsil için dava dışı … bankasına verilmesi sebebiyle aktif dava ehliyetinin olmadığını ve bu sebeple hukuki yaranın olmadığını esasa ilişkin olarak müvekkili bankanın dava konusu çeklerde keşide tarihi itibariyle ibraz sırasında imza incelemesi dahil gerekli yasal kontrolleri yapmakla yükümlüğü olduğunu Dava konusu çeklerin… bank ibrazı sebebi ile keşideci müvekkil banka müşterisi dava dışı … Şirketinin bankları sisteminde kayıtlı imza sirküleri ve ticaret sicil kayıtlarını incelediklerini, incelemelerinde 03/01/2017 tarihli Ticaret Sicil gazetesi ile B, A grubu imza yetkilisi ile B grubu imza yetkisi 5.000 TL üzerindeki her türlü işlemlerde müştereken atacakları imzaları ile şirketi adı altında temsil ve ilzama yetkili kılındığını bu durumda dava konusu çek bedelleri 60.000,00 TL olduğundan ve iş bu ticaret sicil gazetesinde yapılan ilandan ve çıkartılan yeni imza sirkülerinden sonrası bir tarihe ait keşide tarihi olduğundan Çeklerde Müşterek imza olması gerektiğini ancak dava dilekçesinde de belirtildiği üzere dava konusu edilen çeklerde tek imza bulunduğunu bu sebeple dava dışı keşideci şirketin imza sirkülerinde yer alan temsil kuralları gereğince dava konusu çeklerin arkası karşılıksız yazılmamış olmakla çeklerin karşılıksız yazılmamasında da herhangi bir hukuka veya yasaya aykırılık bulunmadığını çeklerin dava dışı … Bank A.Ş’ye teminata keşide tarihinden önce ya da imza sirküleri değişikliğinden önce verilmiş olması ibraz tarihindeki incelemenin keşide tarihine yapılması gerekliliğini değiştirmeyeceğini kaldı ki çeklerin dava dışı … Banka teminat verildiği hususunu müvekkili bankaya ileri sürülmesini mümkün olmadığını Keşide tarihi itibari ile de keşideci dava dışı firmanın çift imza ile temsil edildiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığını öncelikle davacının hamili olmadığı çekle ilgili olarak talepte bulunamayacağından davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan usulden reddine ayrıca esasa ilişkin beyan ve savunmaları doğrultusuna davanın esastan reddine yargılama gideri ile vekalet ücretlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını savunmuştur. İlk derece mahkemesince; “Bankanın çeki hamilinin hangi tarihte iktisap ettiğini, çekin ileri tarihli bir çek olup olmadığını, ileri tarihli ise iktisap anındaki yetkililerini de inceleme külfeti bulunmamaktadır. Çek görüldüğünde ödenir ve keşide tarihinden önce ibrazı mümkün değildir. O halde davalı bankanın çeke ilişkin olarak eksik keşideci imzası nedeni ile karşılıksız işlemi yapmaması yasaya uygun olmakla tespit talebinin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Bankaca, keşide tarihi itibari ile keşideci firmanın çift imza ile temsil edildiğinden dolayı, çeke karşılıksızdır işlemi yapmamasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin söz konusu çekleri, dava dışı 3. kişi olan …’e vermiş olduğu hammaddelere istinaden, çift imza kararı alınmadan önce teslim aldığını, 2 adet çekin müvekkili firmanın kestiği faturalara ilişkin olarak müvekkiline dava dışı 3. kişi … tarafından ibraz edildiğini, 2 adet çekin kredi temin etmek amacı ile … A.Ş. Esenyurt Şubesine teslim edildiğini, çeklerin teslim tarihinin 12.12.2016 olduğunu, … BANK Esenyurt Şubesi tarafından da keşide tarihlerinde davalı bankaya tahsil amacıyla ibraz edildiğini, fakat çekler üzerinde müşterek imza olması gerekirken, tek imza bulunması sebebi ile davalı banka tarafından karşılıksız işlemi uygulanmadan iade edildiğini, TTK. 795 Maddesi hükmünden de anlaşılacağı üzere çekin ileri tarihli olarak düzenlenmesinin mümkün olduğunu, müvekkilince davaya konu çeklerin iktisap tarihinin ve çeklerin bankaya tevdi edildikleri tarihlerin, keşideci firma …’in müşterek imza kararının Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlandığı tarihten daha önce olduğunun ortada olduğunu, çek tevdi bordrolarının da bulunduğunu, Mahkemece bankanın inceleme yükümlülüğü olmadığı belirtilerek davalarının reddinin uygun olmadığını, her ne kadar bankaca çekin ileri tarihli düzenlenip, düzenlenme tarihinde yetkililerini inceleme külfeti bulunmasa da, işbu davanın açılış sebebi olan çeke karşılıksızdır şerhinin düşülmesine karar verilmesini ve bu sebeple kararın kaldırılmasını talep etmişlerdir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili Bankanın keşide tarihi itibariyle geçerli imza sirkülerine göre işlem yaptığını, dava konusu çeklerin keşide tarihi olan 10.02.2017 ve 28.02.2017 tarihi itibariyle, dava dışı … Ltd. Şti.’nin çift imza ile temsil edildiğini, müvekkili Bankanın çeklerin keşide tarihi itibariyle, geçerli imza sirkülerine göre işlem yapmakla yükümlü olduğundan çeklerin karşılıksız yazılmamasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, bankanın; çekin ileri tarihli olup olmadığını, ileri tarihli ise iktisap anındaki yetkililerini inceleme külfeti bulunmadığını, sorumluluğunun dava konusu çeklerin keşide tarihi itibariyle imza incelemesini yapmak olduğunu, davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Somut olayda takip konusu çeklerde tek imzanın bulunduğu, çeklerde yazılı keşide tarihi itibariyle borçlu şirketin iki temsilcisinin bulunduğu, bu temsilcilerin müşterek imza ile temsile yetkili olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, çeklerin, tek başına borçlu şirketin temsilcisi olduğu dönemde, ileri tarihli olarak keşide edilip edilmediği ve davalı bankanın bunu tespit etme sorumluluğu bulunup bulunmadığına ilişkindir. Çekin ileri tarihli düzenlendiği ancak tarafların müşterek imzasını taşıyan bir belgeyle kanıtlanması halinde kabul edilir (Yargıtay 12. HD’nin 2018/8858 Esas ve 2018/4505 Karar sayılı kararı).Somut olayda; borçlu çekin ileri tarihli düzenlendiğini, çeklerin teslim tarihinin 12.12.2016 olduğunu ileri sürmüş ise de, dayanmış olduğu her zaman düzenlenmesi mümkün olan çek tevdi bordrosu, tek taraflı olup, borçlunun imzasını taşımadığı gibi senet metninden anlaşılamayan bu hususun bankaya karşı ileri sürülmesine olanak bulunmamaktadır. Yukarıda bahsedilen ilişkide, davacı lehtar ile keşideci dava dışı …’in arasındaki ilişkide çeklerin düzenlenmesine kaynaklık eden sözleşmenin tarafları olup, davalıların ise bu ilişkinin dışındaki Banka olup, keşidecinin tek başına borçlu şirket adına çek keşide etme yetkisinin olup olmadığını bilmesinin mümkün olmadığı, Ticaret Sicil gazetesindeki kayda göre işlem yaptığı, çeklerin ileri tarihli düzenlendiğine ilişkin def’inin ancak iç ilişkide sözleşmenin tarafları arasında ileri sürülebileceği dikkate alınarak ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Dosya içeriğine, tarafların iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, ilk derece mahkemesinin dosya içeriği ile çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/02/2018 tarih ve 2017/467 E., 2018/42 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 14/04/2022